Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Afganistan’da geçici hükümet: Birçok isim BM’nin yaptırım listesinde

Taliban’ın ilan ettiği “geçici hükümet”te yer alanların tamamına yakını Peştunlardan ve Taliban mensuplarından oluşuyor. Pek çok ismin ise BM yaptırımlar listesinde bulunması dış dünyayla ilişkilerde Taliban’ı zor bir sınavla karşı karşıya

Published

on

Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid’in, Kabil’de düzenlediği basın toplantısında açıkladığı “geçici hükümet”te 30 Peştun, 2 Tacik ve 1 Özbek “bakan vekili” yer aldı.

Afganistan’da Peştunlar ülke nüfusunun yarısını oluşturuyor ve daha çok güney vilayetlerinde yaşıyor.

En kalabalık ikinci etnik grup ise Tacikler. Pencşir gibi başkent Kabil’in kuzeyindeki vilayetlerde ve Tacikistan sınırındaki yerleşim yerlerinde ağırlıkta olan Tacikler, nüfusun yüzde 25 ila 30’unu oluşturuyor.

Hükümette Taliban mensupları dışında isimlere yer verilmemesi dikkati çekti

Taciklerden sonra en kalabalık etnik yapı Hazaralar. Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan bu topluluktan sonra Özbek, Türkmen ve Beluçlar etnik kompozisyonun en önemli bileşenleri.

Ülkenin etnik dengelerinin Taliban hükümetine yansımamış olması ve Taliban mensupları dışında isimlere yer verilmemesi, uluslararası kamuoyunda en fazla dikkat çeken husus oldu.

“Başbakan Yardımcısı Vekili” Molla Abdulselam Hanefi Özbek, “Sınır ve Kabile Bakanlığı Vekili” Molla Nurullah Nuri ile “Genelkurmay Başkanı” Kari Fasihuddin Tacik kökenli olsalar da yine Taliban hareketinin önde gelen mensupları arasında yer alıyorlar.

Hükümette yer alan bisimlerin birçoğu BM’nin yaptırım listesinde

Kapsayıcı bir temsilin daha sonra sağlanıp sağlanamayacağı, Taliban’ın ilan ettiği geçici yapının ne şekilde daimi karakter kazanacağı bilinmiyor.

Diğer taraftan, Taliban hükümetinde yer alan isimlerin birçoğu halen BM Güvenlik Konseyi’nin yaptırımlar listesinde bulunuyor.

Taliban’ın ABD ile yaptığı anlaşmanın ilerleyen evrelerinde grubun üst düzey isimlerinin BM listesinden çıkartılması öngörülmüş ancak süreç ilerlememişti.

Almanya’dan “hükümet kapsayıcı olmadı” vurgusu

Hükümette kadınlara yer verilmesi için dış dünyadan gelen baskılara karşın daha önce de duruşunu belli eden Taliban yönetimi, beklendiği üzere herhangi bir kadına görev vermedi. Bu husus dünya medyasında en fazla işlenen konulardan biri oldu.

ABD Dışişleri, tümü Taliban’dan meydana gelen “hükümet”te hiçbir kadın bulunmamasını not ettiklerini bildirirken, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da “hükümet”in kapsayıcı olmadığına vurgu yaparak gelişmenin iyimserlik oluşturmadığını ifade etti.

“Hükümet” başkanlığı için Molla Birader yerine Molla Hasan

Son aylarda tüm diplomatik süreçlerde ve müzakerelerde Molla Abdulgani Birader’in ön plana çıkması, “başbakanlık” görevinin kendisine verileceği beklentisine yol açmıştı.

Ancak Taliban haftalar süren iç müzakerelerin ardından Molla Muhammed Hasan’da karar kıldı.

Hasan, Taliban’ın en üst karar alma organı olan Liderlik Konseyi’ne uzun süre başkanlık etti. Taliban’ın kurucularından olan Hasan, 1996 ve 2001 arasındaki Taliban yönetiminin ilk dışişleri bakanı ve daha sonra başbakan yardımcılığı görevini yürüttü.

Hasan’ın Taliban’ın kurucusu Molla Ömer’e yakın olduğu biliniyor. Taliban’ın kalesi Kandahar’dan olan Hasan, grup içinde yüksek saygı görüyor.

1996-2001 yılları arasındaki Taliban hükümetindeki rolü nedeniyle Hasan, BM yaptırımı altında bulunuyor.

Abdulgani Birader, Hasan’ın yardımcısı oldu

Birader, ABD ve diğer ülkelerle yürüttüğü diplomatik ilişkiler nedeniyle öne çıkmıştı. Bu nedenle kurulacak hükümete Birader’in öncülük etmesi bekleniyordu. Ancak Birader, Hasan’ın yardımcılığına getirildi.

Birader, eski hükümet döneminde savunma bakanı yardımcılığı görevini yürütüyordu.

ABD işgaliyle Taliban hükümetinin düşmesinden sonra grubun başlattığı saldırılarda Birader, önemli bir figür oldu.

Trump’ın isteğiyle serbest kaldı

Pakistan’ın güneyindeki Karaçi kentinde 2010’da güvenlik güçlerince yakalanan Birader, ABD ile sürdürülen barış görüşmelerine katkısı olacağı düşüncesiyle eski ABD Başkanı Donald Trump’ın talebiyle 2018’de serbest bırakıldı.

ABD ile Taliban arasında imzalanan barış anlaşmasına Taliban adına Molla Birader imza atarken, müzakerelerde birçok devlet adamıyla üst düzey görüşmeler gerçekleştirdi.

Ocak 2019’dan bu yana Taliban’ın Doha’daki siyasi ofisinin başkanlığını yürüten Birader, ABD-Taliban barış anlaşması kapsamında 3 Mart 2020’de Trump ile telefonda görüşerek, bir ABD başkanıyla görüşen ilk Taliban yöneticisi oldu.

Birader, Kabil’in Taliban’ın kontrolüne girmesinden kısa süre sonra diğer üst düzey grup üyeleriyle kameralar karşısına geçmiş, Afganistan’ı yönetirken izleyecekleri politikalara dair ilk basın açıklamasını yapmıştı.

Molla Abdusselam Hanefi: Özbek kökenli tek yönetici

Geçici hükümette “başbakan vekili” olan Molla Muhammed Hasan’ın yardımcılığına getirilen Abdul Selam Hanefi, kabinede tek Özbek kökenli Taliban yöneticisi.

Grubun Katar’daki siyasi ofisinin sürdürdüğü müzakere ekibinde yer alan Hanefi, Kabil kontrol altına alındıktan sonra basın açıklaması yapılması amacıyla kameralar karşısına geçmişti.

Fakir bir aileden gelen ve küçük yaşta yetim kalan Hanefi, Taliban’ın insan kaynağını oluşturan Pakistan medreselerinde yetişti. ABD işgali öncesi Taliban iktidarında Eğitim Bakanı yardımcılığı görevini yürüttü.

Siraceddin Hakani: FBI “küresel terörist” olarak tanımlamıştı

Taliban’ın önemli kanatlarından olan Hakkani Grubu’nun lideri Siraceddin Hakkani “içişleri bakanı vekili” oldu.

Pakistan-Afganistan sınırı boyunca Taliban’ın ekonomik ve askeri varlıklarını yöneten Hakkani Grubu, ülkedeki birçok bombalı eylemden sorumlu tutuluyor.

2008’de Kabil’in lüks otellerinden birine yapılan baskın ve dönemin Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai’ye yönelik suikast girişimiyle Hindistan’ın Kabil elçiliğine yapılan bombalı saldırılar, bu suçlamalardan bazıları arasında gösteriliyor.

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), daha önce Hakkani’nin tutuklanmasını sağlayacak bilgiyi verene 5 milyon dolara kadar ödül vereceğini duyurmuştu. Hakkani, FBI tarafından “küresel terörist” olarak tanımlanmıştı.

Siraceddin Hakkani’nin amcası Halil El-Rahman Hakkani de “Mülteciler Bakanlığı vekilliğine” getirildi. Hakkani ailesinden 2 kişi daha kabinede yer buldu.

Molla Muhammed Yakub Mücahid

Taliban’ın kurucusu Ömer’in oğlu Muhammed Yakub Mücahid, “savunma bakanı vekilliğine” getirildi. Yakup, grubun Afganistan’daki askeri operasyonlarını yönetiyordu.

Önceki Taliban lideri Molla Mensur’un ölümünün ardından Taliban liderliğinin Yakub’a teklif edildiği ancak bunu yaşının genç olması ve askeri deneyiminin eksik olmasından dolayı reddettiği ifade ediliyor.

31 yaşındaki Molla Muhammed Yakup’un, babasının ölümünden önce tanınırlığı da düşüktü.

Emirhan Muttaki

“Dışişleri bakanı vekilliği” görevine getirilen Emirhan Muttaki, eski Taliban yönetiminde eğitim bakanlığı ile kültür ve enformasyon bakanlığı yaptı.

Grubun, Katar’daki müzakere heyetinin üyesi olan Muttaki’nin örgüt içindeki ılımlı seslerden biri olduğu dile getiriliyor.

Muttaki, ABD’nin Afganistan’dan çekilme süreciyle ilgili yürütülen müzakerelere katıldı.

Muttaki’nin yardımcılığına ise, Şir Muhammed Abbas Stanikzai getirildi.

Önceki Taliban hükümetinde bakan yardımcısı olan Stanikzai, Taliban’ın bazı ülkelere yaptığı diplomatik ziyaretlerde de yer aldı.

Kari Fasihuddin: Pencşir’in başkentine ayak basan ilk Taliban komutanı

Taliban içinde “Kuzeyin Fatihi” lakabıyla bilinen Tacik kökenli “Genelkurmay Başkanı” Kari Fasihuddin, tarihte Pencşir eyaletinin başkenti Bazarak’a ayak basan ilk Taliban komutanı olarak biliniyor.

Taliban Askeri Komisyonu Komutan Yardımcısı Kari Fasihuddin, Taliban’ın Afganistan’ın kuzeyini ele geçirmesinde kilit rol oynadı. Fasihuddin ülkenin kuzeydoğusundaki Badahşan’dan gelen bir isim.

İstihbarat başkanı ve 3 isim Guantanamo tutuklusuydu

Taliban yönetiminde yer alan 4 üst düzey Taliban yetkilisi, Guantanamo cezaevinde tutuklu kalmış ve 2014’te mahkum takasıyla serbest bırakılan isimlerden oluşuyor.

Nurullah Nuri, “Sınır ve Kabile Bakanlığı vekilliği”; Hayrullah Hayırhah, “Kültür ve Enformasyon Bakanlığı vekilliği”; Muhammed Fazıl Mazlum ise “Savunma Bakan Yardımcılığı”na getirildi.

ABD’nin bir dönem Guantanamo’da hapsettiği Abdulhak Vasık’a ise “İstihbarat Direktörü vekilliği” görevi verildi.

Taliban hükümetinin uluslararası tanınma durumu

Taliban’ın 15 Ağustos’ta başkent Kabil’e girmesi ve Pencşir dahil ülkenin tümünü kontrolüne almasının ardından uluslararası alanda tanınıp tanınmayacağı tartışmaları başlamıştı.

ABD ve Avrupa ülkeleri, vatandaşları ve kendileriyle iş birliği yapan Afganların tahliyesi için Taliban’la çok yakın temaslar yürütmesine karşın yönetimin tanınmasına sıcak bakmadıkları mesajını vermeye devam ediyor.

Taliban’la en yakın ilişkiye sahip ülke olarak bilinen Pakistan da meseleye Afganistan’daki koşulları ve uluslararası konjonktürü dikkate alarak yaklaştığını bildiriyor.

Taliban’ın özellikle finansman ve altyapı yatırımları için en büyük umudu durumundaki Çin yönetimi de iyi ilişkiler kurma ve yürütme konusunda güçlü mesajlar vermesine karşın tanınma konusunda aceleci davranmayacağını gösterdi.

“Afganistan süratle toparlanması” gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Türkiye’nin konuya yaklaşımına ilişkin, “Biz burada süreci dikkatle takip etmeliyiz. Bir defa kesinlikle Taliban’ın devlet olma veya devlet yönetme noktasındaki duruşu nedir, bunu göreceğiz.” ifadelerini kullanmıştı.

Afganistan'da geçici hükümet: Birçok isim BM'nin yaptırım listesinde

Afganistan'da geçici hükümet: Birçok isim BM'nin yaptırım listesinde

Afganistan'da geçici hükümet: Birçok isim BM'nin yaptırım listesinde

Afganistan'da geçici hükümet: Birçok isim BM'nin yaptırım listesinde

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Polonya’da seçmenler, cumhurbaşkanı belirlemek için sandığa gitti

Published

on

By

Polonya’nın yeni cumhurbaşkanını belirlemek üzere yapılan seçimlerin ilk turunda, yaklaşık 29 milyon kayıtlı seçmen için oy verme süreci başladı.

Polonya’da Başbakan Donald Tusk hükümeti ile muhalefet arasında, özellikle Avrupa Birliği (AB) ilişkileri, yargı reformları, kürtaj yasaları ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi konularda yaşanan çekişmelerin gölgesinde geçen seçimin ilk turu için sandıklar açıldı.

Seçmenler, ülkeyi 5 yıl temsil edecek yeni cumhurbaşkanının belirleneceği seçiminin ilk turu için sandıklara gitti.

Seçimlerin, ülkenin AB ile ilişkilerinden iç politikalar, yargı reformları ve sosyal politikalara kadar pek çok konuda belirleyici olacağı değerlendiriliyor.

Polonya’da yaklaşık 29 milyon kayıtlı seçmen bulunuyor.

Anketlere göre seçimin, iktidarın adayı ve aynı zamanda Varşova Belediye Başkanı Rafal Trzaskowski ile muhalefetin adayı tarihçi Karol Nawrocki arasında geçmesi öngörülüyor.

Yerel saatle 07.00’de başlayan oy verme işlemi, 21.00’de sona erecek. Resmi olmayan ilk sonuçlarının bu gece açıklanması bekleniyor.

İlk turda adaylardan hiçbirinin yüzde 50 barajını geçememesi durumunda en çok oy alan iki isim, 1 Haziran’da yapılacak ikinci turda yarışacak.

Devamını Oku

Dünya

Vatikan’da Papa 14. Leo için göreve başlama töreni düzenlendi

Published

on

By

Katoliklerin ruhani liderliğine ve Vatikan Devlet Başkanlığına 8 Mayıs’taki papalık seçim sürecinde seçilen Papa 14. Leo için bugün Vatikan’da papalık görevine başlama töreni yapıldı.

Papa Franciscus’un 21 Nisan’da vefat etmesinin ardından Vatikan’da 8 Mayıs’ta yapılan Konklav’da seçilen Papa 14. Leo için Aziz Petrus Meydanı’nda özel bir tören ve ayin düzenlendi.

Kardinallerinin eşliğinde tören alanına gelen Papa 14. Leo’ya, törenin hemen başında Kardinal Mario Zenari tarafından önce papalık sembolü olan beyaz kumaştan yapılan bir kuşak olan “Palio”su ardından da Kardinal Luis Antonio Tagle tarafından papalık yüzüğü olarak bilinen “Balıkçı Yüzüğü” takıldı.

Bu prosedürlerin ardından Papa 14. Leo, Aziz Petrus Meydanı’ndaki sunağın önünde ilk ayinini yönetti.

– Çok sayıda lider yeni Papa için Vatikan’a geldi

Aziz Petrus Meydanı’ndaki göreve başlama törenini on binlerce kişi yerinden takip etti.

Yeni Papa’nın göreve başlama töreni için çok sayıda lider ve yabancı konuk da hazır bulundu.

İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, İspanya Kralı 6. Felipe, Peru Cumhurbaşkanı Dina Boluarte, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Almanya Başbakanı Friederich Merz, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola’nın aralarında bulunduğu çok sayıda lider, yeni Papa’nın göreve başlama törenine katıldı. Törene, Türkiye’yi temsilen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy iştirak etti.

Ayrıca Vatikan’la münasebetleri olan diğer din ve mezhepler kapsamında Fener Rum Patriği Bartholomeos da ayinde hazır bulundu.

Vatikan ve çevresinde İtalyan güvenlik birimlerince geniş güvenlik önlemleri alınırken, tören boyunca polis helikopteri devriye uçuşu yaptı.

– Papa 14. Leo: “Savaşlar nedeniyle acı çeken kardeşlerimizi unutamayız”

Törendeki yaptığı konuşmasına önceki Papa Franciscus’u anarak başlayan Papa 14. Leo, selefinin hayatını kaybetmesinden derin üzüntü duyduklarını söyledi.

Papa 14. Leo, Konklav’ın, bugünün sınamalarına yanıt vermek istediğini belirterek, “İlk büyük arzumuzun birleşik bir kilise olduğunu söylemek isterim.” dedi.

Ayinin son bölümünde de kısa bir konuşma daha yapan Papa 14. Leo, törene gelen yabancı liderlere ve meydanı dolduran halka teşekkür etti.

Papa 14. Leo, “Savaşlar nedeniyle acı çeken kardeşlerimizi unutamayız. Gazze’de çocuklar, aileler ve hayatta kalmayı başaran yaşlılar açlıkla karşı karşıya. Myanmar’da yeni çatışmalar, masum genç hayatları sona erdirdi. Harap olmuş Ukrayna ise en nihayetinde adil ve kalıcı bir barış için müzakerelerin başlamasını bekliyor.” diye konuştu.

Ayinin ardından Papa 14. Leo, Aziz Petrus Bazilikası içinde tek tek yabancı konukların tebriklerini kabul ederken, Bakan Ersoy da Papa’yı tebrik etti.

Devamını Oku

Dünya

İran: “ABD ile müzakerelerde ‘dengeli’ bir anlaşmaya hazırız”

Published

on

By

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, ülkesinin nükleer programına ilişkin, uluslararası endişeleri gidermeye ve ABD ile “dengeli” bir anlaşmaya hazır olduklarını belirtti.

İran Dışişleri Bakanlığı bünyesinde düzenlenen Tahran Diyalog Forumu başladı.

İran Dışişleri Bakanlığına ait Siyaset ve Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü’nde gerçekleştirilen foruma 53 ülkeden bakan, bakan yardımcısı ve diplomatlar katılıyor.

Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi’nin katıldığı törenle başlayan toplantıda, Azerbaycan Dış İlişkilerden Sorumlu Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev, Tacikistan Dışişleri Bakanı Siraceddin Muhriddin, Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamed el-Busaidi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, Afganistan geçici hükümeti Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki gibi isimler yer alıyor.

Türkiye’den de Dışişleri Bakan Yardımcısı Zeki Levent Gümrükçü’nün katıldığı etkinliğin açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Erakçi, bölgedeki gelişmeleri ve ABD ile müzakere sürecini değerlendirdi.

– “İran dengeli anlaşmaya hazır”

Ülkesinin ABD ile anlaşmaya hazır olduğunu belirten Erakçi, “İran, dini ve ahlaki temelleri üzerine kurulu Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na (NPT) taraf olarak hiçbir zaman nükleer silah arayışında bulunmamış ve kitle imha silahları üretmeme ve kullanmama ilkesine bağlıdır. Ülkemizin nükleer programıyla ilgili meşru uluslararası endişeleri her zaman etkileşim ve şeffaflık yoluyla gidermeye hazır olduk.” diye konuştu.

ABD ile nükleer müzakerelerdeki hedeflerinin “dengeli bir anlaşmaya varmak” olduğunu dile getiren Erakçi, “NPT Anlaşması çerçevesinde oluşturulan, İran’ın nükleer haklarına tam saygı gösteren ve yaptırımların kapsamlı bir şekilde kaldırılmasını objektif olarak garanti eden bir anlaşma.” ifadelerini kullandı.

Erakçi, Avrupa tarafından “gerçek bir irade ve bağımsız bir yaklaşım” görmeleri halinde Avrupa ülkeleri ile ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya da hazır olduklarını kaydetti.

İsrail’in Filistinlilere karşı soykırımı devam ettirdiği Gazze’deki duruma değinen Erakçi, “Gazze’deki kriz, uluslararası sistemin temellerinin yetersizliğinin yanı sıra bölgenin kaderinin bölge dışı güçlerin karar ve iradesine bağlı kalamayacağının ve kalmaması gerektiğinin başka bir kanıtı olmuştur.” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam