Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Afrika’da paralı askerlerin etki alanı genişliyor

Rus paralı asker gücü Wagner grubunun Mali hükümetiyle anlaşma imzalayacağı iddialarının ardından Rus paralı askerlerin Afrika’daki varlığı ve Wagner’in yapısı merak konusu oldu.

Published

on

Amerikan basınında çıkan Wagner paralı askerlerinin çok yakında Mali’de göreve başlayacağı iddiaları, dikkatleri bir anda bu güvenlik şirketinin oluşumuna ve Afrika’da giderek artan varlığına yöneltti.

Uluslararası Af Örgütünün aylık süreli yayını La Chronique’e göre, Wagner’in oluşumuna dair ilk fikir, 2012’de Rus istihbaratı ve üst düzey yetkililer tarafından ortaya atıldı.

“Sorunları zor kullanmadan çözecek özel bir ordu” prensibini temel alan Wagner, yerel güçlere askeri eğitim veriyor, liderlere yakın koruma sağlıyor ve enerji noktalarını koruyor.

Bu hizmetler karşılığında Wagner’in yan kuruluşlarının, ülkelerdeki mineralleri ve doğal mirası kullanmak, silah, teknoloji ve askeri hizmet tedarik etmek için bazı imtiyaz ve ruhsatlara sahip olduğu kaydediliyor.

Wagner ismi Hitler’in sen sevdiği besteciden geliyor

Wagner’in arkasında 2 isimden biri olan eski bir Rus istihbarat subayı, 1970 doğumlu Dmitry Utkin’in 2013 sonbaharında Suriye’ye gönderilen Rus paralı askerlerin ilk konvoyunda yer aldığı, birkaç ay sonra da Ukrayna’da Rus yanlısı ayrılıkçı gruplarla görüldüğü biliniyor.

Wagner ismi de Utkin’in hayran olduğu Adolf Hitler’in en sevdiği opera bestecisi Richard Wagner’den geliyor.

Wagner’in ana finansörü: Evgeny Prigojine

Wagner’in arkasındaki bir diğer ismin ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakın milyarder Evgeny Prigojine olduğu biliniyor. Daha önce yeme içme sektöründe yüklü bir servet elde eden Prigojine, Wagner’in ana finansörü olarak tanınıyor.

Rus Ceza Kanununun 348’inci maddesine göre paralı askerliğin yasak olduğu Rusya’da Wagner’in faaliyetleri de hukuken yasa dışı kabul ediliyor.

Afrika kıtasında 9 ülkede olası Wagner izi

Faaliyetlerine 2013’te Suriye iç savaşıyla başladığı tahmin edilen Wagner’in son yıllarda Afrika kıtasında giderek artan varlığı da dikkati çekiyor.

Wagner’in 2018’de adım attığı Afrika’da en çok Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki (OAC) faaliyetleriyle adından söz ettiriyor.

OAC’de sayılarının 2 bini bulduğuna inanılan Rus paralı askerleri, hem orduya eğitim veriyor hem de Cumhurbaşkanı Faustin-Archange Touadera’nın güvenliğini sağlıyor.

Wagner’in ülkede aynı zamanda altın ve elmas madenlerinin güvenliğini de sağladığı düşünülüyor.

Wagner’in Mali’deki olası varlığı Fransa ve Almanya’yı kızdırdı

Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, Mali’nin Wagner ile paralı asker anlaşması imzalayabileceğine ilişkin iddialara, “Eğer Malili yetkililer Wagner grubuyla böyle bir anlaşma imzalayacak olursa bu durum endişe verici olmasının yanı sıra Sahel ülkelerini desteklemek için yıllardır yaptığımız ve yapmayı planladığımız her şeyi anlamsız kılar” ifadeleriyle tepki göstermişti.

Öte yandan Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer de Mali’yi Wagner şirketi ile anlaşmaması konusunda uyararak, “Böyle bir anlaşma, Almanya’nın Fransa, Avrupa Birliği ve BM ile birlikte sekiz yıldır Mali’de yaptığı her şeyle çelişiyor” yorumunda bulunmuştu.

Fransa’nın Mali’de Barkhane Operasyonu kapsamında 5 bin, Almanya’nın ise Birleşmiş Milletler misyonu dahilinde 1100 askeri bulunuyor.

Wagner’in yakın zamanda Mali’ye 1000 paralı asker göndereceği iddia ediliyor.

Rusya: Mali’de Rus askeri yok

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise iddialara ilişkin basına yaptığı açıklamada, “Rus silahlı kuvvetlerinin herhangi bir temsilcisi Mali’de bulunmuyor” dedi.

Peskov, Rusya’nın Afrika kıtasıyla askeri de dahil temaslarının olduğunu ancak Wagner ile Mali arasında yapılacağı iddia edilen söz konusu anlaşmaya ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını söyledi.

Moskova yönetimi daha önce de Wagner grubuyla bağlantısı olduğuna yönelik iddialarını reddetmişti.

Afrika'da paralı askerlerin etki alanı genişliyor

Afrika'da paralı askerlerin etki alanı genişliyor

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İklim değişikliği uzayı da tehdit ediyor: Uydu çarpışmaları artabilir

Published

on

By

İklim değişikliğinin yalnızca Dünya’daki yaşamı etkilediği düşünülse de, yeni araştırmalar uzayda da ciddi sonuçlara yol açabileceğini ortaya koyuyor. Bilim insanlarına göre, atmosferdeki karbondioksit (CO₂) seviyelerinin artması, alçak Dünya yörüngesindeki uydu hareketlerini değiştirerek çarpışma riskini artırıyor.

Birmingham Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, sera gazlarının alt atmosferde ısıyı hapsetmesi, üst atmosferin soğumasına ve büzüşmesine neden oluyor. Normalde atmosferin yoğunluğu, eski uyduların yörüngeden çıkmasını sağlayarak uzay enkazını azaltıyor. Ancak atmosferin incelmesiyle birlikte uyduların yörüngede kalma süresi uzuyor ve çarpışma ihtimali yükseliyor.

Şu anda 300 ila 1000 kilometre yükseklik arasındaki alçak Dünya yörüngesinde 8 binden fazla uydu bulunuyor. Bilim insanları, uzay hava olaylarının atmosferin yoğunluğunu kısa süreli olarak değiştirebildiğini ancak iklim değişikliğinin uzun vadeli bir etkiye sahip olduğunu vurguluyor.

Uydu çarpışmaları ve uzay enkazı riski
Atmosferin yoğunluğunun azalmasıyla birlikte, uydulara uygulanan sürtünme kuvveti de azalıyor. Normal şartlarda atmosferik sürtünme, kullanılmayan uyduların zamanla yörüngeden çıkmasını sağlıyor. Ancak atmosferin incelmesiyle birlikte, uydular yörüngede çok daha uzun süre kalıyor.

Bu durum, eski uyduların yeni uydularla çarpışma riskini artırarak uzay enkazı sorununu büyütüyor. Artan uzay enkazı, yeni uydu fırlatma süreçlerini de daha riskli hale getiriyor ve iletişim, hava tahmini ve navigasyon sistemlerini tehdit ediyor.

Uzayın sürdürülebilirliği için acil önlemler şart
Araştırmanın başyazarı Matthew Brown, Nature Sustainability dergisinde yayımlanan çalışmada, uzayın sürdürülebilirliğinin küresel bir öncelik haline gelmesi gerektiğini vurguladı.

“Genellikle iklim değişikliğinin yalnızca yeryüzündeki etkilerini konuşuyoruz ancak bu çalışma, değişimin uzayda da hissedildiğini gösteriyor. Alçak Dünya yörüngesindeki uydu sayısı hızla artıyor ve bu uydulara haberleşme, hava tahmini ve navigasyon gibi kritik alanlarda bağımlıyız. Uzayın uzun vadeli sürdürülebilirliğini güvence altına almak zorundayız” dedi.

Kessler sendromu tehlikesi büyüyor
Brown, kontrolsüz uydu artışının “Kessler Sendromu” olarak bilinen zincirleme çarpışmaların başlamasına yol açabileceğini belirtti. Bu senaryoda, çarpışan uyduların oluşturduğu enkazlar, diğer uydulara çarparak domino etkisi yaratıyor ve Dünya yörüngesini neredeyse kullanılamaz hale getirebiliyor.

“Teknoloji, uydu çarpışmalarını önlemek için bazı çözümler sunabiliyor ancak Dünya’nın doğal atmosferik değişimlerinin uzay operasyonlarını nasıl etkilediğini anlamak da kritik öneme sahip. Küresel sera gazı emisyonlarının azaltılması, termosferin korunmasına ve uzayın sürdürülebilirliğinin sağlanmasına katkı sunabilir” diye ekledi.

Bilim insanları, uzay ajanslarının ve hükümetlerin bu durumu ciddiye alarak uzun vadeli çözümler geliştirmesi gerektiğini belirtiyor. Uzaydaki çöp sorununun büyümesini önlemek için uydu yönetim politikalarının gözden geçirilmesi ve karbon salınımını azaltmaya yönelik küresel iş birliği sağlanması çağrısında bulunuyorlar.

Devamını Oku

Dünya

ABD’nin Çin gemilerine liman ücreti planı ticareti zorlaştırabilir

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı ya da Çin bandıralı gemilerden ücret talep etme planı, deniz ticaretinde maliyetleri artırma riski taşıyor.

Attığı adımlarla küresel ticaretteki dengeleri sarsan ABD Başkanı Trump’ın yeni hedefi deniz yolu taşımacılığı oldu.

Bu kapsamda Trump yönetimi, ABD’nin gemi inşa ve denizcilik sektörünü yeniden canlandırmayı hedefleyen düzenlemeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Konuya ilişkin kararname taslağına göre, ABD’nin denizcilik ve gemi inşa sektöründe Çin’e karşı rekabet gücünün artırılması hedefleniyor.

Bu kapsamda, ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı ya da Çin bandıralı gemilerden tonaj bazlı ücretler talep edilmesi öngörülüyor.

Çin yapımı gemilerle aynı filoda bulunan gemilerden de ücret alınması planlanıyor
Aynı zamanda Çin menşeli bileşenler kullanılarak üretilen, monte edilen veya herhangi bir şekilde Çin bağlantılı şirketler tarafından üretilen kargo elleçleme ekipmanlarına gümrük tarifeleri uygulanması planlanıyor.

Ayrıca, inşa edildiği veya bayraklandığı yer fark etmeksizin, Çin yapımı veya Çin bayraklı gemilerle aynı filoda bulunan gemilere de ABD limanlarına girişte ek ücretler uygulanması öngörülüyor.

Kararname taslağında, ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı ya da Çin bandıralı gemilerden ne kadar ücret alınacağı ya da bu ücretin nasıl hesaplanacağı belirtilmiyor. Ancak ABD Ticaret Temsilciliği (USTR) raporuna göre, bu gemilere 1,5 milyon dolara kadar ücret uygulanması değerlendiriliyor.

USTR, konuya ilişkin 24 Mart’a kadar kamuoyundan yorum bekliyor.

Çin’in gemi inşa pazarındaki payı yüzde 50’nin üzerinde
Deniz yolu taşımacılığında Çin yapımı gemiler önemli bir paya sahip. Çin’in gemi inşa pazarındaki payının 1999’da yüzde 5’in altındayken 2023’te yüzde 50’nin üzerine çıktığı kaydediliyor.

Söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girmesi halinde büyük konteyner taşıyıcıları için maliyet artışını beraberinde getirebileceği tahmin ediliyor.

Taşıyıcılar, ücretlerden kaçınmak için daha az limana uğramak gibi önlemler alacaktır
Navlun piyasası analiz firması Xeneta Başanalisti Peter Sand, AA muhabirine, Trump yönetiminin ABD limanlarına yanaşan Çin yapımı gemilerden ücret alma planının deniz taşımacılığı ve küresel ticaret akışına etkilerini değerlendirdi.

Uygulamanın hayata geçmesi halinde okyanus konteyner taşıyıcılarının ücretlerden kaçınmak için daha az limana uğrama gibi önlemler alabileceğini belirten Sand, bu durumun ABD’de büyük tıkanıklıklara ve gecikmelere neden olabileceğini aktardı.

Sand, tüm gemi türlerinin dahil edilmesi halinde küresel filonun yüzde 23’ünün Çin’de inşa edildiğinin bilgisini paylaştı. Sand ayrıca, tüm konteyner gemilerinin yüzde 39’unun Çin’de inşa edildiğini belirtti.

“Maliyetin tamamı ithalatçıya ve nihai tüketiciye yansıyacaktır”
Büyük nakliye şirketlerinin bu değişikliğe nasıl uyum sağlayabileceğine de değinen Sand, şunları kaydetti:

“En uç seçenek, ABD’ye hizmet verecek bir ‘Özel Amaçlı Şirket’ kurmak olacaktır. Sipariş defteri olmayan ve sadece Çin yapımı olmayan gemileri hizmetlerde kullanacak bir şirket. Daha az uç bir seçenek ise, ödenen toplam ücretleri sınırlamak için ABD’de daha az limana uğramak ve bunların hepsini Çin yapımı olmayan gemilerle yapmak olacaktır. Maliyetin tamamı ithalatçıya ve nihai tüketiciye yansıyacaktır. Bu durum ithal edilen malların kar marjına ve ithalatçının bu kadar yüksek bir maliyet artışını absorbe etme kabiliyetine bağlı olacak.”

Sand, bu durumun nakliyeciler, ithalatçılar ve ihracatçılar için daha yüksek maliyetlere yol açabileceğini vurgulayarak, “Bu ticaret üzerinde bir vergi olacaktır, ki bu da talep üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olacak bir durum, çünkü müşterilerin satın alma gücü azalacaktır.” diye konuştu.

“Benzeri görülmemiş bir belirsizlik iş dünyası için iyi değil”
İthalatçı nakliyecilerin 2018-2019 yıllarında ticaret savaşıyla “iyi başa çıktığını” aktaran Sand, Kanada ve Meksika üzerinden ABD’ye mal getirmek için yeni ticaret yolları oluşturduklarını hatırlattı.

Sand, “Şu anda, sürekli değişen engellerle nasıl başa çıkacaklarını bilmedikleri için felç olmuş ve belirsizlik içindeler. Benzeri görülmemiş bir belirsizlik iş dünyası için iyi değil.” dedi.

ABD’de enflasyonun son dönemdeki yükselişine işaret eden Sand, bunun muhtemelen daha da kötüye gideceğini ifade etti.

Devamını Oku

Dünya

Rusya Sağlık Bakanlığı: “Ukrayna’nın Moskova’ya İHA saldırılarında 2 kişi öldü”

Published

on

By

Rusya Sağlık Bakanlığı, Ukrayna’nın Moskova ve civarına gerçekleştirdiği ve bugüne kadarki insansız hava araçlarıyla (İHA) en yoğun saldırısında 2 kişinin öldüğünü, 3’ü çocuk toplam 18 kişinin yaralandığını bildirdi.

Rusya Sağlık Bakanı Yardımcısı Aleksey Kuznetsov, başkent Moskova’ya düzenlenen İHA saldırısında ölen ve yaralananlara ilişkin gazetecilere konuştu.

Saldırı neticesinde 2 kişinin hayatını kaybettiği bilgisini paylaşan Kuznetsov, 3’ü çocuk 18 kişinin de yaralandığını söyledi.

Kuznetsov, yaralıların gerekli tedavileri almak üzere hastanelere sevk edildiğini belirtti.

Rusya’nın başkenti Moskova ve etrafındaki yerleşim yerlerine bugün İHA’larla Ukrayna savaşının başından bu yana en yoğun saldırı düzenlendi.

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’ya ait 337 İHA’nın gece 10 Rus bölgesi üzerinde vurulduğunu bildirdi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in saldırı konusunda bilgilendirildiğini kaydetti.

Devamını Oku

Trending

Reklam