Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

ABD’nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD’nin 7 Ekim 2001’de başlayan Afganistan’daki varlığı, 20 yılın ardından bugün askerlerinin Afganistan’dan çekilme sürecinin tamamlanmasıyla sona erdi.

Published

on

ABD’nin Afganistan’a müdahalesi, 2001’deki 11 Eylül saldırılarının ardından dönemin ABD Başkanı George W. Bush’un “terörizmle savaş” sözüyle başladı.

Afganistan’da yerleştiğini öne sürdüğü El Kaide ve Usame bin Ladin’e odaklanan Bush, Taliban rejimini “topraklarında saklanan tüm El Kaide liderlerini ABD yetkililerine teslim etmeye” ya da onların kaderini paylaşmaya çağırdı.

Başkan George W. Bush, 18 Eylül 2001’de 11 Eylül’de Amerika Birleşik Devletleri’ne saldırmaktan sorumlu olanlara karşı güç kullanılmasına izin veren ortak bir kararı kanun haline getirdi. Bu ortak karar daha sonra Bush yönetimi tarafından, Afganistan işgali başta olmak üzere terörle mücadele için kapsamlı önlemler alma kararının yasal gerekçesi oldu.

“Terörizmle savaş”

“Terörizmle savaş” söyleminin ardından ABD’nin 20 yıllık Afganistan işgalinde yaşanan gelişmeler şöyle oldu:

7 Ekim 2001: ABD güçleri, hava harekatına Taliban ve El Kaide güçlerine yönelik saldırılarla başladı. Bölgeye yaklaşık 1000 ABD özel operasyon güçleri ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı görevlisi, saldırıları yönlendirmeye ve Afgan muhalif güçleri organize etmeye yardımcı olmak için Afganistan’a girdi. Aynı dönemde yaklaşık 1300 Deniz Piyadesi, Taliban’a baskı yapmak için görevlendirildi.

9 Kasım 2001: Taliban rejimi, Mezar-ı Şerif’te Özbek askeri lider Mareşal Raşid Dostum’a sadık güçlere karşı kaybetmesinin ardından hızla çözülmeye başladı.

14 Kasım 2001: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BM), üyelerine Afganistan’da bir geçiş yönetimi kurmada “merkezi bir rol” çağrısında bulunan ve üye devletleri istikrarı ve yardım dağıtımını teşvik etmek için barış gücü göndermeye davet eden 1378 sayılı kararı kabul etti.

5 Aralık 2001: BM, Taliban haricindeki başlıca Afgan gruplarını, Almanya’nın Bonn şehrindeki konferansa davet etti ve taraflar, BM Güvenlik Konseyi’nin 1383 sayılı kararı ile onaylanan Bonn Anlaşması’nı imzaladı. Anlaşma, Hamid Karzai’yi geçici yönetim başkanı olarak görevlendirdi ve Kabil’de güvenliği sağlamak için uluslararası bir barış gücü oluşturulmasını öngördü. Bonn Anlaşması’nı, Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü’nü (ISAF) kuran 20 Aralık tarihli ve 1386 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı takip etti.

Afganistan’da Taliban hakimiyeti 9 Aralık 2001’de sona erdi

9 Aralık 2001: Taliban hakimiyeti, Taliban’ın Kandahar’ı teslim etmesi ve Taliban lideri Molla Ömer’in şehri terk etmesiyle sona erdi.

16 Aralık 2001: Afgan milislerinin, El Kaide lideri Usame bin Ladin’i yakalamak amacıyla El Kaide militanlarıyla 3-17 Aralık’ta girdiği savaş, yüzlerce ölümle ve bin Ladin’in kaçmasıyla sonuçlandı. Savaşın ilk yılında 2 bin 375 sivil hayatını kaybetti.

Mart 2002: İlk en büyük operasyon olan Anaconda Operasyonu, yaklaşık 800 El Kaide ve Taliban savaşçısını yakalamak için başlatıldı. Yaklaşık 2 bin ABD ve 1000 Afgan askeri operasyonda yer aldı.

17 Nisan 2002: Bush, Afganistan’ın yeniden inşası çağrısında bulundu. ABD Kongresi, 2001’den 2009’a kadar Afganistan’a 38 milyar doların üzerinde insani ve yeniden yapılanma yardımı tahsis etti.

Haziran 2002: Aralık 2001’den bu yana Afganistan’ın geçici yönetiminin başkanı olan Hamid Karzai, ülkenin geçiş hükümetinin başına seçildi.

2 Mayıs 2003: ABD’li yetkililer, Afganistan’daki büyük muharebe operasyonlarının sona erdiğini ilan etti. Taliban başta güney ve doğuda olmak üzere yavaş yavaş yeniden bir araya gelmeye başladı.

8 Ağustos 2003: BM, Afganistan’ı istikrara kavuşturmak ve yeni bir hükümet kurmak amacıyla Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) liderliğindeki bir misyona yetki verdi. NATO, Afganistan’daki uluslararası güvenlik güçlerinin (ISAF) kontrolünü üstlenerek NATO/ISAF’ın rolünü ülke çapında genişletti.

9 Ekim 2004: Karzai, yüzde 55 oyla Afganistan’ın demokratik olarak seçilen ilk lideri oldu.

Bin Ladin 11 Eylül saldırılarının sorumluluğunu üstlendi

29 Ekim 2004: Usame Bin Ladin, Arap televizyon kanalı Al Jazeera’de yayınlanan açıklamasında, 11 Eylül 2001 saldırılarının sorumluluğunu üstlendi.

23 Mayıs 2005: Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve ABD Başkanı George W. Bush, ülkelerinin stratejik ortaklarını ilan eden ortak bir bildiri yayınladı. Bildiri, ABD kuvvetlerine “uluslararası teröre karşı savaş ve şiddet içeren aşırılığa karşı mücadele” için Afgan askeri tesislerine erişim sağladı.

Temmuz 2006: Güneyde şiddetli çatışmalar patlak verdi. 2005’te 27 olan intihar saldırılarının sayısı 2006’da 5 katına (139) çıkarken, uzaktan patlatılan bombalamalar 2 katından fazla sayıya çıkarak 1677’ye ulaştı.

2006-2008: ABD kuvvetleri ağırlıklı olarak Irak’ta savaşırken, Afganistan’da yalnızca çok daha küçük bir birlik konuşlandırıldı. Taliban, özellikle güneyde büyük ilerlemeler kaydetti. Buna karşılık, NATO misyonu bölgeye çoğunluğu İngiliz binlerce yeni asker getirdi. Sivil ölümler 2001’in ardından ilk kez binin üzerine çıktı.

Afganistan’daki ABD güçlerinin sayısı ilk kez 2010’da 100 bine ulaştı

17 Şubat 2009: ABD’de Ocak 2009’da Başkan seçilen Barack Obama, Afganistan’daki gücü artırmaya karar vererek savaş bölgesine 17 bin asker daha göndermeyi planladığını duyurdu.

Temmuz 2009: ABD Deniz Piyadeleri, ülkenin güneyinde, özellikle Helmand Eyaletinde büyüyen Taliban isyanına yanıt olarak 4 bin denizciyi içeren büyük bir saldırı başlattı.

Ağustos 2009: İlk defa 50 binin üzerine çıkan Afganistan’daki ABD askerinin sayısı, ağustos ayında 68 bine ulaştı.

Kasım 2009: 20 Ağustos’ta yapılan tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından 2 aydan fazla süren belirsizlikten sonra, Cumhurbaşkanı Hamid Karzai bir dönem daha yönetime geldi. Karzai’yi rakipleri Abdullah Abdullah ve Eşref Gani ile karşı karşıya getiren 20 Ağustos seçimleri, dolandırıcılık iddialarıyla gölgelendi.

1 Aralık 2009: ABD Başkanı Obama, mevcut 68 bin kuvvete ek olarak 30 bin kuvvetin daha savaşa katılacağını söyledi.

2010: Afganistan’daki ABD güçlerinin sayısı ilk kez 100 bine ulaştı. 2008’den sonra yıllık 2 binin üzerine çıkan sivil ölümleri 2010’da 2 bin 794 oldu.

Usame Bin Ladin 1 Mayıs 2011’de öldürüldü

1 Mayıs 2011: Usame Bin Ladin, Pakistan’da ABD güçlerinin düzenlediği baskında öldürüldü. Savaşın başlamasına sebep olan 11 Eylül saldırılarının sorumluluğunu üstlenen Bin Ladin’in öldürülmesi, Afganistan’da savaşın sürdürülmesine ilişkin devam eden tartışmaları ateşledi.

22 Haziran 2011: Obama, 2012 yazına kadar 33 bin askeri geri çekme planını açıkladı. Bu kapsamda yıl sonuna kadar 10 bin askerin geri çekilmesini söyleyen Obama, 2014’te güvenliği Afganlara verene kadar, istikrarlı bir hızda çekilmesinin devam etmesini istedi.

7 Ekim 2011: Afganistan’da savaşın 10’uncu yılı geride kalırken sadece 2011’de 3 bin 133, toplamda ise 17 bine yakın sivil hayatını kaybetti. Savaşa 444 milyar dolarlık harcama yapan ABD, bölgede 1800 askerini yitirdi.

27 Mayıs 2014: Obama 2’nci görev süresinin sona ereceği 2016 yılı sonuna kadar neredeyse tüm ABD askerlerini Afganistan’dan çekme planını açıkladı.

21 Eylül 2014: Yeni seçilen cumhurbaşkanı Eşref Gani, seçim sonuçlarına itiraz eden Abdullah Abdullah ile bir koalisyon hükümeti kurma konusunda anlaştı.

28 Aralık 2014: ABD muharebe misyonu, çoğu muharebe birliklerinin geri çekilmesi ve “Afgan liderliğindeki” bir savaşa geçişin ardından resmi olarak sona erdi. Bununla birlikte, bölgede Afgan güçlerini ve terörle mücadeleyi eğitmeye odaklanan yaklaşık 10 bin ABD askeri kaldı.

2015: Obama, Afganistan’da durumun Amerikan ordusunun terk etmesi için çok kırılgan olduğunu söyledi. 2015’te 3 bin 565, 2016’da ise 3 bin 527 sivil hayatını kaybetti.

13 Nisan 2017: ABD ordusu, Afganistan’da İslam Devleti (IS) militanları tarafından kullanılan bir tünel kompleksine bomba attığını açıkladı. “Bütün bombaların anası” olarak bilinen “Massive Ordnance Air Blast Bomb” (MOAB), ABD tarafından bir çatışmada bu zamana kadar kullanılan en büyük nükleer olmayan bomba oldu.

ABD ile Taliban arasında barış görüşmeleri başladı

21 Ağustos 2017: Ocak ayında Başkanlık görevine başlayan Donald Trump, Taliban’ı Kabil hükümetiyle barış görüşmeleri yapmaya zorlamak amacıyla Afganlara destek sağlayan ABD güçlerinin konuşlandırılması çağrısında bulundu. Trump, “Artık Amerikan ordusunun gücünü uzak ülkelerde demokrasiler inşa etmek için kullanmayacaklarını, diğer ülkeleri ABD imajına göre yeniden inşa etmeye çalışmayacaklarını, artık o günlerin geride kaldığını” söyledi. Bölgede 2017’de 3 bin 442 sivil hayatını kaybetti.

4 Eylül 2018: Afgan asıllı ABD’li diplomat Zalmay Halilzad, Taliban ile müzakereler için ABD özel temsilcisi olarak atandı.

12 Ekim 2018: Halilzad siyasi ofislerini kurdukları Doha’da Taliban temsilcileriyle bir araya geldi.

Şubat 2019: ABD ile Doha’daki Taliban arasındaki müzakereler, 2018’in sonlarında başlayan ivmeyi temel alarak, şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaştı.

7 Eylül 2019: ABD’nin baş müzakerecisi Halilzad’ın Taliban liderleriyle “prensipte” bir anlaşmaya varıldığını açıklamasından bir hafta sonra, Trump barış görüşmelerini aniden durdurdu.

Şubat 2020’deki anlaşmayla başlayan geri çekilme tamamlandı

29 Şubat 2020: ABD elçisi Halilzad ve Taliban, Afganistan’daki ABD birliklerinin önemli ölçüde geri çekilmesinin önünü açan ve Taliban’dan ülkenin terörist faaliyetler için kullanılmayacağına dair garantiler içeren bir anlaşma imzaladı. Barış anlaşması çerçevesinde nihai geri çekilme için 1 Mayıs 2021’i kesin bir tarih olarak belirleyen Afganistan’dan geri çekilme süreci başladı.

14 Nisan 2021: Başkanlık görevini devralan Joe Biden, kendisine miras kalan 1 Mayıs tarihini 31 Ağustos’a erteledi.

Haziran 2021: Saldırılarını yoğunlaştıran Taliban, onlarca ilçeyi ele geçirdikten sonra kuşatmaya aldığı vilayet merkezlerine yöneldi.

15 Ağustos 2021: Taliban, başkent Kabil’i kuşattı ve yönetimi “barışçıl” yollarla devraldı. Cumhurbaşkanı Eşref Gani aynı gün akşam saatlerine doğru ülkeyi terk etti.

30 Ağustos 2021: ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie, ABD güçlerinin Afganistan’dan çekilme sürecinin tamamlandığını açıkladı.

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

ABD'nin Afganistan kronolojisi: Yıl yıl yaşananlar

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Limasol’daki yangının dumanları Lübnan kıyılarına kadar ulaştı… Kundaklama iddiaları var

Published

on

By

Limasol’un dağlık bölgelerinde çarşamba günü çıkan ve dün kontrol altına alınabilen orman yangınında, 125 kilometrekarelik alan kül oldu, 14 köy ciddi şekilde etkilendi. Uydu görüntülerinde, yangının sebep olduğu dumanların Lübnan sahillerine kadar ulaştığı görüldü. Basına, kundaklama iddiaları da yansımaya başladı.

-“İlk hasar tespiti…”

Fileleftheros’a göre yangının kontrol altına alınmasından sonra hasar tespitine başlandı. İlk belirlemelere göre 2 kişi yangından kaçmaya çalışırken araçları içerisinde yanarak can verdi. Vücutlarında yanıklar oluşan ya da dumandan etkilenen 7 kişi halen hastanede tedavi görüyor, 70 civarında kişi ise ayakta tedavi ve taburcu oldu. Yangında toplam 191 konut zarar gördü. 93 konut ve 120 araç tamamen yandı, 31 bina ağır hasar gördü. 28 köydeki bağ ve ekinler hasar gördü.

-“Kundaklama şüphesi…

Alithia’ya göre yangının Ay. Amvrosio’daki evinin avlusuna kadar ulaştığı bir kadın, çarşamba günü tarlalar içerisinde gizlenen siyah giyimli, yüzünü maskeyle gizleyen ve sırt çantası bulunan bir kişi görüldüğünü, söz konusu kişinin fark edildiğini anlayınca kaçtığını, kısa süre sonra da yangın çıktığını açıkladı. Bir yayın organına konuşan kadın bu durumun tesadüf olmadığını belirterek, çarşamba gecesi komşu bölgelerin alevlerle kaplandığını ve evlerin boşaltıldığını söyledi.

Yangının etkili olduğu bölgelerde, tahliye edilen evlerin yağmalandığı bilgisini de veren gazete, bu durum Adalet Bakanı Harçiotis’e sorulduğunda “polisin bilgisi var, araştırıyor” cevabı alındığını kaydetti.

Fileleftheros “Malia” (Bağlarbaşı) köyündeki köprünün altındaki çöp alanında iki noktada yangın çıktığının görüldüğünü, bunun kundaklama olup olmadığının henüz bilinmediğini ancak bölge sakinlerinin, son 15 gün içerisinde aynı noktada 3 yangın çıktığına dikkat çektiklerini yazdı.

-“Yardım kampanyaları yasa dışı…”

Haravgi ve Alithia Rum Gönüllülük Koordinasyon Konseyi’nin, bu günlerde kişi veya gruplar tarafından yangından zarar görenlere yardım amaçlı ilan edilen bütün bağış kampanyalarının yasa dışı olduğunu açıklayarak kişileri dikkatli olmaya çağırdığını yazdı.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere Başbakanı Starmer, Gazzeli çocukları ülkede tedavi etmek istediklerini açıkladı

Published

on

By

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, acil tıbbi desteğe ihtiyacı olan Gazzeli çocukları bölgeden tahliye edip İngiltere’de tedavilerini yapmak için çabaları hızlandıracaklarını bildirdi.

Starmer, Gazze’deki duruma ilişkin açıklamasında, bölgeden gelen görüntülerin İngiltere’de halkı derinden etkilediğini, açlık ve çile görüntülerinin dehşet verici olduğunu söyledi.

“Bebekler ve çocuklar için gönderilen yardımların girişinin engellenmesi kabul edilemez.” diyen Starmer, esirlerin varlığının da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Starmer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzlerce sivil yardım ararken öldürüldü, çocuklar su doldururken öldürüldü. Bu bir insani felakettir ve sona ermelidir. Gazze’ye milyonlarca sterlinlik yardım yaptık. Bu yıl 40 milyon sterlinlik ekstra yardım açıkladık ancak bu yardımlar içeri (Gazze’ye) giremiyor. Şimdi Gazze’de acil tıbbi desteğe ihtiyaç duyan çocukları tahliye etmek ve tedavilerini İngiltere’de yapmak için çabalarımızı hızlandırıyoruz.”

İsrail’in başka ülkelerin Gazze’ye havadan yardım bırakmasına izin vereceği haberini değerlendiren Starmer, “Çok geç alınmış bir karar ancak bu yolla yardımları Gazze’ye sokabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” dedi.

Starmer, Ürdün makamlarıyla İngiliz yardımlarını Gazze’ye sokmak için çalıştıklarını dile getirdi.

Yakın müttefiklerle bölgede barışa giden bir yol için çalıştığının altını çizen Starmer, bu yolla ateşkesi kalıcı barışa dönüştürmenin somut adımlarının atılacağını ifade etti.

Starmer, Filistin devletini tanıma kararına değinerek, “Filistin devletinin tanınması bu adımlardan biri olmalı. Ancak bu, iki devletli bir çözümün ve Filistinliler ile İsrailliler için kalıcı bir güvenlikle sonuçlanacak daha geniş bir planın parçası olmalı.” dedi.

Tanımanın nihai hedef olduğunu vurgulayan Starmer, İngiltere’nin gerçek, anlamlı ve pratik çözümlerle uluslararası hareketleri arkasında topladığını belirtti.

Buna örnek olarak Ukrayna için Gönüllüler Koalisyonunun kurulmasını gösteren Starmer, “Orta Doğu’da da olması gereken, acıları şimdi ve uzun vadede sona erdirecek bir planın arkasında yeni bir uluslararası koalisyon kurmak.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Trump, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını “önemi yok” diye yorumladı

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararını, “(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron) Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” ifadesiyle değerlendirdi.

ABD Başkanı Trump, İskoçya ziyareti için Beyaz Saray’dan ayrılırken basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Trump, bir soru üzerine, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıma kararına ilişkin, “Macron farklı bir adam. Fena biri değil. Takım oyuncusu sayılır. Ama açıklamasının hiçbir önemi yok. Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” yorumunu yaptı.

Öte yandan ABD Başkanı Trump, resmi ziyaret için gittiği İskoçya’ya indikten sonra havalimanında basın mensuplarının konuyla ilgili sorusunu yanıtladı.

Trump, “Bu onun kararı, benim kararım değil. Ben ABD’nin tarafındayım, Fransa’nın değil.” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dün, ülkesinin Filistin Devleti’ni tanımasına karar verdiklerini ve eylülde resmi bir açıklama yapacağını bildirmişti.

İrlanda, Norveç ve İspanya da 28 Mayıs 2024’te Filistin’i resmen tanıdığını duyurmuştu.

-ABD’li senatörlerden Trump’a “Gazze’de ateşkes için Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısı

Öte yandan ABD Senatosunun önde gelen 6 Demokrat ismi, Başkan Donald Trump’a, “Gazze’de ateşkes için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısında bulundu.

ABD Senatosunun farklı komitelerinde başkan yardımcısı veya kıdemli üye olarak görev yapan 6 Demokrat senatör, Trump’a Gazze konusunda bir mektup gönderdi.

Mektupta, Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Mark Warner, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Kıdemli Üyesi Jack Reed, Senato Yargı Komitesi Kıdemli Üyesi Dick Durbin, Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Üyesi Jeanne Shaheen, Savunma Bütçesi Üst Düzey Üyesi Chris Coons ve Brian Schatz’ın imzası yer aldı.

Demokrat senatörler, mektupta, Trump yönetimine İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Gazze’deki savaşta derhal rota değişikliği yapması” için baskı yapması çağrısında bulundu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Gazze’deki insani koşullar korkunç ve vicdansız bir noktadadır. Bu hafta, Mercy Corps, Sınır Tanımayan Doktorlar, Save the Children ve Oxfam dahil olmak üzere 100’den fazla STK, Gazze’de yayılan kitlesel açlık konusunda uyarıda bulundu. Başbakan Netanyahu’nun insani yardımı neredeyse 3 aydır engellemesinin ardından, nüfusun dörtte üçü acil veya felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya.”

İsrail’in saldırılarının bölgedeki sivilleri tehlikeye attığına dikkati çekilen mektupta, “Trump yönetiminden, sahip olduğu nüfuzunu kullanarak Başbakan Netanyahu’ya şu hususlarda baskı yapmasını talep ediyoruz: İsrail ile Hamas arasında, rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılmasını öngören bir ateşkes anlaşması yapılması. Yeterli miktarda insani yardım ve etkili dağıtım için güvenilir mekanizmalar sağlayan insani yardımın artırılması.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam