Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

ABD’nin Kıbrıs stratejisi: Amerikan ordusu, Rum kesimini üs olarak kullanmaya hazırlanıyor

Published

on

ABD’nin Yunanistan’ın Ege’deki provokasyonlarına örtülü destek vermesi ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) yönelik silah ambargolarını kaldırmasının arkasında, Rusya’yı Kıbrıs Rum kesiminden çıkarıp yerine Amerikan donanmasının konuşlanmasına zemin hazırlamanın olduğu ortaya çıktı.

ABD’nin, anlaşmaları ihlal ederek Gayri Askeri Statüye (GAS) sahip adaları yasa dışı olarak silahlandıran Yunanistan’a ses çıkarmayıp, üstü örtülü olarak Atina’ya destek vermesinin nedeni bir süredir merak konusuydu.

Washington’un 16 Eylül’de 2023 yılı için GKRY’ye yönelik silah ambargolarını kaldırması, ABD’nin on yıllardır Yunanistan ile Türkiye arasında gözettiği dengeyi Yunanistan lehine değiştirdiği tartışmalarını haklı çıkarır nitelikteydi.

ABD’nin ambargoları kaldırma adımından sonra 19 Eylül’de GKRY yönetimi ile Askeri Alım ve Kuvvetler Arası Hizmetler Anlaşması’nı imzalamasıyla bölgede politika değişikliğine gittiğini ve Türkiye’nin aleyhine yeni bir statükoya kapı araladığını açık şekilde ortaya koydu.

Provokatif hava ihlallerinin yanı sıra Yunanistan’ın Lozan ve 1947 Paris Anlaşması’nı ihlal ederek GAS statüsüne sahip adaları silahlandırmasının arkasında da ABD’nin bu rota değişikliğinin olduğu ortaya çıkmış oldu.

– Yeni stratejinin şifreleri, Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji Yasası’nda

Özellikle 2019’da ABD Kongresinde, Türkiye karşıtlığı ile bilinen senatör ve kongre üyelerinin yasama alanında Türkiye’ye karşı birçok çalışması vardı ve bunlardan biri de Doğu Akdeniz’deki olası enerji kaynaklarından pay almak üzere ABD’nin önünü açan ve üstü kapalı olarak Türkiye’yi hedef alan Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji Yasası’ydı.

Yasa tasarısını, Türkiye karşıtlığı ve Rum lobisine yakınlığıyla bilinen mevcut Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat Bob Menendez ile Cumhuriyetçi Marco Rubio 10 Nisan 2019’da sundu.

Bugün, ABD ile GKRY arasındaki iş birliğinin temellerini atan tasarının, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına ve GKRY’ye silah ambargolarının kaldırılmasına ilişkin kısmı daha sonra savunma bütçesini de içeren 2020 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’na eklendi.

Tasarının “Bulgular” kısmında Güney Kıbrıs, İsrail ve Yunanistan’ın önemine vurgu yapıldı ve Türkiye kastedilerek, Akdeniz, Ege ve Orta Doğu’da “tek taraflı, uluslararası hukuku ihlal eden, iyi komşuluk ilişkilerini zedeleyen davranışlara karşı oldukları” ifade edildi.

Söz konusu bulgular arasında yine ABD’nin müttefikler arasında enerji güvenliğini sağlaması gerektiğine değinilerek, Avrupa’nın Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltacak güney hattı ve Adriyatik boru hattının inşasının önemine işaret edildi.

Aynı tasarıda, Güney Kıbrıs’ın ABD için önemine dikkat çekilirken, Rum yönetimine 1987’den bu yana ABD’nin silah ambargosuna maruz kaldığı, bu nedenle diğer ülkelerden silah aldığı ve bunun ABD menfaatlerine uymadığı ifade edildi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yönelik silah ambargosunun kaldırılması aslında ilk kez burada zikredilmiş oldu.

Ancak söz konusu Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’nda, Rum kesimine yönelik ambargoların kaldırılması ABD’nin bölgesel stratejisine uygun olarak 2 şarta bağlandı.

Buna göre, GKRY’nin Rus savaş gemilerine ikmal hizmeti vermediği ve kara para aklama faaliyetleri ile mücadele ettiği her yıl Dışişleri Bakanlığınca raporlandırıldığı ve Rum yönetiminin gerekli koşulları yerine getirdiği takdirde silah ambargosu yıllık olarak kaldırılacaktı.

Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 2020’de GKRY’nin şartları yerine getirdiğine ve silah ambargosunun savunma ve koruma ekipmanlarını kapsayacak şekilde kısmen kaldırılmasına karar verdi.

Aynı dönemde Pompeo, Girit Adası’na ziyarette bulundu ve Sauda Körfezi’ne ABD birliklerinin konuşlandırılması konusunda Yunan yönetimi ile mutabakat sağladı.

ABD, Girit açıklarında bir üs gemisi konuşlandırdı ve Dedeağaç’taki limanın daha geniş çaplı askeri konuşlanmalar için genişletilmesine de destek verdi. ABD’nin Yunanistan ve Rum yönetimine bu denli askeri yatırım yapmasının ardında Washington’un büyük güç rekabeti kapsamında Çin ve Rusya ile mücadelesinin yanı sıra bölgede artık bağımsız politikalara imza atan Türkiye’ye olan bağımlılığını azaltmak vardı.

Yunanistan, uzun süredir ABD’ye Türkiye’ye alternatif bir üs olma konusunda Washington’a tekliflerde bulunuyordu. Nitekim 2019’dan beri ABD’nin Yunanistan’daki askeri varlığı ve üs sayısı 2 katını aşmış bulunuyor.

ABD, her ne kadar bir kısmının kalıcı olmadığını belirtse de Yunanistan’daki üs sayısını 4’ten 9’a çıkarmış durumda.

– Rusya’yı Güney Kıbrıs’tan çıkaran ABD, Ada’ya yerleşiyor

ABD’nin bölgedeki stratejisinin bir ayağında ise Rusya’nın GKRY ile ilişkilerini bitirmek olduğu ortaya çıktı.

GKRY ile Rusya arasındaki ilişkiler 1960’tan bu yana sürekli devam ederken, özellikle Soğuk Savaş döneminin ardından bu ilişkiler daha da yoğunlaştı. GKRY ile Rusya arasında liderler ve dışişleri bakanlığı düzeyinde de birçok ziyaret yapıldı.

Rusya, Avrupa Birliği (AB) üyesi olması ve konumu dolayısıyla Rum kesimi ile ilişkilerine önem verirken, yıllardır Rusya’dan birçok iş insanı da yatırım için GKRY’yi tercih etti.

Rus milyarderler ve oligarkların en çok tercih ettiği GKRY şehirleri arasında Lefkoşa ve Limasol yer alıyor. Bu bölgelerde ciddi bir Rus nüfusun yaşadığı da biliniyor.

Diğer taraftan Rusların, GKRY’yi tercih etmesinin sebepleri arasında vergilerin düşük olması ve “yatırım karşılığı vatandaşlık (altın pasaport)” uygulaması ile AB üyesi ülkelere sermaye ve yatırım aktarımı gibi fırsatlar olduğuna da işaret ediliyor.

Rum kesiminde, 2013-2020 döneminde yürürlükte kalan altın pasaportlar uygulamasından çok sayıda sabıkalı, suça karışmış kişi faydalanırken, en fazla başvurunun Rusya, Çin ve Ukrayna’dan yapıldığı biliniyor. Bu sayede çok sayıda Rus oligark ve milyarderin parasını Güney Kıbrıs’ta akladığı da ortaya çıkmıştı.

Rusya ile GKRY arasındaki savunma ilişkisi, Rum kesiminin Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 1990’da tank ve savaş helikopterleri alımına kadar gidiyor. Ancak savunma alanındaki iş birliği 2013’te Rum kesiminde yaşanan finansal krizin ardından yoğunlaştı.

Liderler düzeyinde imzalanan karşılıklı anlaşmalarda, yatırım ve eğitim gibi başlıkların yanı sıra askeri iş birlikleri de ön plana çıkmaya başladı.

Şubat 2015’te, AB ve Rusya ilişkileri gerilimli bir dönem yaşarken, GKRY ile Rusya arasında aralarında Rus savaş gemilerine Akdeniz’de ikmal hizmeti sağlayacak bir anlaşmanın da bulunduğu ticaret, enerji, taşımacılık, tarım, kültür ve turizm alanlarında 11 anlaşma imzalanmıştı.

Rus savaş gemilerine Akdeniz’de ikmal hizmeti sağlayacak anlaşmaya göre, Rus Donanması’na ait gemiler, Rum kesimi limanlarını kullanabilecek ve askeri personeli eğitebilecekti. Rusya ise buna karşılık Kıbrıs Rum kesimine ekonomik istikrarın sağlanması amacıyla daha önce verdiği 2,5 milyar avroluk borcu yeniden yapılandırdı.

Daha önce de zaman zaman Rum limanlarını kullanabilen Ruslar, bu anlaşma ile askeri ilişkileri resmiyete kavuşturmuş oldu.

Öte yandan 2015’ten sonra Rus gemileri birçok kez Rumların Limasol Limanı’nı ziyaret etti, GKRY lideri Nikos Anastasiadis ise Kırım’ın işgalinin ardından 2015’te Moskova’daki Zafer Kutlamalarının 70. yılına katılarak Avrupa’ya rağmen Kremlin ile bağlarını pekiştirdi.

– Rum yönetimi, ABD’nin taleplerine de ilk kez önemli ölçüde yanıt vermiş oldu

Ancak bu ikili ilişkilere şubatta başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı gölge düşürdü. AB üyesi GKRY, AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarına katılarak, limanlarını ve hava sahasını Rus uçak ve gemilerine kapattı.

GKRY, 5 Mart’ta ikmal için gelen 5 Rus savaş gemisinin Limasol Limanı’na yanaşmasına izin vermedi ve böylece Rum yönetimi, ABD’nin taleplerine de ilk kez önemli ölçüde yanıt vermiş oldu.

Rum yönetimine yönelik silah ambargosunun kaldırılmasının karşılığının sadece Rusya’nın Ada’dan uzaklaştırılması olmadığı yakın zaman önce ortaya çıktı.

Washington’un 16 Eylül’de Rum yönetiminin istenilen şartları yerine getirdiği ve GKRY’ye yönelik ambargoların kaldırıldığının açıklanmasından kısa süre sonra ABD ile GKRY, “Askeri Alım ve Kuvvetler Arası İş Birliği Anlaşması”na imza attı.

Bu anlaşma kapsamında ABD savaş gemileri, GKRY limanlarında ikmal yapabilecek ve Rum birliklerinin eğitimi, teçhizat ihtiyaçları konusunda Rum yönetimi ABD’den askeri alım yapabilecek.

ABD, bu anlaşmayla Rusya’yı Rum kesiminden en azından askeri olarak uzaklaştırırken, Ada’yı bir üs haline getirmek üzere adım atmış oldu.

Bu adımların, bölgede jeopolitik durumu nasıl etkileyeceği ve ne ölçüde başarılı olacağı henüz bilinmiyor ancak bu yaklaşım, ABD’nin bölgede Yunanistan provokasyonlarına sessiz kalması ve Türkiye aleyhine anlaşılacak tonla açıklamalarda bulunmasının arkasında bu stratejik tercihler olduğunu ortaya çıkarmış oldu.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs konusunda eşit uluslararası statü politikalarının kırmızı çizgileri olduğunu vurgulayarak, tarihe “şaka olsun” diye kurulan bir devlet olmadıklarını belirtti.

Ertuğruloğlu, KKTC’nin 15 Kasım’da kutlanacak 42. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) adeta bir İsrail askeri üssüne dönüştüğüne dikkati çeken Ertuğruloğlu, ABD ve Norveç’in Rumlara silah ambargosunu kaldırdığını ifade etti.

GKRY’nin Kıbrıs’ın tamamını bir Helen adası olarak gördüğüne işaret eden Ertuğruloğlu, “Rumların Kıbrıslı Türkleri kendilerine eşit olarak görmedikleri gerçeği de göz ardı edilemez. Bu koşullarda Ada’da iki egemen eşit devletin komşular olarak geleceği şekillendirmesi, yani mevcut durum çözümün ta kendisidir. KKTC, çözümün kendisidir.” dedi.

Ertuğruloğlu, Kıbrıslı Türklerin nüfus mübadelesiyle kuzeye geldiklerini ve KKTC’yi kendi devletleri olarak benimsediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“KKTC’yi ülke diye göremeyenlerin KKTC üzerinde ahkam kesmelerini de biz kabul etmiyoruz. Bizim ülkemiz KKTC’dir. Güneydeki Baf, Limasol ve Larnaka’da Türklere terk ettirilen köyler var. Bizim insanımız kuzeye gönüllülük esasıyla taşındı. KKTC’ye geldiler, yerleştiler. Bu insanlarımızı KKTC’de zorla tutmuyoruz. Kendi gönülleriyle, iradeleriyle KKTC’de yaşıyorlar. Güney’e gidip eski köylerinde, eski evlerinde yaşama diye bir hevesleri yok. GKRY’ye gidilmeyeceğini onlar da biliyor. Güney’de kimin olduğunu biliyorlar. Gitseler bile ortada evleri, köyleri yok. Rumlar tarafından yakılmış, yıkılmış yerler var.”

“KKTC, Kıbrıs Türk halkının asla vazgeçemeyeceği varlığı”

KKTC’nin 15 Kasım’da 42. kuruluş yıl dönümünü kutlayacaklarını aktaran Ertuğruloğlu, “KKTC, Kıbrıs Türk halkının destansı bir varoluş, özgürlük ve egemenlik mücadelesiyle taçlandırıldığı ve asla vazgeçemeyeceği varlığıdır.” diye konuştu.

Kıbrıs’ın geleceğinde iki egemen devletin, iki ayrı milletin, iki ayrı demokrasinin işbirliği veya Ada’nın tamamını ele geçirmek isteyen Rumların yaratacağı olumsuz durumun bulunacağını vurgulayan Ertuğruloğlu, bu konuda kararı verecek tarafın GKRY olduğunu dile getirdi.

Ertuğruloğlu, Kıbrıs konusunda eşit uluslararası statü politikalarının kırmızı çizgileri olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“KKTC, tarihe şaka olsun diye kurulan bir devlet değildir. Yani devleti bugün kuralım, yarın bozalım veya devleti bugün kuralım, yarın vazgeçelim diye bu devlet kurulmadı. Toplum olarak suni bir yapının içerisinde kendi kendimizi aldatarak başka bir unsurun boyunduruğu altına girmek için kapıyı açık tutma beklentisinin sahipleri şunu anlayacaklardır ki KKTC’den asla vazgeçmeyeceğiz.”

Bakan Ertuğruloğlu, Rumların “Kıbrıs Cumhuriyeti” adı altında Ada’daki Türkleri bir Rum devleti içinde eritme hedefleri olduğuna dikkati çekerek, “Cumhuriyetimizin 42. yaş gününü kutlarken daha nice 42. yıllara diliyorum. Güçlü Türkiye, güçlü KKTC demektir. Ne mutlu Türküm diyene.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç Yönetim Merkezi koordinesinde yürütülen ülke genelindeki eş zamanlı denetimler kararlılıkla devam ediyor.

Göç Yönetim Merkezi tarafından sürdürülen çalışmalar, Bölge Polis Genel Müdürlükleri ve Kaymakamlıkların katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Açıklamada, denetimlerin özellikle Lefkoşa, Güzelyurt, Girne, Lefke ve İskele bölgelerinde yoğunlaştırıldığı bildirildi.

Bakanlık, ülke genelinde yasal statüsü bulunmayan kişilerin tespiti ve sınır dışı işlemlerinin taviz verilmeden sürdürüleceğini vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:

“Ülke güvenliği, toplumsal düzen ve kamu huzurunun korunması adına yürütülen denetimler kesintisiz devam edecektir. Yasal statüsü bulunmayan kişilere yönelik işlemler, ilgili yasa ve prosedürler doğrultusunda hızlı ve etkili şekilde uygulanacaktır.”

İçişleri Bakanlığı, kurumlar arası iş birliğinin güçlendirildiğini belirterek, denetimlere ilişkin gelişmelerin kamuoyuyla paylaşılmaya devam edeceğini açıkladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi bugün Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı, Hukuk Dairesi (Başsavcılık), Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) ve Sayıştay Başkanlığı bütçelerini görüşecek.

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi bugün saat 10.45’te Komite Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay başkanlığında toplandı.

Komite’nin bugünkü gündeminde 1 Milyar TL’lik Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı, 421 Milyon 451 Bin TL’lik Başsavcılık, 43 Milyon 171 Bin TL’lik Ombudsman ve 184 Milyon 653 Bin TL’lik Sayıştay Başkanlığı bütçelerini ele alacak.

Komite’de ilk olarak Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı bütçesi görüşülmeye başlandı. Görüşmede, Sivil Savunma Teşkilatı Başkan Yardımcısı Adil Rumi Şahbaz ve Koordinatörü Cemal Betmezoğlu da hazır bulunuyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam