Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Afganistan’da geçici hükümet: Birçok isim BM’nin yaptırım listesinde

Taliban’ın ilan ettiği “geçici hükümet”te yer alanların tamamına yakını Peştunlardan ve Taliban mensuplarından oluşuyor. Pek çok ismin ise BM yaptırımlar listesinde bulunması dış dünyayla ilişkilerde Taliban’ı zor bir sınavla karşı karşıya

Published

on

Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid’in, Kabil’de düzenlediği basın toplantısında açıkladığı “geçici hükümet”te 30 Peştun, 2 Tacik ve 1 Özbek “bakan vekili” yer aldı.

Afganistan’da Peştunlar ülke nüfusunun yarısını oluşturuyor ve daha çok güney vilayetlerinde yaşıyor.

En kalabalık ikinci etnik grup ise Tacikler. Pencşir gibi başkent Kabil’in kuzeyindeki vilayetlerde ve Tacikistan sınırındaki yerleşim yerlerinde ağırlıkta olan Tacikler, nüfusun yüzde 25 ila 30’unu oluşturuyor.

Hükümette Taliban mensupları dışında isimlere yer verilmemesi dikkati çekti

Taciklerden sonra en kalabalık etnik yapı Hazaralar. Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan bu topluluktan sonra Özbek, Türkmen ve Beluçlar etnik kompozisyonun en önemli bileşenleri.

Ülkenin etnik dengelerinin Taliban hükümetine yansımamış olması ve Taliban mensupları dışında isimlere yer verilmemesi, uluslararası kamuoyunda en fazla dikkat çeken husus oldu.

“Başbakan Yardımcısı Vekili” Molla Abdulselam Hanefi Özbek, “Sınır ve Kabile Bakanlığı Vekili” Molla Nurullah Nuri ile “Genelkurmay Başkanı” Kari Fasihuddin Tacik kökenli olsalar da yine Taliban hareketinin önde gelen mensupları arasında yer alıyorlar.

Hükümette yer alan bisimlerin birçoğu BM’nin yaptırım listesinde

Kapsayıcı bir temsilin daha sonra sağlanıp sağlanamayacağı, Taliban’ın ilan ettiği geçici yapının ne şekilde daimi karakter kazanacağı bilinmiyor.

Diğer taraftan, Taliban hükümetinde yer alan isimlerin birçoğu halen BM Güvenlik Konseyi’nin yaptırımlar listesinde bulunuyor.

Taliban’ın ABD ile yaptığı anlaşmanın ilerleyen evrelerinde grubun üst düzey isimlerinin BM listesinden çıkartılması öngörülmüş ancak süreç ilerlememişti.

Almanya’dan “hükümet kapsayıcı olmadı” vurgusu

Hükümette kadınlara yer verilmesi için dış dünyadan gelen baskılara karşın daha önce de duruşunu belli eden Taliban yönetimi, beklendiği üzere herhangi bir kadına görev vermedi. Bu husus dünya medyasında en fazla işlenen konulardan biri oldu.

ABD Dışişleri, tümü Taliban’dan meydana gelen “hükümet”te hiçbir kadın bulunmamasını not ettiklerini bildirirken, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da “hükümet”in kapsayıcı olmadığına vurgu yaparak gelişmenin iyimserlik oluşturmadığını ifade etti.

“Hükümet” başkanlığı için Molla Birader yerine Molla Hasan

Son aylarda tüm diplomatik süreçlerde ve müzakerelerde Molla Abdulgani Birader’in ön plana çıkması, “başbakanlık” görevinin kendisine verileceği beklentisine yol açmıştı.

Ancak Taliban haftalar süren iç müzakerelerin ardından Molla Muhammed Hasan’da karar kıldı.

Hasan, Taliban’ın en üst karar alma organı olan Liderlik Konseyi’ne uzun süre başkanlık etti. Taliban’ın kurucularından olan Hasan, 1996 ve 2001 arasındaki Taliban yönetiminin ilk dışişleri bakanı ve daha sonra başbakan yardımcılığı görevini yürüttü.

Hasan’ın Taliban’ın kurucusu Molla Ömer’e yakın olduğu biliniyor. Taliban’ın kalesi Kandahar’dan olan Hasan, grup içinde yüksek saygı görüyor.

1996-2001 yılları arasındaki Taliban hükümetindeki rolü nedeniyle Hasan, BM yaptırımı altında bulunuyor.

Abdulgani Birader, Hasan’ın yardımcısı oldu

Birader, ABD ve diğer ülkelerle yürüttüğü diplomatik ilişkiler nedeniyle öne çıkmıştı. Bu nedenle kurulacak hükümete Birader’in öncülük etmesi bekleniyordu. Ancak Birader, Hasan’ın yardımcılığına getirildi.

Birader, eski hükümet döneminde savunma bakanı yardımcılığı görevini yürütüyordu.

ABD işgaliyle Taliban hükümetinin düşmesinden sonra grubun başlattığı saldırılarda Birader, önemli bir figür oldu.

Trump’ın isteğiyle serbest kaldı

Pakistan’ın güneyindeki Karaçi kentinde 2010’da güvenlik güçlerince yakalanan Birader, ABD ile sürdürülen barış görüşmelerine katkısı olacağı düşüncesiyle eski ABD Başkanı Donald Trump’ın talebiyle 2018’de serbest bırakıldı.

ABD ile Taliban arasında imzalanan barış anlaşmasına Taliban adına Molla Birader imza atarken, müzakerelerde birçok devlet adamıyla üst düzey görüşmeler gerçekleştirdi.

Ocak 2019’dan bu yana Taliban’ın Doha’daki siyasi ofisinin başkanlığını yürüten Birader, ABD-Taliban barış anlaşması kapsamında 3 Mart 2020’de Trump ile telefonda görüşerek, bir ABD başkanıyla görüşen ilk Taliban yöneticisi oldu.

Birader, Kabil’in Taliban’ın kontrolüne girmesinden kısa süre sonra diğer üst düzey grup üyeleriyle kameralar karşısına geçmiş, Afganistan’ı yönetirken izleyecekleri politikalara dair ilk basın açıklamasını yapmıştı.

Molla Abdusselam Hanefi: Özbek kökenli tek yönetici

Geçici hükümette “başbakan vekili” olan Molla Muhammed Hasan’ın yardımcılığına getirilen Abdul Selam Hanefi, kabinede tek Özbek kökenli Taliban yöneticisi.

Grubun Katar’daki siyasi ofisinin sürdürdüğü müzakere ekibinde yer alan Hanefi, Kabil kontrol altına alındıktan sonra basın açıklaması yapılması amacıyla kameralar karşısına geçmişti.

Fakir bir aileden gelen ve küçük yaşta yetim kalan Hanefi, Taliban’ın insan kaynağını oluşturan Pakistan medreselerinde yetişti. ABD işgali öncesi Taliban iktidarında Eğitim Bakanı yardımcılığı görevini yürüttü.

Siraceddin Hakani: FBI “küresel terörist” olarak tanımlamıştı

Taliban’ın önemli kanatlarından olan Hakkani Grubu’nun lideri Siraceddin Hakkani “içişleri bakanı vekili” oldu.

Pakistan-Afganistan sınırı boyunca Taliban’ın ekonomik ve askeri varlıklarını yöneten Hakkani Grubu, ülkedeki birçok bombalı eylemden sorumlu tutuluyor.

2008’de Kabil’in lüks otellerinden birine yapılan baskın ve dönemin Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai’ye yönelik suikast girişimiyle Hindistan’ın Kabil elçiliğine yapılan bombalı saldırılar, bu suçlamalardan bazıları arasında gösteriliyor.

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), daha önce Hakkani’nin tutuklanmasını sağlayacak bilgiyi verene 5 milyon dolara kadar ödül vereceğini duyurmuştu. Hakkani, FBI tarafından “küresel terörist” olarak tanımlanmıştı.

Siraceddin Hakkani’nin amcası Halil El-Rahman Hakkani de “Mülteciler Bakanlığı vekilliğine” getirildi. Hakkani ailesinden 2 kişi daha kabinede yer buldu.

Molla Muhammed Yakub Mücahid

Taliban’ın kurucusu Ömer’in oğlu Muhammed Yakub Mücahid, “savunma bakanı vekilliğine” getirildi. Yakup, grubun Afganistan’daki askeri operasyonlarını yönetiyordu.

Önceki Taliban lideri Molla Mensur’un ölümünün ardından Taliban liderliğinin Yakub’a teklif edildiği ancak bunu yaşının genç olması ve askeri deneyiminin eksik olmasından dolayı reddettiği ifade ediliyor.

31 yaşındaki Molla Muhammed Yakup’un, babasının ölümünden önce tanınırlığı da düşüktü.

Emirhan Muttaki

“Dışişleri bakanı vekilliği” görevine getirilen Emirhan Muttaki, eski Taliban yönetiminde eğitim bakanlığı ile kültür ve enformasyon bakanlığı yaptı.

Grubun, Katar’daki müzakere heyetinin üyesi olan Muttaki’nin örgüt içindeki ılımlı seslerden biri olduğu dile getiriliyor.

Muttaki, ABD’nin Afganistan’dan çekilme süreciyle ilgili yürütülen müzakerelere katıldı.

Muttaki’nin yardımcılığına ise, Şir Muhammed Abbas Stanikzai getirildi.

Önceki Taliban hükümetinde bakan yardımcısı olan Stanikzai, Taliban’ın bazı ülkelere yaptığı diplomatik ziyaretlerde de yer aldı.

Kari Fasihuddin: Pencşir’in başkentine ayak basan ilk Taliban komutanı

Taliban içinde “Kuzeyin Fatihi” lakabıyla bilinen Tacik kökenli “Genelkurmay Başkanı” Kari Fasihuddin, tarihte Pencşir eyaletinin başkenti Bazarak’a ayak basan ilk Taliban komutanı olarak biliniyor.

Taliban Askeri Komisyonu Komutan Yardımcısı Kari Fasihuddin, Taliban’ın Afganistan’ın kuzeyini ele geçirmesinde kilit rol oynadı. Fasihuddin ülkenin kuzeydoğusundaki Badahşan’dan gelen bir isim.

İstihbarat başkanı ve 3 isim Guantanamo tutuklusuydu

Taliban yönetiminde yer alan 4 üst düzey Taliban yetkilisi, Guantanamo cezaevinde tutuklu kalmış ve 2014’te mahkum takasıyla serbest bırakılan isimlerden oluşuyor.

Nurullah Nuri, “Sınır ve Kabile Bakanlığı vekilliği”; Hayrullah Hayırhah, “Kültür ve Enformasyon Bakanlığı vekilliği”; Muhammed Fazıl Mazlum ise “Savunma Bakan Yardımcılığı”na getirildi.

ABD’nin bir dönem Guantanamo’da hapsettiği Abdulhak Vasık’a ise “İstihbarat Direktörü vekilliği” görevi verildi.

Taliban hükümetinin uluslararası tanınma durumu

Taliban’ın 15 Ağustos’ta başkent Kabil’e girmesi ve Pencşir dahil ülkenin tümünü kontrolüne almasının ardından uluslararası alanda tanınıp tanınmayacağı tartışmaları başlamıştı.

ABD ve Avrupa ülkeleri, vatandaşları ve kendileriyle iş birliği yapan Afganların tahliyesi için Taliban’la çok yakın temaslar yürütmesine karşın yönetimin tanınmasına sıcak bakmadıkları mesajını vermeye devam ediyor.

Taliban’la en yakın ilişkiye sahip ülke olarak bilinen Pakistan da meseleye Afganistan’daki koşulları ve uluslararası konjonktürü dikkate alarak yaklaştığını bildiriyor.

Taliban’ın özellikle finansman ve altyapı yatırımları için en büyük umudu durumundaki Çin yönetimi de iyi ilişkiler kurma ve yürütme konusunda güçlü mesajlar vermesine karşın tanınma konusunda aceleci davranmayacağını gösterdi.

“Afganistan süratle toparlanması” gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Türkiye’nin konuya yaklaşımına ilişkin, “Biz burada süreci dikkatle takip etmeliyiz. Bir defa kesinlikle Taliban’ın devlet olma veya devlet yönetme noktasındaki duruşu nedir, bunu göreceğiz.” ifadelerini kullanmıştı.

Afganistan'da geçici hükümet: Birçok isim BM'nin yaptırım listesinde

Afganistan'da geçici hükümet: Birçok isim BM'nin yaptırım listesinde

Afganistan'da geçici hükümet: Birçok isim BM'nin yaptırım listesinde

Afganistan'da geçici hükümet: Birçok isim BM'nin yaptırım listesinde

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam