Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Published

on

Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, seçim çalışmaları kapsamında Gönyeli’de halkla buluştu.

Gönyeli Alayköy Belediye Başkanı Hüseyin Amcaoğlu, Başbakan Ünal Üstel, bazı bakanlar ve milletvekillerinin de katıldığı görkemli gecede, Tatar coşkulu kalabalığa hitap etti…

-Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konuşmasına, “ Gönyeli dediğimizde KKTC’nin harcıdır, mührüdür, namusudur, onurudur” diyerek başladı.

Tatar, Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) tarih boyunca Kıbrıs Türk halkının haklı davasını savunduğunu belirterek şöyle devam etti:

“Biz hep söylüyoruz; Ulusal Birlik Partisi yıllarca iki devleti savunmuştur, Rum’la ortaklığı reddetmiştir. Rum’la ortaklık Kıbrıs Türk halkını bir maceraya sürükler. 1960 yılında büyüklerimizin yaşadıklarını unutmadık. Geçmişini bilmeyen milletler yok olmaya mahkûmdur.
İşte bizler bu siyasetin devamı olarak, atalarımızdan, şehitlerimizden, onların vasiyetlerinden bize bırakılan emaneti geleceğe taşıyabilmek için devlet diyoruz, Cumhuriyet diyoruz, bayrak diyoruz, Anavatan diyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte bu yolu yürümekten dolayı memnuniyetimizi her zaman açık bir şekilde haykırıyoruz.”

“KARŞI TARAF KENDİ KENDİYLE ÇELİŞİYOR, SİYASET NAMUSTUR, DÜRÜSTLÜKTÜR!”

Cumhurbaşkanı Tatar, karşı tarafın adayının tutarsız söylemlerine dikkat çekerek, Rum tarafıyla ortaklık hayalleri kuranların kendi tabanlarını dahi inandıramadığını vurguladı ve
“Karşı taraftaki kişi hâlâ ne diyor? Rum tarafıyla ortaklık diyor! Ortaklık olduktan sonra Türk askerinin adadan çekilmesini bile göze alanlar, şimdi Türkiye’den gelen mesajlarla ne söyleyeceklerini şaşırdılar.Bir yandan kendi tabanına öyle diyor, bir taraftan bu tarafa göz kırpıyor. Birazdan o da iki devlet diyecek, birazdan Türkiye garantördür diyecek, birazdan asker burada kalsın diyecek. Nasıl oldu bu iş? Sen kendi kendinle çelişiyorsun.” dedi.

Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Siyaset demek namus demektir, siyaset demek dürüstlük demektir, siyaset demek saygınlık demektir. Halkın sana güvenmediği bir ortamda siyaset yapamazsın. Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ülkemize geldiğinde meclise gitmediler, koltuklarını boş bıraktılar. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı konuşma yaparken bu ülkenin ana muhalefetinin koltukları bomboştu!
Bu en büyük ciddiyetsizliktir. Bunu biz unutmayız, unutturmayız. Şimdi çıkmışlar ciddiyetten bahsediyorlar. Bizim yerleşkeler yapılırken telleri yıktılar, ‘binalar yapılmasın’ dediler. Binalar bitti, şimdi bizimle beraber oraya yerleşmeye çalışıyorlar. İşte bunların ciddiyeti bu kadar! Ciddiyetsizlik ancak bu kadar olur.”

“BİZİM YOLUMUZ ANAVATANLA BERABERLİK YOLUDUR”

Tatar, iki devletli siyasetten geri adım atmayacaklarını vurgulayarak Türkiye ile yürütülen iş birliğinin önemine dikkat çekti ve:

“Bir yanlışımız varsa bizi sorgulasınlar, bizim sorunumuz yok. Biz iki devlet dedik, Türkiye ile bu yolu yürüdük. Türkiye Büyük Millet Meclisi iki devlet kararı almıştır, Milli Güvenlik Kurulu iki devlet kararı almıştır. Hal böyleyken Cumhurbaşkanı her yerde ‘federasyon defteri kapanmıştır’ derken, buradakiler hâlâ federasyondan bahsediyor.

Türkiye ile ters düşmek pahasına siyaset gütmektedirler. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile bu eksen değişikliğinde yeni siyasetin tekrar onayı için, 19 Ekim’de sandıklardan zaferle çıkacağız ve memlekete hizmetlerimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

KARŞI TARAFIN MEYDANLARINDA TÜRK VE KKTC BAYRAĞI YOK!”

Tatar ayrıca,

“Karşı taraftakilerin meydanlarında ne Türkiye Cumhuriyeti bayrağı var, ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrağı var. Çünkü akılları karışık…Kime hizmet ettiklerini bilmeden siyaset yapanlar bu ülkede yok olmaya mahkûmdurlar. İnşallah bunları federasyon gibi 19 Ekim günü sandığa gömeceğiz.”ifadelerini kullandı.

“GELECEĞİMİZİN TEMİNATI GENÇLERİMİZE GÜVENİYORUM”

Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasında gençlere de seslendi ve şunları söyledi:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dedik, ülkemizi tanıttık dedik. Bu topraklarda onurumuzla geleceği hep birlikte yürümenin mutluluğu içerisindeyiz. Bizim beklentimiz daha güçlü, daha onurlu bir gelecektir.
Ben bir kez daha siz gençleri kutluyorum, sizlere olan güvenimi ifade etmek istiyorum. Gelecek sizlerindir! Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, gelecek gençlerin elindedir.

Gençlerimiz, geleceğimizin teminatıdır. Biz bu meydanlarda, çocuklarımızla, bayraklarımızla bu yolu yürüyebilmenin gururu ve mutluluğu içerisindeyiz”

“GÖNYELİ’DEN ZAFERİ İLAN EDİYORUZ!”

Tatar konuşmasını şu sözleri noktaladı:

“Bizler bu yolu yürüyebilmenin gururu içerisinde Gönyeli’de zaferi bu akşam ilan ediyoruz.
Bu kadar coşku, bu kadar sevgi demektir ki 19 Ekim akşamı sandıklar açıldığında hep birlikte ‘zafer bizimdir’ diyeceğiz.

Halkımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, egemenliğe ve Anavatan’la ilişkilere sahip çıkacak. Hep birlikte istikrarlı bir şekilde yürüyerek hükümetimizin ve Ulusal Birlik Partisi’nin güçlenmesiyle, önümüzdeki dönemde yeni zaferlere imza atacağız.

Hepinizi kutluyorum, teşekkür ediyorum. Gazamız mübarek olsun!”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi’nde iki devleti çözüm kararının çıkmasına değinen Tatar şöyle konuştu:

“İki Devletli Çözüm Siyasetinin adamızda kalıcı bir barış ve istikrar için tek çözüm olduğunun kararını aldı. Çünkü son beş yıldır her yerde savunduğumuz ve arkasında dimdik durduğumuz yeni politika bu olduğu için karar aldı.

Anavatan Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi, iktidarıyla, muhalefetiyle, İki Devletli Çözüm Siyasetine tam destek verdiği için aldı. Türkiye Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan İki Devletli Çözümün artık Kıbrıs’ta tek çözüm yolu olduğunu dünyaya defalarca ilan ettiği için aldı. CTP ve onun adayı ise Cumhuriyet Meclisi’nden arkalarına bile bakmadan kaçtılar. Kıbrıs Türk Halkının siyasi iradesinin tecelli ettiği yerden sen nasıl kaçıyorsun? Reddettiklerini kimse görmesin diye oylamaya bile katılmadılar.”

“Kendi siyasi görüşlerinin arkasında bile duramayanlar, Kıbrıs Türk Halkının, Lefkoşalıların iradesinin arkasında durabilir mi” diyen Tatar, Rum tarafının nasıl müzakere masalarından kaçtıysa, Kıbrıs Türk Halkını eşiti olarak kabul etmekten, gasp ettikleri haklarımızı vermekten kaçtıysa CTP ve adayının da kaçtığını vurguladı. Tatar konuşmasının devamında, “Çünkü bunların ruh ikizi, bunların siyaset ikizi Rum milliyetçisi, komünist AKEL’di. Bunlar zoru gördü mü kaçarlar. Bu kadar açık söylüyorum” diye konuştu.

CTP’nin adayı Erhürman’ın seçim öncesi Türkiye ile de görüşeceğini ve seçilirse ilk ziyaretini Türkiye’ye yapacağını söylediğine işaret eden Tatar, “Türkiye kabul etmeden bir anlaşma olmaz diyor. Hani bir söz vardır: e günaydın derler. Bugüne kadar aklınız neredeydi? Neler dediniz bugüne kadar Anavatan Türkiye için biz bilmiyor muyuz? CTP’nin adayı Türkiye’yi vesayetçi olarak suçlamadı mı? Türkiye’nin vesayeti kalkmadan ekonomimiz düzelmez demedi mi? Bunların gazetesinde Türkiye’ye tıpkı Rum’un yaptığı gibi işgalci denmedi mi?

“Bunları duyan da Kıbrıs Türkü’nün haklarını gasp edenin, Kıbrıs Türkü’ne izolasyon ve ambargoları koyanın Rum kesimi değil Türkiye olduğunu sanır” diyen Tatar, Kıbrıs Türkü’nü, devletini KKTC’yi dünyada tek tanıyan, halkın sesini her platformda dünyaya duyuran Anavatanı bile suçlu ilan ettiklerini ve anavatana vefasızlık yaptığını kaydetti.

“Sınır kapısı açılmasını mayınların temizlenmesini bile ret ediyorlar”

1963’ten bu yana Kıbrıs Türklerinin, Halkın her kesimi üzerinde izolasyon ve ambargoları uygulayanların bırakın ambargoları kaldırılmasını mevcut sınır kapılarından geçişleri bile zorlaştırdığına dikkat çeken Tatar, “Metehan’daki sıkışıklık dinsin diye iki taraf arasında ticaret artsın, geçişler kolaylaşsın diye Haspolat kapısını hemen açalım dedik. Peki ne oldu? Bunu da reddettiler. Ara bölgedeki mayınların temizlemesini bile kabul etmediler. İşte bunların zihniyeti budur kardeşlerim” dedi.

Rum tarafının mevcut statükonun, mevcut durumun değişmesini asla istemediğini belirten Tatar, “Rum’un rahatı yerinde. Rum, Kıbrıs Türkü’nü, Lefkoşalı kardeşlerimizi eşiti olarak görmüyor. Adamızın zenginliğini ve iktidarı sizlerle paylaşmak istemiyor” dedi.

Peki Rum tarafının taviz ve toprakların dörtte birini istediğini dile getiren Tatar, “Yerleşik diye tanımladığı 1974 sonrası adamıza gelmiş, bu toprakları vatan bilmiş kardeşlerimizi adadan göndereceğiz diyor. Türkiye’nin garantörlüğü kalksın, Kıbrıs Türkü’nün huzuru ve güvenliği için burada bulunan Türk Ordusu adayı tamamen terk etsin istiyor. Ve bu zihniyet hiç değişmedi. Bu zihniyet değişmeden Kıbrıs Türk Halkının kabul edeceği bir çözümün olması mümkün mü? Federasyon dedikleri tüketilmiş, son kullanma tarihi çoktan geçmiş model budur kardeşlerim.

“Denktaş yerine gelirsek ambargoları kaldıracağız dediler başaramadılar”

Erhürman’ın destekleyenleri geçmişte göreve geldiğini ancak Kıbrıs sorununu çözemediğini ve ambargoları kaldıramadığını belirten Tatar, “Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş görüşmeci olduğu sürece Kıbrıs meselesi çözülemez dediler. Annan Planında geriye çekildi, Türk tarafı evet Rum tarafı hayır demesine rağmen Kıbrıs Türküne haksızlık yapılma devam edildi. Ambargolar kalkmadı. Talat, çözemeyince kendimi Sarayönünde asayım mı dedi” ifadelerini kullandı.

Tufan Erhürman’ın Kıbrıs Rum tarafının keyfi ve ırkçı uygulamaları nedeniyle karma evliliklerden dolayı hakları gasp edilen vatandaşları kandırmaya çalışarak oy avcılığı yaptığını belirten Tatar, “Cumhurbaşkanı görevine aday olan kişi Rum pasaportu vermeyi taahhüt ediyor. Bu seçim dönemine yalan şampiyonu olarak geçmiştir. Bu insanlarımız bu ırkçı Rum yönetimini önce Rum mahkemelerine vermiştir. Bu mahkemelerden çıkan olumsuz kararı da Rum yüksek mahkemesine götürmüştür. Rum yüksek mahkemesi bu insan hakları ihlalini görmezden gelerek reddetmiştir. Konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine çözülecektir” dedi.

Bu gerçekler ortadayken sen Rum’dan ne alacaksın? Diye soran Tatar, “Senin kendi milletvekillerin dahi bunun propaganda olduğunu söylerken insanlarımızı neden kandırmaya çalışıyorsun. Sen zamanında sayın Talat’ın hukuk ekibinde olan biriydin. Bu konuyu gündeme dahi getirmediniz. Şimdi kalktın tam seçim öncesi manipülasyonla duygu sömürüsüyle insanları kandırıp oy alacağını düşünüyorsun. ” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı ve Başbakan Ünal Üstel, cumhurbaşkanlığı seçimine bir  gün kala yaptığı açıklamada, UBP seçmenine ve tüm Kıbrıs Türk halkına seslendi.

Üstel, seçimlerin bir kader oylaması olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Bu seçimde oy kullanmak, devlete, egemenliğe, cumhuriyete ve geleceğe sahip çıkma sorumluluğudur. Her UBP’linin görevi sandığa gitmek ve devlete sahip çıkmaktır. Biz de bunu yapacağız. Kararımız nettir. Kararımız iki devlettir. Oyumuz Ersin Tatar’dır.”

“BİZ BU TOPRAKLARA OLAN BORCUMUZU DİRENEREK ÖDEDİK”

Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca ağır bedeller ödeyerek özgürlüğünü kazandığını belirten Üstel, şöyle devam etti:

“Sevgili kardeşlerim, değerli büyüklerim, kıymetli evlatlarım; Biz bu topraklarda özgürce yaşamak için çok ağır bedeller ödedik. Gün geldi, şehit düştük, can verdik. Gün geldi, evsiz kaldık, göç ettik ama diz çökmedik. Biz bu topraklara olan borcumuzu direnerek ödedik.”

“BU DEVLETİ BİZ KURDUK”

Üstel, Ulusal Birlik Partisi’nin bu mücadelenin siyasal omurgası olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

“Biz Ulusal Birlik Partisiyiz. Bu devleti biz kurduk. Bu devlete sahip çıkmaya yemin ettik. O yemin hâlâ yüreğimizdedir. O yemin hâlâ bu partiye can veren ruhtur.”

“ŞİMDİ BİRLİK OLMA ZAMANIDIR”

Birlik ve bütünlük çağrısı yapan Üstel, kişisel hesapların bir kenara bırakılması gerektiğini belirtti:

“Bizim kişisel beklentilerimiz, Kıbrıs Türkü’nün kaderi karşısında bir damla bile değildir. O yüzden şimdi kırgınlıkları, dargınlıkları bir kenara bırakma zamanıdır. Şimdi bir olma zamanıdır. Şimdi birlik olma zamanıdır. Şimdi yeminimize sahip çıkma zamanıdır. Şimdi oyumuzu kullanma ve oyunları bozma zamanıdır.”

“BU SEÇİM, BİR DÖNÜM NOKTASIDIR”

Seçimin sadece bir siyasi yarış değil, devletin geleceğini belirleyecek bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Üstel, şu ifadeleri kullandı:

“Bu seçim, bir dönüm noktasıdır. Bu seçim, dünle gelecek arasında bir seçimdir. Bu seçim, partimize, davamıza sahip çıkma seçimidir. Bu seçim, birlikte kurduğumuz devlete, cumhuriyete ve uğruna can verdiğimiz bu vatana sahip çıkma seçimidir. Bu seçim, egemenliğimize, bağımsızlığımıza, özgürlüğümüze, bayrağımıza, toprağımıza ve Anavatan Türkiye ile olan bağlarımıza sahip çıkma seçimidir.”

“BİZİM OYUMUZ İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMEDİR”

Üstel, UBP’nin vizyonunun net olduğunu belirterek şöyle dedi:

“Bizim oyumuz iki devletli çözümedir. Bizim oyumuz egemenliğedir. Bizim oyumuz düne değil, geleceğedir. Bizim oyumuz Ersin Tatar’adır. Ve bizim oyumuz, Türkiye ile omuz omuza yürümeyedir.”

“ZAFERİMİZ ŞİMDİDEN KUTLU OLSUN”

Seçimlerde sandığa gitmenin devlet bilinciyle eşdeğer olduğunu vurgulayan Üstel, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

“O yüzden sandığa gideceğiz. Oyumuzu kullanacağız. Vereceğimiz her oy, Ulusal Birlik Partisi’nin onurudur. Seçimler demokrasinin bayramıdır. Ve bu bayram, halkımızın bayramı olacaktır. Zaferimiz şimdiden kutlu olsun.”

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 19 Ekim 2025 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi ile ilgili duyuru yayımladı.

YSK’dan yapılan açıklamada, oy verme süresinin saat 08.00’de başlayıp 18.00’de sona ereceği bildirildi.

5/1976 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 104. maddesi uyarınca, 19 Ekim 2025 Pazar günü saat 19.00’a kadar radyo, televizyon ve her türlü yayın organı tarafından seçim ve sonuçları ile ilgili haber, tahmin ve yorum yapılmasının yasak olduğu hatırlatıldı.

Açıklamada ayrıca, seçim günü sandık alanları içerisinde veya civarında herhangi bir kişi tarafından aday ya da siyasi parti ambleminin veya işaretinin taşınmasının yasak olduğu vurgulandı.

YSK, aday veya siyasi partilerin propagandasını çağrıştıran herhangi bir renk, giysi, emtia veya maske kullanılmasının da yasak olduğunu bildirdi.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde propaganda süresinin yarın saat 18.00’de sona ereceğini hatırlattı.

Kurul, yasağa uymayanlar hakkında toplatma, kapatma ve erişim engelleme dahil her türlü yasal tedbirin uygulanacağı uyarısında bulundu.

YSK’nın 17 numaralı duyurusunda, 5/1976 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 65(2) ve 68(1) maddeleri uyarınca, siyasal partiler ile bağımsız adayların yürüttüğü propaganda faaliyetlerinin belirtilen tarih ve saatte biteceği belirtildi.

Duyuruda, yarın saat 18.00’den sonra propaganda ve propaganda niteliğindeki yayınların yapılmasının yasak olduğu vurgulanarak, yasağın sosyal medya ve internet ortamını da kapsadığı, haber sitelerindeki banner ve benzeri içeriklerin bu saatten itibaren kaldırılması gerektiği hatırlatıldı.

YSK açıklamasında ayrıca, Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 187’nci maddesine atıfta bulunularak, oy verme gününden önceki gün saat 18.00’den sonra ve oy verme gününde genel veya halka açık yerlerde seçim propagandası yapan, bu amaçla yayınlarda bulunan, seçimin düzenini bozabilecek veya oy verme serbestliğini etkileyebilecek nitelikte söz, yazı ya da başka yollarla propaganda yapan veya asılsız söylenti yayan kişilerin, altı aya kadar hapis cezasına çarptırılabileceği ifade edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam