Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Milli Eğitim Bakanı Çavuşoğlu:Eğitim hakkı üzerinden eylemler sürdürülmemeli

Published

on

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, öğretmen sendikalarının Disiplin Tüzüğü’nün geri alınması talebi ile ilgili eylemlerinin ardından BRT’ye açıklamada bulundu.
BRT’de 18. Saat programında açıklamada bulunan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Disiplin Tüzüğü’nde neden değişikliğe gidildiğine ilişkin bilgi verdi.

Çavuşoğlu, Bakanlar Kurulu’nun her bireyin kendi inanç özgürlüğü olduğu gerçeğini dikkate alarak Disiplin Tüzüğü’nde değişiklik yaptığını söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, “Bir süreden beridir ülkenin gündemini meşgul eden başörtüsü meselesi aslında bizim ülkemizde sürekli her yıl tartıştığımız bir konudur. Bu tartışmalar içerisinde bize gelen talepler bir şekilde okul idareleri tarafından tolere edilerek bugüne kadar geldi. Ancak İrsen Küçük Ortaokulu’nda adı geçen öğrencinin 2. Dönem başından itibaren başörtüsü takarak okula gelmek istediğini okul idaresine bildirdikten sonra okul idaresi ile mutabakata varılan bone ve bandana üsülü ile başını örtme 20 günden fazla bir süre bu şekilde devam etti. Ancak son bir haftaya gelindiğinde sendikal eylem çerçevesinde öğrencinin okula bu şekilde gitmesinin önü kesilince aile bize başvurarak çözüm isteği gündeme geldi. Konu Başbakana iletildi ve Bakanlar Kurulu’na getirmem istendi.Bakanlar Kurulu’nda yapılan değerlendirme sonucunda bireysel hak ve özgürlükler kapsamında Anayasamızın, yasalarımızın buna izin verdiğini, engel koyamayacağımız doğrultusunda hareket edilerek Disiplin Tüzüğünde bir değişiklik yapılmasında mutabakata vardık. Disiplin Tüzüğü’nde değişiklikte herhangi bir teknik kurul yapma zorunluluğu da yoktur. Bu ihtiyaç olmadığı için Bakanlar Kurulu’na teknik kurul yapmadan götürdük” dedi.

Çavuşoğlu, Disiplin Tüzüğü’nde yapılan değişiklikten önce Bekirpaşa Lisesi’nde de iki öğrencinin bere, bone ile okula gitme taleplerinin okul idaresi tarafından karşılandığının da ortaya çıktığını söyledi.

“Disiplin Tüzüğü’nde değişikliğe gidip, çocukların hakkı olduğunu söyledikten sonra sendika İrsen Küçük Ortaokulu’nda ve Bekirpaşa Lisesi’nde bunu eyleme çevirerek bunun Kabul edilemeyeceğini söyledi. Bunu laiklik düşmanlığı olarak ortaya koydu. Oysa Atatürkçülükte laiklik aslında insanların din ve vicdan özgürlüğüne göre yaşayabilmelerinin önünü açmaktır” diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, Anayasa’nın verdiği özgürlüklerin disiplin cezasına tabi tutulamayacağı gerçeğinden hareket ederek başörtüsü özgürlüğünü çocuklara verdiklerini belirtti.
Çavuşoğlu, eylemde verilen yazının Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği’ne iletildiğini ve yeniden görüşülüp nihai kararın alınacağını belirtti.

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, “Bizim öğretmenimiz aslında laiktir. Ve tüm düşüncelere, inançlara saygılıdır. Konuşma hakkına da saygılıdır. Bizim öğretmenlerimiz arasında da başörtülü öğretmenlerimiz vardır.Daha önce de bu konuda tartışma yaşandı. Daha sonra aslında onun bireysel hakkı olduğu kanaati tüm öğretmenlerde oluşunca tartışma ortadan kalkmıştır” dedi.

Nazım Çavuşoğlu, özellikle siyasi partilerden bu konudaki açıklamalarını daha cesaretli yapmalarını da beklediğini ifade etti.
Eylemde konuşulanları, şikayetleri, dini inanç kesiminin taleplerini Bakanlar Kuruluna ileteciğini de belirten Bakan Çavuşoğlu, “Bakanlar Kurulu’nda etraflıca konuşulup, nihai karar alınacaktır” dedi.

Bakan Çavuşoğlu, “Laiklik elden gitti, Atatürkçü düşünce elden gitti diyerek eylem yapanlara karşılık biz dini inançlarımıza göre yaşamak istiyoruz diyen de ciddi bir kesim var. Onların eylem yapmadığını görüyoruz.O yüzden iki tarafın da şikayetlerini, taleplerini değerlendireceğiz. Benim yol güzergahım budur. Bakanlar Kurulu’nun nihai kararına uygun davranmak boynumuzun borcudur” şeklinde konuştu.

Eğitimde fırsat eşitliğinin eylemlerden dolayı zarara uğradığına da değinen Bakan Çavuşoğlu, “Çocukların eğitim hakkı üzerinden bu eylemlerin sürdürülmemesi gerekiyor. Şuanda sendikalar aslında çocukların eğitim hakkının ellerinden alınması ile sürdürmektedir. Oysa sendikal yapıda bunun dışında da birçok eylem modeeli vardır. Ancak kolaycılığa kaçarak çocukların eğitim hakkı engellenerek bu tip eylemlerle kendi düşüncelerini hakim kılmaya çalışmaktadırlar. Biz bu hakim kılma modeline karşıyız. Çocukların eğitim hakkının korunması gerektiğini düşünüyoruz. Bakanlar Kurulu mutlaka çocukların eğitim hakkını koruma yönünde bir öneri üretecektir” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Gardiyanlar Birliği’nden cezaevlerindeki kadroların doldurulması çağrısı

Published

on

By

Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği, cezaevlerinde personel eksikliğinden kaynaklı yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, bir an önce kadroların doldurulması çağrısında bulundu.

Birlik Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, Merkezi Cezaevi Müdürlüğü’nün özellikle ilk atama kadrolarına ilişkin defalarca münhal ve doldurulma talebi olmasına rağmen sürecin Başbakanlığın yetkisinde olan personel istihdam onayının bir adım ötesine geçemediği savunuldu.

Söz konusu istihdamların 2022 yılında Lefkoşa Sanayi Bölgesi Cezaevi binasından Haspolat Kirli Sanayi Bölgesi Cezaevi Yerleşkesi’ne taşınma süreci gerçekleşmeden önce yapılması gerektiği belirtilen açıklamada, “Artık bıçak kemiğe dayanmamış, kemiği kesmeye başlamıştır.” denildi.

Açıklamada, merkezinde insan olan ve verilen hizmetin kesintisiz olarak devam ettiği cezaevlerinde, en küçük hatanın ve hizmet noksanlığının geri dönülemez sonuçlar doğurmasına yol açabilme olasılığı olduğu, sağlık, güvenlik ve teknik hizmetlerin devamının elzem olduğunun göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekildi.

Buna ek olarak, kapasitesinin artırılmış olmasına rağmen, yeni Cezaevi’nin tüm bireyleri barındırmaya yeterli olmamasından dolayı devre dışı bırakılması planlanan Lefkoşa Sanayi Bölgesi Cezaevi binasının kullanılmaya devam edildiği anımsatılan açıklamada, istihdamların sadece yeni Cezaevi için yapılması planlanırken, şimdi mevcut personelin sayısız ödünlerle iki yerde de sorumluluklarını yerine getirdiği belirtildi.

Cezaevlerinin görevleri arasında mahkûm ve tutukluları ıslah etme, edindiği kötü alışkanlıklardan uzaklaştırma, toplumda yeniden yer bulmalarını sağlama, meslek sahibi yapma, topluma yararlı bireyler şeklinde yaşamlarını idame etmelerini sağlama gibi konular olduğu hatırlatılan açıklamada, mevcut personelle bireylerin sadece toplumdan ayrıştırma ve izole edilme görevlerinin yerine getirilebildiği ifade edildi.

Açıklamada, talep edilen istihdamların özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleri kaynaklı seçim yasaklarının yürürlüğe girmesinden önce yapılması ve 2025 yılı sonuna kadar tüm eksik kadroların doldurulmasının elzem olduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gazimağusa Belediye Başkanı Uluçay, cezaevi sonrası yaşam projesinin yürütücüleriyle görüştü

Published

on

By

Gazimağusa Belediye Başkanı Süleyman Uluçay, cezaevinden tahliye edilen bireylerin topluma yeniden kazandırılması projesinin yetkililerini kabul etti.

Gazimağusa Belediyesinden verilen bilgiye göre, kabulde, “Cezaevi Sonrası Yaşam: İstihdama Özel Bakış” projesinin koordinatörü Barış Alibeyoğlu, İletişim ve Proje Asistanı İrem İlksoy, Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Aslı Murat yer aldı.

Görüşmede Uluçay’a projenin amacı, hedefleri ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verildi. Projenin, cezaevinden tahliye edilen bireylerin topluma yeniden kazandırılması ve istihdama katılımlarının artırılması hedefi taşıdığı anlatıldı; yerel yönetimlerin bu süreçte üstlenebileceği rol hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

Avrupa Birliği tarafından Kıbrıs Türk toplumuna yönelik AB Yardım Programı kapsamında finanse edilen Proje Kıbrıs Türk Barolar Birliği ile İnsan Kaynakları Yönetimi Derneği işbirliğiyle yürütülüyor.

Başkan Uluçay, görüşmede, ziyaretten duyduğu memnuniyeti, Proje kapsamında oluşturulacak iş birliğinin önemini ve bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar:Kıbrıs’ta iki devlet gerçeği, statükoyu sürdürme senaryolarına boyun eğmez

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yunanistan Cumhurbaşkanı Konstantinos Tasulas’ın Güney Kıbrıs’ta yaptığı açıklamalarla ilgili bir yazılı bir açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Adada artık değiştirilemez bir gerçek vardır: İki ayrı devlet. Kıbrıs Türk Halkının özden gelen hakları, egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü teyit edilmelidir. KKTC’nin varlığı, bu hakların sahadaki somut karşılığıdır.

Yunanistan Cumhurbaşkanı Konstantinos Tasulas’ın Güney Kıbrıs’ta yaptığı açıklamalar, Kıbrıs’taki iki Devlet gerçeğini perdeleme ve statükoyu sürdürme senaryosunun bir parçasıdır. Ancak bu senaryo zemininde sahnelenenler, Kıbrıs Türk Halkının iradesini ve haklı mücadelesini gölgeleyemez.

Kıbrıs’ta iki ayrı Devlet vardır. Bu, sahadaki fiili durumun inkar edilemez sonucudur. Kıbrıs Türk Halkı, kendi geleceğini belirleme hakkını kullanmış ve KKTC çatısı altında iradesini ortaya koymuştur. Bu irade, pazarlık konusu edilemez.

Asıl işgalci Rum tarafıdır. 1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasp eden, Kıbrıs Türk Halkını ortaklık devletinden silah zoruyla atan ve 1974’te Yunan faşist darbesiyle adayı ilhak etmeye çalışanlar, bugün “işgal” söylemiyle gerçeği saptırma çabasındadır. Kıbrıs Türk Halkına yönelik izolasyon, ekonomik ambargolar ve siyasi baskılar, yıllardır sürdürülen sistematik hak ihlalleridir. Bu hak gasplarını örtme çabası ne hukuku ne de vicdanları tatmin eder.

Müzakereler ancak Kıbrıs Türk Halkının eşit uluslararası statüsünün ve egemen eşitliğinin teyidi zemininde başlayabilir. Bu zeminin dışında önerilecek her formül, on yıllardır olduğu gibi Rum tarafının statükoyu sürdürme senaryosuna hizmet etmekten öteye geçmeyecektir.

Kıbrıs Türk Halkı, iradesini devletinden yana koymuşken, geçmişin dayatmalarıyla kurgulanan statüko senaryolarına boyun eğmeyecektir. KKTC’nin varlığı, adadaki yeni denklemde belirleyici ve kalıcıdır.”

Devamını Oku

Trending

Reklam