Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

AdaKıbrıs’ın lansmanı İstabul’da yapıldı

Published

on

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti turizminin Türkiye’de tanıtılması amacıyla hayata geçirilen “AdaKıbrıs” projesinin lansmanı İstanbul’da yapıldı.

Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı ile TC Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde İstanbul CVK Park Bosphorus Otel’de düzenlenen lansmana Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile bazı milletvekilleri, turizm sektörü temsilcileri ve davetliler katıldı.

Etkinlikte, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy birer konuşma yaptı.

-Tatar: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, tüm engellere rağmen önemli başarılara imza attı”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AdaKıbrıs lasmanında yaptığı konuşmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yıllar içinde büyük bir gelişim gösterdiğini, tüm izolasyonlara ve ambargolara rağmen önemli başarılara imza attığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, gençlik yıllarında İngiltere’de Asil Nadir ile üst düzey yönetici olarak çalıştığı döneme değinerek, KKTC’de turizmin temellerinin atıldığı yılları anlattı.

O dönemde adada sadece birkaç otel olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bugün gelinen noktada yatak kapasitesinin 35 binlere ulaştığını, turizmde büyük bir gelişme yaşandığını ifade etti.

“Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın haftada birkaç sefer yaptığı dönemlerden, bugün ayda 600 seferin gerçekleştiği ve 500 bin yolcunun taşındığı bir noktaya geldik” diyen Tatar, ulaşımdaki bu ilerlemenin turizmi doğrudan etkilediğini belirtti.

Tatar ayrıca, “Kıbrıs, doğal güzellikleri, tarihi mirası ve kültürel değerleriyle büyük bir cazibe merkezi. Tüm bu zenginliklerin dünyaya daha etkin şekilde tanıtılması için hep birlikte çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

-“Teknofest ile büyük bir tanıtım başarısı elde ettik”

KKTC’de düzenlenen Teknofest etkinliğine de değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 225 bin kişinin ziyaret ettiği festivalin büyük ilgi gördüğünü hatırlattı.

Bu tür organizasyonların KKTC’nin tanıtımına önemli katkı sağladığını belirten Tatar, “Teknofest gibi uluslararası etkinlikler sayesinde sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya sesimizi duyurma fırsatı bulduk” dedi.

-“Genç nesil KKTC’yi daha müreffeh yarınlara taşıyacak”

Genç kuşakların donanımlı bir şekilde yetiştiğini ve gelecekte KKTC’yi daha da ileriye taşıyacaklarına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, hizmet kalitesinin artırılmasının da turizm açısından kritik önemde olduğunu vurguladı. Yeni yatırımların doğayı koruyarak yapılması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, çevreye duyarlı politikaların önemine dikkat çekti.

-“İki devletli çözüm Kıbrıs Türkü’nün geleceği için vazgeçilmezdir”

Konuşmasında Kıbrıs sorununa da değinen ve Türkiye ile birlikte kararlılıkla sürdürülen iki devletli çözüm siyasetinin, Kıbrıs Türk halkının egemenliği ve güvenliği açısından vazgeçilmez olduğunu belirten Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bu çözümün ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye’nin garantörlüğü, adadaki Türk askerinin varlığı bizim güvenliğimizin teminatıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının çözüme yanaşmayan tutumuna da işaret ederek, “Bizler birlik içinde, Türkiye ile uyum içinde yürüttüğümüz bu siyaseti sonuna kadar sürdürmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.

-“Geçmişe göre çok daha güçlüyüz”

Konuşması sonunda KKTC’nin artık çok daha güçlü bir konumda olduğuna işaret eden Tatar, büyük uçakların adaya inebilmesini sağlayacak altyapının oluşturulmasıyla turizmde maliyetlerin de düşeceğini ve rekabet gücünün artacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz olmak üzere, KKTC’ye destek veren tüm kişi ve kurumlara teşekkür ederek, “Geleceğe güvenle bakmak, yatırımları artırmak ve refah dolu yarınlar inşa etmek için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz,” dedi.

-Yılmaz: “KKTC ile Türkiye arasında tarihsel bağların ötesinde bir gönül ve kader birlikteliği bulunuyor”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin turizm alanında planlı, verimli ve sürdürülebilir bir kalkınma sürecine girmesinin büyük memnuniyet verici olduğunu vurguladı.

KKTC ile Türkiye arasında tarihsel bağların ötesinde bir gönül ve kader birlikteliği bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, KKTC’nin doğası, kültürü ve insanıyla eşsiz bir yapıya sahip olduğunu, bu kampanyalarla turizmde çok daha güçlü bir noktaya ulaşmasının ortak bir hedef olduğunu söyledi.

Türkiye’nin geçtiğimiz yıl 62 milyonun üzerinde turist ağırlayarak 61 milyar doların üzerinde turizm geliri elde ettiğini ve dünyanın dördüncü büyük turizm destinasyonu haline geldiğini anımsatan Yılmaz, “KKTC Turizm Master Planı ve Ada Kıbrıs kampanyası, bu yönde ortak vizyonumuzun somut göstergeleridir, adımlarıdır.” diye konuştu.

Kampanya kapsamında hazırlanan reklam filminde tarihi yapılar, eşsiz manzaralar ve geleneksel lezzetlerin sıcak ve samimi bir dille Türkiye kamuoyuna aktarıldığını kaydeden Yılmaz, “Girne Kalesi’nden Salamis Antik Kenti’ne, Büyük Han’dan Lefkoşa’nın dar sokaklarına, Gazi Mağusa Limanı’ndan narenciye bahçelerine kadar ada; tarih, doğa ve kültürü bir arada sunuyor” dedi.

Master Plan’ın yalnızca turizmde değil, kültürel mirasın korunması, sürdürülebilirlik ilkelerinin yerleşmesi ve genel istihdamın artırılması gibi birçok hedefe hizmet ettiğini belirten Yılmaz, Türkiye olarak bu sürece 2024 yılından itibaren 122 milyon liralık kaynakla destek verdiklerini vurguladı.

-“Somut projelerle yanındayız”

KKTC’de hayata geçirilen birçok projeye değinen Yılmaz, “Gazimağusa surlarının yenilenmesinden Salamis Antik Kenti’nin çevre düzenlemesine, Girne Kalesi’nin restorasyonundan müze ve ören yerlerinin geliştirilmesine kadar çok sayıda adım attık” dedi.

Vakıf eserlerinin tespiti, envanteri ve dijitalleştirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü aktaran Yılmaz, geçmiş yıllarda yürütülen proje destekli turizm hibeleri sayesinde birçok yapının turizme kazandırıldığını, alternatif turizm türlerinin teşvik edildiğini ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlandığını söyledi.

-“Teknofest ve Cumhuriyet Yerleşkesi önemli göstergelerdir”

KKTC’de 1-4 Mayıs’ta düzenlenen Teknofest’in de bilim ve teknoloji alanında önemli bir adım olduğunu belirten Yılmaz, “Dördüncü gününe ben de katıldım. Alana ulaşırken kilometrelerce kuyruk vardı. Bu, KKTC’nin bilim ve girişimcilik yüzyılına hazır olduğunu gösteriyor” dedi.

3 Mayıs’ta açılışı yapılan KKTC Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi hakkında da değerlendirmede bulunan Yılmaz, yapının yalnızca fiziki değil, siyasi anlamda da KKTC’nin egemenliğinin bir nişanesi olduğunu vurguladı.

Yılmaz, yerleşkenin hemen yanında inşaatı süren yüksek yargı binası ve millet bahçesiyle birlikte büyük bir bütün oluşturduğunu kaydederek, emeği geçenlere teşekkür etti.

-“İzolasyonlara rağmen KKTC hak ettiği yeri bulacaktır”

KKTC’ye uygulanan haksız ve gayriinsani ambargolara rağmen Türkiye’nin desteğini sürdürdüğünü ifade eden Yılmaz, “Bir kapı kapanırsa başka bir kapı açılır. KKTC’yi henüz görmemiş vatandaşlarımızı ister uçakla ister feribotla bu güzellikleri görmeye davet ediyorum” dedi.

Türk Hava Yolları’nın KKTC’ye ulaşımın daha kolay ve düşük maliyetli olması için hazırlık yaptığını da açıklayan Yılmaz, müjdenin yakında paylaşılacağını belirtti.

-“İki devletli çözüm en anlamlı yol”

Konuşmasının sonunda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonunu Türkiye olarak sonuna kadar desteklediklerini söyleyen Yılmaz, “Gerçeklik ortada; iki toplum, iki devlet var. Yıllarca denenmiş ve sonuç vermemiş modellerin peşinden gitmek yerine, iki devletin iş birliği içinde bir çözüm oluşturması en anlamlı yoldur.” dedi.

Rum tarafını gerçek dışı kavramlarla dünya kamuoyunu oyalamamak konusunda uyaran Yılmaz, Türkiye’nin KKTC ile yürüttüğü ekonomik ve yapısal iş birliği anlaşmalarının aynı zamanda dayanışma ve ortak geleceği de ifade ettiğini söyledi.

Son olarak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu ve Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a teşekkür eden Yılmaz, “Ortak vizyonumuz doğrultusunda KKTC’nin refahı ve tanınırlığı için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

-Üstel: “KKTC, izolasyonlara rağmen kararlılıkla yoluna devam ediyor”

Başbakan Ünal Üstel de konuşmasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda maruz kaldığı izolasyonlara rağmen kararlılıkla yoluna devam ettiğini belirtti. Üstel, bu yeni tanıtım hamlesiyle, ülkenin yüzeysel algılar yerine hakikatiyle tanıtılacağını söyledi.

Kampanyanın sadece bir tanıtım organizasyonu değil, KKTC’nin gerçek hikâyesini dünyaya anlatma yolunda yeni bir adım olduğunu söyleyen Üstel, “Türkiye’de bile ülkemizin potansiyelini gerektiği gibi anlatamadığımız dönemler oldu. Artık algılar değil, gerçekler öne çıkmalı” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında sanatçı Hülya Avşar’ın son ziyaretindeki izlenimlerine de yer veren Üstel, “Avşar, yıllardır Kıbrıs’a geldiğini ama bu defa ilk kez gerçekten Kıbrıs’ı yaşadığını söyledi. Bu, yeni bakış açımızın en samimi ifadesidir.” dedi.

Üstel, KKTC’nin “gazino adası” gibi kısıtlayıcı imajlardan sıyrılarak, kültürel zenginliği, doğası, denizi ve tarihiyle keşfedilecek bir coğrafya olarak konumlanması gerektiğini belirtti. Üstel, “Yunan adaları nasıl dünyada tanınıyorsa, biz de gönül rahatlığıyla diyebiliriz ki, onlarda ne varsa bizde fazlası var” şeklinde konuştu.

Tanıtım kampanyası kapsamında hazırlanan filmlerin yüzeysel tanıtımların ötesine geçerek, aidiyet ve samimiyet duygusunu ön plana çıkardığını ifade eden Üstel, Türkiye ile yürütülen iktisadi ve mali iş birliği sayesinde bu sürecin mümkün olduğunu söyledi. Üstel, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a ve süreci KKTC adına yöneten Başbakan Yardımcısı Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’na teşekkür etti.

Basına da çağrıda bulunan Üstel, KKTC hakkında olumsuz haberlerin azaltılmasını isteyerek, “Kıbrıs’ı bir sorun adası değil, huzurun ve tatilin yaşandığı bir yer olarak gösterin” dedi.

Konuşmasında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin KKTC’ye uyguladığı baskı ve engellemeleri de dile getiren Başbakan Üstel, “Güney Kıbrıs, tur operatörlerine ve turistlere tehditler savuruyor, üçüncü ülke vatandaşlarını tutukluyor. Bu baskılara karşı tek çıkış yolumuz Türkiye’den gelen turistler, yatırımcılar ve iş insanlarıdır” diye konuştu.

Başbakan Üstel, konuşmasının sonunda, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve emeği geçen tüm kurumlara teşekkür ederek, KKTC’nin tanıtım mücadelesinde kararlılıkla ilerleyeceklerini vurguladı.

-Ataoğlu: “AdaKıbrıs ile ülkemizi Türkiye’nin dört bir yanına anlatacağız”

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da konuşmasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin turizm potansiyelini tanıtmak amacıyla başlatılan yeni tanıtım kampanyasının gururunu yaşadıklarını belirtti.

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve emeği geçen tüm ekiplere teşekkür eden Ataoğlu, Türkiye ile birlikte yürütülen bu süreçte turizm sektörünün KKTC ekonomisine olan katkısının artacağına inandıklarını vurguladı.

“AdaKıbrıs” kampanyasının, Türkiye’nin en ücra köşelerinde yaşayan vatandaşlara bile ulaşmayı hedeflediğini belirten Ataoğlu, fenomen çocuklarla hazırlanan tanıtım filmlerinin Türkiye genelinde yayınlandığını ve bunun bir davet niteliği taşıdığını söyledi. Ataoğlu, kampanyanın yalnızca Türkiye ile sınırlı kalmayacağını, farklı ülkelerde de tanıtımların sürdürüleceğini ifade etti.

Tanıtım faaliyetlerinin yerel televizyonlar ve dijital mecralar aracılığıyla destekleneceğini dile getiren Ataoğlu, geçmişteki eksikliklerden ders çıkararak, daha etkili bir stratejiyle yola devam ettiklerini söyledi.

KKTC’nin sadece deniz, kum ve güneşten ibaret olmadığını; yaşam kültürü, doğası ve insanıyla zengin bir destinasyon olduğunu vurgulayan Ataoğlu, turizm master planı doğrultusunda yeni müjdelerin de yakında kamuoyuyla paylaşılacağını belirtti.

Ataoğlu, konuşmasının sonunda emeği geçen tüm ekip arkadaşlarına teşekkür ederken, etkinliğin ülkeye hayırlı ve uğurlu olması temennisinde bulundu.

-Ersoy: “AdaKıbrıs kampanyası, ortak kültür ve geleceğimizin güçlü bir temsilidir”

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise Ada Kıbrıs kampanyanın yalnızca bir tanıtım faaliyeti değil, ortak vizyon ve kültürel bağların bir sembolü olduğunu vurgulayarak, 2025 yılı tanıtım bütçesinde Türkiye pazarın öncelik verildiğini belirtti.

Ersoy, geçen yıllarda uluslararası pazarlara odaklanan tanıtım faaliyetlerinin bu yıl KKTC’nin talebi doğrultusunda Türkiye pazarına yönlendirildiğini kaydetti. “AdaKıbrıs kampanyası yalnızca güneş ve deniz temalı bir anlatıdan öte, Kuzey Kıbrıs’ın tarihi, kültürel ve sosyal zenginliklerini merkezine alıyor” diyen Ersoy, kampanyanın ulusal televizyonlardan dijital platformlara, sinema salonlarından influencer iş birliklerine kadar geniş bir mecrada yürütüleceğini ifade etti.

Kampanyanın yurt dışında da devam edeceğini söyleyen Ersoy, İngiltere başta olmak üzere uluslararası pazarlarda Visit North Cyprus markası altında yürütülen çalışmalarla Kuzey Kıbrıs’ın küresel ölçekte tanıtımının sürdürüleceğini belirtti.

“Kuzey Kıbrıs yalnızca bir seyahat noktası değil, ortak tarihimize ve kültürümüze uzanan güçlü bir bağdır” diyen Ersoy, AdaKıbrıs Kampanyası’nın, KKTC’nin turizmdeki marka değerini katlayarak artıracağına olan inancını yineledi.

Konuşmaların ardından, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı Serhan Aktunç bir sunum yaptı.

Program kapsamında Alayköy Folklör Derneği tarafından geleneksel halk dansları gösterisi sunulurken, etkinlik süresince Kuzey Kıbrıs’a özgü seramik ve el sanatları sergisi ile Kıbrıs mutfağından lezzetler ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Bienal Lefkoşa sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor: Sanatçılara açık çağrı

Published

on

By

Bienal Lefkoşa, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin himayesinde, Arkhe tarafından düzenlenen ve Vedat Kaner Vakfı’nın ana sponsoru olarak desteklediği ilk edisyonunu ile sonbaharda sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

7 Kasım-6 Aralık tarihleri arasında başkentte yapılacak bienalin teması “Compassion/Merhamet” olarak belirlendi.

Bineali İran kökenli Fransız grafik tasarımcısı Hervé Matine başkanlığındaki bir küratoryal ve seçici komite yürütecek.

Bienal, başkentin farklı mekanlarında sanat aracılığıyla, bireysel ve toplumsal düzeyde yüzleşmelere ve yeniden düşünmeye alan açmayı hedefliyor.

“Merhamet” temasına odaklanılarak, katılım çağrısı yapılan Bienal Lefkoşa’ya başvurular başladı.

Yerel ve uluslararası sanatçılara açık olan bu çağrı, tüm disiplinlerden sanatçıları projelerini bienal için sunmaya davet ediyor.

Şu ana kadar Kıbrıs, Türkiye, İtalya, Fransa, Brezilya ve Lübnan’dan birçok başvuru yapıldı.

Başvurularının 1 Ağustos 2025 tarihine kadar www.bienallefkosa.com üzerinden yapılması gerekiyor.

Katılım koşulları ve detaylı bilgi, Arkhe ve Bienal Lefkoşa’nın web sitesinden takip edilebiliyor.

Arkhe Direktörü Halil Duranay ve Arkhe Koordinatörü İlkem Tunar, yerel ve uluslararası sanatçılar arasında bir buluşma noktası haline gelmesi beklenen Lefkoşa bienalinin ilk edisyonu hakkında Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuştu.

– “İlk kez ‘Lefkoşa bienali’ adıyla bir sanat organizasyonu yapılacak”

Arhke Direktörü Halil Duranay, Kuzey Kıbrıs’ta, daha önce, büyük ölçekte çok önemli sanat etkinliklerinin yapıldığını ama ilk kez “bienal” adını kullanarak bu çatı altında uluslararası bir kent sanat organizasyonu yapılacağını söyledi.

“Bienal” adını kullanmanın iddialı olabileceğini ancak geçen yıl Arkhe’nin kuruluşundan bu yana gündemde olan bienal projesinin zamanı geldiğine inandıklarını ifade eden Duranay, “Bu kent, çok önemli bir kültürel mirasa sahip. Biz de, bu mirasın; doğru mekan, doğru zaman ve doğru dönemle alakalı bir sürece geldiğini düşünüyoruz. Bienal projesini hayata geçirmeyi istiyoruz… Bienal fikri bundan dolayı baskın.” dedi.

Geçen yıl, Lefkoşa bienaline giriş projesi olan Eklektik Manifest’i yaptıkların ve bunun bienalin bir laboratuvar deneyi olduğunu anlatan Duranay, bu proje ile hem çalıştıkları kurumların hem de kendi kapasitelerini etüt etme fırsatı bulduklarını belirtti.

Duranay, “Eklektik Manifest ile farklı şeyleri, farklı yerlere nasıl uygulayabiliriz, kurgulayabiliriz diye kendimizi sınadık. Eklektik Manifest’te sorunlar oldu mu? Tabii ki oldu. Belediyenin de bu konuda ilk girişimi. Hepimiz bazı şeyleri yolda öğreniyoruz” şeklinde konuştu.

Eklektik Manifest’te açık çağrı yapılmaması konusunda bazı eleştiriler aldıklarını aktaran Duranay, “Eklektik Manifest’te, açık çağrı olmadan sanatçılara kendimiz teklifle gittik. Aslında bu, bir yöntemdi. Bununla ilgili eleştiriler yapıldı, haklılık payları da var, yok değil” diyerek, Lefkoşa bienalinin çok daha katılımcı ve demokratik bir şekilde yapılacağını vurguladı.

Yedi hafta süren ve üç ana sergi mekanında gerçekleşen Eklektik Manifest’e iyi bir katılım olduğunu da belirten Duranay, Elektik Manifest’e katılım oranını, şu an dünyadaki en önemli bienallerden biri olarak nitelendirilen İstanbul Bienali’nin başlangıç süreciyle kıyasladıklarını belirterek şu bilgileri paylaştı:

“25 Eylül-15 Kasım 1987 tarihleri arasında düzenlenen Birinci İstanbul Bienali, toplam beş mekânda yapıldı ve 70 sanatçı ağırladı. Bienal yapıldığında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) resmi verilerine göre kentin nüfusu 6.303.200 kişiydi. Bienal’in kayıt edilmiş resmi ziyaretçi sayısı ise 4.500 kişiydi. 17 Eylül–20 Kasım 2022 arasında düzenlenen 17. İstanbul Bienali ise toplam 12 mekân ve 50’den fazla kafe, lokanta, kitabevi, sinema vb. alan kullandı. 2022’deki resmi olmayan verilere göre kentin nüfusu 15.655.924 kişi, Bienal’e katılan resmi ziyaretçi sayısı ise 160.000 kişi olarak kaydedildi. Eklektik Manifest’te ise 20 sanatçının eserleri sergilendi, performans ve paneller yer aldı ve 1.500’den fazla kişi ziyaret etti. Tüm bunlara baktığımızda ve kendi nüfus oranımıza göre değerlendirdiğimizde Etkinlik Manifest’e katılım gayet başarılı. Bu açıdan insanlarla ilişki kurabilen bir sanat organizasyonu oldu diyebiliriz.”

– Tema: Compassion/Merhamet

Duranay, Bienal Lefkoşa’nın ilk edisyonunun temasının rahat algılanan ve herkesi ilgilendiren bir kavram olması düşüncesinden hareketle “Compassion/Merhamet” olarak belirlediklerini söyledi.

Merhametin, hem kişisel hem de kolektif anlamlar taşıyan bir kavram olduğunu belirten Duranay, temanın ortaya çıkış sürecini şöyle anlattı: “Hervé Matine ile Lefkoşa turu yaptığımız esnada, bienal surecini ve ayrıca dünyada ve ülkelerimizdeki sorunları uzun uzun tartıştık. Bu tartışmaların sonunda, galiba bizim en çok ‘merhamete’ ihtiyacımız var dedik. Aslında aradığımız o tek kelime merhametti.”

Susan Sontag’ın ‘Başkalarının Acılarına Bakmak’ kitabına atıfta bulunarak bienalin temasının şekillendiğini anlatan Duranay, şunları söyledi:

“Biz, ötekilere bakarken merhameti içimizde ‘pasif’ bir şey olarak mı yaşıyoruz? Yoksa güçlü bir merhamet kavgasının ‘aktif’ bir eyleme mi dayanması gerekiyor? Sontag’ın kitap boyunca tartıştığı mesele bu aslında. Dolayısıyla, biz de bizim merhamet algımızı oraya atıfta bulunarak çıktık. Yani, bizim kendi problemlerimiz dışında ‘ötekilerin problemleri’ de var. Şu an, bilimsel istatistikler şunu gösteriyor: ‘Çok kısa bir zaman içinde, dünya nüfusu şu ankinden çok daha yüksek bir seviyeye çıkacak ama bununla beraber dünyanın kaynakları süratle tükeniyor’. Bu aciliyet durumunda daha fazla yozlaşmanın, totaliterleşmenin, bencilliğin ve adaletsizliğin ortaya çıktığını görüyoruz ve bu noktada ‘merhameti’ kaybetmeye başladık. Yani oradaki merhamet aslında bizim dışımızda ‘ötekini’ de anlamanın önemli araçlarından biri. Bizim vurgu yaptığımız ‘merhamet’ bu. Bu sadece seni, beni değil, dünya genelindeki herkesi ilgilendiriyor. Bu, çok da Kıbrıs’a da ait bir problem değil, küresel bir sıkıntıdan bahsediyoruz…”

– Bienal ekibi… Küratoryal ve seçici komite

Arkhe’nin düzenlediği Bienal Lefkoşa’nın Vedat Kaner Vakfı’nın ana sponsorluğunda ve Design House Stockholm ve Poster for Tomorrow’un destekleriyle gerçekleşecek.

Bienal ekibi, bienal koordinatörü Halil Durunay, uluslararası operasyon sorumlusu İlkem Tunar, ulusal operasyon sorumlusu Bilgen Anayasa, iletişim sorumlusu Atıf Müezzinler ve tasarım sorumlusu Murat Zengi ile bienal sahne ve performans koordiantoru Handan Ergiydiren’den oluşuyor.

Küratoryal ve seçici komitede ise, Hervé Matine’ye; Kanada kökenli İtalya’da yaşayan tasarımcı Ginette Caron, Kıbrıs’tan tasarımcı ve akademisyen Senih Çavuşoğlu ile İspanya’da yaşayan sanatçı ve Arkhe Yönetim Kurulu üyesi Aslı Bolayır eşlik edecek.

Bu dört kişilik komite, bienale başvuruları değerlendirecek ve sanatsal projelerin seçiminde rol oynayacak. Ayrıca, eserlerin secimi sonrasında eserleri uygulayan küratoryal kurul olarak görev yapacak.

– Mekanlar ve süreç

Bienalin ana merkezinin surlariçi olacağını belirten Duranay, şu ana kadar, Kültür Dairesi ve Vakıflar’la yapılan görüşmelerle, Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi (AKM), İsmet Vehit Güney Sergi Salonu ve Bedesten’in bienalde kullanılacak mekanlardan bazıları olarak belirlendiğini söyledi. Arasta, Bandabulya gibi ikonik alanları ise kamusal operasyonlar için düşündüklerini ekledi.

Ağustos sonunda seçilen sanatçıların açıklanacağını belirten Duranay, eylülde kuratöryel ekibin seçilen eserlerin hangi alanda sergileneceğine karar verileceğini ve ekimde tüm hazırlıkların tamamlanmasının hedeflendiğini aktardı.

– Bienal, bir şehri dahil edecek bir proje

Duranay, mart ayında, sanatçılara, sanat derneklerine, kültür endüstrisinde çalışanlara yönelik düzenledikleri açık formumda katılımcıların Eklektik Manifest ile ilgili görüş ve eleştirilerini dinlediklerini, Bienal Lefkoşa fikrini sunduklarını anlatarak, katılımcı bir şekilde yürüttükleri bienal sürecinde yeni forumlar düzenlemeyi planladıklarını da söyledi.

Koordinatör İlkem Tunar ise, “Bienal, bir şehri dahil edecek bir proje. Şehirdeki insanlar dahil olsunlar istiyoruz. ‘Bunlar bir şeyler yapıyor, nedir acaba yaptıkları?’ demek yerine dil, herkesin dahil olacağı bir etkinlik olsun istiyoruz… Bienal projesi herkesi etkileyecek bir proje. Bienalde surlariçinde olacağız, yani bu bienal sayesinde surlariçinde bir hareketlilik olacak ve biz bu bienali insanların sahiplenmesini istiyoruz” dedi.

– Bienalin kentin üzerinde etkileri

Duranay da, bienalin sadece büyük ölçekli bir sanat etkinliği olmadığını, kentin ekonomik gelişimi ve uluslararası tanınırlığın artırılması üzerinde önemli etkileri olduğunu vurguladı ve şunları söyledi:

”Bienalin gerçekleştiği dönem, kent ekonomisi ve turizmi için hareketlilik demek. Özellikle kasım ayında sokak tansiyonunun yavaş yavaş düşeceği, insanların kapalı alanlara girmeye başlayacağı bir ay içerisinde bienal ile yeni bir ilgi alanı oluşturacaksınız. Eğer bu süreç başarılı olursa ve 2027’de bienalin ikinci edisyonu hayata geçirebilirsek bu şu anlama gelecek: Her iki yılda bir kasım ayında kentte bienal yapılacak ve insanlar yurt dışından bienal için Lefkoşa’ya gelecek. Bu bir ajanda haline gelecek.”

Bienallerin kent esnafı için de fırsatlar yaratacağını belirten Duranay, yerel üreticilerin bienale özel üretimler yaparak sürece katılmalarını önemsediklerini söyledi ve “Mesela bir yerel kahve firması, sınırlı sayıda bienale özel tasarımla üretilmiş kahve paketleri hazırlayabilir ya da özel fincanlar üretebilir. Biz, bu süreci sadece sanatçılarla değil, kentin tüm bileşenleriyle birlikte yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

– “Sanatla çok fazla teması olmayan kişilere de hitap edecek bir bienal”

Bienalin daha geniş ölçekte bir sanat etkinliği olacağını, sanatla çok fazla mesaisi olmayan insanların da ilgisini çekmek ve onları da bienal sürecine dahil etmek için bazı stratejiler üzerinde çalıştıklarını da anlatan Duranay, ilk ve orta öğrenim ile üniversite öğrencilerini hem izleyici hem de katılımcı olarak bienale katmayı hedeflediklerini; birçok bienalde uygulanan “bienal gönüllülüğü” ile “rehberli tur programı”nı da uygulamayı planladıklarını anlattı.

Kamusal alanlarda bienale özel bazı uygulamalar düşündüklerinden de bahseden Duranay, bienalde hatıralık ve hediyelik olarak bazı ürünler üzerinde çalıştıklarını, bununla bienali insanların gündelik hayatlarına katmayı hedeflediklerini kaydetti. Duranay, “Bienal Lefkoşa’nın, sanatla çok fazla teması olmayan insanların da ilgisini çekeceğini düşünüyoruz” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TMT mücahidi, gazi ve şehit yakınlarını ziyaret etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kurban Bayramı vesilesiyle Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Mücahidi Ramadan Bayraktaroğlu, TBK Gazisi Hikmet Güzey ile şehit Osman Hasan Ali ve Celal Bekiroğlu’nun yakınlarını ziyaret etti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ziyaretlerde yaptığı konuşmada geçmişte çok acılar çeken Kıbrıs Türkü’nün verdiği varoluş mücadelesi sayesinde bugün özgür ve bağımsız bir şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde barış, huzur ve güven içinde yaşandığını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Mehmetçiklerin, Kıbrıs Barış Harekatı’nda mücahitlerle buluşarak destan yazdığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, yaşanılan zorluklara rağmen, Kıbrıs Türk Halkının Türkiye’nin de desteği ile ileriye yürüdüğünü vurguladı. Kıbrıs Türkünün uğradığı büyük haksızlıklara değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, her şeye rağmen, Şehit ve gazilerin verdiği mücadeleler sonucu Kıbrıs Türkü’nün özgürlüğüne, bağımsızlığına ve devletine kavuştuğunu anlattı ve “Onları ne unuturuz, ne de unuttururuz” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, devlet olarak gazilerin ve şehit yakınlarının her zaman yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini kaydetti.

Şehit aileleri Cumhurbaşkanı tarafından gerçekleştirilen ziyaretten duydukları memnuniyeti ifade ederken, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yürüttüğü siyaseti desteklediklerini söyledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

İskele’de yüksekten düşen çocuk yaşamını yitirdi

Published

on

By

İskele’de, apartman dairesinin penceresinden, 29.60 metre yükseklikten zemine düşen 7 yaşındaki çocuk yaşamını yitirdi.

Polis Basın Bültenine göre, dün saat 14.00 sıralarında, İskele’de sakin Adbullah Mubeen (E-7), kalmakta olduğu apartman dairesinde kardeşi ile oyun oynadığı sırada ikametgahın penceresinden yaklaşık 29.60 metre yükseklikten zemine düşmesi sonucu yaşamını yitirdi. Soruşturma devam ediyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam