Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Katil İsrail ordusunun Batı Şeria’nın Cenin kentine düzenlediği baskında Filistinli bir genç yaşamını yitirdi

Published

on

İşgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde saldırıları yoğunlaştıran İsrail ordusunun, Cenin kentine düzenlediği baskında Filistinli bir genç hayatını kaybetti.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, çok sayıda İsrail askeri, buldozerler ve yıkım araçları eşliğinde sabah erken saatlerde Cenin’in Şarkıyye Mahallesine baskın düzenledi.

İsrail askerleri ile baskına itiraz eden Filistinliler arasında olay meydana geldiği ve bölgeden patlama sesleri duyulduğu aktarıldı.

İsrail ordusuna ait buldozerlerin caddeleri kazmaya başladığı ve paletli kepçe ile mahalleye girdiği kaydedildi.

Filistin Kızılayından yapılan açıklamaya göre İsrail güçleri, Cenin’in Şarkıyye Mahallesindeki baskında yaşamını yitiren 20’li yaşlarında bir Filistinlinin naaşını Kızılay ekiplerine teslim etti.

İsrail’in Batı Şeria’nın kuzeyine yönelik saldırıları
Gazze’de varılan ateşkesin 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Cenin kentine “Demir Duvar” adını verdiği bir saldırı başlattı.

Cenin’de sürdürdüğü şiddetli saldırılarını 27 Ocak’ta Tulkerim, 2 Şubat’ta Tubas’ın El-Faria Mülteci Kampı ile Tamun beldesini kapsayacak şekilde genişleten İsrail ordusu, 7 gün süren baskının ardından 8 Şubat’ta Tamun’daki güçlerini geri çekti.

İsrail askerleri, 9 Şubat’ta saldırılarını Tulkerim’in doğusundaki Nur Şems Mülteci Kampı’nı da kapsayacak şekilde genişletti.

İsrail 23 Şubat’ta ise tanklarla işgal altındaki Batı Şeria’ya girerek bölgenin kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampı’na baskın düzenlemişti. Bu görüntüler, 2002’de İkinci İntifada sırasında İsrail ordusunun Batı Şeria’da yürüttüğü “Savunma Kalkanı” ismi verilen saldırıları anımsatmıştı.

İsrail ordusu ayrıca 28 Şubat’ta da “Eitan” tipi zırhlı personel taşıyıcılarıyla, Cenin kenti ve kampında Filistinlilerin araçlarına zarar vermişti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Dünyanın en büyük buzdağı “A23a” Atlantik’te karaya oturdu

Published

on

By

Dünyanın en büyük buz dağı olarak bilinen “A23a” Atlantik Okyanusu’nda İngiltere’ye bağlı bir adada karaya oturdu.

BBC’nin haberine göre, uydu görüntüleri, dünyadaki en büyük buz dağı olarak bilinen “A23a” ile ilgili güncel durumunu ortaya çıkardı.

Buna göre, A23a, South Georgia Adası açıklarında, karadan 80 km uzaklıktaki sığ kıta sahanlığına çarparak karaya oturdu ve sıkışıp kaldı.

Büyük miktarda besin maddesine sahip buz dağının, parçalanıp erimesiyle, okyanusta yaşam patlamasına neden olabileceği iddia ediliyor.

İngiltere ulusal kutup araştırma enstitüsü “British Antarctic Survey” uzmanı Prof. Nadine Johnston, “Bu (durum), boş bir çölün ortasına besin bombası atmak gibi bir şey” ifadesini kullandı.

South Georgia hükümetine danışmanlık yapan ekolojist Mark Belchier ise, “(Buzul kütle) Eğer parçalanırsa, ortaya çıkan buzdağları, yerel akıntılarda hareket eden gemiler için tehlike oluşturabilir ve gemilerin yerel balıkçılık alanlarına erişimini kısıtlayabilir.” dedi.

“Dünyadaki en üretken ekosistemlerden bazıları”
Antarktika’da bulunan “RRS Sir David Attenborough” kutup araştırma gemisinde görevli Prof. Huw Griffiths da, “Tüm buzdağlarının geleceği ölecekleri yönünde. A23a’nın bu kadar uzun süre dayanması ve alanının yalnızca dörtte birini kaybetmesi çok şaşırtıcı.” diye konuştu.

Buzulun bölge ekosistemine desteğine dikkati çeken Griffiths, şunları söyledi:

“Tüm evren, deniz tabanında kazınan devasa bir buz parçası tarafından eziliyor. Bir yerde bir şeyi yok ederken, diğer yerlerde besin ve yiyecek sağlıyor. Buz olmasaydı bu ekosistemlere sahip olamazdık. Bunlar dünyadaki en üretken ekosistemlerden bazıları ve çok sayıda türe ve bireysel hayvana destek sağlıyor ve mavi balina gibi dünyanın en büyük hayvanlarını besliyor.”

A23a’nın son hareketleri
Antarktika kıyılarından 1986’da koparak Weddell Denizi’nde karaya oturan ve ‘buz adasına’ dönüşen A23a, yaklaşık 40 yıl sonra 2024’te yeniden harekete geçmişti.

İlkbaharda devasa bir girdaba yakalanan buzul, kuzeye doğru sürüklenmeye başlamıştı.

Son bilimsel incelemede, A23a’nın yüz ölçümü yaklaşık 4 bin kilometrekare, kalınlığı ise yaklaşık 400 metre olarak ölçülmüştü.

Devamını Oku

Dünya

ABD, Ukrayna’ya yaptığı tüm silah yardımlarını durdurdu

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump, cuma günü Oval Ofis’te Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile yaşadığı tartışmanın ardından ABD’nin bu ülkeye yaptığı askeri yardımları geçici olarak askıya aldı.

ABD medyasına açıklama yapan ve adları açıklanmayan Beyaz Saray yetkilileri, daha önce Trump’ın Ukrayna’ya askeri yardımları durduracağı yönündeki haberleri teyit etti.

Söz konusu yetkililer, Trump’ın Zelenskiy ile yaşadığı tartışmanın Beyaz Saray’da yarattığı havanın ardından bu ülkeye yapılan tüm askeri yardımların bir süre askıya alınmasına karar verildiğini vurguladı.

CNN’e açıklama yapan bir Beyaz Saray yetkilisi, “Başkan barışa odaklandığını açıkça ifade etmişti. Ortaklarımızın da bu hedefe bağlı olduklarını görmek istiyoruz. Çözüme katkı sağladığından emin olmak için yardımlarımızı durduruyoruz.” ifadesini kullandı.

Bir diğer yetkili ise askıya alma kararının, henüz Ukrayna’ya ulaşmamış tüm askeri teçhizat için geçerli olacağını söyledi.Trump, Zelenskiy’den özür bekledi
Bazı yetkililer de Trump’ın cuma günü yaşanan tartışmanın ardından Zelenskiy’den kamuoyu önünde özür beklediğini ancak Ukrayna Devlet Başkanı’ndan böyle bir adımın gelmemesinin de kararda etkili olduğunu dile getirdi.

Aynı isimler, söz konusu kararın pazartesi günü akşam saatlerinde alındığını ve Ukrayna üzerindeki baskı stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, CNN’e verdiği bir mülakatta, Zelenskiy’nin cuma günü yaşanan tartışmadan dolayı özür dilemesi gerektiğini açıkça dile getiren isimlerden biri olmuştu.

ABD Başkanı Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, geçen cuma günü Oval Ofis’teki görüşmede kameralar önünde tartışmış, daha sonra yapılacağı duyurulan ortak basın toplantısı iptal edilmişti. Bunun üzerine Zelenskiy Beyaz Saray’dan tek başına ayrılmış ve nadir toprak elementleri anlaşması da imzalanmamıştı.

Trump, Zelenskiy’nin “Amerikan halkına saygısızlık ettiğini” savunmuş, Zelenskiy ise özür dileyecek yanlış bir şey yapmadığını söylemişti.

Devamını Oku

Dünya

2050’ye kadar dünya nüfusunun yarısından fazlası obez olabilir

Published

on

By

Lancet dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, 2050 yılına kadar dünya genelinde yetişkinlerin yarısından fazlası ve çocukların üçte biri obez veya fazla kilolu olabilir. Bu durum, erken ölüm riskini artırarak sağlık sistemleri üzerinde büyük bir yük oluşturabilir.

Araştırmada, son 30 yılda küresel obezite krizine karşı yetersiz önlemler alınmasının, etkilenen kişi sayısında dramatik bir artışa neden olduğu belirtildi. Şu anda 25 yaş ve üzerindeki 2,11 milyar yetişkin ile 5 ila 24 yaş arasındaki 493 milyon çocuk ve genç fazla kilolu veya obez. Bu rakamlar 1990’da sırasıyla 731 milyon ve 198 milyondu.

Tahminler endişe verici
Acil politika reformları ve müdahaleler olmazsa, 2050 yılına kadar 25 yaş ve üzeri bireylerin yüzde 50’sinden fazlasının (3,8 milyar kişi) ve çocukların üçte birinin (746 milyon) obez veya fazla kilolu olması bekleniyor. Özellikle çocuk ve gençlerdeki obezite oranının yüzde 121 artacağı tahmin ediliyor. 2050 yılına kadar 360 milyon çocuğun obez olacağı öngörülüyor.

Obezite, dünya genelinde eşit dağılmıyor. Yetişkin obezite vakalarının yarısından fazlası sekiz ülkede yoğunlaşıyor: Çin (402 milyon), Hindistan (180 milyon), ABD (172 milyon), Brezilya (88 milyon), Rusya (71 milyon), Meksika (58 milyon), Endonezya (52 milyon) ve Mısır (41 milyon). 2050 yılına kadar obez çocuk ve gençlerin üçte birinin (130 milyon) Kuzey Afrika, Orta Doğu, Latin Amerika ve Karayipler’de olacağı tahmin ediliyor.

Erken yaşta obezite ve sağlık üzerindeki etkileri
Araştırmacılar, günümüzde çocukların önceki nesillere göre daha hızlı kilo aldığını ve obezitenin daha erken yaşlarda ortaya çıktığını belirtiyor. Bu durum, tip 2 diyabet, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve kansere yakalanma riskini artırıyor.

Örneğin, yüksek gelirli ülkelerde 1960’larda doğan erkeklerin yüzde 7’si 25 yaşına geldiğinde obezdi. 1990’larda doğanlarda bu oran yüzde 16’ya yükseldi, 2015 doğumlular için ise yüzde 25’e ulaşması bekleniyor.

Yaşlı nüfusta obezite ve sağlık sistemine etkisi
2050 yılına kadar obez yetişkinlerin neredeyse dörtte birinin 65 yaş ve üzerinde olması bekleniyor. Bu durum, halihazırda zorlanan sağlık sistemlerini daha da baskı altına alabilir. Düşük gelirli ülkeler, obezitenin sağlık ve ekonomik etkilerini yönetmede daha büyük zorluklarla karşı karşıya kalabilir.

Küresel sağlık politikalarında değişim gerekiyor
Dünya Obezite Federasyonu tarafından yayımlanan ikinci bir rapor, özellikle düşük gelirli ülkelerde obezitenin etkilerine dikkat çekti. Raporda, obeziteye bağlı erken ölümlerin büyük kısmının düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleştiği, bu ülkelerde tedavi imkanlarının yetersiz olduğu vurgulandı.

Dünya Obezite Forumu Başkanı Johanna Ralston, “Obezitenin sağlık, ekonomi ve toplum üzerindeki etkileri çok büyük. Düşük gelirli ülkeler bu sorunu çözmekte daha büyük zorluklarla karşılaşacak” dedi.

Önleyici tedbirler hayati önem taşıyor
Araştırmanın yazarları, en iyi mevcut verileri kullanmalarına rağmen tahminlerin önceki verilerin miktar ve kalitesiyle sınırlı olduğunu belirtti. Ayrıca, kilo verme ilaçları gibi yeni gelişmelerin potansiyel etkilerinin araştırmada dikkate alınmadığını eklediler.

Kopenhag Üniversitesi’nden Prof. Thorkild Sørensen ise, “Obezite krizi o kadar büyük bir boyuta ulaştı ki, dünya çapında kamu sağlığı politikalarında köklü değişimler yapılması gerekiyor” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam