Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

KKTC ve TC’den öykü yazarlarının buluştuğu “Tarih, Kültür ve Kahramanlık Öyküleştirme Çalıştayı” düzenlendi

Published

on

Millî Eğitim Bakanlığı ile TC Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğinde, çocuk ve gençlik edebiyatını teşvik etmek, yaratıcı yazma becerilerini desteklemek ve iki ülke arasındaki kültürel ve pedagojik iş birliğini güçlendirmek amacıyla, Türkiye ve KKTC’den öykü yazarlarının buluştuğu “Tarih, Kültür ve Kahramanlık Öyküleştirme Çalıştayı” düzenlendi.

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhuriyet Yerleşkesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinlik, saygı duruşu ve İstiklâl Marşıyla başladı.

-Tatar

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar açılışta yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türkü’nün 450 yıldır bu topraklarda kendi kimliğiyle var olduğunu belirterek “Kendi geleneklerimiz, kültürümüz ve ayrılmaz bir parçası olduğumuz büyük Türk Milletinin değerleriyle bu topraklarda varlığımızı sürdürdük” dedi.

Kıbrıs Türk halkının her türlü baskı ve mezalime karşı, ecdadının bıraktığı dini, dili ve kültürü yaşatmak için mücadele verdiğine dikkat çeken Tatar, bu mücadelenin yalnızca top ve tüfekle değil, aynı zamanda kültürel bir direnişle sürdürüldüğünü ifade etti.

“Söz uçar yazı kalır” diyen Tatar, yaşananların, tarihin ve siyasal gerçekliklerin yazılı hale getirilmesinin önemine işaret ederek, çalıştayın bu anlamda büyük bir değer taşıdığını, sonuç bildirgesinin gelecek nesillere aktarılacak güçlü bir temel oluşturacağını söyledi.

Konuşmasında KKTC’nin resmi dilinin Türkçe olduğunu vurgulayan Tatar, Kıbrıs konusuna da değinerek, “Kıbrıs Türk halkının kendine ait bir dili, dini ve kültürü vardır. ‘Kıbrıslı’ diye bir şey esasında yok. Ya Kıbrıs Türküsün ya da Kıbrıs Rum” ifadelerini kullandı.

Tatar, iki toplumun dini, dili ve kültürel değerlerinin tamamen farklı olduğunun altını çizerek, KKTC’nin Doğu Akdeniz’de bağımsız bir devlet olarak “Mavi Vatan’ın kalbinde” yer aldığını söyledi.

Tatar, KKTC’nin turizm, yükseköğrenim, tarım, sanayi ve teknoloji alanında daha güçlü bir merkez haline geleceğini de sözlerine ekledi.

-Başçeri

TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de çalıştayın en temel amaçlarından birinin millet ve tarih bilincini çocuklara ve gençlere kazandırmak olduğunu belirtti.

“Gençlerin geleceği inşa etmesi çok önemlidir” diyen Başçeri, gençlerin tarihlerini öğrenmelerinin ve kendi kültürlerine olan aidiyet duygularını kaybetmemelerinin en önemli amaçlardan biri olması gerektiğini vurguladı.

Başçeri, “Bunu başarmanın yolu da çocuklara başka kültürlerin dayattığı ve yarattığı sahte kahramanlar yerine, kendi topraklarından çıkan gerçek kahramanları tanıtmak olmalıdır.” dedi.

Bunun da en önemli aşamasının kahramanlık öykülerini romanlarla, öykülerle, şiirlerle yaşatmak ve genç neslin bunlardan haberdar olmasını sağlamak olduğunu belirten Başçeri, “Var olan zengin tarihi kaynaklarımızı kullanarak, gerçek kahramanlık hikayelerimizi ve kahramanlarımızı yeni nesillere aktaracak eserleri yaratmamız gerekir. Bu bağlamda sizler ve değerli yazarlarımızın ortaya koyacağı eseler bizler için önemli.” ifadelerini kullandı.

Başçeri, çalıştay kapsamında ortaya konacak fikirlerin tarih anlatımında yeni ufuklar açacağını ve her birinin kalplere dokunacak yeni öykülerin temellerinin atılmasına vesile olacağını kaydetti.

-Çavuşoğlu

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ise, KKTC’de bu temada ilk kez bir buluşmanın gerçekleştirildiğine dikkati çekti. Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca büyük bedeller ödeyerek dinini, dilini ve kimliğini koruduğunu, bu mücadeleye dair birçok öykünün henüz kaleme alınmadığını vurguladı.

Çalıştayın, geçmişte yaşanan kahramanlıkları edebi metinlere dönüştürme konusunda önemli bir adım olacağını ifade eden Çavuşoğlu, Kıbrıs Türk halkının yalnızca son 50 yıla değil, 450 yıla dayanan köklü bir geçmişe sahip olduğunu söyledi.

İngiliz ve Rum yönetimleri altında verilen direnişi hatırlatan Çavuşoğlu, kurak ve çorak topraklarda başlayan bağımsızlık mücadelesinin, ağır bedeller ödenerek bugünkü noktaya ulaştığını belirtti.

Bakan Çavuşoğlu, Anadolu’dan beklenen desteğe duyulan güvenle geçen bu süreçte yaşanmış çok sayıda kahramanlık öyküsünün hâlâ yazılmayı beklediğini söyledi.

Tarihe ışık tutacak bu öykülerin kaleme alınarak gelecek kuşaklara aktarılması adına düzenlenen çalıştayın çok kıymetli bir adım olduğuna inanç belirten Çavuşoğlu, ortaya çıkacak sonuçların eğitim politikalarına da yol gösterici olacağını ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak gerekli katkıyı koyacaklarını ifade etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Baṣbakan Üstel:Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, yaptığı yazılı açıklamayla Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine ve günümüzde ifade özgürlüğü üzerinden yapılan bazı yayınlara ilişkin önemli mesajlar verdi. Üstel, ifade özgürlüğünün kişilik haklarına saldırı anlamına gelmediğini vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs adasını vatan yapma sürecinde canı pahasına mücadele verdiğini belirten Başbakan Üstel, Rumların ENOSİS hedefinin çok öncesinde bile Kıbrıs Türklerinin hedef alındığını hatırlattı. İnsan haklarının zayıflatılmakla kalmayıp yok edilmeye çalışıldığını ifade etti.

Üstel, “Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin hedeflerinden biriydi. TMT’nin askeri görevini Güvenlik Kuvvetleri devralırken, UBP siyasi anlamda bu mücadelenin bayrağını taşımaya devam etmiştir” dedi.

“Basın özgürdür ancak… yalan ve hakaret düşünce özgürlüğü değildir”

KKTC’de basının özgür olduğunu vurgulayan Üstel, gazeteci olmayanların dahi yayın yapmasını sabırla izlediklerini ancak bu durumu kötüye kullanan bazı kişi veya yayınlara karşı hoşgörünün sınırları olduğunu ifade etti.

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, toplum değerlerine yönelik hakaret içerikli yayınlar da ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez,” diyen Üstel, özellikle merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı hedef alan yayınları hukuk devleti çerçevesinde takip ettiklerini söyledi.

“Toplumsal barış korunmalıdır”

Üstel açıklamasında, Denktaş’ın fikirlerinin halen yaşamakta olduğunu ve Türklük dünyasında yüksek itibara sahip olduğunu belirtti. Aynı düşüncelerin Dr. Fazıl Küçük ve diğer mücadele önderleri için de geçerli olduğunu söyledi.

“Toplumsal barışı yüksek bir duyarlılıkla korumak zorundayız” diyen Başbakan, ifade özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin net tavır alması gerektiğinin altını çizdi.

Açıklamasının sonunda Üstel, özgürlüğü istismar eden yayınlara karşı hoşgörünün benzer davranışları cesaretlendirdiğini belirterek, “Yılan gibidir; bir gün bugün seyredenleri de sokar. Kimse ‘Beni sokmayan yılan bin yaşasın’ diyemez” ifadelerini kullandı.

Dilerseniz bu haberi kısa bir sosyal medya duyurusu veya manşet formatına da çevirebilirim.

Devamını Oku

Kıbrıs

Karadeniz Kültür Derneği, Yeniboğaziçi ve LAÇ belediyelerinden eş zamanlı plaj temizliği

Published

on

By

Karadeniz Kültür Derneği, Yeniboğaziçi Belediyesi ve Lapta Alsancak Çamlıbel (LAÇ) Belediyesi iş birliğiyle çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla eş zamanlı bir plaj temizliği etkinliği yaptı. 

Karadeniz Kültür Derneğinden verilen bilgiye göre gönüllüler ile belediye ekiplerinin katıldığı etkinlikte bu sabah eş zamanlı olarak iki farklı bölgede  Yeniboğaziçi Belediyesi Plajı ve LAÇ Belediyesine bağlı plajların temizliği yapıldı.

Etkinlikte konuşan Temiz Kumsallar Komitesi Sözcüsü Emin Yazıcı, bugünkü temizlik kampanyasıyla farkındalık oluşturmak istediklerini  belirterek, “Amacımız, gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakmak ve bu konuda sürdürülebilir projeler üretmek” dedi.

Halkın bu tür etkinliklere destek vermesinin çevre bilincinin gelişmesi açısından önemli olduğuna da dikkat çeken Yazıcı, “Temiz bir dünya, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu projemize ortak olan LAÇ Belediyesi, Yeniboğaziçi Belediyesi, Cittaslow ekibi, sosyal gençlik derneğine ve Karadeniz Kültür Derneği yönetimine, üyelerine ve katkı sağlayan tüm duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ederiz.” dedi.

 

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

KKTC’deki öğrencilik yıllarında tadından etkilendiği yaban mersininin Zonguldak’ta üreticisi oldu

Published

on

By

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde yaşayan psikolog Selçuk Kaymak, öğrencilik yıllarında tadından etkilendiği tıbbi ve aromatik bitkilerden yaban mersini (mavi yemiş) yetiştirmeye başladı.

Kentte bir kurumda psikolog olarak görev yapan 31 yaşındaki Kaymak, KKTC’de üniversite eğitimi aldığı yıllarda ilk kez yediği yaban mersininin tadını beğendi.

Çocukluk yıllarından bu yana doğa ve toprakla iç içe büyüyen Kaymak, zaman içerisinde eğitimini tamamlayıp mesleğini eline almasının ardından belirli zamanlarda şehir stresinden uzak kalmak, toprak ve hayvancılıkla uğraşan ailesine katkı sağlamak amacıyla yaban mersini yetiştirmeye karar verdi.

Araştırmalar yapan Kaymak, bu meyveyi yetiştirmek için Litvanya’dan özel olarak toprak, İstanbul’dan da fidanları getirtti. Babasına ait iki dönümlük bahçede üretime başlayan Kaymak, ilk hasadını geçen yıl yaptı.

İşten kalan zamanlarını bahçede geçiren ve bahçeye gelenlere mahsulü doğrudan toplama imkanı da sunan Kaymak, gayretiyle gençlere örnek olmayı hedefliyor.

– “Kesinlikle ticari amaç gütmüyorum”

Selçuk Kaymak, AA muhabirine, köyde doğup büyüdüğünü, doğaya ve toprağa karşı her zaman ilgisinin olduğunu söyledi.

Yaban mersinini ilk kez KKTC’de tükettiğini ve tadını beğendiğini aktaran Kaymak, daha sonraları bununla ilgili araştırmalar yaptığını, mesleğini eline aldıktan sonra da babasının bahçesinde bu işi yapmaya karar verdiğini anlattı.

Kaymak, iki dönümlük arazide çalışmalara başladığını belirterek, “Bin fidanım var. Yaklaşık 2,5 yıldır bu işi tamamen doğal, kendi imkanlarımla, otomasyon sistemim olmadan yapmaya çalışıyorum. Bu yıl ikinci kez hasat ediyorum. Severek yapıp bu işte olmaya çalışıyorum.” dedi.

Toprakla uğraşmayı sevdiğini dile getiren Kaymak, şöyle devam etti:

“Bu işi yapabilir miyim diye düşündüm. Büyük emekler sonucunda bahçeyi kurdum. Bahçeyi kurarken de ailem ve yakınlarımdan destek aldım. Yaban mersini içerisinde zaten bin adet, ‘hobi amaçlı üretim’ olarak geçer çünkü genelde büyük bahçelerde 20-25 bin fidan bulunur. Kesinlikle ticari amaç gütmüyorum. Aileme kazancı oluyor. Benimki hobi, zaman geçirme. Doğayla, toprakla buluşarak kendimi deşarj etme yöntemi olarak bu bahçeyi kullanıyorum. Mesleki olarak söylersem, benim terapi yöntemim. Doğa bizi gerçekten tamir ediyor. Buna her zaman inanırım.”

Kaymak, yaban mersininin, içerdiği yüksek antioksidan, vitamin ve mineral değerleri sayesinde faydalı olduğunu aktardı.

Yaban mersininin özel besleme ve bakım koşulları olduğunu, özel toprak istediğini anlatan Kaymak, meyvenin bakımıyla sabırla ve özenle ilgilendiğini dile getirdi.

Kaymak, bir işi gerçekleştirmek için istekli olmanın önemine işaret ederek, “Bir şeyi yapabilme gücü insanların içinde varsa kesinlikle bırakmasınlar çünkü ben bunu hissettim ve isteyerek başladım. Fidanlarımı İstanbul’dan getirtip evimin önüne koyduğumda, ‘Bunlar ne?’ diye söylenenler muhakkak olmuştur. Bu hale gelebileceğine kimse inanmamıştır ama ben inanıyordum.” ifadelerini kullandı.

İnanmanın başarmanın yarısı olduğunu vurgulayan Kaymak, “Bu işin severek yapılması gerekiyor. Sadece ticari amaçla bu işi yapacaklarsa yapmasınlar. Bahçemdeki her fidanı tanıyorum. Onların ne durumda olduğunu takip etmeye çalışıyorum.” diye konuştu.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam