Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Published

on

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Ersin Tatar, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Derneğini ziyaret etti.

Ersin Tatar burada yaptığı konuşmada 5 yıl önce iki devletli çözüm siyaseti için yola çıktığını belirterek, Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle KKTC’nin kabul görmesi ve tanıtılması için uğraş verdiğini söyledi.

ULUSLARARASI TOPLANTILARA BAYRAĞIMIZLA KATILIYORUZ
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle Türk Devletler Teşkilatı’na üye olunduğunu ve KKTC bayrağıyla Cumhurbaşkanı olarak kendisinin ve kurumların toplantılara katıldığını dile getiren Tatar, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve İslam İşbirliği Teşkilatında statünün yükseldiğini kaydetti.

TÜRK TARAFI İYİ NİYETİYLE FEDERASYONU SAVUNDU
Türk tarafının iyi niyetle Crans Montana görüşmelerine dek federasyon görüşüldüğünü ancak sonuç alınamadığını belirten Tatar, Türkiye’nin yer almadığı Avrupa Birliğine Güney Kıbrıs’ın tek taraflı girmesiyle federasyon defterinin kapandığını ifade etti.

İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM SİYASETİ TBMM’DE OY BİRLİĞİ İLE GEÇTİ
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 18 Temmuz 2024 tarihinde iki devletli çözüm siyasetinin oy birliği ile geçtiğini hatırlatan Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurul Toplantılarında birçok kez yeni siyasete destek verdiğini vurguladı.

FEDERASYON MASALI İLE HALKI KANDIRMAK İSTİYORLAR
Federasyon ile Kıbrıs Türkü’nün azınlığına düşürülmek ve Türkiye’nin adadan çıkarılmak istendiğine işaret eden Tatar, Türkiye’nin duruşu ortadayken, halen federasyon masalı ile halkın kandırılmaya çalışıldığına dikkat çekti.

KIBRIS TÜRKÜ’NÜN GÜVENLİĞİNİ SADECE TÜRKİYE SAĞLAR
Silahlanan Güney Kıbrıs’ta yabancı askeri üslere de izin verildiğini anlatan Tatar, adanın silah deposuna çevrildiğini dile getirdi. Dünyadaki gelişmelere bakılınca Kıbrıs Türkü’nün güvenliğinin ancak Türkiye’nin varlığıyla sağlanacağının daha iyi anlaşıldığını aktaran Tatar, jeopolitik ve jeostratejik gelişmelere bakıldığından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin öneminin arttığını vurguladı.

MİLLİ SİYASETİ SÜRDÜRECEĞİZ
TMT üyelerine seslenen Tatar, “Tecrübelerinizi ve geçmişte yapılanları anlatmanız önemlidir. Zor günleri yaşayanlar bilir. Sizlere yaptıklarınızdan dolayı minnettarım. Dr Fazıl Küçük, Raul Raif Denktaş ve Dr Derviş Eroğlu milli siyaseti yürüttü. Vasiyeti devam ettireceğiz” dedi

5’İNCİ KOL FAALİYETLERİYLE SALDIRIYORLAR
Moral ve motivasyonu bozmak için uğraş verildiğini dile getiren Tatar, “5’inci kol faaliyetleri ve saldırılara rağmen davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Bu yol Türkiye ile birlikte yürünebilir. Türkiye her zaman arkamızdadır ve yanımızdadır” diye konuştu.

CTP’NİN ERDOĞAN’I BOYKOT ETMESİNİ RUM BASINI DÜNYAYA DUYURDU
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mecliste iki devletli çözüm siyasetini anlatacağı dönemde CTP’nin boykot ederek katılmadığını dile getiren Tatar, bu gelişmeyi Rum basının anında dünyaya duyurduğunu ifade etti.

FEDERASYONU SAVUNANLAR, TÜRKİYE İLE NASIL İSTİŞARE EDECEK
Görüşmelere Crans Montana’da bırakılan yerden devam etmek istendiğine işaret eden Tatar, “Türkiye’nin duruşunu görünce federasyon kelimesini kullanmaktan çekiniyorlar. Türkiye, milli siyaseti dünyaya duyuruldu. Hal böyle iken Türkiye ile nasıl istişare edilecek” dedi.

GARANTÖRLÜĞÜN VE ASKERİ VARLIĞIN SONA ERMESİNİ SESSİZCE ONAYLIYORLAR
Federasyonu savunalara atıfta bulunan Tatar, “Karşı taraf ‘Rum’la ortaklık kuracağım’ derken, Türkiye’nin garantörlüğünün sona ermesi askerinin çıkmasını sessizlikle onaylamaktadır” ifadelerini kullandı.

İYİ İLİŞKİLERİMLE YATIRIMLARIN ÖNÜNÜ AÇTIM
Milli siyaseti Türkiye’de ve dünyanın bir çok yerinde savunduğunu anlatan Tatar, “İcraat makamında değilim ancak sağladığım iyi ilişkilerle yatırımların önünü açtım. Cumhurbaşkanlığı, meclis ve doğa park yapıldı. Ulaşım, iletişim ve sağlık alanlarında yatırımlar yapıldı. Son 5 yılda ülkeye milyarlarca lira geldi” diye konuştu.

YATIRIMLARIN DEVAMI İÇİN İSTİKRAR DEVAM ETMELİ
Türkiye’nin garantörlüğünün ve askeri varlığının devamı için iki devletli çözüm siyasetini savunduğunu aktaran Tatar, “Bayrak, devlet ve Türkiye diyorum. Ülkeye alt ve üst yapı yatırımlarının yapılması için istikrarın devamını istiyorum” dedi.

SEÇİMİN ARDINDAN ATILACAK MANŞETLERİ HAZIRLADILAR
Seçimi kazanması durumunda iki devletli çözüm siyaseti ve Türkiye ile iyi ilişkilerin devam ettirileceğini dile getiren Tatar, federasyonu savunanların kazanması durumunda ise dünya basınında atılacak manşetlerin, ‘Kıbrıs Türk halkı egemenliğine sahip çıkmadı ve Türkiye ile iyi ilişkiler zarar gördü’ şeklinde olacağını kaydetti.

HRİSTODULİDİS’İN TEK UMUDU ERHÜRMAN’DIR
ELAM’ın desteğiyle Rum Lider Nikos Hristodulidis’in hareket ettiğine işaret eden Tatar, “Hristodulidis’in tek umudu, Erhürman’ın kazanmasıdır. Bu nedenle ‘Tatar, kaybedecek, Erhürman gelince görüşmeler Crans Montana’da kaldığı yerden başlayacak’ şeklinde haberler yaptırıyorlar” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi’nde iki devleti çözüm kararının çıkmasına değinen Tatar şöyle konuştu:

“İki Devletli Çözüm Siyasetinin adamızda kalıcı bir barış ve istikrar için tek çözüm olduğunun kararını aldı. Çünkü son beş yıldır her yerde savunduğumuz ve arkasında dimdik durduğumuz yeni politika bu olduğu için karar aldı.

Anavatan Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi, iktidarıyla, muhalefetiyle, İki Devletli Çözüm Siyasetine tam destek verdiği için aldı. Türkiye Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan İki Devletli Çözümün artık Kıbrıs’ta tek çözüm yolu olduğunu dünyaya defalarca ilan ettiği için aldı. CTP ve onun adayı ise Cumhuriyet Meclisi’nden arkalarına bile bakmadan kaçtılar. Kıbrıs Türk Halkının siyasi iradesinin tecelli ettiği yerden sen nasıl kaçıyorsun? Reddettiklerini kimse görmesin diye oylamaya bile katılmadılar.”

“Kendi siyasi görüşlerinin arkasında bile duramayanlar, Kıbrıs Türk Halkının, Lefkoşalıların iradesinin arkasında durabilir mi” diyen Tatar, Rum tarafının nasıl müzakere masalarından kaçtıysa, Kıbrıs Türk Halkını eşiti olarak kabul etmekten, gasp ettikleri haklarımızı vermekten kaçtıysa CTP ve adayının da kaçtığını vurguladı. Tatar konuşmasının devamında, “Çünkü bunların ruh ikizi, bunların siyaset ikizi Rum milliyetçisi, komünist AKEL’di. Bunlar zoru gördü mü kaçarlar. Bu kadar açık söylüyorum” diye konuştu.

CTP’nin adayı Erhürman’ın seçim öncesi Türkiye ile de görüşeceğini ve seçilirse ilk ziyaretini Türkiye’ye yapacağını söylediğine işaret eden Tatar, “Türkiye kabul etmeden bir anlaşma olmaz diyor. Hani bir söz vardır: e günaydın derler. Bugüne kadar aklınız neredeydi? Neler dediniz bugüne kadar Anavatan Türkiye için biz bilmiyor muyuz? CTP’nin adayı Türkiye’yi vesayetçi olarak suçlamadı mı? Türkiye’nin vesayeti kalkmadan ekonomimiz düzelmez demedi mi? Bunların gazetesinde Türkiye’ye tıpkı Rum’un yaptığı gibi işgalci denmedi mi?

“Bunları duyan da Kıbrıs Türkü’nün haklarını gasp edenin, Kıbrıs Türkü’ne izolasyon ve ambargoları koyanın Rum kesimi değil Türkiye olduğunu sanır” diyen Tatar, Kıbrıs Türkü’nü, devletini KKTC’yi dünyada tek tanıyan, halkın sesini her platformda dünyaya duyuran Anavatanı bile suçlu ilan ettiklerini ve anavatana vefasızlık yaptığını kaydetti.

“Sınır kapısı açılmasını mayınların temizlenmesini bile ret ediyorlar”

1963’ten bu yana Kıbrıs Türklerinin, Halkın her kesimi üzerinde izolasyon ve ambargoları uygulayanların bırakın ambargoları kaldırılmasını mevcut sınır kapılarından geçişleri bile zorlaştırdığına dikkat çeken Tatar, “Metehan’daki sıkışıklık dinsin diye iki taraf arasında ticaret artsın, geçişler kolaylaşsın diye Haspolat kapısını hemen açalım dedik. Peki ne oldu? Bunu da reddettiler. Ara bölgedeki mayınların temizlemesini bile kabul etmediler. İşte bunların zihniyeti budur kardeşlerim” dedi.

Rum tarafının mevcut statükonun, mevcut durumun değişmesini asla istemediğini belirten Tatar, “Rum’un rahatı yerinde. Rum, Kıbrıs Türkü’nü, Lefkoşalı kardeşlerimizi eşiti olarak görmüyor. Adamızın zenginliğini ve iktidarı sizlerle paylaşmak istemiyor” dedi.

Peki Rum tarafının taviz ve toprakların dörtte birini istediğini dile getiren Tatar, “Yerleşik diye tanımladığı 1974 sonrası adamıza gelmiş, bu toprakları vatan bilmiş kardeşlerimizi adadan göndereceğiz diyor. Türkiye’nin garantörlüğü kalksın, Kıbrıs Türkü’nün huzuru ve güvenliği için burada bulunan Türk Ordusu adayı tamamen terk etsin istiyor. Ve bu zihniyet hiç değişmedi. Bu zihniyet değişmeden Kıbrıs Türk Halkının kabul edeceği bir çözümün olması mümkün mü? Federasyon dedikleri tüketilmiş, son kullanma tarihi çoktan geçmiş model budur kardeşlerim.

“Denktaş yerine gelirsek ambargoları kaldıracağız dediler başaramadılar”

Erhürman’ın destekleyenleri geçmişte göreve geldiğini ancak Kıbrıs sorununu çözemediğini ve ambargoları kaldıramadığını belirten Tatar, “Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş görüşmeci olduğu sürece Kıbrıs meselesi çözülemez dediler. Annan Planında geriye çekildi, Türk tarafı evet Rum tarafı hayır demesine rağmen Kıbrıs Türküne haksızlık yapılma devam edildi. Ambargolar kalkmadı. Talat, çözemeyince kendimi Sarayönünde asayım mı dedi” ifadelerini kullandı.

Tufan Erhürman’ın Kıbrıs Rum tarafının keyfi ve ırkçı uygulamaları nedeniyle karma evliliklerden dolayı hakları gasp edilen vatandaşları kandırmaya çalışarak oy avcılığı yaptığını belirten Tatar, “Cumhurbaşkanı görevine aday olan kişi Rum pasaportu vermeyi taahhüt ediyor. Bu seçim dönemine yalan şampiyonu olarak geçmiştir. Bu insanlarımız bu ırkçı Rum yönetimini önce Rum mahkemelerine vermiştir. Bu mahkemelerden çıkan olumsuz kararı da Rum yüksek mahkemesine götürmüştür. Rum yüksek mahkemesi bu insan hakları ihlalini görmezden gelerek reddetmiştir. Konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine çözülecektir” dedi.

Bu gerçekler ortadayken sen Rum’dan ne alacaksın? Diye soran Tatar, “Senin kendi milletvekillerin dahi bunun propaganda olduğunu söylerken insanlarımızı neden kandırmaya çalışıyorsun. Sen zamanında sayın Talat’ın hukuk ekibinde olan biriydin. Bu konuyu gündeme dahi getirmediniz. Şimdi kalktın tam seçim öncesi manipülasyonla duygu sömürüsüyle insanları kandırıp oy alacağını düşünüyorsun. ” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel, cumhurbaşkanlığı seçimine bir  gün kala yaptığı açıklamada, UBP seçmenine ve tüm Kıbrıs Türk halkına seslendi.

Üstel, seçimlerin bir kader oylaması olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Bu seçimde oy kullanmak, devlete, egemenliğe, cumhuriyete ve geleceğe sahip çıkma sorumluluğudur. Her UBP’linin görevi sandığa gitmek ve devlete sahip çıkmaktır. Biz de bunu yapacağız. Kararımız nettir. Kararımız iki devlettir. Oyumuz Ersin Tatar’dır.”

“BİZ BU TOPRAKLARA OLAN BORCUMUZU DİRENEREK ÖDEDİK”

Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca ağır bedeller ödeyerek özgürlüğünü kazandığını belirten Üstel, şöyle devam etti:

“Sevgili kardeşlerim, değerli büyüklerim, kıymetli evlatlarım; Biz bu topraklarda özgürce yaşamak için çok ağır bedeller ödedik. Gün geldi, şehit düştük, can verdik. Gün geldi, evsiz kaldık, göç ettik ama diz çökmedik. Biz bu topraklara olan borcumuzu direnerek ödedik.”

“BU DEVLETİ BİZ KURDUK”

Üstel, Ulusal Birlik Partisi’nin bu mücadelenin siyasal omurgası olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

“Biz Ulusal Birlik Partisiyiz. Bu devleti biz kurduk. Bu devlete sahip çıkmaya yemin ettik. O yemin hâlâ yüreğimizdedir. O yemin hâlâ bu partiye can veren ruhtur.”

“ŞİMDİ BİRLİK OLMA ZAMANIDIR”

Birlik ve bütünlük çağrısı yapan Üstel, kişisel hesapların bir kenara bırakılması gerektiğini belirtti:

“Bizim kişisel beklentilerimiz, Kıbrıs Türkü’nün kaderi karşısında bir damla bile değildir. O yüzden şimdi kırgınlıkları, dargınlıkları bir kenara bırakma zamanıdır. Şimdi bir olma zamanıdır. Şimdi birlik olma zamanıdır. Şimdi yeminimize sahip çıkma zamanıdır. Şimdi oyumuzu kullanma ve oyunları bozma zamanıdır.”

“BU SEÇİM, BİR DÖNÜM NOKTASIDIR”

Seçimin sadece bir siyasi yarış değil, devletin geleceğini belirleyecek bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Üstel, şu ifadeleri kullandı:

“Bu seçim, bir dönüm noktasıdır. Bu seçim, dünle gelecek arasında bir seçimdir. Bu seçim, partimize, davamıza sahip çıkma seçimidir. Bu seçim, birlikte kurduğumuz devlete, cumhuriyete ve uğruna can verdiğimiz bu vatana sahip çıkma seçimidir. Bu seçim, egemenliğimize, bağımsızlığımıza, özgürlüğümüze, bayrağımıza, toprağımıza ve Anavatan Türkiye ile olan bağlarımıza sahip çıkma seçimidir.”

“BİZİM OYUMUZ İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMEDİR”

Üstel, UBP’nin vizyonunun net olduğunu belirterek şöyle dedi:

“Bizim oyumuz iki devletli çözümedir. Bizim oyumuz egemenliğedir. Bizim oyumuz düne değil, geleceğedir. Bizim oyumuz Ersin Tatar’adır. Ve bizim oyumuz, Türkiye ile omuz omuza yürümeyedir.”

“ZAFERİMİZ ŞİMDİDEN KUTLU OLSUN”

Seçimlerde sandığa gitmenin devlet bilinciyle eşdeğer olduğunu vurgulayan Üstel, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

“O yüzden sandığa gideceğiz. Oyumuzu kullanacağız. Vereceğimiz her oy, Ulusal Birlik Partisi’nin onurudur. Seçimler demokrasinin bayramıdır. Ve bu bayram, halkımızın bayramı olacaktır. Zaferimiz şimdiden kutlu olsun.”

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 19 Ekim 2025 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi ile ilgili duyuru yayımladı.

YSK’dan yapılan açıklamada, oy verme süresinin saat 08.00’de başlayıp 18.00’de sona ereceği bildirildi.

5/1976 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 104. maddesi uyarınca, 19 Ekim 2025 Pazar günü saat 19.00’a kadar radyo, televizyon ve her türlü yayın organı tarafından seçim ve sonuçları ile ilgili haber, tahmin ve yorum yapılmasının yasak olduğu hatırlatıldı.

Açıklamada ayrıca, seçim günü sandık alanları içerisinde veya civarında herhangi bir kişi tarafından aday ya da siyasi parti ambleminin veya işaretinin taşınmasının yasak olduğu vurgulandı.

YSK, aday veya siyasi partilerin propagandasını çağrıştıran herhangi bir renk, giysi, emtia veya maske kullanılmasının da yasak olduğunu bildirdi.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde propaganda süresinin yarın saat 18.00’de sona ereceğini hatırlattı.

Kurul, yasağa uymayanlar hakkında toplatma, kapatma ve erişim engelleme dahil her türlü yasal tedbirin uygulanacağı uyarısında bulundu.

YSK’nın 17 numaralı duyurusunda, 5/1976 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 65(2) ve 68(1) maddeleri uyarınca, siyasal partiler ile bağımsız adayların yürüttüğü propaganda faaliyetlerinin belirtilen tarih ve saatte biteceği belirtildi.

Duyuruda, yarın saat 18.00’den sonra propaganda ve propaganda niteliğindeki yayınların yapılmasının yasak olduğu vurgulanarak, yasağın sosyal medya ve internet ortamını da kapsadığı, haber sitelerindeki banner ve benzeri içeriklerin bu saatten itibaren kaldırılması gerektiği hatırlatıldı.

YSK açıklamasında ayrıca, Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 187’nci maddesine atıfta bulunularak, oy verme gününden önceki gün saat 18.00’den sonra ve oy verme gününde genel veya halka açık yerlerde seçim propagandası yapan, bu amaçla yayınlarda bulunan, seçimin düzenini bozabilecek veya oy verme serbestliğini etkileyebilecek nitelikte söz, yazı ya da başka yollarla propaganda yapan veya asılsız söylenti yayan kişilerin, altı aya kadar hapis cezasına çarptırılabileceği ifade edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam