Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Su kaynaklarımızı korumak ve gelecek nesillere bırakmak hepimizin ortak sorumluluğudur”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Dünya Su günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yazılı mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Her yıl olduğu gibi 22 Mart Dünya Su Günü’nde, su kaynakları ile ilgili somut çalışmaların değerini kamuoyuna aktarmak, içilebilir su kaynaklarını, su yaşamını destekleyen çalışmaları ve su sorunlarına dikkat çekmekte fayda görüyoruz.

2025 yılı için belirlenen “Buzulların Korunması” teması, küresel ısınmanın etkileri nedeniyle hızla eriyen buzulların su döngüsüne ve ekosistemlere olan kritik etkisine dikkat çekmektedir.

Resmi veriler, ülkemizin yer aldığı Akdeniz bölgesi başta olmak üzere dünyanın çeşitli coğrafyalarında yaşanan su kıtlığını gözler önüne sermektedir.

Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında ‘asrın projesi’ olarak tanımlanan Su Temin Projesi’nin, devletimizin geleceğe güvenle bakabilmesinin, tarımdan turizme, sanayiden eğitime her alanda gelişiminin teminatı olduğunu bir kere daha idrak etmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Bilhassa içerisinden geçmekte olduğumuz kurak veya yarı kurak seneler, bu projenin ne denli hayati olduğunu bir kere daha bize göstermektedir.

Kıt su kaynakları ile hayatını idame ettirmeye çalışan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı, asrın projesi ile geleceğine ümitle bakmakla beraber, erkenci iklime sahip ülkemizde niş tarım ürünlerinin ve ikinci hasat yapabilecek ürünlerin, gelecekte üretilme ümidini taşımaktadır.

Su Temin Projesi bağlamında Toros Dağları’nın suyunun, Akdeniz’den boru ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarına taşınması bizim için nefes borusu olmaktadır.

Yılda 75 milyon m³ su ulaşacak şekilde hazırlanan projenin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 50 yıl boyunca kullanma ve içme suyu ihtiyacını karşılaması öngörülmektedir.

Projenin gerçekleşmesiyle ortaya çıkan farkındalıklarla yerel kaynakların da korunması, halk tarafından benimsenir hale gelmiştir.

Yıllık su ihtiyacımızın yaklaşık 13 milyon m³’ü yerel kaynaklardan, 44 milyon m³’ü ise Su Temin Projesi’nden sağlanmakta, artan su ihtiyacını karşılamak amacıyla “2. Etap İçme Suyu Projesi” kapsamında ülke genelinde 207 km’lik su iletim hatları döşenmekte, pompa istasyonları ve depo inşaatları devam etmektedir.

Su iletim hatlarının %85’lik kısmı tamamlanmış olup, proje tamamlandığında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti geneline büyük oranda içme ve kullanma suyu bu sistem üzerinden sağlanacaktır.

Tarımsal üretimde suyun verimli kullanılması amacıyla, Güzelyurt ve Mesarya Ovası Sulama Projeleri hayata geçirilmiştir. 2024 sulama sezonunda yaklaşık 7.5 milyon m³ su üreticilerimizin hizmetine sunulmuştur.

Su, gelecek nesilleri de ilgilendiren en değerli varlıklarımızdan biridir. Su kaynaklarımızı korumak ve gelecek nesillere bırakmak hepimizin ortak sorumluluğudur.

Hedefimiz su konusunda farkındalığımızın daha da artması, ekolojik dengenin göz önünde bulundurularak kalkınmanın sağlanmasıdır.

Bu vesileyle, 22 Mart Dünya Su Günü’nü kutluyor, suyun, verimli ve tasarruflu kullanımının önemini vurgulamak istiyorum”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Gardiyanlar Birliği’nden cezaevlerindeki kadroların doldurulması çağrısı

Published

on

By

Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği, cezaevlerinde personel eksikliğinden kaynaklı yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, bir an önce kadroların doldurulması çağrısında bulundu.

Birlik Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, Merkezi Cezaevi Müdürlüğü’nün özellikle ilk atama kadrolarına ilişkin defalarca münhal ve doldurulma talebi olmasına rağmen sürecin Başbakanlığın yetkisinde olan personel istihdam onayının bir adım ötesine geçemediği savunuldu.

Söz konusu istihdamların 2022 yılında Lefkoşa Sanayi Bölgesi Cezaevi binasından Haspolat Kirli Sanayi Bölgesi Cezaevi Yerleşkesi’ne taşınma süreci gerçekleşmeden önce yapılması gerektiği belirtilen açıklamada, “Artık bıçak kemiğe dayanmamış, kemiği kesmeye başlamıştır.” denildi.

Açıklamada, merkezinde insan olan ve verilen hizmetin kesintisiz olarak devam ettiği cezaevlerinde, en küçük hatanın ve hizmet noksanlığının geri dönülemez sonuçlar doğurmasına yol açabilme olasılığı olduğu, sağlık, güvenlik ve teknik hizmetlerin devamının elzem olduğunun göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekildi.

Buna ek olarak, kapasitesinin artırılmış olmasına rağmen, yeni Cezaevi’nin tüm bireyleri barındırmaya yeterli olmamasından dolayı devre dışı bırakılması planlanan Lefkoşa Sanayi Bölgesi Cezaevi binasının kullanılmaya devam edildiği anımsatılan açıklamada, istihdamların sadece yeni Cezaevi için yapılması planlanırken, şimdi mevcut personelin sayısız ödünlerle iki yerde de sorumluluklarını yerine getirdiği belirtildi.

Cezaevlerinin görevleri arasında mahkûm ve tutukluları ıslah etme, edindiği kötü alışkanlıklardan uzaklaştırma, toplumda yeniden yer bulmalarını sağlama, meslek sahibi yapma, topluma yararlı bireyler şeklinde yaşamlarını idame etmelerini sağlama gibi konular olduğu hatırlatılan açıklamada, mevcut personelle bireylerin sadece toplumdan ayrıştırma ve izole edilme görevlerinin yerine getirilebildiği ifade edildi.

Açıklamada, talep edilen istihdamların özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleri kaynaklı seçim yasaklarının yürürlüğe girmesinden önce yapılması ve 2025 yılı sonuna kadar tüm eksik kadroların doldurulmasının elzem olduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gazimağusa Belediye Başkanı Uluçay, cezaevi sonrası yaşam projesinin yürütücüleriyle görüştü

Published

on

By

Gazimağusa Belediye Başkanı Süleyman Uluçay, cezaevinden tahliye edilen bireylerin topluma yeniden kazandırılması projesinin yetkililerini kabul etti.

Gazimağusa Belediyesinden verilen bilgiye göre, kabulde, “Cezaevi Sonrası Yaşam: İstihdama Özel Bakış” projesinin koordinatörü Barış Alibeyoğlu, İletişim ve Proje Asistanı İrem İlksoy, Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Aslı Murat yer aldı.

Görüşmede Uluçay’a projenin amacı, hedefleri ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verildi. Projenin, cezaevinden tahliye edilen bireylerin topluma yeniden kazandırılması ve istihdama katılımlarının artırılması hedefi taşıdığı anlatıldı; yerel yönetimlerin bu süreçte üstlenebileceği rol hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

Avrupa Birliği tarafından Kıbrıs Türk toplumuna yönelik AB Yardım Programı kapsamında finanse edilen Proje Kıbrıs Türk Barolar Birliği ile İnsan Kaynakları Yönetimi Derneği işbirliğiyle yürütülüyor.

Başkan Uluçay, görüşmede, ziyaretten duyduğu memnuniyeti, Proje kapsamında oluşturulacak iş birliğinin önemini ve bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar:Kıbrıs’ta iki devlet gerçeği, statükoyu sürdürme senaryolarına boyun eğmez

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yunanistan Cumhurbaşkanı Konstantinos Tasulas’ın Güney Kıbrıs’ta yaptığı açıklamalarla ilgili bir yazılı bir açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Adada artık değiştirilemez bir gerçek vardır: İki ayrı devlet. Kıbrıs Türk Halkının özden gelen hakları, egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü teyit edilmelidir. KKTC’nin varlığı, bu hakların sahadaki somut karşılığıdır.

Yunanistan Cumhurbaşkanı Konstantinos Tasulas’ın Güney Kıbrıs’ta yaptığı açıklamalar, Kıbrıs’taki iki Devlet gerçeğini perdeleme ve statükoyu sürdürme senaryosunun bir parçasıdır. Ancak bu senaryo zemininde sahnelenenler, Kıbrıs Türk Halkının iradesini ve haklı mücadelesini gölgeleyemez.

Kıbrıs’ta iki ayrı Devlet vardır. Bu, sahadaki fiili durumun inkar edilemez sonucudur. Kıbrıs Türk Halkı, kendi geleceğini belirleme hakkını kullanmış ve KKTC çatısı altında iradesini ortaya koymuştur. Bu irade, pazarlık konusu edilemez.

Asıl işgalci Rum tarafıdır. 1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasp eden, Kıbrıs Türk Halkını ortaklık devletinden silah zoruyla atan ve 1974’te Yunan faşist darbesiyle adayı ilhak etmeye çalışanlar, bugün “işgal” söylemiyle gerçeği saptırma çabasındadır. Kıbrıs Türk Halkına yönelik izolasyon, ekonomik ambargolar ve siyasi baskılar, yıllardır sürdürülen sistematik hak ihlalleridir. Bu hak gasplarını örtme çabası ne hukuku ne de vicdanları tatmin eder.

Müzakereler ancak Kıbrıs Türk Halkının eşit uluslararası statüsünün ve egemen eşitliğinin teyidi zemininde başlayabilir. Bu zeminin dışında önerilecek her formül, on yıllardır olduğu gibi Rum tarafının statükoyu sürdürme senaryosuna hizmet etmekten öteye geçmeyecektir.

Kıbrıs Türk Halkı, iradesini devletinden yana koymuşken, geçmişin dayatmalarıyla kurgulanan statüko senaryolarına boyun eğmeyecektir. KKTC’nin varlığı, adadaki yeni denklemde belirleyici ve kalıcıdır.”

Devamını Oku

Trending

Reklam