Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Ada ülkesi KKTC’de balık tüketimi düşük

Published

on

Bir ada ülkesi olan KKTC’de balık tüketimi Güney Kıbrıs’ın da dahil olduğu AB ülkelerinden daha düşük Hayvancılık Dairesi verilerine göre, kişi başına yıllık balık ve su ürünleri tüketimi Kuzey Kıbrıs’ta 8 ile 10 kg, Güney Kıbrıs’ta ise kuzeydekinin iki katından fazla, 23 ile 25 kg civarlarında seyrediyor. Öte yandan, Türkiye ve Avrupa Birliği kaynaklı istatistiklere göre, ortalama olarak kişi başı balık tüketiminin dünyada 16 kg, AB’de 22 kg ve Türkiye’de ise 6,1 kg olduğu görülüyor.

Hayvancılık Dairesi’nin Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) ile paylaştığı verilere göre, KKTC genelindeki balıkçı sayısında son 5 yılda bir artış yaşandı. 2015’te 482, 2016’da 475, 2017’de 491, 2018’de 478 ve 2019’da 488 olan balıkçı sayısı, 2020 yılında 510’a çıktı.

KKTC genelinde kayıtlı balıkçı teknelerinde de son 5 yılda artış yaşandı. 2015’te 481, 2016’da 483, 2017’de 489, 2018’de 496 ve 2019’da 496 olan kayıtlı balıkçı teknesi sayısı, 2020 yılında 510 olarak belirtildi.

En çok balıkçı ve balıkçı teknesi ise İskele- Gazimağusa bölgesinde kaydedildi.

KİŞİ BAŞINA BALIK TÜKETİMİ KUZEYDE 8 -10 KG, GÜNEYDE 23-25 KG CİVARINDA
Ancak artan balıkçı ve balıkçı teknesi sayısına rağmen, Kıbrıs’ın kuzeyindeki kişi başına balık ve su ürünleri tüketiminin, Kıbrıs’ın güneyindeki tüketimin yarısından bile az olduğu belirtildi.
KKTC’de kişi başına balık ve su ürünleri tüketimi 8 ile 10 kg civarlarında seyrederken, Güney Kıbrıs’ta bu rakam 23 ile 25 kg civarlarında seyrediyor.
Brüksel Ticari müşavirliği verilerine göre ise, Avrupa Birliği’nde kişi başı yıllık ortalama balık ve su ürünleri tüketimi yıllık 23.1 kg iken, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü’nün raporuna göre, Türkiye’de bu rakam ortalama yıllık 6.3 kg…

2020’DE 861 MESLEKİ, 2 BİN 538 AMATÖR BALIK AVLAMA İZNİ
Avlanma izinlerinin de bildirildiği Hayvancılık Dairesi verilerine göre, 2020 yılında toplam 861 mesleki ve 2 bin 538 amatör avlanma izni verildi. Buna göre, mesleki avlanma iznine sahip 364 tekne, 359 tekne sahibi gerçek kişi ve 138 tekne sahibi olmayan gerçek kişi bulunurken, amatör avlanma iznine sahip 750 tekne, 707 tekne sahibi gerçek kişi ve 460 tekne sahibi olmayan gerçek kişi, 40 yabancı uyruklu kişi ve 581 su altı tüfeği var.
BEYAN EDİLEN İLE TAHMİN EDİLEN AV MİKTARI ARASINDA BÜYÜK FARK…
Av miktarlarında ise beyan edilen ile tahmin edilen rakamlar arasında yılda yaklaşık 200 ton fark bulunuyor.
Balıkçıların beyanlarından elde edilen verilerde av miktarlarının yılda 300-350 ton olduğu görülürken, Hayvancılık Dairesi av miktarının yılda 500 ton olduğunu düşünüyor.

BALIK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE DÜŞÜŞ YAŞANDI
Öte yandan, balık yetiştiriciliği oranlarında 2020 yılında düşüş gözlemlendi. Yetiştirilen balıklar ise çipura ve levrek olarak belirtildi.
2015’te 167 bin 864, 2016’da 263 bin 603, 2017’de 618 bin 960, 2018’de 494 bin 435, 2019’da 396 bin 95 ve 2020’de 220 bin 675 kg balık yetiştirildi. 2017 yılında ikinci çiftliğin pazara balık vermesi ile üretim miktarında artış görüldüğü ancak takip eden yıllarda çiftliğin idari yapısındaki aksaklıklardan dolayı dereceli bir düşüş gözlemlendiği aktarıldı.
İTHALAT ORANLARI…
Daire tarafından paylaşılan su ürünlerine ilişkin ithalat oranlarına göre ise, 2015-2018 yılları arasında 2 ile 3 milyon kg arasında seyreden ithal su ürünleri sayısı, 2019 yılında 3 milyon 358 bin 957 kg’ye çıktı. 2020 yılından itibaren ise donmuş, konserve ve işlenmiş su ürünleri için ithalat izninin Veteriner Dairesi’nce verilmeye başlanmasıyla, Hayvancılık Dairesi’nce verilen ithal su ürünü miktarı 1 milyon 270 bin 241 ky’ye düştü.

ATAKAN: “VERGİSİZ AKARYAKIT DESTEĞİ, 15 YIL ÖNCEKİ AKARYAKIT FİYATI ÜZERİNDEN ÖDENİYOR”

Balıkçılık faaliyetleri ve balıkçılık sektörü ile ilgili TAK’a açıklamalarda bulunan Balıkçılar Birliği Başkanı Kemal Atakan, balıkçılara verilen vergisiz akaryakıt desteğinin hâlâ 15 yıl önceki akaryakıt fiyatı üzerinden verildiğini vurguladı.
Balıkçılık sektörüne uygulanan teşviklerden bahseden Atakan şöyle konuştu:

“Balıkçıya zararlı bir balık olduğu için avladığı her balon balığı başına 5 TL zarar ödeneği veriliyor. Bunun dışında, 15 yıl önce verilen vergisiz akaryakıt desteği vardır. Ancak bu destek bugün hâlâ 15 yıl önceki akaryakıt fiyatı üzerinden yani 1,70 TL üzerinden ödeniyor. Bugün akaryakıt 7 TL civarındadır. Bu konuyu Tarım Bakanı ile görüştük, yükseltilmesini talep ettik. Önümüzdeki yıl yükseltilmesini bekliyoruz.”

AMATÖR BALIKÇILIĞIN YASAKLANMASI GÜNDEMDE

Atakan, beyan edilen ile tahmin edilen av miktarları arasındaki yılda yaklaşık 200 ton farkın, vergi ödememek için beyan edilmeyen miktardan ve amatörlerin kıyı veya tekneden avladığı miktardan kaynaklandığını savundu.
Amatör balıkçılığın yasaklanması gerektiğini söyleyen Atakan, hazırladıkları tüzüğün amatörlere yasaklar gelmesi ve balıkçıların sigortalanması yönünde birtakım düzenlemeler içerdiği bilgisini verdi. Atakan, tüzüğün yılbaşından sonra hayata geçmesini beklediklerini de belirtti.

“BU ÜLKEDE DENİZ ÇİPURASI YOKTUR”
Balık yetiştiriciliği oranlarında 2017 yılından sonra gözlemlenen düşüşün nedenini, ikinci çiftliğin faal olmamasına bağlayan Atakan, çiflik çipurasının deniz çipurası olduğunu söyleyerek daha pahalıya satan marketleri de “haksız kazanç elde etmekle” suçladı. Atakan, Kıbrıs’ta deniz çipurası bulunmadığını vurguladı.

“HAFTADA 2 BALIK TÜKETİN”
Balık tüketiminin önemine de değinen Atakan, haftada en az iki kez balık tüketilmesi gerektiğini vurguladı. İnsanları balık tüketmeye teşvik etmek gerektiğini ifade eden Atakan, sağlıkla ilgili bilinç arttıkça balık tüketiminin de artacağına inandığını anlattı.

SELDEN: “SAĞLIKLI BİR YAŞAM SÜRDÜREBİLMEK İÇİN DENİZ ÜRÜNLERİ ŞART”
Diyetisyen Övünç Selden ise balığın beslenmedeki önemine ilişkin bilgiler aktardı.
Selden TAK’a yaptığı açıklamada, sağlık deposu olarak nitelendirdiği deniz ürünlerinin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için şart olduğunu vurguladı.

Balık etinin insan sağlığı açısından birçok faydası bulunduğuna vurgu yapan Selden, “Balığın içerisinde bulunan Omega 3 yağ asitleri, kan yağlarını düşürerek kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır. Balık, yüksek kaliteli protein, iyot ve çeşitli vitamin ve mineraller dahil olmak üzere birçok önemli besin maddesi bakımından yüksektir. Yağlı çeşitleri ayrıca omega-3 yağ asitleri ve D vitamini içerir. Haftada en az bir porsiyon balık yemek, kalp krizi ve felç riskinin azaltır” ifadelerini kullandı.

“TİP 1 DİYABET VE ASTIM RİSKİNİ AZALTIR”
Selden, hamile ve emziren kadınların yeterince omega-3 almaları gerektiği ancak yüksek cıva içeren balıklardan kaçınmaları gerektiği uyarısında bulundu.
Balığın tip 1 diyabet riskinin azalmasını da sağladığını anlatan Selden, bazı araştırmaların daha fazla balık yiyen çocuklarda astım riskinin de daha düşük olduğunu gösterdiğini söyledi.
Balığın kilo verme ve kilo korumadaki önemine de değinen Selden, “Bireylerin normal yaşantısında olduğu gibi diyet yaparken de balık tüketmesi gerekir. Balık tüketme, kilo verilmesine yardımcı olur. Balığın hem kilo verirken hem de kilo korurken tüketilmesi gerekir.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Hasipoğlu: Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam TMK’dır

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını kararı BRT ekranlarında değerlendirdi.

Hasipoğlu, AİHM’in bu kararla bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu teyit ettiğini söyledi.

Kararın, Güney Kıbrıs’ın TMK’yı etkisizleştirme çabalarına güçlü bir yanıt niteliğinde olduğunu belirten Hasipoğlu, TMK’nın varlığını sürdürebilmesi için yapılan ödemelerin ve hükümetin bu konudaki kararlılığının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nin Rum Mediterranean Tours şirketiyle ilgili Türkiye hakkında verdiği kararı değerlendirdi. Hasipoğlu, AİHM’in bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğunu tescillediğini belirtti.

BRT ekranlarında konuşan Hasipoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 67/ 2005 sayılı yasa ile kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK)’nun etkinliğini ortadan kaldırmak için elinden geleni yaptığını söyledi.

Güney Kıbrıs’ın daha öncede benzer bir davayı da AİHM’e götürdüğünü anımsatan Hasipoğlu “ AİHM, bir kez daha etkin iç hukuk yolu olarak TMK’yı gösterdi. Bu önemli bir karardır.” Dedi.

Davaya konu olan mülkün Kapalı Maraş bölgesinde bulunduğunu belirten Hasipoğlu, Rum tarafının bu meseleyi hızla AİHM’e taşıyarak, TMK’nın etkinliğini zayıflatmak ve aleyhte bir karar çıkması durumunda “haksız tutuklamaların” önünü açmayı hedeflediğini belirtti. Hasipoğlu, “Bu karar, AİHM’in Güney Kıbrıs’a tutuklamalar konusunda verdiği sert bir cevaptır. Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam, yargı yolu TMK’dır. Bunun dışında alternatif yoktur.” Dedi.

Kararda, Vakıflar İdaresi’nin davada taraf olmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelmediğinin de tespit edildiğini söyleyen Hasipoğlu, AİHM’in “mülkiyet hakkı ihlalinin giderilmesinde tek çözüm iade değildir, tazminatla da çözülebilir” vurgusunu önemli bulduklarını belirtti.

TMK’nın etkinliğinin büyük ölçüde yapılan ödemelere bağlı olduğunu vurgulayan Hasipoğlu, Ünal Üstel hükümeti döneminde bu konuda ciddi adımlar atıldığını ifade etti.
Hasipoğlu,” Biz bugün TMK’da bu ödemeleri yapmasaydık bizim lehimize olacak bir karar çıkmayacaktı. Bu zamana kadar Rum vatandaşlarına 350 milyon 850 bin sterlin ödeme yapılmıştır. Sadece 2024-2025 yılında Üstel hükümetinin yaratmış olduğu fonla 106 milyon 374 bin sterlinlik ödeme yapılmış ve 230 dava sonuçlandırılmıştır.” İfadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta KKTC Meclis heyetiyle birlikte Strasbourg’da olduklarını belirten Hasipoğlu, Avrupa Konseyi’nde TMK’nın etkinliğiyle ilgili yapılması beklenen bir oylamanın, AİHM kararının açıklanması nedeniyle Aralık ayına ertelendiğini de bildirdi.

Hasipoğlu, Rum tarafının Kıbrıslı Türklerin mallarına vasilik sistemi kurduğunu belirterek “Bütün Kıbrıslı Türklerin mallarını adeta dondurmuş kamulaştırmış, bir kısmını ise hiç kamulaştırmadan GKRY vatandaşlarının tahsisine bırakmış, Kıbrıslı Türklerin mallarının üzerine evler, apartmanlar inşa etmiştir. Her şeyi çözümden sonraya endekslemiş. Biz ise çözümü beklemeden onlara bu ödemeleri yapıyoruz.” dedi.

Avrupa’nın tanımadığı bir devlet olarak Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun içinde kaldıklarını ancak sözde tanınan bir devlet olan GKRY ise TMK’yı yok saymaya devam ettiğini kaydeden Hasipoğlu, Rum tarafının tek taraflı ve hukuka aykırı uygulamaları karşısında karşılıklılık ilkesi gereği ne gerekiyorsa yapılacağını vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

HP Genel Başkanı Özersay: “TMK hala etkili bir iç hukuk yoludur; gecikmeler acilen giderilmeli”

Published

on

By

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından KKTC’deki Kıbrıs Rum mallarına ilişkin bugün açıklanan kararı değerlendiren Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) tüm olumsuzluklara rağmen AİHM tarafından hâlâ etkili bir iç hukuk yolu olarak kabul edildiğini belirterek, “AİHM kararını hafife almak yerine ciddiyetle dikkate almalıyız” ifadelerini kullandı.

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, AİHM kararında başvuru sürecindeki gecikmeler nedeniyle Türkiye aleyhine tazminata hükmedildiğini ancak TMK’nın işlevselliğinin ortadan kalkmadığını belirten Özersay, bu gecikmelerin giderilmesi için acilen önlem alınması gerektiğini savundu.

“Bu konunun şakası yoktur” diyen ve TMK’nın bu çerçevede etkin şekilde değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildiren Özersay, Rum tarafının tutuklamalarla Kıbrıs Türk tarafına uyguladığı baskının mantıksızlığının dünya kamuoyuna anlatılması açısından da bu durumun önemli olduğunu söyledi.

Değerlendirmesinde, AİHM’in Vakıflar İdaresi’nin TMK sürecine taraf olarak katılmasının adil yargılanma hakkını ihlal etmediğini, iadenin taşınmaz hakkı açısından tek çözüm yolu olarak görülmediğini ve Rum tarafının Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının tarafsızlığına yönelik iddialarının da AİHM tarafından yerinde bulunmadığını ileri süren Özersay, TMK’nın geçerliliğinin bir kez daha teyit edildiğini vurguladı.

İdari gecikmelerin giderilmemesi halinde ileride daha ciddi sorunların yaşanabileceğini belirten Özersay, Komisyonun etkinliğinin artırılması için düzenli bir fon sistemi oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı’ndan AİHM kararına ilişkin açıklama: “TMK etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildi”

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bugünkü K.V. Mediterranean Tours Limited kararına ilişkin açıklama yaparak, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildiğine vurgu yaptı.

Açıklamada, AİHM’in söz konusu kararında, Kapalı Maraş’taki bir taşınmaza ilişkin hak iddialarını içeren başvuruyu değerlendirirken, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki haklarını ileri sürmek isteyen Kıbrıslı Rumlar için etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit ettiği belirtildi.

AİHM’in ayrıca, taşınmazın Kapalı Maraş’ta bulunması sebebiyle Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi’nin (Evkaf) TMK sürecine taraf edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırı olmadığına kanaat getirdiği ve Yüksek Mahkeme’nin tarafsızlığına yönelik iddiaları reddettiği vurgulandı.

Bakanlık açıklamanın devamında, “Gelinen aşamada, ülkemizdeki mülkiyet rejiminin güvencesi olarak gördüğümüz Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmeye devam etmesi için gerekenin yapılması hususundaki kararlılığımızı bu vesileyle bir kez daha yineleriz” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam