Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan, Şam’da Suriye’nin yeni lideri Eş-Şera ile görüştü

Published

on

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Türk halkı, Türk devleti ve Cumhurbaşkanımız Sayın (Recep Tayyip) Erdoğan (Suriye) sizlerin her zaman yanında olacaktır.” dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile Şam’da bir araya geldi

Fidan, Suriye’nin başkenti Şam’da Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Suriye’nin en zor ve karanlık döneminin geride kaldığını ve daha güzel günlerin yaşanacağını belirten Fidan, Suriye’nin bütün etnik, dini ve mezhep gruplarının daha mutlu ve huzurlu olacağını, ülkenin geleceğini Suriyelilerin belirleyeceğini ifade etti.

Fidan, Suriye’nin güvenli, özgür ve müreffeh bir ülkeye dönüşmesinin Suriye halkı sayesinde mümkün olduğunu kaydederek, “Bugün Şam’dayım, çünkü en dar günlerinizde olduğu gibi, bugün de sizleri yalnız bırakmayacağız. Türk halkı, Türk devleti ve Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan sizlerin her zaman yanında olacaktır.” diye konuştu.

Suriye’deki yeni yönetimin sözlerini hayata geçirebilmesi için fırsata ve imkana ihtiyacı olduğuna işaret eden Fidan, “Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması, Suriye’nin normalleşmesi ve ülkede güvenliğin sağlanması bakımından son derece mühimdir.” dedi.

Fidan, Suriye’nin yeniden inşası için de gerekli hazırlıklara bir an önce başlanması gerektiğini vurgulayarak, “Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine gönüllü ve güvenli dönüşünü mümkün kılacak ortamın yaratılması ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Bu bakımdan, uluslararası toplum, yeni yönetime güçlü bir destek sağlamalıdır.” ifadelerini kullandı.

– “PKK/YPG’ye Suriye’de kesinlikle yer yok”

Bugünkü ziyaretin diğer ülkelerden de üst düzey temasları teşvik edeceğini ümit ettiğini söyleyen Fidan, şunları kaydetti:

“Başta Arap ülkeleri olmak üzere, tüm uluslararası toplum Suriye’deki yeni yönetimle angaje olmalıdır. Zaman, ‘bekle ve gör’, dönemi değildir. Bir an önce harekete geçmeliyiz. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliği konusunda hiçbir tereddüt yoktur, asla da olamaz. Bugünkü görüşmemizde bu husustaki ortak irademizi teyit ettik. Bu vesileyle PKK/YPG’ye Suriye’de kesinlikle yer olmadığını bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu terör örgütü, Suriye halkının topraklarını işgal etmekte ve doğal kaynaklarını çalmaktadır. Bugünkü toplantımızda, Suriye halkının PKK/YPG’yle mücadele konusunda ne denli kararlı olduğunu bir kez daha gördüm. PKK/YPG, bir an önce kendisini feshetmelidir.”

– “İsrail’in Suriye topraklarına gasbetmesine müsamaha gösterilemez”

Fidan, İsrail’in Suriye topraklarını işgaline ilişkin, “İsrail’in, mevcut ortamdan faydalanarak Suriye’nin topraklarını gasbetmesine de kesinlikle müsamaha gösterilemez. İsrail, Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeli, bölgesel güvenliği daha fazla riske atmamalıdır. Uluslararası toplum, İsrail’in hukuksuz eylemlerine karşı somut bir tepki ortaya koymalıdır.” ifadelerini kullandı. Şera ile yaptıkları görüşmede geçiş döneminin düzenli şekilde tamamlanmasının ve Suriye’de istikrarın tesis edilmesinin önemine değindiklerini aktaran Fidan, bunun için öncelikle ülkede güvenliğin tesisi edilmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması ve azınlıkların korunması gerektiğini dile getirdi.

Altyapının ayağa kaldırılması gerektiğine işaret eden Fidan, bugünkü görüşmelerde yeni yönetimde bu konuda güçlü bir irade, vizyon ve çalışma azmi gördüğünü söyledi.

Fidan, bu irade ve azmin uluslararası topluluk tarafından da desteklenmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Biz Türkiye olarak hem uluslararası diplomatik alanda hem de kalkınma örgütlerimizle, şirketlerimizle Suriye’nin yeniden ayağa kalkması ve halkının geri dönmesi için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera: Dost ülke Türkiye, devrimin başından beri Suriye halkının yanında durdu

– Ahmed eş-Şera, “Dost ülke Türkiye, devrimin başından beri Suriye halkının yanında durdu.”

Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, “Dost ülke Türkiye, devrimin başından beri Suriye halkının yanında durdu.” dedi.

Şera, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmet eş-Şera, yabancı bir devlet adamıyla düzenlediği ilk ortak basın toplantısında, Suriye’de yeni bir dönemin başlangıcında Bakan Fidan’ı memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.

Şera, “Dışişleri Bakanı Fidan ile Suriye’nin geleceğini görüştük. Sayın Bakan’la Suriye’nin geleceğine dair zorlukları ve konuları etraflıca konuştuk. Suriye’nin gelecekte nasıl olacağını görüştük.” dedi.

Komşu ülkelerin çoğunun kendilerine olan olumlu yaklaşımlarını ele aldıklarını ifade eden Şera, “Gelecekte hükümetin güçlü olmasını konuştuk. Özellikle de Savunma Bakanlığının önemi ve silahların sadece devletin kontrolünde kalmasını ele aldık. Devlet dışında herhangi bir grubun elinde silahın olamaması gerekir.” dedi.

Şera, Türkiye ve Suriye arasındaki stratejik ilişkilerin ilerleyen günlerde nasıl gelişeceğini de ele aldıklarını bildirerek, iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve toplumsal stratejik ilişkilerin altını çizdi.

Bakan Fidan’ın, Suriye’nin yeniden kalkınması için Türkiye’nin yardım etmeye hazır olduğunu belirttiğini aktaran Şera, “Dost ülke Türkiye, devrimin başından beri Suriye halkının yanında durdu. Suriye de bunu unutmayacak ve iki ülke arasında stratejik ilişkiler kurulacak.” dedi.

Suriye’deki yeni yönetimin lideri Şera, “Gerek bizim kontrolümüzdeki gerek PKK/YPG’nin kontrolündeki bölgelerde, hiçbir grubun elinde silah bulunmasını kabul etmemiz mümkün değil.” açıklamasında bulundu.

Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, Suriye halkının tüm kesimleriyle kendilerine kucak açtığını vurgulayarak “Biz mezhepleri ve azınlıkları korumaya çalışıyoruz.” dedi.

Yeni yönetimin lideri Şera, “Önemli olan büyük ülkelerin Suriye’deki genel ilkeler üzerinde anlaşmasıdır. Bu ilkelerin başında ise Suriye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü, güvenlik istikrarı gelmektedir. Daha sonra ise Suriye’nin yeniden kalkınması için ekonomik ve sosyal sorunların çözülmesidir.” dedi.

– “Devlet aklı, devrim aklından farklı olacak”

Son çatışmalar öncesinde, Suriye’deki birçok grupla, rejime karşı düzenlenen askeri operasyonların bitmesinin ardından Savunma Bakanlığının kurulması ve tek bir yönetim altında toplanılması konusunda uzlaştıklarını aktaran Şera, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla çatışmalara henüz başlamadan önce çoğu gruplar bu konuda mutabıktı. Daha sonra da diğer gruplarla iletişime geçtik ve hepsi de katılmaya hazır olduğunu belirtti. Devlet aklı, devrim aklından farklı olacak, devrim sırasında farklı gruplar olabiliyordu ancak devlette bu olamaz. Gelecek günlerde Savunma Bakanlığı ilan edilecek ve Suriye’nin gelecekteki ordusunu kurmak üzere üst düzey askeri yetkililerden bir komite oluşturulacak. Daha sonra ise gruplar kendilerini feshedecekler.”

– “Suriye herkesin vatanıdır ve her birlikte yaşayabiliriz”

Suriye halkının bütün kesimleri tarafından memnuniyetle karşılandıklarını dile getiren Şera, Suriye halkı arasında birtakım gerilimlere yol açmaması veya dış odaklarca malzeme edilmemesi için halkın tüm kesimlerinin eşitliği için çalışacaklarını söyledi.

Suriye halkının tüm kesimleriyle güçlü bağlar kurduklarını dile getiren Şera, “Suriye herkesin vatanıdır ve hep birlikte yaşayabiliriz. Suriye halkının tüm kesimleri bize kucak açtı. Biz mezhepleri ve azınlıkları korumaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Friedrich Merz, Almanya’nın yeni başbakanı oldu

Published

on

By

Almanya’da Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisinin Genel Başbakanı Friedrich Merz, Federal Meclis’te ikinci tur oylamada başbakan seçildi.

Federal Meclis Başkanı Julia Klöckner başkanlığında toplanan genel kurulda yapılan gizli oylamada Merz, ikinci tur oylamaya katılan 618 milletvekilinden 325’inin oyunu aldı.

Oylamada 289 milletvekili “hayır” oyu kullanılırken, 1 milletvekili çekimser kaldı, 3 oy da geçersiz sayıldı.

Merz, ​​​​​​​böylece İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Almanya’nın 10. Başbakanı oldu.

Merz, bugün ilk tur oylamada 310 milletvekilinin desteğini alsa da başbakan seçilmesi için gereken 316 oya ulaşmamıştı.

Merz’in eşi Charlotte Merz ile kızları Constanze ve Carola oylamayı tribünden izledi. Eski Başkan Angela Merkel ilk tur oylamada tribünde yer alırken, ikinci tura gelmedi.

Federal Meclis’te başbakan seçilen Merz, Bellevue Sarayı’na giderek Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’den atama belgesini alacak ve tekrar Federal Meclis’e dönerek yemin edecek.

Merz, mecliste yemin ettikten sonra kabinen yeni üyeleriyle Bellevue Sarayı’na gidecek. Yeni bakanlar burada Cumhurbaşkanı Steinmeier’den atama belgelerini alacak. Daha sonra meclise dönecek olan bakanlar burada yemin ettikten sonra resmen göreve başlayacak.

Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD), 23 Şubat’ta düzenlenen erken genel seçimden 45 gün sonra 9 Nisan’da hükümeti kurmak için koalisyon protokolü üzerinde anlaşmıştı.

Ardından CDU, CSU ve SPD ilgili kurullarda koalisyon protokolüne onay verdikten sonra dün koalisyon protokolü söz konusu partilerin lideri tarafından imzalanmıştı.

23 Şubat’ta yapılan erken genel seçimden sonra hükümeti kurmak için anlaşan CDU/CSU partileri ve SPD’nin mecliste toplam 328 sandalyesi bulunuyor.

Devamını Oku

Dünya

Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda, Gazze’deki son gelişmelerin görüşülmesi talebi reddedildi

Published

on

By

Avrupa Parlamentosunda (AP) yer alan Sol Grup Milletvekili Per Clausen, Strazburg kentinde devam eden oturumlarda Gazze’ye yardım götüren gemiye yönelik saldırılar ile İsrail’in saldırılarını genişletme planına ilişkin oturum yapılması taleplerinin oy çokluğuyla reddedildiğini bildirdi.

Clausen, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Gazze kan ağlıyor. İsrail, tüm Gazze’yi işgal etmekle tehdit ediyor. Yardım taşıyan gemiler saldırıya uğruyor ancak bu durum AP’yi etkilemiyor.” ifadelerine yer verdi.

Clausen, Sol Grup’un Özgürlük Filosu Koalisyonu’na ait “Conscience” gemisinin Gazze’ye insani yardım ulaştırmak üzere yola çıktıktan sonra Malta açıklarında insansız hava araçlarının (İHA) saldırısına uğraması, Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakının ise İsrail’in Gazze Şeridi’ne geniş çaplı saldırılar başlatma planı hakkında oturum yapılmasını önerdiğini aktardı.

Bu iki önerinin aşırı sağcı, Avrupa Muhafazakarları ve Reformistleri (ECR) ve liberal Avrupa’yı Yenile (Renew Europe) gruplarından oluşan çoğunluk tarafından reddedildiğini belirten Clausen, “ECR, İsrail’in Gazze’yi işgal tehditlerini 14 gün içinde tartışabileceğimizi, bu genel kurul oturumunda bunu tartışmak için zamanımız olmadığını düşünüyordu. Uluslararası hukuka ve insan haklarına saygı buraya kadarmış.” sözleriyle tepki gösterdi.

Fransa’nın Strazburg kentinde dün başlayan AP Genel Kurulu, 8 Mayıs’a kadar devam edecek. Genel Kurul kapsamında yapılan oturumlarda yalnızca Avrupa Birliği’ni (AB) doğrudan ilgilendiren başlıklara değil aynı zamanda küresel gelişmelere ilişkin tartışmalara da yer veriliyor.

– Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun Malta açıklarındaki “Conscience” gemisine İHA saldırısı

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını sona erdirmek için dünyanın farklı yerlerinden kampanya ve inisiyatiflerin bir araya gelmesiyle oluşturulan ve olası tehlikelere karşı gizli tutulan Özgürlük Filosu Koalisyonu (Freedom Flotilla Coalition-FFC) yardım gemisi, 2 Mayıs’ta yerel saatle 00.23’te insansız hava araçlarının saldırısına uğramıştı.

Koalisyonun yardım gemisine yapılan saldırıda geminin gövdesinde gedik açılmış, pruvasında yangın çıkmıştı.

– Gazze’de işgali genişleten plan

İsrail güvenlik kabinesi, Gazze’ye yönelik saldırıların genişletilmesi planını kabul etmişti. Söz konusu plan, Gazze’de daha fazla bölgenin işgal edilmesini ve “tampon bölgelerin” genişletilmesini içeriyor.

Ayrıca İsrail ordusunun işgal ettiği bölgelerden geri çekilmemesi ve Filistinlilerin zorla Gazze’nin güneyine göç ettirilmesi de yer alıyor.

Planın kabul edilmesi sonrası yerel basına konuşan İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Gazze’yi kalıcı olarak işgal edeceklerini söylemişti.

Devamını Oku

Dünya

AB, Rusya’dan gaz almayı sonlandıracak

Published

on

By

Avrupa Birliği (AB), 2027 sonuna kadar Rusya’dan doğal gaz ithalatını tamamen bitirmeye hazırlanıyor.

AB Komisyonu, Rusya’dan enerji ithalatının aşamalı olarak sonlandırılmasına yönelik hazırlandığı yol haritasını yayımladı.

Buna göre, AB, Rusya’dan doğal gaz ve petrol ithalatını durduracak.

Rus nükleer enerjisi de aşamalı olarak sonlandırılacak. Böylece, Rus enerjisine olan bağımlılığı sona erecek.​​​​​​​ AB, güvenli biçimde enerji tedarikini sağlayacak önlemler alacak.

Komisyon, Rus enerji ithalatının aşamalı ve koordineli bir şekilde sonlandırılmasını sağlamak için üye ülkelerle birlikte çalışacak. Üye ülkeler, bu yılın sonuna kadar Rus gazı, nükleer enerjisi ve petrol ithalatını aşamalı olarak bitirmeye yönelik ulusal planlar hazırlayacak.

AB pazarlarında Rus gazının şeffaflığı, takibi ve izlenebilirliği iyileştirilecek.

Rus gaz tedarikçileriyle boru hattı ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedariki ile ilgili yeni sözleşmeler engellenecek. Mevcut tüm spot piyasa anlaşmaları 2025 yılı bitiminde sonlandırılacak. Böylece Rusya’nın AB’ye gaz gönderimi daha da azaltılacak.

AB Komisyonu, 2027 yılı sonuna kadar kalan tüm Rus gazı ithalatını durdurmaya yönelik yasa teklifi sunacak.

Rusya’nın AB’nin petrol yaptırımlarını aşmak ve belirlenen fiyat sınırının üzerinde satış yapmak için kurduğu gölge filosuna karşı yeni tedbirler alınacak.

Rusya’dan zenginleştirilmiş uranyum ithalatına yönelik önlemler ile Euratom Tedarik Ajansı tarafından Rusya’dan sağlanan uranyum, zenginleştirilmiş uranyum ve diğer nükleer malzemelere yönelik tedarik sözleşmeleri kısıtlamaları içeren düzenleme teklifi gelecek ay açıklanacak.

AB’nin tıbbi radyoizotop tedarikini güvence altına almak için bir Avrupa Radyoizotop Vadisi Girişimi kurulacak.

AB, 2021 yılında gazının yüzde 45’ini Rusya’dan tedarik ediyordu. AB’nin Rusya’dan gaz tedarik oranı geçen yıl yüzde 19’a geriledi.

AB’nin petrol ithalatında Rusya’nın payı da 2022 yılında yüzde 27 seviyesindeyken son dönemde yüzde 3’e kadar geriledi.

Öte yandan, Rus kömürünün AB’ye ithalatı tamamen yasaklandı. AB ülkelerinde Rus tasarımlı nükleer reaktörleri işletenler alternatif tedarikçilerle nükleer yakıt için sözleşmeler imzaladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam