Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Sivil Savunma, Afet Yönetimi ve Müdahale Tatbikatı-2024” Gemikonağı’nda yapıldı

Published

on

“Sivil Savunma, Afet Yönetimi ve Müdahale Tatbikatı-2024”, bugün Lefke’de Gemikonağı bölgesinde yapıldı.

Tatbikatı; Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü, 28. Tümen Komutanı Tuğgeneral İlker Ertuğrul, 39. Tümen Komutanı Piyade Tümen Tuğgeneral Sinan Gökoğlan, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca, Polis Genel Müdürü Kasım Kuni, Merkez Kaymakamı Niyazi Öztürk, Güzelyurt Kaymakamı Savaş Orakçıoğlu, Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya, Türkiye Cumhuriyeti Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Başkan Yardımcısı Hamza Taşdelen ve diğer yetkililer ile vatandaşlar izledi.

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı kadrolu personeli ile Halk Örgütü personeli, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Sağlık Bakanlığı, T.C. Jandarma Genel Komutanlığı, T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Sahil Güvenlik Komutanlığı, Havacılık Birlik Komutanlığı, Polis Genel Müdürlüğü, İtfaiye Müdürlüğü, Orman Dairesi Müdürlüğü, Lefke Belediyesi, Çevre Koruma Dairesi, Sosyal Hizmetler Dairesi, Lefke Kaymakamlığı, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu, Kıbrıs Türk Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Şirketi, ALPET, Kolan Hastanesi, Doğal Afet Arama Kurtarma Derneği (DAAK), Kıbrıs Arama Kurtarma Derneği (KARK) ekipleri ile Uluslararası Üniversiteler Arama Kurtarma Konseyi’ne (IUSARC) üye yerel üniversitelerin arama kurtarma kulüp öğrencilerinin katılımı ile icra edilen tatbikatta, 21 kurum ve kuruluştan 345 personel görev aldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tatbikat, Merkez Kaymakamı Niyazi Öztürk ve Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca’nın konuşmaları ile devam etti.

Merkez Kaymakamı Niyazi Öztürk konuşmasında, tatbikatın Lefke ilçesinde afetlere karşı hazır olunması konusunda büyük önem taşıdığını vurguladı.

Öztürk, “Kentimizde yaşanması olası bir afet durumunda, bu gibi tatbikatlar afetlere karşı bilgi ve becerilerimizi hatırlamak ve eksiklerimizi tamamlamak için önem arz etmektedir.” dedi.

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca ise, tatbikatın ülkenin afet ve acil durumlara karşı hazırlık seviyesini ölçmek, paydaş kurumlar arası koordinasyon ve iş birliğini pekiştirerek halkın karşılaşabileceği her türlü olumsuz durumda can ve mal kaybını en aza indirmek maksadıyla düzenlendiğini belirterek sözlerine başladı.

Dünyada ve ülkede afet riskinin her geçen gün arttığına işaret eden Karaca, “Ada’mızın çevresinde bulunan aktif fay hatları, ülkemizin depremselliğini artıran önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır.” dedi ve Sivil Savunma’nın yaşanması muhtemel her türlü afet ve acil duruma karşı kapasitesini daha da güçlendirme gayreti içerisinde olduğunu kaydetti.

6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye’de meydana gelen depreme işaret ederek, “Meydana gelen deprem felaketi bir kez daha göstermiştir ki, dünyadaki en güçlü devletler dahi başlarına gelen büyük ölçekli afetler karşısında çaresiz kalabilmekte ve uluslararası desteğe ihtiyaç duyabilmektedir.” diyen Karaca, “Hayatımızı deprem gerçeği çerçevesinde şekillendirmemiz, bu doğa olayının yıkıcı etkisini en aza indirmekte en etkili yöntemdir.” ifadelerini kullandı.

“Tatbikatımız, ülkemizdeki kurumlarla beraber Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı ekiplerinin yanında Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı ekiplerin, koordineli ve iş birliği içerisinde yürütecekleri çalışmalar bu koordinasyonun bir örneği olacaktır. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından görevlendirilen insansız hava aracı da ekiplerimizin ortak bir şekilde yürüttüğü kurtarma faaliyetlerine havadan görüntüleme ve keşif desteği sunmaktadır. Yaşanan her türlü afette gelişmiş bir teknoloji ürünü olan bu tür hava unsur desteğinin kullanılması, ekiplerimizin daha etkin ve verimli çalışmasına olanak sağlamaktadır. Bugün Sivil Savunma Güzelyurt ile Lefke bölge müdürlüklerimizin koordinesinde ve paydaş kurum/kuruluşlarımızın desteğiyle icra edilecek tatbikatımızla bir kez daha halkımıza, afet ve acil durumlara karşı her zaman hazırlıklı olduğumuzu göstermek bize gurur vermektedir.” diyen Karaca, tatbikatın hazırlık ve uygulama aşamasında görev alan tüm kurumların çalışanlarına teşekkür de etti.

Konuşmaların ardından konuklara tatbikat aşamaları hakkında bilgi verildi ve deprem efektinin verilmesi ile tatbikatın icrası başladı.

-Tatbikat, deprem senaryosu çerçevesinde icra edildi

Merkez üssü Gemikonağı/Lefke bölgesinde, Richter ölçeğine göre 7,6 büyüklüğünde deniz tabanının 4 km. derinliğinde meydana gelen deprem senaryosu çerçevesinde gerçekleştirilen tatbikatta, “tahliye ve enkaza müdahale, akaryakıt yangını, atlama yatağı ile kurtarma, duman dolu odadan kurtarma, sedye ile indirme, kuyu kazasına müdahale, havai hatla kurtarma, tünel ile üst kattan kurtarma, üst kattan itfaiye merdiveni ile kurtarma, trafik kazasına müdahale ve triaj, denize düşen araçtan kurtarma, şüpheli pakete müdahale, altyapı tamir çalışmaları, yola devrilen ağaca müdahale, kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer (KBRN) ajan kirliliğe müdahale, helikopterle düzensiz göçmen kurtarma ile denize düşen yaralının kurtarılması ve deniz kirliliğine müdahale” faaliyetleri icra edildi.

Tatbikat faaliyetlerinin tamamlanmasının ardından, “Sivil Savunma Arama Kurtarma Sergisi” izlendi, mobil üniteler ile çadır kent ziyaret edildi. Burada, toplu fotoğraf çekiminden sonra, AFAD Başkan Yardımcısı Hamza Taşdelen bir konuşma yaptı.

AFAD Başkan Yardımcısı Hamza Taşdelen, Türkiye ile KKTC’nin dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağında yer aldığını ve tarihte birçok kez depremle sınandığını anımsattı.

Türkiye’nin her 10 yılda bir 7’nin üzerindeki depremlerle sarsıldığını belirten Taşdelen, 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden Kıbrıslı voleybol kafilesine ve 50 binin üzerinde insana Allah’tan rahmet diledi, KKTC Sivil Savunma ekiplerine teşekkür etti.

“Deprem acı gerçeğimiz.” diyen Taşdelen, depremle mücadelede iki ülke arasındaki iş birliğini geliştirmek için yürütülen projeler hakkında bilgi de verdi. 2023 yılında dünyada yaşanan afetlerin bilançosuna da değinen Taşdelen, küresel ısınmanın tehlikelerine de işaret etti. Taşdelen, tatbikatta görev alan herkese teşekkürlerini de sundu.

Taşdelen’in konuşmasının ardından ise kurulan mobil mutfakta yemek yendi ve tatbikat sona erdi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Başbakanlık önünde eylem

Published

on

By

Yenierenköy’de meydana gelen otobüs kazasında yaralanan öğrenciler ve aileleri, Başbakanlık önünde “Her İhmal, Bir Can” sloganıyla eylem yaptı.

Eyleme, Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, bazı milletvekilleri, siyasi parti, sendika temsilcileri, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

-Sağır

Eylemde ilk sözü bir trafik kazasında hayatını kaybeden Cemre Yönet’in annesi Gönül Sağır aldı. “Evladını kaybetmenin ne demek olduğunu biliyorum” diyen Sağır, Yenierenköy’deki kazada, öğrencilerin şans eseri kurtulduğunu dile getirdi. Sağır, trafikte her ölen bireyle sevdiklerinin de öldüğünü vurguladı.

-Borak

Dipkarpaz Çevre Koruma ve Sosyal Aktivite Derneği Başkanı Fırat Borak da, “Bugün cenaze başında olabilirdik, illaki başımıza bir şey gelmesi gerekmez” diyerek, yaşanan kazadan ders çıkarılması gerektiğini kaydetti.

“İlkokula giden çocuğum otobüsle okula gitmeyeceğim diyor” şeklinde konuşan Borak, köydeki herkesin psikolojisinin bozulduğunu söyledi. Borak, “Lütfen artık bu sürece el atılsın. Herkes sus, pus daha ne yaşanmasını bekliyorsunuz?” diye sordu.

“Eylem için Lefkoşa’ya gelmek üzere otobüsle yola çıkan öğrencilerin önünün kesildiğini ve gelmelerine izin verilmediğini” ifade eden Borak, “Siyaset yapmak istemiyoruz. Çocuklar üzerinden yapılmaz. Bu çocuklara herkes sahip çıksın” çağrısı yaptı.

-Borak

Erenköy Lisesi öğrencisi Gamze Borak da, kazada otobüsün içinde olduğunu ifade ederek, “Bugün burada, o otobüsün içinde olan bu meydanda yanımda olmayan ama her an kalbimde taşıdığım arkadaşlarım var. Kimi hâlâ yürüyemiyor, kimi hâlâ yataktan kalkamıyor, kimi ise bu acıyı konuşamayacak kadar derin yaşıyor. Onlar bugün aramızda değil belki ama onların sesi de, acısı da, direnişi de bu meydanda. Onların adını tek tek söylemiyorum çünkü bu sadece birkaç kişinin değil, hepimizin yarası” diye konuştu.

Hayatlarının, kazadan önce ve sonra olarak ikiye bölündüğünü dile getiren Borak, “O otobüste sadece camlar kırılmadı. Güvenimiz kırıldı. Umudumuz kırıldı. Devlete olan inancımız paramparça oldu” dedi.

Sahipsiz bırakıldıklarını, kaza anında kimsenin yanlarında olmadığını kaydeden Borak, “Ama saatler sonra kameralar, protokoller, ‘geçmiş olsunlar’ eksik olmadı. Siz o an neredeydiniz?” diye sordu.

Geceleri kabuslar gördüklerini anlatan Gamze Borak, “Biz hala toparlanamadık. Biz hala o otobüsün içindeyiz. Siz hala sessizsiniz. Siz hala bu ülkenin gençlerinin acılarına karşı kayıtsızsınız. Siz hala iki günlük tatille bu travmanın biteceğini sanıyorsunuz. Ama biz unutmuyoruz. Unutturmanıza da izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.

“Hiçbir çocuğun adı bir daha pankartta yazılmasın” diye Başbakanlık önünde olduklarını belirten Borak, Girne-Değirmenlik Dağ Yolundaki kazadan bu yana aynı ihmaller ve sessizliğin devam ettiğini kaydetti.

“Devletin asli görevi bizi korumaktır. Ama bizi korumadı” diyen Borak, “Bugün bizdik. Ama yarın başka bir okul olacak” uyarısında bulundu. Borak, adalet yerini bulana kadar susmayacaklarını vurguladı.

-Dağ

Erenköy Lisesi öğrencisi Narin Dağ da, 16 yaşında ölümle yüz yüze geldiğini dile getirerek, “Umarım olayın üstünü kapatmazsınız. Sizi vicdana davet ediyorum. İnşallah devletimiz en kısa zamanda gereğini yapar” dedi.

-Yıldız

Erenköy Lisesi öğrencisi Berfin Yıldız da, “Kaza günü tek başımızdaydık. Bizim sadece bugün değil kaza günü de önümüz kesildi” diye konuştu.

-Güner

Veli Hamza Güner de, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’na seslenerek, “Biraz vicdanın varsa o koltuğu bırakacaksın” dedi.

-Gökçebel

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Genel Sekreteri Tahir Gökçebel de, ülkeyi yönetenlerin kendi çıkarlarını düşündükleri için her şeyi tükettiğini savunarak, birlik olma çağrısı yaptı.

-Eylem

KTOEÖS Başkanı Selma Eylem de, “Omuz omuza mücadeleyle kokuşmuş düzeni ortadan kaldırabiliriz. Bu düzen çocuklara zarar veriyor. Hep birlikte mücadele vermemiz gerekir” şeklinde konuştu.

-Hamzaoğulları

CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları da, “Biz Karpaz yolunda çok kazalar gördük. Orası uçurumdu” diyerek, kazanın ucuz atlatıldığını dile getirdi.

“Bu çok büyük bir acı, iyi ki ölüm olmadı, iyi ki çocuklarımız burada” diye konuşan Hamzaoğulları, “Otobüsler 70 model… Bireysel olarak bu yükün altından kimse kalkamaz. Toplu taşımacılığa katkı koyamazlarsa bıraksınlar gitsinler” ifadelerini kullandı.

Yenierenköy’de öğrenci taşıyan otobüsün devrilmesi sonucu meydana gelen kazada, biri şoför 28’i öğrenci olmak üzere toplam 29 kişi yaralanmıştı.

(AF/HÖ)

Devamını Oku

Kıbrıs

KTSO Ürdün’ün hellim ithalatına getirdiği yasağı değerlendirdi: “Hellim ticaretini olumsuz etkileyecek”

Published

on

By

Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), Ürdün hükümetinin tüm ülkelerden süt ve süt ürünleri ithalatını durdurma kararının, ülkenin en önemli ihracat kalemlerinden biri olan hellim ticaretini olumsuz etkileyeceğini belirtti.

Sanayi Odası tarafından yapılan açıklamada, Katar ve Lübnan’ın ardından Ürdün’ün de hellim ihracat pazarları arasından çıkmasının, sektörde ciddi bir daralmaya yol açacağı belirtilerek, hükümete üreticilere yeni pazarlar konusunda destek olma çağrısında bulunuldu.

KTSO, bu sürecin yalnızca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik bir yasak olmadığını, Ürdün’ün yerel süt ve süt ürünleri üreticilerini korumak, sektörü sürdürülebilir hale getirmek ve yapısal olarak güçlendirmek amacıyla tüm ülkelere yönelik bir ithalat yasağı kararı aldığını ifade etti.

Açıklamada, Ürdün’ün aldığı bu kararın bir plan çerçevesinde olduğu belirtilirken, kararın aniden uygulanmasının KKTC’li üreticileri mağdur ettiğine dikkat çekildi.

Sanayi Odası açıklamasında, “Ürdünlü ithalatçılarla KKTC’li hellim üreticilerinin en azından mevcut anlaşmalarını tamamlamalarına izin verilseydi, yoldaki ürünler ithalatçılara ulaşabilir, ihracat için yola çıkan tırlarımız Mersin ve Gazimağusa limanlarında kalmazdı. Bu açıdan, Ürdün hükümetinden daha duyarlı bir yaklaşım beklerdik.” ifadelerine yer verildi.

“Ürdün hükümetinin yerel üreticiyi koruma amacıyla aldığı karar takdire şayandır. Sanayi Odası olarak yıllardır savunduğumuz ve hükümetlerimize sürekli olarak anlattığımız konu da budur.” denilen açıklamada, gerekli görüldüğünde ithalata yasak getirilebileceği ve bu tür uygulamaların ilgili sektörleri uzun vadede güçlendirebileceği ifade edildi.

Geçmişte KKTC’de zeytinyağı ithalatına getirilen yasağın zeytin üretimini artırdığı ve modern tesislerin kurulmasına önayak olduğu hatırlatılan açıklamada, Ürdün örneğinin dünya genelinde yerli üretimin korunmasına verilen önemin somut bir göstergesi olduğu belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Erhürman:Kıbrıs Türk halkının değişim iradesi nettir

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının değişim iradesinin net bir şekilde görülebileceğini kaydetti.

CTP’den yapılan açıklamaya göre, katıldığı programda soruları yanıtlayan Erhürman, “Ekim ayından sonra Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi masada olacak.” ifadelerini kullandı.

“Şengen” meselesinin esasen bir vize meselesi olduğunu kaydeden Erhürman, AB ülkelerinin büyük çoğunluğunun da bu sisteme üye olduğunu kaydetti. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Şengen’e üye olma durumuyla ilgili konuşan Erhürman, “Bu, AB açısından yapılması gereken bir iştir, bunu görüyoruz ve anlıyoruz. Ancak esas mesele, Kıbrıslı Türklerin giderek görünmez hale gelmesidir. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ Anayasası’ndan söz ediyorsak, Kıbrıslı Türkler bu Cumhuriyetin kurucu ortaklarından biridir.” dedi.

Bu gelişmelerin, Kıbrıslı Türkler açısından olumsuz sonuçlar doğurma potansiyeli taşıdığını kaydeden Erhürman, şunları söyledi:

“Bizde bu konuyla ilgilenen herhangi bir makam var mı? Bu konudan haberdar dahi olmadıklarından eminim. AB burada bir hata yapmaktadır. Bizim taraftan ses çıkmaması da buranın sanki ‘normal bir yer’ olduğu izlenimini yaratıyor. Bu anlayışla da ‘Şengen’i buraya da getirelim.’ yaklaşımı sergileniyor. Oysa durum böyle değil ve bunu AB’ye anlatmak gerekiyordu zaten. Doğru düzgün bir görüşme bile yok. Bu konuyu anlatacak bir makam da yok. AB’ye yönelik algı da negatif yönde geliştiği için bu tür girişimlerde bulunma refleksi tamamen ortadan kalkmış durumda.”

– “Sarayönü’nden nutuk atarak sesimizi duyuramayız”

“Şengen meselesi bu haliyle geçerse, ‘karma evliliklerden’ doğan yurttaşlarımızın Güney Kıbrıs’a geçişinde sorun yaşanacağı çok açık.” diyen Erhürman, bu nedenle girişimlerde bulunulması gerektiğine işaret etti. Bu girişimleri yapabilecek tek makamın ise Cumhurbaşkanlığı makamı olduğunun altını çizen Erhürman, şöyle konuştu:

“AB ile düzenli temas içerisinde olursanız, bu gelişmelerden haberdar olursunuz. Aksi halde, atı alan Üsküdar’ı geçer. Tehditlerle, bağırarak, Sarayönü’nde konuşmalar yaparak bu halkın sorunlarını çözemezsiniz. Bu halkın sorunları diyalog ve diplomasiyle çözülür.”

Erhürman, “Ekim ayından sonra mülkiyet, karma evlilikler ve kapsamlı çözüm konularında, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi masada olacak.” dedi ve ekimden sonra hızlı bir diplomasi süreci yaşanacağını savundu.

“Sarayönü’nden nutuk atarak sesimizi duyuramayız.” diyen Erhürman, onlarca yıllık müzakerelerden çıkarılması gereken dersler olduğunu belirtti. “Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını yeniden masaya koymamız gerekir.” diye konuşan Erhürman, bunun yolunun diyalog ve diplomasi olduğunu yineledi. Mülkiyet meselesinde de aynı şekilde, Güney’de mal bırakan Kıbrıslı Türklerin olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğine vurgu yapan Erhürman, son dört buçuk yılda dünya ile ilişkilerin koptuğunu ileri sürdü.

– “Çözümsüzlük çözümdür mesajı veriliyor”

Erhürman, “AB ile kurulmuş onlarca ilişki ortadan kalktı. BM ile ilişkiler asgari düzeye indi. Esas mesele, bu ilişkilerin yeniden kurulmasıdır. Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi yeniden gösterilmelidir.” diye konuştu.

Mülkiyet konusuyla ilgili konuşan Erhürman, ortada salt hukuki değil, siyasi bir mesele olduğunu savundu. Önceki yıllarda çözüm iradesinin, Kıbrıs Türk tarafında olduğunu söyleyen Erhürman, “Karşı taraf müzakereden kaçıyorsa, bu taraftaki bireyleri tek tek hedef haline getiremezsiniz diyorduk. Çözümsüzlüğün bedeli halka ödetilemez diyorduk. Şimdi çözüm iradesi yok.” dedi.

İki devletlilik söylemiyle dünyaya “çözümsüzlük çözümdür.” mesajı verildiğini ileri süren Erhürman, Rum lider Nikos Hristodulidis’in açtırdığı davaların ise hukukun bir araç olarak kullanılması olduğunun altını çizdi.

Erhürman, “Bu siyasi bir hamle gerektirir. Çözüm iradesini masaya koyacak ve dersinize çalışacaksınız.” dedi. Bir dönem Cumhurbaşkanlığı’nda düzenli toplanan mülkiyet masası bulunduğuna işaret eden Erhürman, şöyle devam etti:

“Sayın Talat döneminde kayıplar konusunda dava açtık. O güne kadar sadece Kıbrıslı Rumların kaybı olduğu sanılıyordu. Karşı davalara ihtiyaç kalmayacak şekilde çözüm iradesi devam etseydi, bugünlere gelmezdik. 2005’te hangi karşı davalar açılabilir diye makale yazdım. Ne yapmak istediğimizi biliyoruz. Müzakere masası vardı, mülkiyet masası vardı. Şimdi müzakere masası da yok, mülkiyet masası da.” dedi.

– “Planlama yok, yönetim yok”

İstişarenin tek taraflı bir şey olmadığını belirten Erhürman, “Doğru zeminde kurulan iyi ilişkiler ortadan kalktı. Türkiye açısından baktığımızda da özne olma sorunumuz var. Özne olmak, konuna hâkim olmak ve Türkiye Cumhuriyeti ile bu temelde istişare yürütmektir.” dedi ve “Son dört buçuk yıldır ne BM, ne AB, ne de Türkiye nezdinde özne olma durumu var.” ifadelerini kullandı.

Diyalog ve diplomasinin her zaman iyi olduğuna dikkat çeken Erhürman; inşaat, turizm, sanayi, eğitim ve sağlık hizmetlerindeki sıkıntılara değinerek, kılını kıpırdatmayan bir yapı ile karşı karşıya olunduğunu savundu.

“Planlama yok, yönetim yok. Mesele sandıkta çözülür. Sahada gördüğümüz net bir şekilde Kıbrıs Türk halkının değişim iradesidir. Bu değişim iradesiyle bu sorunlar çözülmeye başlanacaktır.” diyen Erhürman, ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin memlekete geri döndürülemez zararlar verdiğini ileri sürdü.

Devamını Oku

Trending

Reklam