Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Acil Durum Hastanesi Başhekimi Uçaner: Herkes kendini koruyabilecek bir aşı olmalıdır

Acil Durum Hastanesi Başhekimi Dr. Erol Uçaner, herkesin koronavirüse karşı kendini korumak için aşı olması gerektiğini belirtti; aşı karşıtlarına seslenerek “Aşıya karşı olabilirsiniz ama insanlara ‘aşı olmayın’ telkininde bulunmayın” dedi.

Published

on

Acil Durum Hastanesi Başhekimi Dr. Erol Uçaner, herkesin koronavirüse karşı kendini korumak için aşı olması gerektiğini belirtti; aşı karşıtlarına seslenerek “Aşıya karşı olabilirsiniz ama insanlara ‘aşı olmayın’ telkininde bulunmayın” dedi.

Acil Durum Hastanesi Başhekimi Uçaner, Türk Ajansı Kıbrıs’ın sorularını yanıtladı.

Uçaner, bugün öğleden önce yoğun bakımdaki hasta sayısının 13’e yükseldiğini ancak daha sonra hastanın normal servise çıkmasıyla rakamın 12’ye indiğini, bu hastaların 6’sının entübe, 6 hastanın durumunun ise daha stabil olduğunu açıkladı. Uçaner, entübe hastaların sadece birinin tam doz aşılı olduğunu belirtti.

İnsanların hangi aşıyı olduğunu düşünmemesi gerektiğini dile getiren Uçaner, “Herkes kendini koruyabilecek bir aşı uygulamasını yapmalıdır” şeklinde konuştu.

Uçaner, 40 yaş üstü pozitif olmuş kişilere aşılı veya aşısız, kronik hastalığı var veya yok, semptomu var mı yok mu bakmaksızın tetkikler ve doktor muayenesinin her zaman yapıldığını; 40 yaş altındakilere ise triaj uygulandığını açıkladı.

Triajda hastanın semptomu ve şikayeti varsa gerekli tetkik ve muayenenin yapıldığını kaydeden Dr. Erol Uçaner, durumu iyi olduğu saptanan kişilerin süreci evlerinde geçirebildiğini söyledi.

“YOĞUN BAKIMDAKİ HASTALARIN 6’SI ENTÜBE”

Uçaner, yoğun bakımdaki 12 hastadan 6’sının entübe durumda olduğunu, geri kalanların durumunun ise daha stabil olduğunu belirtti.

Entübe hastaların her zaman tehlikeli ve durumu kritik olan hastalar olduğunu ifade eden Uçaner, durumu daha stabil olan  hastalardan daha hızlı iyileşme beklenebileceğini söyledi.

“ENTÜBE HASTALARIN BİRİ TAM DOZ AŞILI ”

Entübe hastaların daha uzun süreli tedavi istediğini kaydeden Erol Uçaner, şu anda entübe hastaların sadece birinin tam doz aşılı olduğunu ifade etti.

Aşılı olup da virüs bulaşan kişilerin hangi aşıdan olduğunun merak edildiği hatırlatılan Uçaner, hastaların her aşı türünden aşılanmış kişiler olabildiğini belirtti.

“BEN SİNOVAC OLDUM HASTALIĞI GEÇİRDİM, İYİLEŞTİM”

Kendisinin Sinovac aşısı olduğunu ve Covid-19’a yakalanarak, geçirdiğini, birçok hemşire ve doktorun da Sinovac aşısı olup hastalığa yakalandığını ancak iyileştiğini dile getiren Uçaner, hastaneye yatan birçok hastanın da Sinovac aşısı olduğunu ve iyileştiğini vurguladı.

“Buradaki nokta hangi aşının olduğu değil, çok kriterler vardır” diyen Uçaner, “Aşının zamanı, hastanın kronik hastalıkları, hastanın tedaviye verdiği cevap, bağışıklık sistemi çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

“SADECE AŞI OLDUM VE BİTTİ, YOKTUR BÖYLE BİR ŞEY…”

“Ben aşılıyım, bana hiçbir şey olmaz” algısının doğru bir bakış açısı olmadığının altını çizen Uçaner, kişinin fiziksel kondisyonu ve sağlık sisteminin vereceği mücadele gücünün çok önemli olduğunu söyledi. Uçaner, şöyle devam etti:

“Birçok yanlış vardır, mesela; ‘Ben çift doz aşılıyım, bulaşmam bile’ deniyor. Hayır, bulaşıp, ölebilirsin de… Ama aşılı bir hastanın tedaviye verdiği cevap çok daha hızlıdır, yoğun bakıma düşme oranı çok daha düşüktür, serviste tedavi gördüğü süre çok daha azdır. Bunları bilmesi lazım insanların… Sadece aşı oldum ve bitti, yoktur böyle bir şey. Aşı sizi korur ama vücudunuzun sahip olduğu noktalar vardır ki bunlar sizi bir şekilde aşının verdiği etkiyle daha yukarıya taşır. Bunu anlamak lazım… ”

“HERKES KENDİNİ KORUYABİLECEK AŞI UYGULAMASINI YAPMALI”

Aşısız olup da ölmeyen hastalar, aşılı olup da ölen hastalar da bulunduğuna dikkat çeken Başhekim Uçaner, “Tıpta matematik diye bir şey yoktur” dedi. Buna karşın yaşadıkları tecrübelerin, aşılı hastaların servislerde daha az süre tedavi gördüğünü gösterdiğini, daha hızlı iyileştiklerini ifade eden Uçaner, aşılı hastaların yoğun bakıma daha sayısı düşük şekilde girdiğini ve aşılı hastaların, aşısız hastalara göre tedaviye verdiğin cevabın çok daha başarılı olduğunu söyledi.

İnsanların hangi aşıyı olduğunu düşünmemesi gerektiğini dile getiren Erol Uçaner, “Herkes kendini koruyabilecek bir aşı uygulamasını yapmalıdır” şeklinde konuştu.

“ACİL DURUM HASTANESİ ŞU AN İÇİN YETERSİZ KALMAZ”

Artan vaka sayıları karşısında şu an için Acil Durum Hastanesi’nin yetersiz kalma durumu olmadığını açıklayan Erol Uçaner, 100’e yakın hasta ve 24 yoğun bakım limitleri olduğunu belirterek, mevcut durumda sistemi çevirebilecek personele sahip olduklarını kaydetti.

“HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU”

Herhangi bir personelin temaslı, hastalık veya başka herhangi bir sebepten çalışamadığı durumlarda, diğer çalışanlara daha fazla iş yükü bindiğini anlatan Erol Uçaner, sistemin yine de döndürülebildiğini ifade etti. Bazı personelin mesaisini doldurup, ek mesailerini de aştığı durumlar da yaşandığını dile getiren Uçaner, “Herkes elini ciddi anlamda taşın altına koydu” vurgusu yaptı.

Pandemi ekibinin çalışma sistemi hakkında da bilgi veren Erol Uçaner, 30 gün sürekli on-call çalışan doktorlar olduğunu belirterek, Covid-19 hastası kişilerin, bu doktorları arayarak, sağlık durumuyla ilgili bilgiler verdiğini aktardı. Çalışma sistemiyle ilgili örnek veren Uçaner, şöyle konuştu:

“Bir hasta ‘ben 3 gün önce pozitif çıktım, herhangi bir sıkıntım yoktu, bileklikle eve geldim ama bugün çok şiddetli bir öksürüğüm var, nefes almakta sorun yaşıyorum’ diyerek on-call çalışan doktora bilgi verir. On call çalışan doktor, hastanın iletişim bilgilerini alır, bize gönderir. Biz de hastayı hastaneye aldırarak, gerekli muayenesini yaparız. İşlem bu şekilde hızlı yürür. Hasta otelde ise, otelde görevli hemşire veya temas ekibi bizi arar, bilgi verir ve hasta alınır. Zaten hastaneye yatması gereken hastaların muayenesi, tetkikleri yapıldıktan sonra hastaneye yatırılır. Sistem bu şekilde işler.”

“GÜNDE ORTALAMA 180-190 KİŞİYİ MUAYENE EDİYORUZ”

Günde ortalama 180-190 kişiyi muayene ettiklerini söyleyen Erol Uçaner, pozitif çıkan hastalara gerekirse tetkiklerinin yapıldığını belirtti. Hiçbir semptomu, şikayeti olmayan rastgele yapılan bir testte pozitif çıkan 30 yaşındaki bir hastaya triaj uyguladıklarını aktaran Uçaner, bu gibi hastalara ne yapacağı anlatılarak, otele veya eve gönderildiğini kaydetti. Söz konusu hastaya on-call listesinin verildiğini, 3-4 gün sonra belirtileri olursa, hastanın, hastaneye tekrar geldiğini, olmazsa 10’uncu gün gelip, PCR testi yaptırdığını ifade eden Uçaner, negatif çıkması durumunda ise kısa bir izolasyon sürecinin sonrasında normal hayat düzenine döndüğünü anlattı.

“BİLİME SAYGISIZLIK YAPMASINLAR”

Aşı karşıtlara seslenen Acil Durum Hastanesi Başhekimi Dr. Erol Uçaner, “Bilime saygısızlık yapmasınlar” dedi. Tüm dünyanın aşılanarak, hastalığın üstesinden gelmeye çalıştığını ifade eden Uçaner, “Aşıya karşı olabilirler, kendileri aşı yapmasın ama insanlara aşı yapmama telkininde bulunmasınlar” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam