Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Kıb-Tek uyardı:Kuruma 675 TL üzeri borcu olanların elektriği yarın kesilecek

Published

on

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na (Kıb-Tek) 675 TL üzeri borcu olan tüketicilerin elektriği yarın kesilecek.

Kıb-Tek’ten yapılan açıklamada, aralık ve öncesi döneme ait elektrik faturasını ödemeyen, kuruma 675 TL üzeri borcu olan tüketicilerle, Kıb-Tek’le imzalanan sözleşmeler ve taksitlendirilmiş hesaplar uyarınca ödeme geriliği bulunan özel ve tüzel abonelerin elektriğinin yarın kesileceği bildirildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Yüksek Öğretim İstişare Kurulu toplantısında, yüksek öğretimdeki sorunlar masaya yatırıldı

Published

on

By

 Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu başkanlığında toplanan Yüksek Öğretim İstişare Kurulu toplantısında, yüksek öğretimdeki sorunlar masaya yatırıldı.

Bakanlıktan verilen bilgiye göre, Çavuşoğlu, Yüksek Öğretim İstişare Kurulu toplantısına başkanlık etti. Bakanlıkta gerçekleşen toplantıya Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) Başkanı Prof. Dr. Aykut Hocanın ve YÖDAK üyeleri, Kıbrıs Üniversiteler Birliği başkanı Prof. Dr. Asım Vehbi ile KKTC’deki üniversitelerin rektörleri, tüm bakanlıklardan temsilciler, PGM Muhaceret Müdürü Başmüfettiş Fevzi Öztümen, Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim ve Dış ilişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi ve diğer yetkililer katıldı.

Toplantı öncesinde konuşan Bakan Çavuşoğlu ilk kez bu kadar geniş kapsamlı bir toplantı düzenlediklerini belirterek, “YÖDAK ve Kıbrıs Üniversiteler Birliği üyeleri ile ülkemizdeki üniversite rektörleri ve temsilcileri burada. Şimdi karşılaştığımız sorunları burada tek tek çözmek için biraradayız. Amacımız tüm sorunları minimize etmek ve ülkemiz için son derece hayati öneme sahip Yüksek Öğretim sektörümüzü daha iyi noktalara taşımaktır” dedi

Çavuşoğlu şöyle devam etti;

“Değerli Eğitim Camiası, kıymetli bürokrat ve ilgili teknik uzman arkadaşlar. Yeni yılın ilk günlerinde bu toplantıyı yapıyoruz ve ilk kez bu kadar katılımlı ve geniş kapsamlı bir toplantı düzenliyoruz. Amacımız bu ülkeye okumak için gelen çocuklarımızın karşılaştığı sorunları ortadan kaldırmak ve daha iyi bir eğitim sistemini hep birlikte oluşturmaktır. Bugün burada herkes kendi yaşadığı sorunu aktaracak ve çözümünü yine bu masada beraber arayacağız. Bugün devletin ilgili tüm dairelerinden sorumlu arkadaşlarda burada bizimle ve onlarla da sorunların çözümü konusunda bize yardımcı olacaklar. Amacımız sorunları ortadan kaldırmak ve daha iyi bir eğitim öğretim sistemini yaratmak.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Fidan: “Kıbrıs’ın iki devletli bir çözüm içerisinde yoluna devam etmesi gerekiyor”

Published

on

By

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kıbrıs Türkü’nün maruz kaldığı izolasyonun sessiz bir insanlık suçuna dönüştüğüne dikkat çekti, uluslararası toplumun Kıbrıs’ın iki devletli statüsünü hukuki bir zemine oturtması gerektiğinin altını çizdi.

“Yunanistan’ın, Türkiye’nin, KKTC’nin ve GKRY’nin hep beraber bir araya gelerek, daha iyi bir geleceği bölgemizde inşa etmesi mümkün.” ifadelerini kullanan Fidan, GKRY’nden Kıbrıs adasını daha ileriye taşıyacak, modern ve barışçıl bir çözüm için cesur adımlar atmalarını istedi.

Fidan, iki devletli çözüm dışında, adadaki Türk varlığının, devlet statüsünün ve bağımsızlığının tescil edilmesinden başka bir seçeneğin olmadığını vurguladı.

-“Her türlü işbirliğini artırmaya devam edeceğiz”

Cumhurbaşkanlığında gerçekleştirilen ortak basın toplantısında konuşan TC Dışişleri Bakanı Fidan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ziyaret etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Kıbrıs Türk halkına TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ve iyi dileklerini iletti.

Kıbrıs Türkü’nün son 50 yıldır maruz kaldığı izolasyonun sessiz bir insanlık suçuna dönüştüğüne dikkat çeken Fidan, dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu insanlık suçunun sessiz ortakları olduğunu kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin maruz kaldığı izolasyondan en az şekilde etkilenmesi için ellerinden gelen bütün gayreti gösterdiklerini ifade eden Fidan, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurumlarıyla KKTC ile her türlü alanda iş birliğini artırmaya devam edeceğini söyledi.

“Son 50 yılda adada bir gerçeklik ortaya çıkmış durumda. Bu gerçeklik Kıbrıs’ta iki ayrı toplumun, iki ayrı kesimde, birbirinden ayrı kendilerini yöneterek bugüne kadar gelmesini sağlamıştır” ifadelerine yer veren Fidan, bu gerçekliğin artık bir hukuksallığa dönüşerek, Kıbrıs’ın yoluna iki devletli bir çözümle devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Konuşmasında, ‘Var olan gerçekliği göz ardı ederek, 50 yıl önceki statükoyu, kendilerinin bile kabul etmediği bir çözüm yöntemiyle masaya getirip Kıbrıs sorununa çözüm üretmeye çalışmak, beyhude bir zaman kaybıdır.’ ifadelerine yer veren Fidan, iki devletli çözüm dışında, adadaki Türk varlığının, devlet statüsünün ve bağımsızlığının tescil edilmesinden başka bir seçeneğin olmadığının altını çizdi.

Kıbrıs’ta diğer çözüm yollarının samimiyetle denendiği ve hayata geçirilmeye çalışıldığını belirten Fidan, bu süreç içerisinde de yeni bir gerçeklik oluştuğunu söyledi.

-” Adada çözüm yalnızca iki devletli bir modelle mümkün”

Zorlama bir yöntemi hayata geçirmeye çalışmanın uluslararası sistem ve hukuk açısından iyi bir husus olmadığını kaydeden Fidan, adada çözümün yalnızca iki devletli bir modelle mümkün olduğunu vurguladı.

Fidan, uluslararası toplumun Kıbrıs’taki mevcut gerçekliği göz önünde bulundurması ve bu doğrultuda bir çözüm arayışına girmesi gerektiğini ifade etti.

Fidan, Kıbrıs’ın stratejik ve doğal güzellikleriyle benzersiz bir konumda olduğunu belirterek, adanın kalkınması için doğru çözümün iki devletli bir yapı olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ın her iki kesiminin kendi egemenliklerine saygı göstererek geliştirecekleri iş birliği modelleriyle bölgeye büyük katkılar sağlanabileceğini ifade eden Fidan, “Kıbrıs’ta iki devletli çözüm, adanın enerjisinden, ekonomisinden ve turizminden en verimli şekilde yararlanılmasına olanak tanıyacaktır. Güvenlik, barış ve kalkınma için de büyük fırsatlar yaratacaktır” dedi.

Hakan Fidan, uluslararası toplumun Kıbrıs’taki mevcut durumu görmezden gelmesinin doğru olmadığını da vurgulayarak, geçmişteki çözüm arayışlarının pratikte başarısız olduğunu ve yalnızca Kıbrıs Türklerinin “azınlık” statüsünde kalmalarını dayatan çözümlerinin artık geçerli olmadığını belirtti.

-“Modern ve barışcıl çözüm için cesur adımlar..”

Uluslararası toplumun Kıbrıs’ın iki devletli statüsünü hukuki bir zemine oturtması gerektiğinin altını çizen Fidan, 1974’ten bu yana iki kesim arasında kan dökülmediğini, savaş olmadığını, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) ekonomi, yatırım ve turizm alanlarında ilerlediğini, savaş ve terör tehdidi de olmadığını ve KKTC’nin de kendi yoluna barışla devam ettiğini dile getirdi.

Fidan, Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki vatandaşlara ve siyasi liderliğe seslenerek, Kıbrıs adasını daha ileriye taşıyacak, modern ve barışçıl bir çözüm için cesur adımlar atmalarını istedi.

“Eğer Kıbrıs adasını daha ileriye, modern bir şekilde kalkınmış olarak ve güvenliği sonsuza kadar teminat altına alarak görmek istiyorsak, bu tür çözümleri hayata geçirmekte cesur olmalıyız” ifadelerini kullanan Fidan, Kıbrıs’ta barışı ve huzuru inşa etmek için her iki tarafın da bir araya gelmesinin önemine dikkat çekti.

“İki devletli çözümden sonra, adanın otorite sahipleri ve siyasi liderleri, her iki taraftan da bir araya gelerek adayı çok daha ileriye taşıyacaklardır” diye konuşan Fidan, Yunanistan ile Türkiye arasındaki olumlu siyasi atmosferin Kıbrıs’ta da yankı bulması gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs’taki mevcut durumun, bölgedeki halklara ve tüm taraflara büyük bir fırsat sunduğunu belirten Fidan, geçmişte atılmayan adımların bugüne yansıdığını vurguladı.

“Bu gelecek dün de bizi bekliyordu, ancak bu formülü hayata geçirmediğimiz için dünü kaybettik. Geleceği kaybetmeyelim. Dört kesim bir araya gelerek, Ege ve Akdeniz’de birlikte barış dolu, huzur dolu bir geleceği inşa edelim” şeklinde konuşan Fidan, uluslararası diplomasi ve barışçıl yöntemlerle Kıbrıs meselesini daha yapıcı bir şekilde ilerletmeye devam edeceklerini söyledi.

Fidan konuşmasının sonunda, KKTC ile dayanışmanın ve iş birliğinin artarak devam edeceğini de sözlerine ekleyerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve diğer hükümet yetkililere Kıbrıs davasına verdikleri destekten ve Kıbrıs Türk halkına yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar’dan Rum lidere çağrı: Yeni geçiş kapılarının açılması konusunu yapıcı bir şekilde ele alalım. Haspolat’a karşılık önerisi varsa yapsın

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Tatar, adada nihai bir çözüme ulaşılıncaya kadar iki devletin iş birliği ile çalışabileceğine işaret ederek, “Geçişlerde yaşanın sıkıntılar Rum tarafınca da iyi bilinmektedir. Buradan Rum lider Sayın Hristodulides’e bir çağrıda bulunmak istiyorum; yeni geçiş kapılarının açılması konusunu yapıcı bir şekilde ele alalım” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde görmekten ve kendisini ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, KKTC’nin de bulunduğu bu önemli coğrafyada, vicdanın sesi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin savaşlar, krizler ve insanlık trajedileri karşısında gösterdiği önderliğin, göğüslerini kabarttığını ifade eden Tatar, “Birbirine düşman, birbiriyle konuşmayı reddeden veya muhatap almak istemeyen taraflar arasında köprüler kuran, şiddet yerine diplomasinin önemini uluslararası sisteme gösteren şahsınız başta olmak üzere Bakanlığınız mensuplarının ortaya koymakta olduğu parlayan diplomasiyle de gurur duyuyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, kendi çıkarları söz konusu olunca insan haklarının ayaklar altına alınmasına seyirci kalan, masumların hemen her gün katledilmesine göz yuman uluslararası sistemin geldiği noktanın ortada ve ibretlik olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

“İşte bu adaletsiz küresel ortamda Kıbrıs Türk Halkı’nın özden gelen haklarının tesisi için, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyidi için büyük bir mücadele vermekteyiz.

Bu çetrefilli, ancak onurlu yolculuğumuzda bizleri her platformda destekleyen, yanımızda duran, Devletimizi ileriye götürmek, hak ettiğimiz statüye kavuşabilmemiz için tüm imkanlarını seferber eden Anavatanımıza müteşekkiriz. Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Türk Devletleri Teşkilatı gözlemci üyeliğimiz de dahil olmak üzere, bizzat sarf ettiği ve sarfetmekte olduğu gayretlere ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu vesileyle kendisine Halkımın sonsuz sevgi ve saygılarını sizlerin aracılığıyla iletmek istiyorum.

61 yıldır temel insan haklarımıza erişimimizi engellemek içinsürekli başarısızlığa uğrayan, tüketilmiş zeminde yürütülen müzakerelerin mazeret olarak kullanılmasına izin veren uluslararası aktörlere bu böyle gitmez, gidemez dedik. Sahadaki gerçeklerin masaya yansıyacağı yeni bir vizyonla müzakere yoluyla bulunacak bir çözüme taraf olduğumuzu da sürekli olarak ifade ettik.

56 yıllık müzakere süreçlerinde sürekli başarısızlığın en önemli sebebi, soruna teşhisinin yanlış konması, istenmeyen bir formülün dayatılmaya çalışılması ve bunun bilinmesine rağmen bunda ısrar edilmesi olmuştur. Önceki Genel Sekreterlerin dahi ifade ettiği bu gerçeklik çok iyi bilinmesine rağmen Kıbrıs Türk Halkını hem izolasyona hem de statükoya mahkûm eden tüketilmiş bu zeminde ısrar edilmesi beyhudedir.

Kıbrıs Türk tarafı olarak statükonun muhafazasına ‘hayır’ diyoruz. BM Genel Sekreteri’nin eski Kişisel Temsilcisi Sayın Holguin tarafından 6 ay boyunca yapılan çalışmaların sonucunda ortaya çıkan raporda da belirlildiği gibi 2004’te Rum Halkının hayır oyuyla ölmüş ve 2017’de Crans-Montana zirvesi sonrasında gömülmüş federasyonun artık bir uzlaşı için iki tarafça kabul gören bir çözüm modeli olmadığını kayda geçirmiştir.

Bu gerçeklik geçtiğimiz 15 Ekim’de Sayın Guterres’in ev sahipliğinde New York’ta Rum liderle gayri resmi bir görüşme gerçekleştirdiğimiz akşam yemeğinin ardından yine Genel Sekreter tarafından yapılan açıklamada da net bir şekilde ortaya konmuştur. Bu gerçekliği kabul etmeyen, çıkarlarına ters düştüğü için federasyonda ısrarcı olan taraflar yok mudur, evet vardır. Ancak, bizim için o tarafların pozisyonları ve ne istediklerinin bir önemi yoktur. Eğer adil ve kalıcı bir çözüm arzu ediliyorsa, böylesine bir uzlaşı, ancak tarafların rıza gösterecekleri bir zeminde müzakere edilerek bulunabileceği bir realitedir.”

– Nihai bir çözüme ulaşıncaya kadar…

Tatar, nihai bir çözüme ulaşılıncaya kadar iki devletin iş birliği ile çeşitli konularda çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.

Tatar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu anlayışla çalışmalarımızı iki koldan devam ettiriyoruz. Birincisi bildiğiniz üzere yeni geçiş kapılarının açılmasına yöneliktir. Geçiş kapılarını kullanmak isteyenlere kolaylık sağlamak biz liderlerin görevleri arasındadır. 2003 yılında açılan ilk geçiş kapısının, iki tarafın ilişkilerine somut yansımaları oldu. Halihazırda iki taraf arasında 9 geçiş kapısı bulunmaktadır. İki taraf arasında gerçekleşen toplam geçişlerin yüzde 65’i Metehan kapısından yapılmaktadır.

Bu kapının rahatlatılması gerekmektedir ve özellikle Lefkoşa’da ikinci bir araçlı geçiş noktası şart olmuştur. Kapılarda yaşanan sıkışıklığın giderilmesi noktasında üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu her fırsatta söyledik. Haspolat kapısı hem ticari faaliyetler hem de normal geçiş için ekonomik örgütlerimiz ve ilgili belediyemiz de dahil olmak üzere, herkesin talebidir. Eğer bir karşılık istiyorsa, Rum lidere çağrım bir kapı önerisi yapmasıdır.

Haspolat’ta karşılık önerisi varsa bu kapıyı önersin ve muhtemel görüşmede ele alalım. Haspolat kapısının açılması ticaret ve her türlü ilişkinin geliştirilmesi için önemlidir.

Şu anki pozisyonları transit, yatay geçişlerdir. Geçişlerde yaşanın sıkıntılar Rum tarafınca da iyi bilinmektedir. Buradan Rum lider Sayın Hristodulides’e bir çağrıda bulunmak istiyorum, gelin 21 Ocak’ta bir görüşme yapalım ve yeni geçiş kapılarının açılması konusunu yapıcı bir şekilde ele alalım.”

-Mart ayında İsviçre’de gayri resmî toplantı

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bir diğer önemli olayın da, Mart ayı ortalarında İsviçre’de gerçekleştirilecek gayri resmi genişletilmiş toplantı olduğunu ifade ederek, bu konuda şunları söyledi:

“Bu toplantıya BM Genel Sekreteri ev sahipliği yapacak ve iki Lider, Anavatanlar olarak Türkiye ve Yunanistan’ın Dışişleri Bakanları ve daha düşük seviyede Birleşik Krallık temsilcisi katılacak. Bu toplantıya ilişkin detaylar yakın zamanda adaya gelecek olan Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Rosemary DiCarlo ile netleştirilip, duyurulacaktır.

Genişletilmiş gayri resmi toplantı büyük öneme sahiptir. Bu toplantıda, Kıbrıs adasının geleceği için atılacak bir sonraki adımlar konuşulacaktır. Biz bu toplantıya, iş birliği alanları da dahil olmak üzere, iki tarafın ilişkilerinin nasıl düzenlenebileceğini ve aynı zamanda oluşabilecek krizlerin barışçıl yolla nasıl çözülebileceğini pratik ve pragmatik bir anlayışla istişare ve diyalog çerçevesinde konuşmaya gideceğiz. Kıbrıs Türk tarafı yanılsamaların bir kenara bırakılması gerektiği noktasındadır ve hasır altı etme siyasetiyle bir yere varılmayacağını da anlatmaya devam edecektir.

50 yılı aşkın bir süredir, Anavatan Türkiye’nin gerçekleştirmiş olduğu Mutlu Barış Harekatı sayesinde Kıbrıs coğrafyasında barış ve huzur hüküm sürmektedir. 41 yıl önce ilan ettiğimiz Devletimiz bu huzur ve güven sayesinde vardır ve tüm zorluklarımıza rağmen Devletimizi ileriye götürmek hepimizin görevidir. Bir Devlet ve bir Halk olarak özden gelen haklarımızın teyidi, temel insan haklarımızın tesisi için diyalog ve diplomasiyi en öne alarak çabalarımızı sürdüreceğiz.”

Cumhurbaşkanı Tatar, “Bizler diyaloğun söylemden eyleme geçmesiyle anlamlı olduğu bilincine sahip olarak belirlediğimiz yol haritası çerçevesinde adımlarımızı atmaya devam edeceğiz” ifadelerini de kullandı.

KKTC devletinin bu coğrafyada barışın huzurun güvenliğin teminatı olduğuna vurgu yapan Tatar, bu coğrafyada Anavatan ile KKTC’nin huzur güvenlik içinde işbirliğinin devamının en büyük temennisi olduğunu kaydetti.

Tatar, Anavatan Türkiye’nin küresel bir aktör olarak KKTC’nin de statüsünü doğal olarak yükselttiğine dikkat çekerek, artık KKTC devletinden kimsenin vazgeçemediğini ve ileride bir anlaşmanın bir parçası olması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, soru üzerine, geçen hafta Haspolat kapısında incelemelerde bulunduklarını ifade ederek, burada zemin olduğunu uygunluk olduğunu ve her iki tarafın da faydasına olduğunu söyledi.

Tatar, Erenköy ve Kiracıköy gibi yerlerden yatay geçiş, transit geçiş mümkün olmadığını da belirterek, Rum liderin hazırlığını yapması ve herkesin faydasına olacak adımların atılması çağrısı yaptı.

Devamını Oku

Trending

Reklam