Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Çin, ABD’nin tarife artışlarına karşı “çok taraflı ticaret sistemini koruma” çağrısı yaptı

Published

on

Çin, ABD’nin “karşılıklı tarifeler” kapsamında ülkeden ithal ürünlere getirdiği yüzde 34’lük gümrük vergisi artışına karşı, dünyaya “tek taraflılığa ve korumacılığa karşı çıkma” ve “çok taraflı ticaret sistemini koruma çağrısında bulundu.

Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin tarife artışları konusunda ülkenin siyasi pozisyonunu detaylandıran bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, ABD’nin Çin dahil ticaret ortaklarına uyguladığı gümrük tariflerinin ülkelerin meşru haklarını ve çıkarlarını tehdit ettiği, Dünya Ticaret Örgütü kurallarını ihlal ettiği ve çok taraflı ticaret sistemine zarar verdiği vurgulandı.

ABD’nin eylemlerinin temel ekonomik ilkeler ve piyasa normlarına aykırı olduğu, çok taraflı ticaret müzakereleriyle elde edilen dengeli sonuçları ve ABD’nin uzun zaman uluslararası ticaretten fayda sağladığı gerçeğini göz ardı ettiği belirtilen açıklamada, Çin hükümetinin bunu kınadığı ve karşı çıktığı belirtildi.

ABD’nin “karşılıklılık” ve “adalet” kisvesi altında sıfır toplamlı bir oyuna giriştiği, bunun özünde “önce Amerika” ve “Amerikan istisnacılığı” amaçlarını güttüğü kaydedilen açıklamada, gümrük tarifelerini bencil çıkar için baskı aracı olarak kullanmanın tek taraflılığın, korumacılığın ve ekonomik zorbalığın tipik örneği olduğu savunuldu.

Açıklamada, ABD’nin uluslararası ekonomik ve ticari düzeni saptırmak için tarifeleri istismar ettiğine, küresel ortak faydaya karşı kendi çıkarlarına öncelik verdiğine, kendi ekonomik gündemi için ülkelerin meşru çıkarlarını feda ettiğine işaret edilerek, “Bu eylemler kaçınılmaz olarak uluslararası toplumun yaygın muhalefetiyle karşılaşacak.” denildi.
“Çin, dünyaya kapılarını daha fazla açacak”

Çin’in ABD’nin bu adımlarına karşı egemenliğini, güvenliğini ve kalkınma çıkarlarını korumak için kararlı tedbirler alacağının altı çizilen açıklamada, Washington yönetimine, tarifeleri Çin ekonomisini ve ticaretini bastırmak için silah olarak kullanmaya ve Çin halkının meşru kalkınma hakkının altını oymaya son verme çağrısı yapıldı.

Açıklamada, Çin’in reform ve dışa açılma politikası sürdüreceği, kural, düzenleme yönetim ve standartlarını geliştirerek piyasa odaklı, hukuka dayalı ve uluslararası bir iş ortamını sağlayacağı vurgulanarak, “Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ve en büyük ikinci tüketici ürünleri pazarı olan Çin, uluslararası durum nasıl değişirse değişsin, kapılarını dış dünyaya daha fazla açacak.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Ekonomik küreselleşmenin toplumun kalkınması için tek yol olduğuna ve merkezinde DTÖ’nün olduğu kurallara dayalı çok taraflı ticaret sisteminin küresel ticaret, ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınmaya önemli katkı sağladığına işaret edilen açıklamada, açıklık ve işbirliğinin tarihin eğilimi olduğu, dünyanın karşılıklı izolasyon ve bölünmeye geri dönmemesi gerektiği kaydedildi.

Açıklamada, karşılıklı faydaya ve kazan-kazan sonuçlarına dayalı işbirliğinin insanlığın ortak özlemi olduğu savunularak, “ABD’nin komşuyu zarara sokma politikası sonunda geri tepecek.” ifadeleri kullanıldı.

Kalkınmanın bir ülkeler azınlığının imtiyazı değil, tüm ülkelerin evrensel hakkı olduğu, ekonomik küreselleşmeyi daha açık, kapsayıcı, evrensel olarak faydalı ve dengeli hale getirmenin uluslararası toplumun ortak sorumluluğu olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Ticaret savaşlarının ve tarife savaşlarının kazananı olmaz, korumacılık çıkmaz sokaktır. Tüm ülkeler, gerçek çok taraflılığı savunmalı, tek taraflılığın ve korumacılığın tüm biçimlerine karşı, merkezinde Birleşmiş Milletlerin olduğu uluslararası sistemi ve merkezinde Dünya Ticaret Örgütünün olduğu çok taraflı ticaret sistemini savunmak için birlikte çalışmalı. Dünya, hegemonyayı değil eşitliği kucaklamalı.”
Trump’ın “karşılıklı tarife” artışı ve Çin’in tepkisi

Çin’in adımı, ABD’de Başkan Donald Trump’ın “karşılıklı tarifeler” kapsamında Çin’e ek yüzde 34 gümrük tarifesi getireceğini açıklamasının ardından geldi.

Washington yönetimi, Çin’e yüzde 10 baz tarifeye ilave olarak yüzde 24 “karşılıklı tarife” olmak üzere toplam yüzde 34 ek gümrük tarifesi getirileceğini açıklamıştı.

Yeni tarife artışlarıyla ABD’nin Çin’den ithal ürünlere uyguladığı asgari gümrük tarifesi yüzde 54’e kadar çıkmıştı.

Çin, ABD’nin tarife artışlarına tepki gösteren ilk ülke olmuş, yüzde 34’lük tarife artışına karşı aynı oranda ek tarife uygulayacağını duyurmuştu.

Pekin yönetimi, ayrıca, Dünya Ticaret Örgütünde ABD aleyhine dava açmış, bazı nadir toprak elementlerinin ihracatına kısıtlama getirmiş ve ABD şirketlerine yönelik yaptırımlar açıklamıştı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İran ile Avrupa, İstanbul’daki müzakere sonrası görüşmelerin sürdürülmesi konusunda anlaştı

Published

on

By

İran ile 2015’teki nükleer anlaşmanın tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya arasında İstanbul’da yapılan görüşme sona ererken tarafların meselenin çözümü için yeniden bir araya gelinmesi konusunda mutabakata vardığı bildirildi.

İran ile E3 olarak adlandırılan nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları arasında İstanbul’daki nükleer görüşmede İran’ı temsil eden Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi, görüşmenin sonucuna ilişkin X hesabından açıklama yaptı.

İstanbul’da Avrupalı temsilcilerle ciddi, açık ve detaylı görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Garibabadi, “Yaptırımların kaldırılması ve nükleer meseleyle ilgili son gelişmeler ele alındı ve incelendi.” ifadelerini kullandı.

Garibabadi, bazı Avrupa ülkelerinin İsrail’in İran’a saldırılarında Tel Aviv’i destekleyen tutumlarını da görüşmede gündeme getirdiklerini ve bu tutumu eleştirdiklerini belirtti.

Garibabadi, şunları kaydetti:

“Sözde snapback mekanizması dahil olmak üzere ilkesel duruşlarımızı açıkladık. Her iki taraf da toplantıya belirli fikirlerle geldi ve bu fikirlerin çeşitli yönleri incelendi. Bu konudaki istişarelerin devam etmesi konusunda mutabakata varıldı.”

İran nükleer dosyasına dair belirsizliklerin ve gerilimlerin giderek tırmandığı bir dönemde İran ile 2015’teki nükleer anlaşmanın tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya arasında İstanbul’da nükleer konuda görüşme yapılmıştı.

– İsrail’in saldırıları sonrası müzakere süreci kesilmişti

İran ile ABD müzakere süreci devam ederken İsrail, 13 Haziran’da İran’a saldırı başlatmış ve hem ABD hem de Avrupa ile müzakere süreci kesilmişti.

İran, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayla kaldırılan Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının geri getirilmesini sağlayabilecek “tetik mekanizması (snapback)” adı verilen maddenin, Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden endişe ediyor. Söz konusu mekanizmanın süresi 18 Ekim’de sona eriyor. İran’ın nükleer programıyla ilgili çözüm üretilemezse Avrupa ülkelerinin bu tarihten önce mekanizmayı işletebileceği öngörülüyor.

– 2015’teki nükleer anlaşma ve “tetik mekanizması”

İran ile BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya arasında 14 Temmuz 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında İran’ın nükleer faaliyetlerinin sınırlandırıldığı bir anlaşma imzalanmıştı. ABD, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilmiş ve İran’a yaptırımları geri getirmişti. İran, Avrupa ülkelerinden ABD’nin yaptırımlarını telafi edecek önlemler almasını istemiş ancak Avrupalılar, ABD’nin eylemine karşı çıksa da bu konuda adım atamamıştı.

İran, bunun üzerine bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmaya başlamış ve daha sonraki süreçte yüksek düzeyli uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelmişti.

İngiltere, Fransa ve Almanya ise ABD’nin tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanmayan nükleer anlaşmada yer verilen ve “snapback” olarak adlandırılan, İran’a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletme tehdidinde bulunuyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise Avrupalı tarafların, “anlaşmanın temellerini ihlal ettikleri” ve “anlaşmadaki katılımcı rollerini kaybettikleri” için mekanizmayı harekete geçirebilecek hukuki dayanağa sahip olmadığını ifade etmişti.

Taraflar, daha sonra İstanbul’da 25 Temmuz’da nükleer konuyu görüşmek üzere bir araya geleceklerini bildirmişti.

Devamını Oku

Dünya

Limasol yangını… Logginos: “Bugün durum çok daha iyi”

Published

on

By

Limasol bölgesine bağlı köylerde çıkan yangının büyük ölçüde kontrol altına alındığı, sınırlandırıldığı belirtildi.

“Sigmalive” haber sitesine göre İtfaiye Birimi İtfaiye Şefi Nikos Logginos yaptığı açıklamada dün akşam yangına ilişkin bazı canlanmaların yaşandığını ancak bugün, durumun çok daha iyi olduğunu ifade etti.

Yangının, bugün tamamen kontrol altına alınması konusunda iyimser olup olmadığı şeklindeki soru üzerine Logginos, yangının sınırlandırıldığını, alanın ne olduğunu bildiklerini bununla birlikte teyakkuzda olmaları ayrıca ileriki günlerde de dinamiklerin bölgede olması gerektiğine dikkati çekti.

Yunanistan’dan gelen 26 “orman komandosu” ile ilgili soru üzerine Logginos, Yunanistan’dan gelen ekibin, yangınların canlanması olaylarına yardımcı olacaklarını, bu kişilerin özel eğitimli olduğunu söyledi.

-Yanan alan

“Sigmalive” bir başka haberinde ise ilgili bir merkezin uydu verilerini baz alarak yaptığı ilk analize göre, Limasol yangının geride yaklaşık 125 kilometre karelik yanmış alan bıraktığını belirtti.

-Köyler elektriksiz

“Sigmalive” haber sitesi aynı haberi içerisinde Rum Elektrik Kurumu’nun (AİK) dağlık yangın bölgelerindeki 7 köye elektrik sağlama çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

AİK Basın Sözcüsü Dimitris Nathanail, yangında zarar gören 58 elektrik direğinin tamir edildiğini bununla birlikte tam olarak hasarın tespiti için de sayımın devam ettiğini ifade etti.

Devamını Oku

Dünya

İran ile Avrupa ülkeleri, nükleer faaliyetlere ilişkin görüşmeler için yeniden İstanbul’da bir araya geldi

Published

on

By

İran ile İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki nükleer faaliyetlere ilişkin görüşmeler için heyetler, İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda ikinci kez bir araya geldi.

Heyetleri taşıyan araçlar, İran’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na giriş yaptı.

Görüşmeler, basına kapalı gerçekleştiriliyor.

Dışişleri bakan yardımcıları düzeyindeki görüşmelere İran’ı temsilen dışişleri bakan yardımcıları Mecid Tahtrevançi ile Kazım Garibabadi katılıyor.

İran, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın Avrupalı taraflarının talebi üzerine yeni tur görüşmelerini gerçekleştirmeyi kabul etmişti.

İran ile anlaşmanın Avrupa’daki tarafları olarak bilinen İngiltere, Fransa ve Almanya’dan oluşan E3 grubu, 16 Mayıs’ta İstanbul’da dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde bir araya gelmişti. Taraflar, ABD ile İran arasında süren dolaylı müzakerelere paralel olarak temasların sürdürülmesi konusunda mutabık kalmıştı.

– İsrail’in saldırıları sonrası müzakere süreci kesilmişti

İran ile ABD müzakere süreci devam ederken İsrail, 13 Haziran’da İran’a saldırı başlatmış ve hem ABD hem de Avrupa ile müzakere süreci kesilmişti.

İran, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayla kaldırılan Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının geri getirilmesini sağlayabilecek “tetik mekanizması (snapback)” adı verilen maddenin, Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden endişe ediyor. Söz konusu mekanizmanın süresi 18 Ekim’de sona eriyor. İran’ın nükleer programıyla ilgili çözüm üretilemezse Avrupa ülkelerinin bu tarihten önce mekanizmayı işletebileceği öngörülüyor.

– 2015’teki nükleer anlaşma ve “tetik mekanizması”

İran ile BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya arasında 14 Temmuz 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında İran’ın nükleer faaliyetlerinin sınırlandırıldığı bir anlaşma imzalanmıştı. ABD, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilmiş ve İran’a yaptırımları geri getirmişti. İran, Avrupa ülkelerinden ABD’nin yaptırımlarını telafi edecek önlemler almasını istemiş ancak Avrupalılar, ABD’nin eylemine karşı çıksa da bu konuda adım atamamıştı.

İran, bunun üzerine bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmaya başlamış ve daha sonraki süreçte yüksek düzeyli uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelmişti.

İngiltere, Fransa ve Almanya ise ABD’nin tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanmayan nükleer anlaşmada yer verilen ve “snapback” olarak adlandırılan, İran’a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletme tehdidinde bulunuyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ise Avrupalı tarafların, “anlaşmanın temellerini ihlal ettikleri” ve “anlaşmadaki katılımcı rollerini kaybettikleri” için mekanizmayı harekete geçirebilecek hukuki dayanağa sahip olmadığını ifade etmişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam