Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Genel Kurul’da yeni Meclis binası konuşuldu

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda yeni Meclis binası konusunda güncel konuşmalar yapıldı.

CTP milletvekili Asım Akansoy Genel Kurulda söz alarak konuştu.

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” sözünün Genel Kurul salonunda yer aldığına işaret eden Akansoy, “Bu ifade bize şunu söylemektedir. Kıbrıslı Türkler, bir halktır, öznedir, kendi kararlarını kendileri verir, bunun sorumluluğunu üstlenir” dedi.

Kıbrıslı Türklerin mandayı da himayeyi de kabul etmediğini, etmeyeceğini ifade eden Akansoy, “Bir halkın özgür iradesi ancak ve ancak kendi kararlarını kendisi vermesi, yetkilerini bağımsız bir çerçevede kullanması ile mümkün olur” diye konuştu.

Yeni Cumhurbaşkanlığı ve Yeni Meclis binaları için ciddi emek ve ciddi rakamlar harcandığını, tüm bunların anlamının ne olduğuna dair konuşmaya ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Akansoy, konunun egemenlik, demokrasi, kendi kendini yönetmekle de ilgili olduğunu söyledi.

Kıbrıs Türk halkının önceliğinin yeni binalar olmadığını, özellikle eğitim, sağlık, altyapı gibi alanlarda büyük sıkıntılar olduğunu dile getiren Akansoy, “Önceliğimiz de tercihimiz de bu mekan, bu mekanda siyaset yapmak değildir” ifadelerini kullandı.

“Siyaset neredeyse, karar süreçleri, tartışmalar neredeyse orada olacağımızı söylemiştik. Ve elbette bugün buradayız” diyen Akansoy, halk için Meclis’te olduklarını, halk neredeyse orada olmaya devam edeceklerini ifade etti.

Devlet daireleri inşa edilecekse buradaki kurumların ve uzmanların dışlanamayacağını söyleyen Akansoy, “Biz konuştuk, siz başka tarafa baktınız. Biz eleştirdik siz kulağınızı kapadınız, biz yürüyüş yaptık siz gözlerinizi kapattınız, sustunuz ve anahtarları Ankara’dan gelen firmaya teslim ettiniz” dedi.

Günün sonunda Lefkoşa’ya toplumun yabancılaştığı bir bina inşa edildiğini söyleyen Akansoy, konteynerde ders yapan gençlerin ve öğretmenlerin, ilaç, yatacak yer bulamayan hastaların, asgari ücretlilerin ya da işsiz insanların burayla ilgili ne düşündüğünün bilinip bilinmediğini sordu.

Kıbrıslı Türklerin Türkiye’yi kardeş bildiğini ve bilmeye de devam edeceğini söyleyen Akansoy, Kıbrıslı Türklerin toplumsal yapısının, Türkiye’deki sosyal yapıyla etkileşim içinde olacağını ancak aynı homojen kap içerisine sokulamayacağını, bunun kabul edilemeyeceğini ifade etti.

Akansoy, Kıbrıslı Türklerin sahip olduğu değerlerin kendi toplumsal kodlarında mevcut olduğunu söyleyerek “Bunu değiştirmeye kalkmak kesinlikle kabul edilemez olduğu gibi, bir halka yapılacak en büyük kötülük olur” dedi.

Kıbrıs Türk halkının geleceğini belirleme noktasında kendisinin karar verici olması gerektiğini belirten Akansoy, “Kıbrıs Türk halkını ‘asalak’ olarak değerlendiremezsiniz. Kendi kendimizi yöneteceğimiz bir düzen ve kendi ayaklarımız üzerinde duracağımız bir ekonomik sistem için çalışmaya devam ediyoruz, edeceğiz” diye konuştu.

Disiplin tüzüğünün geri çekilmesi gerektiğini belirten Akansoy, “Sosyal değer yargılarımızın sınanması, düşmanlaştırılması, buradan hareketle toplum örgütlerimizin ötekileştirilmesi kesinlikle kabul edilir değildir” dedi.

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, yeni binanın hayırlı olmasını dileyerek, burada halkın yararına yasalar yapılmasını temenni etti.

Asım Akansoy’un konuşmasını sonunda istifa edeceğini açıklayacağını düşündüğünü belirten Oğuz, “Bunları burada söylüyorsanız, sonrasında da yapmanız gereken belliydi” dedi.

Bu ülkenin öncelikli ihtiyaçlarını bildiklerini kaydeden Oğuz, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkeye su getirdiğini, yol yaptığını, bunların hibe olduğunu belirterek, “Bunları söylerken boynuzunun bükülmesine gerek yok kendi ayakları üzerinde duran bir KKTC, Türkiye Cumhuriyeti’nin de halkımızın da beklentisi” dedi.

CTP’nin de bu ülkenin bütçesini bildiğini söyleyen Oğuz, belli yatırımların yapılamadığını, bunun da ülkenin gerçeği olduğunu ifade etti.

Pandemi döneminde ‘insanlar sokakta ölecek’ diye senaryolar yazıldığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle kısa sürede pandemi hastanesi yapıldığını ve o günlerin sağ duyuyla ve hep birlikte atlatıldığını kaydeden Oğuz, “Siz bu bina olmasa 2-3 okul yapılacaktı dediniz. Doğru. Bu okulları 40 seneden beri hangimiz yaptı. Belli hükümetler, mecburi ihtiyaçtan…” diye konuştu.

Bunların ucuz politikalar olduğunu söyleyen İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, hayat devam ettiği sürece ülkenin sorunları olacağını, yeni ihtiyaçlar da doğacağını kaydetti.

“Yapabildiklerimiz, yapamadıklarımız var. Pandemi hastanesi, bu bina.. Kendi düşüncenize göre, size yanlış geleni başköşeye oturtuyorsunuz” diyen Oğuz, “Eğitimde hiçbir şey yapmasak kabul ederim. Öyle değil. Kaç tane yeni okul yapıldı, kaçına güçlendirme yapıldı…” ifadelerini kullandı.

Bu tip eleştirilerin “ucuz siyasetten başka bir şey olmadığını” söyleyen Oğuz, hükümete ve Türkiye’ye bunların söylenmesini doğru bulmadığını kaydetti.

Oğuz, “Herkes bu ülkede taş üzerine taş koymaya çalışıyor. Bu toplumu kutuplaştırmaya gerek yok. Biz kucaklaşmak istiyoruz” dedi.

Oğuz, ayrıca Asım Akansoy’un sosyal medya üzerinden kendisine yönelttiği soruları da yanıtladı.

Milletvekillerinin yerinden sorusunu da yanıtlayan Oğuz, kırsal kesim arsalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Kırsal kesim arazileri dağıtılırken parti ayrımı yapılmadığını vurgulayan İçişleri Bakanı, müracaatların şeffaf şekilde değerlendirildiğini söyledi.

Kırsal kesim açılacak yeni köyler olduğunu da açıklayan Oğuz, önümüzdeki haftalarda duyuru yapacaklarını ve müracaat kabul edeceklerini söyledi.

Yeniden söz alan CTP milletvekili Asım Akansoy, “Beğenmediğiniz fikirleri ucuz diye niteleme hakkınız yoktur” diyerek Oğuz’u eleştirdi.

Yerinden söz alan İçişleri Bakanı Oğuz, bütün fikirlerin değerli olduğunu, ucuzluğun fikirle ilgili olmadığını, bunu söylemek istemediğini belirtti.

Konuşmasının devamında ne iseler o olduklarını belirten Akansoy, kabinedeki bakanların yeni Meclis binasına geçilmesiyle başka bir havaya girdiğini ifade etti. Akansoy, “Birisinin kıyafeti değiştiğinde tavırları değişmez. Daha konuşacağımız çok şey var” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

KTÖS yarın Dr. Suat Günsel Devlet İlkokulu’nda eylem yapacak

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), her yıl olduğu gibi, artan hava sıcaklıklardan dolayı okullardaki öğleden sonraki etkinlikler sonlandırılmadığı gerekçesiyle yarın saat 14.00’de Dr. Suat Günsel Devlet İlkokulu’nda eylem ve basın açıklaması yapacağını açıkladı.

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş yaptığı yazılı açıklamada, “Son 51 yıl her mayıs ayında artan sıcaklıklar ve okulların altyapı eksiklikleri nedeniyle öğleden sonra etkinlikleri sonlandırılırken, bu yıl Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu sendikalara düşmanca yaklaşımını çocukları cezalandırma noktasına taşımıştır.” ifadesini kullandı.

Sıcak havanın özellikle açık alan etkinliklerinde çocukların sağlığını tehdit ettiğini belirten Maviş, pedagojik kaygılarla yıllardır sürdürülen bu uygulamanın göz ardı edilmesinin bilimsel ve insani olmadığını savundu.

Açıklamada, “Sendikalara gözdağı vermek adına pedagojik gerekleri hiçe sayan bu karar, eğitimin niteliğini ve öğrencilerin sağlığını tehlikeye atmaktadır. Eğitim Bakanlığı’nın intikamcı tavrı kabul edilemez.” denildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Çavuş, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’ni kabul etti

Published

on

By

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Mehmet Nizam ve beraberindeki Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, görüşmede tarım sektörüne ilişkin güncel sorunlar ve çözüm önerileri ele alınırken, özellikle kuraklık, tarımsal destekler, akaryakıt sübvansiyonu ve sertifikalı tohum konularında kapsamlı değerlendirmelerde bulunuldu.

-Çavuş

Bir dönem Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği çatısı altında görev yapmış bir kişi olarak üretici camiasına olan bağlılığını yineleyen Çavuş, Birliğin 82. kuruluş yıl dönümünü de kutladı.

Çavuş, “Birliğinizin ve başkanınızın önderliğinde gösterdiğiniz birlik ve beraberlik oldukça kıymetlidir. Bu dayanışmanın başarıyı da beraberinde getirdiğine inanıyorum. Tarımın geleceğini üreticiyle birlikte şekillendireceğiz.” ifadelerini kullandı.

Toplantıda, iklim koşullarının giderek zorlaştığı bir dönemde kuraklıkla mücadele konusunun öncelikli gündem maddelerinden biri olduğunu ifade eden Çavuş, kuraklığın tarım üzerindeki etkilerini en aza indirmek için Çiftçiler Birliği ile iş birliği içinde yürütülen çalışmalara dikkat çekti.

Çavuş, kuraklık desteklerinin şekillenmesinde üreticilerin görüş ve taleplerinin önemli rol oynadığını vurguladı.

Tarım desteklerinin zamanında ödenmesinin üretici motivasyonu açısından hayati önem taşıdığına işaret eden Çavuş, “Hükümetimiz ve Bakanlığımız destek ödemelerini zamanında gerçekleştirmeyi görev bilmiştir. Bu konuda sorumluluğumuzun bilincindeyiz.” dedi.

Üretim maliyetlerini doğrudan etkileyen akaryakıt konusunda da önemli adımlar attıklarını belirten Çavuş, “Akaryakıt desteği konusunda önemli bir başarı sağladık. Üreticimizin yükünü hafifletmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Tarımsal verimliliğin artırılmasında kaliteli tohumun önemine dikkat çeken Bakan Çavuş, “Sertifikalı tohum konusunda birlikte adım atabiliriz. Bu alanda yapılacak her yatırım, doğrudan verim ve kaliteye yansıyacaktır.” dedi.

Toplantıda Birlik Yönetim Kurulu üyelerinin görüş ve önerilerini dinleyen Çavuş, ortak akıl ve istişare kültürünün tarım politikalarının temelini oluşturduğunu belirtti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Ertuğruloğlu:Kıbrıs sorunu, Kıbrıs Rum devletinin Kıbrıs Cumhuriyeti gibi tanınmasıdır

Published

on

By

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Kıbrıs sorunu, Kıbrıs Rum devletinin Kıbrıs Cumhuriyeti gibi tanınmasıdır. Bu hata yapılmaya devam edildiği ve adadaki Kıbrıs Türk devletinin varlığı inkar edildiği sürece, Kıbrıs sorununun çözülmesi hiçbir şekilde mümkün olmayacaktır.” dedi.

Ertuğruloğlu, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) Kıbrıs’la ilgili kararlarının hiçbiri bağlayıcı değil. Bunlar tavsiye niteliğinde. Bunun mükemmel örneği Türkiye. Türkiye, Kıbrıs Rum devletini Kıbrıs Cumhuriyeti’ymiş gibi tanımıyor, KKTC’yi tanıyor, bize büyükelçi gönderiyor ama BM ya da BMGK’nin Türkiye’yi Güvenlik Konseyi kararlarına uymadığı için cezalandırmaya çalıştığını duymuyorsunuz. Hiçbir işaret yok.” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, İstanbul’da bir otelde, bu yıl 28’incisi düzenlenen Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin “Ekoloji, Ekonomi, Enerji, Yapay Zeka ve Sağlık” başlıklı oturumunda konuştu.

Bakan Ertuğruloğlu, 1960’ta kurulan “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin, Rumların Türkleri silah zoruyla hükümet kurumlarından uzaklaştırmasıyla 1963’te sona erdiğini ve artık Ada’da iki devlet olduğunu vurguladı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 5 daimi üyesinin 1964’ten bu yana Kıbrıs Adası’nın gerçeğini görmezden geldiğini vurgulayan Ertuğruloğlu, Konsey’in, ayrıca Kıbrıslı Rumların kendi başına Kıbrıs Cumhuriyeti gibi davranmalarına izin verdiğini belirtti.

Ertuğruloğlu, bu süreçte, BMGK daimi üyesi devletlerin, Kıbrıs’taki Türklerin “statüsünü ve egemenliğini göz ardı ettiğinin” altını çizerek “Kıbrıs sorununa” yanlış teşhis konulduğunu ve bu hatanın bugün de sürdüğünü söyledi.

Bazı devletlerin, Kıbrıs konusunda alınan BMGK kararlarının bağlayıcı olduğuna “inandırıldığını” kaydeden Ertuğruloğlu, şunları kaydetti:

“BMGK’nin Kıbrıs’la ilgili kararlarının hiçbiri bağlayıcı değil. Bunlar tavsiye niteliğinde. Bunun mükemmel örneği Türkiye. Türkiye, Kıbrıs Rum devletini Kıbrıs Cumhuriyeti’ymiş gibi tanımıyor, KKTC’yi tanıyor, bize büyükelçi gönderiyor ama BM ya da BMGK’nin Türkiye’yi Güvenlik Konseyi kararlarına uymadığı için cezalandırmaya çalıştığını duymuyorsunuz. Hiçbir işaret yok.”

Ertuğruloğlu, “Dünyanın geri kalanıyla aramızdaki fark, dünyanın geri kalanının BMGK’nin hatasına uymayı seçmesi ve adada meşru bir Kıbrıs Cumhuriyeti yokken sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıyormuş gibi davranmasıdır. Elimizde iki Kıbrıs (devleti) var.” diye konuştu.

– Adadaki Türk devletinin “varlığı inkar edildiği sürece çözüm mümkün değil”

“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işlevsel federasyon şeklinde kurulduğunu ve iki ortak Türk ile Rumların birbirini dışlayarak devlet olduğunu iddia etme hakkı olmadığını vurgulayan Ertuğruloğlu, “Oysa uluslararası toplum tam da bunu yaptı.” ifadesini kullandı.

Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorunun çözülmesi gerektiğini söylemenin kolay olduğunu ve öncelikle bu sorundan neyin kastedildiğine karar verilmesi gerektiğini belirterek “Kıbrıs sorunu, Kıbrıs Rum devletinin Kıbrıs Cumhuriyeti gibi tanınmasıdır. Bu hata yapılmaya devam edildiği ve adadaki Kıbrıs Türk devletinin varlığı inkar edildiği sürece, Kıbrıs sorununun çözülmesi hiçbir şekilde mümkün olmayacaktır.” dedi.

Kıbrıslı Türklerin kendini ifade edebilmesi için uluslararası platform bulamadığını kaydeden Ertuğruloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu platformda sizlerle konuşma fırsatı bulmamın tek nedeni de bu etkinliğin Türkiye’de yapılıyor olması. Başka hiçbir yerde böyle bir fırsatımız yok. Kıbrıs Türk halkından biri olarak değinmeye çalıştığım ayrımcılık bu.”

Devamını Oku

Trending

Reklam