Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

ABD’nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD’nin 7 Ekim 2001’de başlayan Afganistan’daki varlığı, 20 yılın ardından bugün askerlerinin Afganistan’dan çekilme sürecinin tamamlanmasıyla sona erdi.

Published

on

ABD’nin Afganistan’a müdahalesi, 2001’deki 11 Eylül saldırılarının ardından dönemin ABD Başkanı George W. Bush’un “terörizmle savaş” sözüyle başladı.

Afganistan’da yerleştiğini öne sürdüğü El Kaide ve Usame bin Ladin’e odaklanan Bush, Taliban rejimini “topraklarında saklanan tüm El Kaide liderlerini ABD yetkililerine teslim etmeye” ya da onların kaderini paylaşmaya çağırdı.

Başkan George W. Bush, 18 Eylül 2001’de 11 Eylül’de Amerika Birleşik Devletleri’ne saldırmaktan sorumlu olanlara karşı güç kullanılmasına izin veren ortak bir kararı kanun haline getirdi. Bu ortak karar daha sonra Bush yönetimi tarafından, Afganistan işgali başta olmak üzere terörle mücadele için kapsamlı önlemler alma kararının yasal gerekçesi oldu.

“Terörizmle savaş”

“Terörizmle savaş” söyleminin ardından ABD’nin 20 yıllık Afganistan işgalinde yaşanan gelişmeler şöyle oldu:

7 Ekim 2001: ABD güçleri, hava harekatına Taliban ve El Kaide güçlerine yönelik saldırılarla başladı. Bölgeye yaklaşık 1000 ABD özel operasyon güçleri ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı görevlisi, saldırıları yönlendirmeye ve Afgan muhalif güçleri organize etmeye yardımcı olmak için Afganistan’a girdi. Aynı dönemde yaklaşık 1300 Deniz Piyadesi, Taliban’a baskı yapmak için görevlendirildi.

9 Kasım 2001: Taliban rejimi, Mezar-ı Şerif’te Özbek askeri lider Mareşal Raşid Dostum’a sadık güçlere karşı kaybetmesinin ardından hızla çözülmeye başladı.

14 Kasım 2001: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BM), üyelerine Afganistan’da bir geçiş yönetimi kurmada “merkezi bir rol” çağrısında bulunan ve üye devletleri istikrarı ve yardım dağıtımını teşvik etmek için barış gücü göndermeye davet eden 1378 sayılı kararı kabul etti.

5 Aralık 2001: BM, Taliban haricindeki başlıca Afgan gruplarını, Almanya’nın Bonn şehrindeki konferansa davet etti ve taraflar, BM Güvenlik Konseyi’nin 1383 sayılı kararı ile onaylanan Bonn Anlaşması’nı imzaladı. Anlaşma, Hamid Karzai’yi geçici yönetim başkanı olarak görevlendirdi ve Kabil’de güvenliği sağlamak için uluslararası bir barış gücü oluşturulmasını öngördü. Bonn Anlaşması’nı, Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü’nü (ISAF) kuran 20 Aralık tarihli ve 1386 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı takip etti.

Afganistan’da Taliban hakimiyeti 9 Aralık 2001’de sona erdi

9 Aralık 2001: Taliban hakimiyeti, Taliban’ın Kandahar’ı teslim etmesi ve Taliban lideri Molla Ömer’in şehri terk etmesiyle sona erdi.

16 Aralık 2001: Afgan milislerinin, El Kaide lideri Usame bin Ladin’i yakalamak amacıyla El Kaide militanlarıyla 3-17 Aralık’ta girdiği savaş, yüzlerce ölümle ve bin Ladin’in kaçmasıyla sonuçlandı. Savaşın ilk yılında 2 bin 375 sivil hayatını kaybetti.

Mart 2002: İlk en büyük operasyon olan Anaconda Operasyonu, yaklaşık 800 El Kaide ve Taliban savaşçısını yakalamak için başlatıldı. Yaklaşık 2 bin ABD ve 1000 Afgan askeri operasyonda yer aldı.

17 Nisan 2002: Bush, Afganistan’ın yeniden inşası çağrısında bulundu. ABD Kongresi, 2001’den 2009’a kadar Afganistan’a 38 milyar doların üzerinde insani ve yeniden yapılanma yardımı tahsis etti.

Haziran 2002: Aralık 2001’den bu yana Afganistan’ın geçici yönetiminin başkanı olan Hamid Karzai, ülkenin geçiş hükümetinin başına seçildi.

2 Mayıs 2003: ABD’li yetkililer, Afganistan’daki büyük muharebe operasyonlarının sona erdiğini ilan etti. Taliban başta güney ve doğuda olmak üzere yavaş yavaş yeniden bir araya gelmeye başladı.

8 Ağustos 2003: BM, Afganistan’ı istikrara kavuşturmak ve yeni bir hükümet kurmak amacıyla Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) liderliğindeki bir misyona yetki verdi. NATO, Afganistan’daki uluslararası güvenlik güçlerinin (ISAF) kontrolünü üstlenerek NATO/ISAF’ın rolünü ülke çapında genişletti.

9 Ekim 2004: Karzai, yüzde 55 oyla Afganistan’ın demokratik olarak seçilen ilk lideri oldu.

Bin Ladin 11 Eylül saldırılarının sorumluluğunu üstlendi

29 Ekim 2004: Usame Bin Ladin, Arap televizyon kanalı Al Jazeera’de yayınlanan açıklamasında, 11 Eylül 2001 saldırılarının sorumluluğunu üstlendi.

23 Mayıs 2005: Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve ABD Başkanı George W. Bush, ülkelerinin stratejik ortaklarını ilan eden ortak bir bildiri yayınladı. Bildiri, ABD kuvvetlerine “uluslararası teröre karşı savaş ve şiddet içeren aşırılığa karşı mücadele” için Afgan askeri tesislerine erişim sağladı.

Temmuz 2006: Güneyde şiddetli çatışmalar patlak verdi. 2005’te 27 olan intihar saldırılarının sayısı 2006’da 5 katına (139) çıkarken, uzaktan patlatılan bombalamalar 2 katından fazla sayıya çıkarak 1677’ye ulaştı.

2006-2008: ABD kuvvetleri ağırlıklı olarak Irak’ta savaşırken, Afganistan’da yalnızca çok daha küçük bir birlik konuşlandırıldı. Taliban, özellikle güneyde büyük ilerlemeler kaydetti. Buna karşılık, NATO misyonu bölgeye çoğunluğu İngiliz binlerce yeni asker getirdi. Sivil ölümler 2001’in ardından ilk kez binin üzerine çıktı.

Afganistan’daki ABD güçlerinin sayısı ilk kez 2010’da 100 bine ulaştı

17 Şubat 2009: ABD’de Ocak 2009’da Başkan seçilen Barack Obama, Afganistan’daki gücü artırmaya karar vererek savaş bölgesine 17 bin asker daha göndermeyi planladığını duyurdu.

Temmuz 2009: ABD Deniz Piyadeleri, ülkenin güneyinde, özellikle Helmand Eyaletinde büyüyen Taliban isyanına yanıt olarak 4 bin denizciyi içeren büyük bir saldırı başlattı.

Ağustos 2009: İlk defa 50 binin üzerine çıkan Afganistan’daki ABD askerinin sayısı, ağustos ayında 68 bine ulaştı.

Kasım 2009: 20 Ağustos’ta yapılan tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından 2 aydan fazla süren belirsizlikten sonra, Cumhurbaşkanı Hamid Karzai bir dönem daha yönetime geldi. Karzai’yi rakipleri Abdullah Abdullah ve Eşref Gani ile karşı karşıya getiren 20 Ağustos seçimleri, dolandırıcılık iddialarıyla gölgelendi.

1 Aralık 2009: ABD Başkanı Obama, mevcut 68 bin kuvvete ek olarak 30 bin kuvvetin daha savaşa katılacağını söyledi.

2010: Afganistan’daki ABD güçlerinin sayısı ilk kez 100 bine ulaştı. 2008’den sonra yıllık 2 binin üzerine çıkan sivil ölümleri 2010’da 2 bin 794 oldu.

Usame Bin Ladin 1 Mayıs 2011’de öldürüldü

1 Mayıs 2011: Usame Bin Ladin, Pakistan’da ABD güçlerinin düzenlediği baskında öldürüldü. Savaşın başlamasına sebep olan 11 Eylül saldırılarının sorumluluğunu üstlenen Bin Ladin’in öldürülmesi, Afganistan’da savaşın sürdürülmesine ilişkin devam eden tartışmaları ateşledi.

22 Haziran 2011: Obama, 2012 yazına kadar 33 bin askeri geri çekme planını açıkladı. Bu kapsamda yıl sonuna kadar 10 bin askerin geri çekilmesini söyleyen Obama, 2014’te güvenliği Afganlara verene kadar, istikrarlı bir hızda çekilmesinin devam etmesini istedi.

7 Ekim 2011: Afganistan’da savaşın 10’uncu yılı geride kalırken sadece 2011’de 3 bin 133, toplamda ise 17 bine yakın sivil hayatını kaybetti. Savaşa 444 milyar dolarlık harcama yapan ABD, bölgede 1800 askerini yitirdi.

27 Mayıs 2014: Obama 2’nci görev süresinin sona ereceği 2016 yılı sonuna kadar neredeyse tüm ABD askerlerini Afganistan’dan çekme planını açıkladı.

21 Eylül 2014: Yeni seçilen cumhurbaşkanı Eşref Gani, seçim sonuçlarına itiraz eden Abdullah Abdullah ile bir koalisyon hükümeti kurma konusunda anlaştı.

28 Aralık 2014: ABD muharebe misyonu, çoğu muharebe birliklerinin geri çekilmesi ve “Afgan liderliğindeki” bir savaşa geçişin ardından resmi olarak sona erdi. Bununla birlikte, bölgede Afgan güçlerini ve terörle mücadeleyi eğitmeye odaklanan yaklaşık 10 bin ABD askeri kaldı.

2015: Obama, Afganistan’da durumun Amerikan ordusunun terk etmesi için çok kırılgan olduğunu söyledi. 2015’te 3 bin 565, 2016’da ise 3 bin 527 sivil hayatını kaybetti.

13 Nisan 2017: ABD ordusu, Afganistan’da İslam Devleti (IS) militanları tarafından kullanılan bir tünel kompleksine bomba attığını açıkladı. “Bütün bombaların anası” olarak bilinen “Massive Ordnance Air Blast Bomb” (MOAB), ABD tarafından bir çatışmada bu zamana kadar kullanılan en büyük nükleer olmayan bomba oldu.

ABD ile Taliban arasında barış görüşmeleri başladı

21 Ağustos 2017: Ocak ayında Başkanlık görevine başlayan Donald Trump, Taliban’ı Kabil hükümetiyle barış görüşmeleri yapmaya zorlamak amacıyla Afganlara destek sağlayan ABD güçlerinin konuşlandırılması çağrısında bulundu. Trump, “Artık Amerikan ordusunun gücünü uzak ülkelerde demokrasiler inşa etmek için kullanmayacaklarını, diğer ülkeleri ABD imajına göre yeniden inşa etmeye çalışmayacaklarını, artık o günlerin geride kaldığını” söyledi. Bölgede 2017’de 3 bin 442 sivil hayatını kaybetti.

4 Eylül 2018: Afgan asıllı ABD’li diplomat Zalmay Halilzad, Taliban ile müzakereler için ABD özel temsilcisi olarak atandı.

12 Ekim 2018: Halilzad siyasi ofislerini kurdukları Doha’da Taliban temsilcileriyle bir araya geldi.

Şubat 2019: ABD ile Doha’daki Taliban arasındaki müzakereler, 2018’in sonlarında başlayan ivmeyi temel alarak, şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaştı.

7 Eylül 2019: ABD’nin baş müzakerecisi Halilzad’ın Taliban liderleriyle “prensipte” bir anlaşmaya varıldığını açıklamasından bir hafta sonra, Trump barış görüşmelerini aniden durdurdu.

Şubat 2020’deki anlaşmayla başlayan geri çekilme tamamlandı

29 Şubat 2020: ABD elçisi Halilzad ve Taliban, Afganistan’daki ABD birliklerinin önemli ölçüde geri çekilmesinin önünü açan ve Taliban’dan ülkenin terörist faaliyetler için kullanılmayacağına dair garantiler içeren bir anlaşma imzaladı. Barış anlaşması çerçevesinde nihai geri çekilme için 1 Mayıs 2021’i kesin bir tarih olarak belirleyen Afganistan’dan geri çekilme süreci başladı.

14 Nisan 2021: Başkanlık görevini devralan Joe Biden, kendisine miras kalan 1 Mayıs tarihini 31 Ağustos’a erteledi.

Haziran 2021: Saldırılarını yoğunlaştıran Taliban, onlarca ilçeyi ele geçirdikten sonra kuşatmaya aldığı vilayet merkezlerine yöneldi.

15 Ağustos 2021: Taliban, başkent Kabil’i kuşattı ve yönetimi “barışçıl” yollarla devraldı. Cumhurbaşkanı Eşref Gani aynı gün akşam saatlerine doğru ülkeyi terk etti.

30 Ağustos 2021: ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie, ABD güçlerinin Afganistan’dan çekilme sürecinin tamamlandığını açıkladı.

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam