Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“7. Uluslararası Türk Dünyası Turizm Kongresi” DAÜ ev sahipliğinde başladı

Published

on

 

7. Uluslararası Türk Dünyası Turizm Kongresi”, Başbakan Yardımcılığı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanlığı’nın katkılarıyla Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Turizm Fakültesi ev sahipliğinde başladı. 2 gün sürecek kongrede,12 ülkeden bir kısmı da çevrim içi olmak suretiyle 335 katılımcı bildiri sunacak.

DAÜ Mustafa Afşin Ersoy konferans salonundaki açılış törenine, Kongre Onursal Başkanı olarak katılan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin, Türk dünyasının ayrılmaz ve kopmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak, “Ne mutlu Türk’üm diyene.” diye konuştu.

KKTC’ye Türk devletlerin başkentlerinden de direkt uçuşların başlaması temennisinde bulunan Tatar, Türk dünyasının turizm potansiyeline dikkat çekti. Direkt uçuşların kültürleri de kaynaştıracağını kaydeden Tatar, “300 milyonluk ailenin birbirine sarılmasıyla çok daha güçlü Türk dünyası olabiliriz.” dedi.

Başbakan Yardımcısı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da, kongrenin, sadece bir zirve değil, aynı zamanda kardeşlik ve kültürel bağlarla ortak tarihin mirasını yeniden hatırlamak ve geleceğe yön vermek adına çok değerli bir adım olduğunu kaydetti.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, DAÜ ve KKTC tanıtım filmleri  gösterildi, DAÜ Öğretim Üyesi Erkan Dağlı  müzik dinletisi sundu

-Maloney

Kongre açılışında ilk konuşmayı yapan DAÜ Turizm Fakültesi Dekan Vekili Yard. Doç. Dr. İlkay Yorgancı Maloney,  kongrenin sadece bir akademik etkinlik değil,  kültürlerin ve ortak mirasın buluştuğu bir platform olduğunu söyledi.

Maloney, kongrede bilgi paylaşımı yanında, yeni iş birlikleri ve sürdürülebilir turizmin amaçlandığını ifade etti. Maloney dünyada iş birliği, sürdürülebilirlik ve kültürel kimliğin her zamankinden daha fazla önem taşıdığını belirterek, kongrede önemli sorunlar ele alınarak çözüm önerileriyle Türk dünyası turizmine katkı sağlanacağını ifade etti.

-Tuna

Turizm Akademisyenleri Derneği Başkanı, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Kongre Eşbaşkanı Prof. Dr. Muharrem Tunca da konuşmasında, kongrenin sadece akademik bir toplantıdan ibaret olmadığını, ortak geçmişi, kültürel mirası, geleceğe dair güçlü vizyonu paylaşmak için bir araya geldiklerini söyledi.

Tuna, kongreye DAÜ ile birlikte ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, Türk dünyasının büyük bir kültür ve medeniyet coğrafyası olduğunun altını çizdi.

Muharrem Tuna, “Bu geniş coğrafyada bizi birbirimize bağlayan önemli unsurların başında turizm gekektedir.” Dedi. Tuna, Türk milletleti  arasında bağın güçlenmesinde ve gelişmesinde üretilen  bilginin paylaşılmasının büyük önem taşıdığını ifade etti.

Küresel ölçekte turizm faaliyetlerinin artışına dikkat çeken Tuna, Türk devletlerinin de bundan payını almak zorunda olduğunun altını çizdi.

Tuna, 2024 yılında dünya genelinde seyahat eden 1,4 milyar insanın 106,3 milyonunun Türk Devletleri Teşklilatı ve gözlemci 8 ülkede ağırlandığını söyledi.

-Kılıç

Kongre Eş Başkanı ve DAÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç da,  Türk dünyasından bilim insanlarını DAÜ’de ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.

Kılıç, KKTC’nin önde gelen devlet üniversitesi olarak DAÜ’nün akademik mükemmeliyetçiliğin peşine düşmesi; uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi; araştırma, yenilikçilik ve kültürel etkileşim yoluyla  bölgesel kalkınmaya katkı sunma konsunda önemli rol üstlendiğini kaydetti.

Hasan Kılıç, kongrenin turizmin akademik boyutunu güçlendirmeyi, ortak kültürel değerleri tanıtmayı  Türk dünyası genelinde sürdürülebilir ve kapsayıcı turizm politikalarına katkı sunmayı hedeflediğini ifade etti.

-İsahanlı

Hazar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Hamlet İsahanlı da, turizmin insanları en çok birleştiren  faaliyet olduğunun altını çizerek, seyahatin, sıkıcı günlük hayatı değiştirme, farklı hissetme, heyecanlanma gibi olumlu çok önemli etkisi olduğunu belirtti.

“Turizm hayatı süsler, renklendirir, dostluklara ve sevgi duygularına yol açar” diyen İsahanlı, günün şartlarında eskiden 40 günde gidilen mesafelere bugün gelişen teknolojiyle 4 saatte ulaşılabildiğini kaydetti. İsahanlı, turizmin yaygınlaşmasını örnekleriyle anlatarak, turizmin dünyanın en yaygın insan faaliyetlerinden olduğunun altını çizdi.

-Ataoğlu

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da,  kongrenin sadece  bir turizm zirvesi olmadığını, aynı zamanda kardeşliği kütürel bağları ve ortak tarihin mirasını yeniden hatırlamak ve geleceğe birlikte yön vermek adına çok değerli bir adım olduğunu vurguladı.

Ataoğlu, turizmin sadece bir ekonomik faaliyet olmadığını, milletlerin birbirini tanımasına, anlamasına ve kaynaşmasına vesile olan en güçlü araçlardan biri olduğunu söyleyerek, Türk dünyasının sahip olduğu zengin doğal güzelliklerin, tarihi mirasların kadim medeniyetler ve ortak kültürün benzersiz fırsatlar sunduğunu vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunu söyleyen Ataoğlu, KKTC’nin misafirperverliğine ve doğal  güzelliklerine dikkat çekti.

Ataoğlu, Türk dünyasının birlik ve beraberliğinin ekonomik kalkınma, sosyal gelişim ve kültürel zenginlik olarak geri döneceğini ifade etti.

Çok taraflı iş birliklerinin KKTC’nin uluslararası görünürlüğüne ve Türk dünyası içerisindeki yerinin güçlenmesine katkı sunacağına inandığını belirten Ataoğlu, Türk dünyası ve KKTC arasında bağların  güçlenmesinin, tanınma sürecine diplomatik ve stratejik katkı sağlayacağını söyledi.

Ataoğlu, “KKTC, her zaman bu iş birliklerinin destekçisi olacaktır.” diyerek, kongrenin Türk dünyasına kalıcı katkılar sağlamasını temenni etti. Ataoğlu, Türk dünyasının kardeşliğinin sonsuz olmasını dileyerek konuşmasını tamamladı.

-Tatar

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Kongre Onursal Başkanı olarak yaptığı konuşmada, KKTC’nin turizm ülkesi olduğunu belirterek, kongreye çok önem verdiklerini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu’nun liderliğinde turizmde çok önemli çalışmalar yapıldığını vurgulayan Tatar geçen hafta İstanbul’da yapılan tanıtıma dikkat çekti.

Tatar, Türk dünyası birlikte hareket ederse çok daha zengin turizm potansiyeline ulaşılacağını ifade etti

Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin turizmde marka oluşturduğunu ve bu yapılırken ciddi yatırımların yapıldığını söyleyerek, ülkenin on binlerce yıl geriye giden medeniyetin izlerini taşıdığını söyledi.

“Maraş açılımının” turizme katkısına değinerek, açıldığı günden beri ziyaretçi sayısının 2,5 milyona ulaştığını belirten Tatar, ileride KKTC’nin kalkınmasına yönelik açılım zeminlerinin oluşturulacağını kaydetti.

Tatar,  Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Macaristan’daki zirvede KKTC için söylediklerine ve çağrılara dikkat çekerek, KKTC’nin, ayrılmaz bir parçası olduğu Türk dünyasına büyük önem verdiğini söyledi.

Aradaki bağların gelişmesi için turizm faaliyetlerinin artırılabileceğine dikkat çeken Tatar, Türkiye’nin her yerinden direkt uçuşlarla ulaşabildiği KKTC’ye başta Bakü olmak üzere diğer Türk devletlerinden de direkt uçuşlara başlaması temennisinde bulundu.

Tatar, “300 milyonluk ailenin birbirlerine sarılmasıyla çok daha güçlü bir Türk dünyası oluşabileceğini bütün Türk dünyasına iletmek istiyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin Akdeniz’in incisi ve Mavi Vatan’ın kalbi olduğunu vurgulayarak, “Biz Türk dünyasının ayrılmaz, kopmaz ve saygın birer üyeleriyiz. Aramızdaki muhabbetin, tarihi ve kültürel bağların, milli değerlerin hepsinin bir bütün olarak bizleri geleceğe daha güçlü taşıyabilmesi için aramızdaki bağların daha da güçlenmesi gerekiyor” şeklinde devam etti.

Çağın teknolojik gelişmelerinin Türk dünyasını yılardan sonra bir araya getirdiğini vurgulayan Tatar, bu  yakınlığın potansiyel bir güç olduğunı söyledi.

Tatar, “Çağın nimetleri binlerce yıl sonra bizleri yakınlaştırmıştır. Benim kendi öz akrabalarımı, öz kardeşlerimi kucaklama fırsatı vermiştir. Ben bunu hissediyorum, buna değer veriyorum. Buradan Türk dünyasına saygımı, sevgimi muhabbetlerimi iletmek istiyorum. Kalın sağlıcakla. Ne mutlu Türk’üm diyene” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

11 İnönülü şehit düzenlenen törenle anıldı

Published

on

By

İnönü şehitleri düzenlenen törenle anıldı.

1958-1963 ve 1974 yıllarında şehit edilen 11 İnönülü için düzenlenen tören protokol sırasına göre şehitler anıtına çelenklerin konmasıyla başladı.

Ardından saygı duruşunda bulunuldu ve 3 el saygı atışı yapılarak, İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Törende Öykü Zort “ Bu Vatan Kimin?” isimli şiiri okudu.

Mesarya Belediye Başkanı Ahmet Latif törende yaptığı konuşmada, milli mücadele yıllarında İnönü köyünün 11 evladını toprağa verdiğini anımsatarak, şehitleri rahmetle andı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, 1974’ten önce ekmeğini kazanmak için işine giderken bir çok Kıbrıslı Türk’ün şehit edildiğini hatırlatarak, Rumların Kıbrıs Türkünü yok etmek için sistematik saldırılarda bulundu anlattı.

Kıbrıs Türk halkının kahramanca ülkesini ve halkını savunduğunu dile getiren Tatar, “1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve sonrasında Anavatan Türkiye’nin desteğiyle KKTC olarak dünyada haklı yerimizi alırken tüm bunları şehitlerimize borçluyuz” dedi.

Tatar, “Kıbrıs Türk halkının en az Rumlar kadar bu topraklarda hakkı vardır. Devletimizin kabul görmesi, egemenliğimizin tanınması gerekiyor, ancak o zaman adil kalıcı bir çözüm olur” dedi.
New York’ta da bu gerçekleri paylaşacağını ifade eden Tatar, bu kadar bedel ödeyen bir halkın egemenlik ve tanınma hakkı olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve devlet olduğunu vurgulayan Tatar, bir anlaşma olacaksa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin o anlaşmanın bir parçası olacağını söyledi.

Tören duaların okunmasıyla sona erdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü kutladı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32’nci kuruluşu yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanı Tatar yazılı mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs Türk Halkı için Türksoy teşkilatı büyük önem taşımaktadır. Kültürden sanata, edebiyata, tarihe, müziğe, farklı gelenekleri, örf ve âdetleri bir çatı altında toplayan TÜRKSOY’un 1993 yılından beri yaptığı çalışmaları buradan bir kez daha hürmetle selamlarım.

Türk Devletleri arasında 32 yıl önce kardeş halkların ortak iradesiyle temelleri atılan Türksoy, geçen zaman içinde Türk Dünyası’nın kültürel buluşma köprüsü olmuştur.

TÜRKSOY teşkilatının KKTC’ye gösterdiği ilgi alaka sonucunda, KKTC haksız bir şekilde maruz kaldığı birtakım engellemeleri kültür ve sanat alanında aşmıştır. TÜRKSOY’un bizlere açtığı kapı ve köprüler vasıtasıyla Kıbrıs Türk Halkının kültürü, sanatı, müziği, edebiyatı, örf ve âdetleri dünyaya ulaşmıştır. Çeşitli ülke ve şehirlerde, kültür ve sanatın farklı dallarında yapılan etkinliklerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin temsilcilerine kültür ve sanatlarını paylaşma fırsatı verilmiştir. Bu bakımdan da TÜRKSOY’a teşekkürlerimi iletiyorum.

KKTC ve TÜRKSOY iş birliği çerçevesinde bundan sonraki süreçte de Kıbrıs Türk Halkının kültür ve sanat insanlarının Türk Dünyası mümtaz şahsiyetleri arasında anılması ve ilan edilmesi bizler için de bir ilham kaynağı olacaktır. Dolayısıyla şimdiden sizlerin yapacağı çalışmalar için bir kez daha teşekkür diyorum.

Türk Halkları arasındaki kardeşlik bağları büyük önem taşımaktadır. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan’ın KKTC Halkı için aynı soydan gelen, aynı milletin evlatları olduğunu, gönül birliği, gelenek ve görenek, ortak kültür, ortak tarih ve ortak dil temelinde hiçbir farklılığının bulunmamaktadır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türk halklarının ortak kültürel mirasını yaşatma, tanıtma ve gelecek kuşaklara aktarma idealiyle kurulan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Özcenk’ten DAÜ-SEN’e çağrı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Dr. Erdal Özcenk, sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan asılsız açıklamaların zarar verici bulduğunu vurgulayarak, DAÜ Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) yönetimini kamuoyu üzerinden değil, üniversitenin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet etti.

“DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir” vurgusu yapan Özcenk, “Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir” dedi.

Erdal Özcenk’in açıklaması aynen şöyle:

“1979 yılında kurulan ve 1986’da devlet üniversitesi statüsünü kazanan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değil, bölgenin en köklü ve saygın yükseköğretim kurumlarından biridir. Uluslararası düzeyde akredite olmuş programları, seçkin akademik kadrosu ve çok kültürlü öğrenci yapısıyla DAÜ, bugüne kadar on binlerce mezun vermiş ve KKTC’nin dünyaya açılan bilimsel yüzü olmuştur.

DAÜ’nün varlığı ve başarısı, başta Gazimağusa olmak üzere ülke genelinde ciddi bir ekonomik ve sosyal katkı yaratmaktadır. Binlerce öğrencinin ve personelin oluşturduğu bu büyük yapı, yerel esnaftan konaklama sektörüne, ulaşımdan hizmet sektörüne kadar geniş bir yelpazede KKTC ekonomisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Üniversitemiz aynı zamanda ülkemizin tanıtımına, uluslararası platformda bilinirliğine ve itibarına da büyük değer katmaktadır.

Ancak bölgemizin içinde bulunduğu hassas coğrafi konum (özellikle Ortadoğu’daki süregelen savaşlar) ülkemize olan öğrenci başvurularını olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde, yükseköğretimin itibarı daha da önem kazanmışken, köklü ve güvenilir yapısıyla DAÜ’nün varlığı çok daha kritik bir hal almıştır.

Dünyadaki 193 ülkenin tamamında devlet üniversiteleri bulunmakta ve bu üniversiteler, ülkelerinin bilimsel gelişimi, gençliğin eğitimi ve toplumsal ilerleme açısından vazgeçilmez yapılardır. KKTC hükümetlerinin de DAÜ’ye bugüne kadar verdiği katkı ve desteğin değerli olduğunu özellikle belirtmek isterim. Üniversitemizin yaşaması ve eğitim kalitesinin daha da artırılması için gereken her türlü desteğin bundan sonra da verileceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

Bu süreçte, DAÜ-SEN Başkanı tarafından sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan açıklamaları son derece talihsiz ve kurumumuza zarar verici bulduğumu vurgulamak isterim. Öğrenci kayıtlarının devam ettiği, üniversitemizin geleceği açısından hayati öneme sahip bu dönemde yapılan asılsız ve temelsiz açıklamalar, kurum aidiyeti ve sorumluluk duygusuyla bağdaşmamaktadır.

DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir. Üniversitemize ilişkin görüş ve eleştirilerin, kurumun kendi içindeki platformlarda, akademik teamüller ve karşılıklı saygı çerçevesinde ifade edilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. KKTC’deki tüm siyasi görüşlerin de DAÜ’nün kurumsal yapısına zarar verebilecek yaklaşımlardan uzak durmaları ortak sorumluluğumuzdur.

Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir.

DAÜ-SEN yönetimini, kamuoyu üzerinden değil, üniversitemizin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet ediyorum. Kurumun geleceğini birlikte konuşmak ve geliştirmek, hepimizin ortak görevidir.”

TAK

Devamını Oku

Trending

Reklam