Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

AB: Suriye’nin kuzeydoğusundaki güvensiz ortamdan endişeliyiz

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Sözcüsü Stano, Suriye’de terör örgütü YPG/PKK’nın kendilerini protesto eden sivil halka ateş açarak 8 kişinin ölümüne neden olması üzerine, “Suriye’nin kuzeydoğusundaki güvensiz ortamdan endişeli” old

Published

on

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu sözcülerinden Peter Stano, Suriye’nin Halep ilinin Münbiç ilçesindeki protestolarda hayatını kaybeden kişiler bulunduğuna yönelik haberleri gördüklerini ifade etti.

Sözcü Stano, “AB’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda devam eden güvensiz ortamdan duyduğu endişe sürmektedir. AB, tüm aktörlere BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararı uyarınca ülke genelinde ateşkesi uygulama çağrısını yinelemektedir” dedi.

AB’nin Suriye krizinin tüm taraflarına uluslararası insani hukuka saygı duyma çağrısında bulunduğunu vurgulayan Stano, şöyle devam etti:

“Buna sivillerin korunması görevi de dahildir. AB, Suriye’deki çatışmada uluslararası insani hukukun ve insan hakları hukukunun herhangi bir tarafça ihlal edilmesi durumunda hesap sorulması gerektiğini düşünmektedir. Suriye’nin etnik ve dini azınlıklarının talepleri, BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararının uygulanmasında ve dolayısıyla Suriye’nin geleceğinde gerektiği gibi dikkate alınmalıdır.”

Stano, Suriye’deki krizi sadece BM himayesinde ve Suriyelilerin öncülüğündeki bir siyasi çözümün sonlandırabileceğini kaydetti.

Münbiç’te yaşananlar

Nüfusunun yüzde 99’u Arap olan Münbiç’in ilçe merkezi ve çevre mahallelerdeki yüzlerce sivil hafta başında, YPG/PKK’nın, kız ve erkek çocuklarını “zorunlu askerlik” adı altında silahlı kadrosuna katma uygulamasına karşı çıkarak örgütü protesto etmek için bir araya gelmişti.

YPG/PKK’lı teröristlerin, protesto düzenleyen halka ateş açmasıyla 1 sivil ölmüş, 3 sivil yaralanmıştı. Olayın ardından ilçe merkezindeki öfkeli kalabalık, Halep Yolu üzerinde YPG/PKK’nın kontrol noktasını ele geçirerek ateşe vermiş, ayrıca kepenk kapatarak örgüte tepki göstermişti.

Burada da örgüt sivillere ateş açmış ve 7 kişiyi öldürmüş, 27 kişiyi yaralamıştı. Örgüt, protestoları engellemek için gece yarısı itibarıyla 48 saatliğine “sokağa çıkma yasağı” getirmişti.

Terör örgütü YPG/PKK, 1990-2003 yıllarında doğan kız ve erkekleri, bir yıl civarında sürelerle “zorunlu askerlik” adı altında zorla silahlı kadrosuna katmak üzere alıkoyuyor.

Terör örgütü, işgalindeki Münbiç, Aynularab (Kobani), Kamışlı, Malikiyye, Dirbasiye, Haseke, Rakka ve Deyrizor bölgelerinde Arap çocukları ve gençleri bu şekilde zorla kadrolarına katıyor.

Mutabakatlara rağmen Münbiç örgütün işgalinde

Halep’in Münbiç ilçesi, Ağustos 2016’dan bu yana YPG/PKK’nın işgalinde bulunuyor. ABD, ilçenin DEAŞ’tan temizlenmesinin ardından YPG/PKK’lıların Münbiç’i terk edeceği sözünü vermişti.

Washington yönetimi taahhüdünü yerine getirmezken Türkiye ve ABD, Haziran 2018’de Münbiç yol haritasında uzlaşmıştı ancak ABD’nin oyalamaları nedeniyle yol haritası tamamlanamadı.

Rusya da Ekim 2019’da Türkiye ile Barış Pınarı Harekatı sırasında vardığı mutabakatla terör örgütünü Münbiç’ten çıkarmayı taahhüt etmişti. Ancak ilçede işgalini sürdüren YPG/PKK, yuvalandığı mevzilerden Suriye Milli Ordusu cephe hatlarına sızma girişimlerini, sivil yerleşimlere top ve roket saldırılarını sürdürüyor.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Dünyada plastik atıkların 2060’ta 1 milyar tona ulaşacağı öngörülüyor

Published

on

By

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, 2060’ta yıllık plastik atığın üç kat artarak 1 milyar tona ulaşacağının öngörüldüğünü belirterek, küresel kriz haline gelen bu kirliliğe son vermenin mecburiyet olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Karaosmanoğlu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla AA muhabirine, plastiğin çevre ve sağlık sorunlarına etkisini değerlendirdi.

Bu maddenin günlük yaşamda ve endüstride geniş kullanım alanına sahip olduğunu ancak doğru yönetilmediği takdirde ciddi çevre ve sağlık sorunlarına yol açtığını belirten Karaosmanoğlu, “Plastikler hafiflik, dayanıklılık ve hijyen avantajlarıyla yaşamı kolaylaştırıyor ancak atık haline geldiklerinde, doğada çözünmeden yıllarca kalabiliyor.” dedi.

– “Atık plastiklerin milli ham madde olmasını sağlamalıyız”

Plastiği “gömülü enerji” olarak niteleyen Karaosmanoğlu, “Plastiğin hammaddesi olan petrol ve doğal gaz da bu atıklarda gizli. Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeler için atık plastik bir çöp değil, potansiyel bir yerli kaynaktır.” ifadelerini kullandı.

Karaosmanoğlu, şunları kaydetti:

“1950’den bu yana dünya genelinde 9,3 milyar ton plastik üretildi. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün (OECD) verilerine göre, bugüne kadar bunun 7 milyar tonu atık oldu. OECD, mevcut tüketim ve üretim eğilimleri değişmezse, 2060 yılında plastik atıkların yıllık 1 milyar tona çıkacağını bildiriyor. Bugünkünün neredeyse üç katı. Bunun için şimdiden önlem alınması gerekiyor. Bireyler ve iş dünyası olarak seferberlik yapmalıyız. Kesinlikle her yerde tek kullanımlık plastik miktarını azaltmalıyız. Bu bir mecburiyet. Plastikleri kullanmalıyız, yaşamımız için gerekli ama kesinlikle atık plastiklerin milli ham madde olmasını sağlamalıyız. Azaltmak birinci müdahale olacak.”

– “Gelecek nesiller için harekete geçmek zorundayız”

Prof. Dr. Karaosmanoğlu, mikroplastiklerin deniz buzundan Everest Dağı’na, Mariana Çukuru’ndan sofralara kadar ulaştığını, bu kirliliğin ekosisteme ve insan sağlığına ciddi tehdit oluşturduğunu vurguladı.

Plastik kirliliğini önlemenin yüksek maliyetli bir süreç olmadığını dile getiren Karaosmanoğlu, çözümün döngüsel ekonomi yaklaşımıyla mümkün olduğunun altını çizdi.

UNEP’in plastik yaşam döngüsünün doğru yönetimiyle 2040’a kadar 4,5 trilyon dolarlık sosyal ve çevresel maliyetin önüne geçilebileceği tespitine dikkati çeken Karaosmanoğlu, “Bu nedenle plastik atıkların ayrı toplanması, atıkların iş dünyasına kazandırılması ve geri dönüşüm sürecine girmesi hayati önem taşıyor. Uluslararası iş birliği ve yasal bağlayıcılığı olan küresel anlaşmalar bu sürecin temel taşı olmalı.” değerlendirmesinde bulundu.

Dünya Çevre Günü’nde “Plastik kirliliğini birlikte yenebiliriz” çağrısını yineleyen Karaosmanoğlu, “Tek kullanımlık plastik tüketimini azaltmak, atıkları ayrıştırarak geri dönüşüme kazandırmak, sadece çevreye değil, ekonomiye de katkıdır. Plastik kirliliği küresel bir kriz ama çözüm de elimizde. Gelecek nesiller için harekete geçmek zorundayız. Birey olarak da sorumluluğumuz büyük.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Yunanistan’ın yeni Güney Kıbrıs büyükelçisi

Published

on

By

Yunanistan’ın Güney Kıbrıs büyükelçisinin değişeceği belirtildi.

Fileleftheros internet sayfasındaki habere göre, Yunanistan’ın yeni Güney Kıbrıs büyükelçisi Konstantinos Kollias olacak.

Kollias, Güney Kıbrıs’taki görev süresi dolan şimdiki Yunan Büyükelçi Yoanni Papameletiu’nun yerine atanacak.

Kollias, şu anda ise Viyana’daki Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nda (AGİT) Yunanistan’ın Daimi Temsilcisi olarak görev yapıyor.

Devamını Oku

Dünya

İran lideri Hamaney, uranyum zenginleştirmenin durdurulmasını içeren ABD teklifini reddetti

Published

on

By

İran lideri Ali Hamaney, ABD’nin İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin tamamen durdurulmasını da içeren teklifini reddetti.

Hamaney, İran devriminin kurucusu Ruhullah Humeyni’nin ölümünün 36. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törende, ABD ile nükleer müzakere süreci, bölgesel ve uluslararası konular hakkında değerlendirmelerde bulundu.

ABD’nin, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin tamamen durdurulmasını içeren nükleer anlaşma teklifini, “ulusal bağımsızlığa” yönelik bir tehdit olarak nitelendiren Hamaney, “Nükleer meselede ABD’nin sunduğu plan, ‘biz yapabiliriz’ anlayışına yüzde yüz karşıdır. Ulusal bağımsızlık demek, bir ülkenin ABD ve benzeri ülkelerden gelecek yeşil ya da kırmızı ışığı beklememesi demektir.” ifadesini kullandı.

Ülkesi için “nükleer endüstrinin” önemine değinen Hamaney, konuşmasına şöyle devam etti:

“İran, büyük çabalar sonucunda nükleer yakıt çevrimini tamamlamayı başardı. Nükleer endüstri sadece enerji amaçlı değildir. Nükleer endüstri bir ana endüstridir. Nükleer endüstriden çok sayıda bilimsel alan etkilenmektedir. Uranyum zenginleştirme nükleer meselenin anahtarıdır. Amerikalıların temel söylemi, nükleer teknolojiye sahip olmamamızdır. Radyofarmasötiklerde (nükleer teknolojiyle üretilen ilaç) ve diğer nükleer tabanlı bilimlerde ‘bize ihtiyaç duyun’ diyorlar. ABD’nin kaba ve kibirli liderleri bunu istiyor. ABD’nin saçmalıklarına cevabımız açıktır. Bu konuda hiçbir halt yapamazlar.”

İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırıma dair de konuşan Hamaney, “Bugünkü İslam ülkelerinin Filistin meselesiyle ilgili yapabileceği çok şey var. Bugün tarafsızlık zamanı veya sessiz kalma günü değil. Siyonist rejime herhangi bir şekilde destek veren alnında ebedi bir utanç kalacağından emin olabilir.” diye konuştu.

Hamaney, ABD’nin de İsrail’e verdiği destek nedeniyle Gazze’de işlenen suçların ortağı olduğunu ve Amerikan güçlerinin bölgeden çıkarılması gerektiğini söyledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam