Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tarım Bakanlığı bütçesi görüşülüyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 4 milyar 258 milyon, 371 bin TL’lik Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı bütçesini görüşüyor.

-Kürşat: “Bu rakamlar hiçbir yaraya merhem olmaz”

Tarım Bakanı Hüseyin Çavuş ile bakanlık bürokratlarının da hazır bulunduğu bütçe görüşmesinde ilk sözü CTP Milletvekili Fide Kürşat aldı.

Kürşat, Tarım Bakanlığı’nın bütçe hacminde gerileme olduğunu, bunu görmenin kendisini üzdüğünü kaydederek, “Bu rakamlar hiçbir yaraya merhem olmaz. Mevcut bütçeyle tarımsal üretimde daha da içler acısı durumlar yaşanacak, üreticiler sokağa dökülecek” ifadelerini kullandı.

Ülkedeki en önemli sorunlardan birinin de üretim maliyetlerinin artması olduğunu kaydeden Kürşat, Tarım Bakanı’ndan ülkedeki hayvan sayısı, ekilebilen tarımsal arazilerinin kaç dönüm olduğu ve narenciye bahçelerinin durumu konusunda bilgi istedi.

Harnubun da narenciye gibi sökülüp odun olarak kullanıldığını söyleyen Kürşat, bu alanların da imara açıldığını, bunları da üzülerek takip ettiklerini belirtti.

Küresel iklim krizinin etkisinin ülkede de hissedildiğini belirten Kürşat, yıllardır bekleyen Toprak Koruma Yasası’nın Meclis gündemine getirilip getirilmeyeceğini sordu.

Bazı teşvikler gündeme getirilerek kuraklığa dayanıklı ürünlerin, alternatif yem bitkilerinin üretilmesinin gündeme alınması gerektiğini söyleyen Fide Kürşat, “Tarımsal üretimde köklü değişikliğe gidilmesi, üretimin ülke koşullarına göre revize edilmesi gerek” dedi.

Akaryakıtta, “sembolik” bile olamayacak destekler verildiğini kaydeden Kürşat, teşviklerin verimlilik esasına göre revize edilip edilmeyeceğini sordu.

Et konusunda da konuşan CTP Milletvekili Fide Kürşat, “Kasaplık hayvanlar üreticilerin elinde kaldı. Tarım Bakanlığı’nın bu konuda çalışması var mı? Fiyatı düşen sadece kasaplık hayvanların fiyatıdır” dedi.

İthal patates konusuna da değinen Kürşat, “Her şeyi ithal eder olduk. Maydanozu bile…” diye konuştu.

-Barçın

CTP Milletvekili Devrim Barçın, Tarım Bakanlığı bütçesinde yer alan “görev zararlarına” ayrılan kaynağın enflasyonun çok altında kaldığını ifade etti.

Tarım Bakanı Hüseyin Çavuş ise, bugünkü bütçe görüşmesinde bunun artırılmasını talep edeceklerini söyledi.

-Candan: “Hellim ihracatı konusunda hangi aşamadayız?”

CTP Milletvekili Armağan Candan da Tarım Bakanlığı bütçesi üzerine söz alarak, narenciye üreticilerinin sorunlarının ne zaman çözüleceğini sordu, Güzelyurt halkının bunu beklediğini söyledi.

Bölgedeki su fiyatlarında farklılık olduğunu, bunun üreticiler için ciddi bir sorun olduğunu kaydeden Candan, Güzelyurt’taki soğuk hava deposunun inşasına devam edip edilmediğini sordu.

Hellim konusunda da konuşan Armağan Candan, “Hellim ihracatı konusunda hangi aşamadayız? Tarım Bakanlığı bu işin neresinde? Hellimin Güney’e ihracatının başlaması için ne yapılıyor?” diye sordu.

Cumhuriyet Meclisi AB Uyum Komitesi’nin çalışmalarını anımsatan Candan, Tarım ve Sağlık bakanlıklarının da katkısıyla hazırlanan önemli yasaların uygulamasının ne durumda olduğunu sordu.

AB uyum yasalarına dair yeni bir çalışma yapılmadığını da kaydeden Armağan Candan, bu konuda 4 yıldır meclise yasa tasarısı gönderilmediğini söyledi.

-Besim: “Şu an en büyük sorunumuz gıda güvenliği”

CTP Milletvekili Filiz Besim, Güzelyurt ovasının ülkenin en verimli topraklara sahip olduğunu ifade ederek, “Narenciye bahçeleri kuruyor, sökülüyor. Verimli topraklarımızın obur inşaat sektörüne kurban edilmesinden endişe ediyorum” dedi.

Gıda güvenliği konusuna değinen Besim, “Tarım Bakanlığı topraktan çatala kadar denetim konusunda iddialıydı ama şu an en büyük sorunumuz gıda güvenliğidir. Gıda, su, havada sağlıklı girdi yoksa ülkede binlerce doktor, hemşire de olsa hastalıkları kontrol altına alamayız. Tarım Bakanlığı bu konuda sorumluluğunu yerine getirmeli” dedi.

Temel ihtiyaçların bile Güney Kıbrıs’tan alındığını ifade eden Besim, “Üretmiyoruz, üretemiyoruz. Narenciye bitmiş durumda. Nar üretimi çıkmazda. Girdi maliyetleri çok yüksek. Bunlara konsantre olamıyor, çözüm üretemiyorsanız o koltukta oturmamalısınız” diye konuştu.

Hellim konusuna da değinen Besim, “Biz de hellimi istenilen kaliteye getirmek zorundayız. Hellim ihracatı da çıkış noktamızdır” şeklinde konuştu.

Mavi Dil hastalığı ilgili de konuşan Filiz Besim, “Bu konu saklandı, gizlendi sonra da patladı” dedi.

-Tarım Bakanı’ndan Mavi Dil’le ilgili açıklama

Tarım Bakanı Çavuş, Besim’e Mavi Dil’le ilgili bilgi vererek,  “Bu hastalığın yayılması durmuş durumda” dedi.

Sinekle bulaşan hastalığın yayılmasında iklim değişikliğinin de etkili olduğunu kaydeden Tarım Bakanı Çavuş, “Mavi Dil’le ilk kez karşılaşmadık” diyerek, hastalığın uzun yıllardan beridir, belirli dönemlerde görüldüğünü söyledi.  

 

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Haspolat’a 12.00-15.00 arası elektrik verilemeyecek

Published

on

By

Haspolat Kirli Sanayi Bölgesi’nin kuzey kısmı ve yeni cezaevinin batı kısmı arasında kalan bölgeleye bugün 12.00-15.00 saatleri arası elektrik verilemeyecek.

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’ndan verilen bilgiye göre, kesintinin orta gerilim elektrik şebekesinde yürütülecek yük aktarma çalışması nedeniyle yapılacağı belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Yunus Emre Enstitüsü ve AÖA arasında iş birliği protokolü imzalandı

Published

on

By

Yunus Emre Enstitüsü ve Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) arasında iş birliği protokolü imzalandı.

Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy ile Atatürk Öğretmen Akademisi Başkanı ve Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Güner Konedralı imza koydu.

Türk Dil Kurumunun Bilkent Yerleşkesinde gerçekleşen imza töreninde, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi Müdürü Murad Aktuğ ile Yunus Emre Enstitüsü Eğitim Dairesi Başkanı ve Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Emrah Boylu da yer aldı.

İmzalanan protokolle eğitim, kültür ve dil alanlarında karşılıklı iş birliğinin güçlendirilmesi hedefleniyor.

İmza töreninin ardından protokol heyeti, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert’i makamında ziyaret etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Merkezi’nde ve Türkevi’nde basın toplantısı düzenledi:“New York’ta altı yeni iş birliği önerisi sunduk, dört girişim için çalışmalara başlayacağız”

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) ev sahipliğinde New York’ta gerçekleşen Kıbrıs konulu genişletilmiş 5+1 formatlı gayriresmi toplantının tamamlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Merkezi’nde ve Türkevi’nde basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Tatar basın toplantısında yaptığı konuşmada, toplantının düzenlenmesinden dolayı BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e; Kıbrıslı Rum mevkidaşım Sayın Nikos Christodoulides’e; garantör ülkeleri temsilen, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a, Yunanistan Dışişleri Bakanı Sayın Giorgos Gerapetritis’e ve üçüncü garantör ülke olarak Birleşik Krallık Avrupa Devlet Bakanı Stephen Doughty’ye katılımlarından dolayı teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Tatar ayrıca, BM Genel Sekreteri’nin kişisel temsilcisi Maria Angela Holguin’e de teşekkürlerini sundu.

Cumhurbaşkanı Tatar, New York’a yalnızca Mart ayında Cenevre’de BM Genel Sekreteri huzurunda üzerinde mutabık kalınan girişimlerde ilerleme sağlamak için değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk Halkı ve Kıbrıs Rum halkı arasında işbirliği kültürünün yaratılmasına ve güven inşasına katkı sağlayacak yeni girişimler de sunmak amacıyla olumlu, yapıcı ve ileriye dönük bir gündemle geldiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra gayrı resmi formatta gerçekleşen üçüncü toplantıya katıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Mart ayında üzerinde mutabık kalınan ve BMGS Guterres tarafından basın toplantısında ‘yeni bir atmosfer’ olarak nitelendirilen 6 girişimde ilerleme sağlama konusundaki tam bağlılığımı her zaman koruduğumu belirtmek isterim” dedi.

Bugün yapılan genel oturumda ve ikili görüşmelerinde, Cenevre sonrası adada yaşanan talihsiz olaylar zinciri nedeniyle derin hayal kırıklığını dile getirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, yeni atmosferin, iki halkın yararına olacak 6 girişimin tamamında somut sonuçlara ulaşılmasının sağlanmasını umduğunu, Rum tarafının da bu yeni atmosferi korumak için elinden geleni yapacağına ve atmosferin korunmasının, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum halkları arasında güven inşa etme amaçlı 6 girişimdeki çalışmalara katkı sağlayıp kolaylaştıracağına inandığına işaret etti

Rum yönetiminin, Cenevre toplantısı sonrasında, KKTC’deki mallarla ilgili olarak mülkiyet temelli cezai takiplerinin arttığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Rum tarafının bu eylemleri, iki halk arasındaki ilişkilere zarar vermekte ve ekonomimize darbe vurmayı hedeflemektedir. Bir yandan biz güven oluşturup, halklar arası temas ve etkileşimi geliştirmeye çalışırken, Rum yönetiminin bu eylemleri Kıbrıslı Türkler arasında endişe, baskı ve artan tehdit altında hissetmesine neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.

Kıbrıslı Türklerin, Güney Kıbrıs’a geçtiklerinde veya yurtdışına seyahat ettiklerinde tutuklanma veya gözaltına alınma korkusu yaşadığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Rumların taşınmaz mal başvurusu yapabileceği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da onaylanan Taşınmaz Mal Komisyonu gibi etkin bir iç hukuki çözüm yolu mevcutken, bu durumdan kaçınıldığını aktardı.

“KKTC Cumhurbaşkanı olarak halkımı korumak görevimdir. Ayrıca adamızın sürdürülebilir geleceği için çalışmayı da görev bilmekteyim, bu yüzden bugüne kadar itidal gösterdim ve karşılık verici adımlar atmadım” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum yönetiminin mülkiyetle ilgili girişimlerinin, Rum toplumunda da Kıbrıs Türkü’ne yönelik kızgınlık duygularını körüklediğini, Rum tarafından yapılan resmî açıklamalara bakılınca bu durumun, asıl amaç olduğuna dair işaretler olmasının ise daha da kaygı verici olduğunu vurguladı.

“Bu olumsuz duygular, bizi birbirimizden ve güven inşa etmekten uzaklaştırma tehdidi taşımaktadır. Bu nedenle, bu olaylar daha geç olmadan sona ermelidir” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Üzücüdür ki, Rum yönetimi ayrıca yabancı üst düzey yetkililerin Kıbrıs Türk Tarafı ile temas kurmasını engellemeyi amaçlayan sistematik bir kampanyasını doruk noktasına çıkarmıştır. Halkımı izole etme ve yıldırma politikası, yeni atmosferde girişimlerde ilerleme hedefimize hizmet etmemekte; adada iki toplum arasında olumlu bir ortam oluşmasına izin vermemekte ve Türk ile Rum toplumlarını birbirinden daha da uzaklaştırmaktadır. Bugünkü genel oturumda da ifade ettiğim gibi, eşitlikten ne kadar az korkarsak, işbirliği kültürünün ve böylelikle Kıbrıs adasının sürdürülebilir geleceğinin inşasına o kadar yaklaşırız”.

Kıbrıs’ta son 51 yıldır Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların iradesini yansıtan iki devlet ve iki demokrasinin bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, yeni ve resmi müzakere sürecinin iki tarafın doğuştan gelen egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü haklarının yeniden teyit edilmesiyle başlatılabileceğini ve her iki tarafa da eşit, adil ve onurlu şekilde muamele edilmesi gerektiğini ifade etti.

“Rum tarafının halkımı izole etme politikasına rağmen, sağduyu ve aklın galip geleceği ümidiyle olumlu bir yaklaşım sergiledik” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Mart ayında Cenevre’de yapılan gayriresmî Kıbrıs toplantısı sonrasında bazı ilerlemelerin kaydedildiğini ve Gençlik Teknik Komitesinin kurulduğunu söyledi.

Kültürel Miras Teknik Komitesi tarafından kararlaştırılan mezarlıkların restorasyon çalışmalarının sorunsuz devam ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Çevre Teknik Komitesi’nin, iklim değişikliğinin olası etkileri üzerinde çalışmaya başladığını kaydetti.

Kıbrıs Türk Tarafının mayın temizleme konusunda tutumunun net olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Mayınsız Bir Kıbrıs için kararlıyım! Tek bir şüphe veya bahane olmaksızın! Özellikle bu hedefi insanlığa, mayınsız dünya idealine katkı olarak çok değerli buluyorum” diye konuştu.

Ara Bölgede güneş enerji santrali kurulması girişiminin, ortak yarar ve çevresel işbirliği açısından umut vaat ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, ancak, Rum tarafının üretilen elektriğin doğrudan kontrolü ve yalnızca kendi şebekelerine aktarılmasında ısrar etmesi sebebiyle ilerleme kaydedilemediğini, adil olanın her iki tarafın doğrudan ve mutabakatla belirlenecek enerji paylarını almasını öngören daha dengeli bir düzenlemenin olduğunu vurguladı.

Yeni sınır kapısı konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Türk ve Rum halkının günlük yaşantısında hemen etkili olabilecek en potansiyelli altı girişimden biri olan 4 yeni sınır kapısı açılması girişiminin hayata geçirilemediğine dikkat çekti.

Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis’in, iki yeni geçiş noktası önereceğine dair sözünü tutmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Her iki tarafa fayda sağlayacak, Metehan’daki trafik yoğunluğunu çözecek ve iki toplum arasında ekonomik ve sosyal etkileşimi teşvik edecek şekilde, Lefkoşa’nın doğusundaki Haspolat ve Akıncılar’da araçlı sınır kapısı açılmasına dair somut teklifimi yinelemek istiyorum. Rum lider, geçiş noktası olmayan “güneyden-güneye” koridorlar konusunda katı tutumunu sürdürmektedir. Bu konulardaki yaklaşımım, yalnızca kendi halkıma değil, Rum toplumuna, adamıza ve bölgemize karşı da bir sorumluluk duygusuyla şekillenmektedir” dedi.

6 yeni girişim önerisini sunduğunun aktaran Cumhurbaşkanı Tatar bu önerileri şu şekilde sıraladı:

1) Kıbrıs adasının sismik haritalanması, çünkü deprem hazırlığı her iki taraf için de temel bir konu haline gelmiştir ve bunun başlıca gerekliliği sismik haritalamadır.

2) Mikroplastikleri temizleme ve haritalama girişimi, ayrıca mikroplastiklerin insan sağlığına, çevreye ve genel yaşama yönelik potansiyel riskleriyle mücadelede bütüncül ve stratejik bir yaklaşım benimsenmesi.

3) Kültürel miras alanları, anıtlar ve kayıp kişilerin tam olarak restore edilebilmesi için iki liderin ortaklaşa bağış toplama çalışması

4) Hava kalitesi izleme girişimi

5) Adanın tatlı su kaynaklarının ortak yönetimi

6) Her yaştan insanı tehdit eden uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelede işbirliği

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının devamında, BM Genel Sekreteri’nin kısa bir süre önceki basın toplantısında da belirttiği üzere, bir sonraki toplantıya kadar çalışmak üzere; Sivil Toplum için Danışma Organı, Kültürel Eserlerin Değişimi, Hava Kalitesi İzleme Girişimi ve Mikroplastik Toplantısı üzerinde anlaştıklarını kaydetti.

Daha önce görüşülen 6 maddenin 4 tanesinde ilerlemeler sağlandığını ancak Rum Yönetimi Liderinin tutumundan 4 sınır kapısının açılmasına yönelik ilerleme sağlanamadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Kiracıköy’de Rum halkının geçiş sürecini kısaltacak diye sorunu çözmek için koridor meselesini bile gündeme aldık ancak yol ara bölgeden geçiyor. Ara bölgeden yolun geçmesi uygun değil. 5 kilometrelik yola 5 kilometre daha ekleyelim ona göre kapı açılsın dedik. Ara bölgede ısrar ediyorlar, oradan geçilmesini kabul etmiyoruz. Daha sonra Kiracıköy’den vazgeçti, Erenköy’den geçiş istedi. Sonuç alamadık. Genel Sekreter, Holguin’e görev verdi, konu tartışılacak.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Tatar, soru üzerine Eylül ayında gerçekleşecek BM Genel Kurul toplantısında Kıbrıslı liderlerin üçlü görüşme gerçekleştireceğini, garantör devletler ve BM’nin de katılacağı 5’li görüşmenin ise, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından gerçekleşeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra 2021 yılında Cenevre’de 5+1 toplantıda federal çözüm yerine iki devletli yeni çözüm siyasetini gündeme getirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, aynı pozisyonda olunduğunu, Türkiye’nin desteklediğini ve Mart ayında pozisyonun tekrar edildiğini söyledi.

Defalarca denenen federal temelde bir çözüme varılamadığını Annan Planı ve Crans Montana yaşananlardan sonra artık yeni bir sürece girildiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün onaylanmasının önemine vurgu yaptı.

Kıbrıs’ta enerjini akaryakıtla elde edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle konuştu:

“Bütün dünya artık değiştiriyor. Karbondioksit sağlığını önlemek için alternatiflere kayıyorlar. Kıbrıs’ta en fazla zengin olduğumuz konu güneş, onun için geliniz bir an evvel siyaseti bırakınız. Türkiye’ye 60 km uzaklıkta suyu getirdik, enterconnecte sistemle Türkiye üzerinden kablo ile bağlanalım ve bu enerji meselesini kökten çözelim. Bu meseleyi bu şekilde çözdüğümüzde istediğimiz kadar güneşten enerji üretebilir ve sisteme satabiliriz. çok büyük imkanlar vardır buna benzer başka şeyler de vardır. İşte doğal gaz ve ada etrafındaki zenginliklerin araştırılması, ancak ‘bizim altımızda bir cemaat olabilirsin’ şeklinde bugün dahi onların bu şekil tavrını gördüm. Uyuşturucu meselesinde iki halkın gençliği etkileniyor. Egemen ve otorite kendisinin olduğunu iddia ederek polisimizle muhatap olmak ve işbirliği yapmak istemiyor.
Dünya yavaş yavaş neyin ne olduğunu anlıyor”

Kıbrıs Türkü’nün kendi devletinin bulunduğunu özgür ve bağımsız bir şekilde yaşanıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, iki devlet arasındaki işbirliğinin geliştirilebileceğini ancak bir antlaşma olsun diye egemenlikten taviz verilemeyeceğini çünkü geri dönüşünün olmadığını kaydetti.

Devamını Oku

Trending

Reklam