Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş: Kıbrıs’ta, KKTC’nin çok daha güçlü bir hale gelmesi için Türkiye olarak bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız

Published

on

 

Başbakan Faiz Sucuoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ile parti genel merkezinde bir araya geldi.

Sucuoğlu, ziyarette yaptığı konuşmada, iki gündür Ankara’da bulunduklarını, çok verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirtti.

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabulünde, KKTC ile ilgili siyasi, ekonomik konuları, altyapı yatırımlarını çok detaylı bir şekilde görüşme imkanlarının olduğunu söyleyen Sucuoğlu, “Kendileri bize her zaman olduğu gibi çok sıcak ve gerçekten büyük bir misafirperverlik örneği gösterdi.” diye konuştu.

KKTC’de 23 Ocak’ta erken genel seçimin yapılacağını dile getiren Sucuoğlu, ziyaretlerinde bu konunun da değerlendirildiğini ifade etti.

KKTC’de öncelikli hedeflerinin beş yıllık bir hükümetin, siyasi, ekonomik ve sosyal anlamda istikrarın sağlaması olduğunu bildiren Sucuoğlu, ziyaretlerinde bu yönde de bilgi alışverişi gerçekleştirdiklerini kaydetti.

KURTULMUŞ’UN SÖZLERİ

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Biz Kıbrıs’ta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin çok daha güçlü bir hale gelmesi için Türkiye olarak bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. İnşallah her zaman ve her şart altında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’mize destek olmayı sürdürme kararlılığı içerisindeyiz. Bu bizim için bir milli ödevdir.” dedi.

Dünya dengelerinin değişmeye başlamasıyla, Doğu Akdeniz’de ve Ege’de yeni birtakım güç mücadelelerinin ortaya çıktığı bir ortamda, Kuzey Kıbrıs’ın bağımsız bir ülke olarak güçlü bir şekilde geleceğe taşınmasının her iki ülke için de ortak, milli sorumluluk olduğunu belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bazı ülkelerin oldubittilerle zaten uzunca bir süredir Kuzey Kıbrıs’ın hak ve özgürlüklerini, egemenliğini yok sayan, sürekli haksızlıklarla Kuzey Kıbrıs’ı geriletmeye çalışan politikalarını da yakından takip ediyoruz ve bunlara karşı da hiçbir şekilde mücadelemizden vazgeçmiş değiliz. Şunu söylüyoruz, Kıbrıs Adası’nda barış ve esenliğin yolu, orada eşit ve egemen iki toplumun varlığını kabul etmekten geçiyor. Bunu kabul etmeyen hiçbir tezin, hangi güçlü retoriği kullanırsa kullansın orada sahada yaşanan Kıbrıs’ın gerçekleriyle bir ilgisi olmadığını biliyoruz.”

Türkiye olarak, KKTC ile bağları artırarak sonuna kadar gideceklerini söyleyen Kurtulmuş, şu görüşleri paylaştı:

“Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’a milli bir vazife olarak arka çıkmasını, Kuzey Kıbrıs’ın yanında olmasını hazmedemeyenlere de şunu hatırlatmak isteriz. Hangi uluslararası platformda, hangi tezi gündeme getirirseniz getirin hakkaniyetli olan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’mizin varlığının, egemenliğinin eşit bir şekilde kabul edilmesidir. Bundan dolayı bazı ülkelerin, özellikle bazı çevrelerden aldığı desteklerle bu gerçeği yok saymaya çalışmaları, hatta sadece Kuzey Kıbrıs değil, zaman zaman Türkiye’yi de hedef alan ağır sözler söylemeleri kabul edilebilir bir şey değildir. Bir kere komşuluk, müttefiklik ilişkilerine sığmaz ve ortak meseleleri çözebilme irademizi de oldukça zedeleyici, talihsiz açıklamalar olur.”

YUNANİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI DENDİAS’IN AÇIKLAMALARI

Kurtulmuş, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın, yakın tarihe ilişkin yaptığı son derece yanlış, tarihi gerçeklerle ilgisi olmayan açıklamalarını reddettiklerini belirtti. Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Ülkemizi, Anadolu topraklarını, eğer tarihten bahsedeceksek işgal etmeye kalkan maalesef bugün bazı ülkelerden aldığı güçlerle Türkiye’ye karşı bu açıklamaları yapan taraftır. Biz bu anlamda burada da uyarımızı yapıyoruz. Yakın tarihi biliyoruz, yakın tarihte kimin saldırgan olduğunu, biz de bütün dünya da biliyor. Ama mesele, tarihin arkasına sığınarak bazı sözleri ortaya koymak değil, aramızdaki sorunları, dostça ve özellikle komşuluk ilişkilerinin geliştirildiği bir olgunluk içerisinde çözebilmektir. Bu vesileyle bu açıklamayı da son derece talihsiz, anlamsız, tarihi gerçeklerin dışında ve dostluk ilişkilerini zedeleyici bir açıklama olarak gördüğümüzü, altını çizerek ifade etmek isterim.”

KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı da vefatının 10. yılında saygıyla ve rahmetle andığını vurgulayan Kurtulmuş, “Onların vermiş olduğu mücadele, Milli Mukavemet Teşkilatının, Kıbrıslı mücahitlerin vermiş olduğu mücadele olmasaydı, herhalde bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’miz bu noktaya gelmezdi. Kıyamete kadar yaşayacak bağımsız, özgür bir Kuzey Kıbrıs’ın kurucuları olarak, o nesli de saygıyla anmak isterim.” ifadesini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

DAÜ-SEN Başkanı’ndan Başbakan Üstel’e mektup…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel’e hitaben mektup yayınlayarak 4 Nisan 2024’te hükümet, DAÜ yönetimi ve sendikalar arasında imzalanan 4 yıllık protokolün eksiksiz uygulanması için sürece müdahale etmesini istedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin protokole uymadığını farklı ortamlarda dile getirdiğini belirten Hoşkara “DAÜ-SEN olarak Sayın Eğitim Bakanını haklı bulmakla beraber protokolün yürütülmesinden sorumlu olan İstişare ve Eşgüdüm Komisyonunun Başkanı olan Eğitim Bakanının da bu tablodan sorumlu olduğunu belirtmek gerekiyor. Hükümetinizin, DAÜ yönetimindeki en üst karar organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nu göreve getiren noktada olduğunu da hatırlatmak isteriz. Hükümetinizin ve Eğitim Bakanının, ayrıca yüksek öğretim alanında uygulanması gereken Stratejik Planı uygulamadığını da gözlemlemekteyiz” dedi.

DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, protokol gereği İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu Başkanı Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun 28 Mayıs’ta toplantı düzenlediğini belirtti. Hoşkara, sendikanın toplantıda mevzuata açıkça aykırı karar ve uygulamaları, yasalara ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği önerilerini, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarını ve protokolün yürütülmesiyle ilgili diğer konuları gündeme getirdiğini söyledi.

-“Üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilerin burs oranlarının yüzde 70-80’e çıkarılması üniversitenin intiharı olacak”

Hoşkara, daha önce üniversite kamuoyunda ve yetkili kurullarda paylaştıkları görüşleri toplantıda da dile getirdiklerini ifade ederek, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarının yüzde 70-80 aralığına çıkarılmasının üniversitenin mali açıdan intiharı olacağını vurguladıklarını kaydetti. Hoşkara, DAÜ Rektörlüğü ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun aldığı bu kararla KKTC vatandaşlarının tarihte ilk kez yabancı öğrencilerden daha fazla harç ödemek durumunda kalacağını belirttiklerini aktardı. Ayrıca mevzuata açıkça aykırı kararlar ile tüzük değişikliklerinin DAÜ’de kaosa yol açacağı uyarısında bulunduklarını ifade etti.

Hoşkara, İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu toplantısının ardından 29 Mayıs’ta Başbakanlık’ta Eğitim Bakanı ve Başbakanlık Müsteşarı’nın da katıldığı görüşmede, sorunları Başbakan Ünal Üstel ile paylaştıklarını ve diyalogla, uzlaşı içinde mevzuata uygun çözümler bulma konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen yaptıkları tüm makul önerilerin sonuç vermediğini belirten Hoşkara, Başbakan başkanlığında yapılması beklenen toplantının da gerçekleşmediğini kaydetti.

DAÜ’de protokol gereği giderlerin azaltılmasına yönelik tedbirlerin yüzde 90’ının hayata geçirildiğini ifade eden Hoşkara, geriye kalan yüzde 10’luk kısmın ise DAÜ yönetiminden kaynaklanan nedenlerle tamamlanamadığını dile getirdi. Hoşkara, çalışanların maaşlarından fedakarlık yaptığını, yeni istihdam yapılmadığını, iş yükünün arttığını ve devlet mali katkısının yükseldiğini belirterek, tüm bu fedakarlıklara rağmen öğrenci gelirlerinin oransal azalışının devam etmesi riski bulunduğunu söyledi. Hoşkara, ayrıca mevzuat ihlallerinin kurumda kaos yarattığını ifade etti.

-“Tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrenciler yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldi”

Hoşkara, tüm itirazlara rağmen Eğitim ve Maliye Bakanlarının desteği ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayıyla DAÜ Rektörlüğü’nün, üçüncü ülkelerden gelen öğrencilere uygulanan yüzde 50 burs oranını yeni yabancı öğrenciler için yüzde 80’e çıkardığını kaydetti. Bu uygulama sonucunda eski kayıtlı yabancı öğrencilerin yeni kayıtlılardan daha fazla harç öder duruma geldiğini belirten Hoşkara, tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrencilerin yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldiğini söyledi. Çift uyruklu öğrencilerin KKTC vatandaşı olarak değil, yabancı öğrenci statüsünde kayıt yaptırmayı tercih etmeye başladığını aktaran Hoşkara, DAÜ yönetiminin ucuz harçlarla yabancı öğrenci getirme kervanına katıldığını ifade etti.

-“Karar devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar”

Hoşkara, bu kararın devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar olduğunu belirterek, yıllardır dengesi oturmuş harç politikasının tamamen bozulduğunu söyledi. KKTC vatandaşlarının eskiden en az harcı verirken şimdi en çok harç ödeyen kesim haline geldiğini kaydeden Hoşkara, yeni kayıtlı yabancı öğrencilerin de eski kayıtlılardan daha az harç öder hale geldiğini, bunun öğrenciler arasında huzursuzluk yarattığını vurguladı.

Hoşkara, bir taraftan yeni harç politikasıyla öğrencilerin huzursuz edildiğini, diğer taraftan mevzuata aykırı kararlar ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği girişimleriyle çalışanların da huzursuz edildiğini belirtti. Üniversitenin gereksiz hukuki tartışmalar ve mahkeme süreçlerine sürüklendiğini söyleyen Hoşkara, sendikanın sorunları çözmek için yaptığı tüm önerilerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Hoşkara, DAÜ’de protokolle sağlanmaya çalışılan istikrar ve sürdürülebilirlik ortamının, yanlış ve hatalı yönetim kararları nedeniyle bilinçli veya bilinçsiz şekilde bozulduğunu söyledi. Üniversitede yeni bir kaosa neden olacak yönetimsel kararların alındığı bir sürecin yaşandığını ifade eden Hoşkara, bu mektubun daha önce Başbakan’a ilettikleri uyarıları kamuoyu huzurunda tekrarlamak amacıyla yazıldığını belirtti.

Hoşkara, daha fazla geç olmadan sürece müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde DAÜ için yapılan tüm fedakarlıkların sonuç vermeyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.

Devamını Oku

Dünya

Srebrenitsa Soykırımı’nın 7 kurbanı bugün toprağa verilecek

Published

on

By

Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da 1995’te Sırplar tarafından yapılan soykırımda öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7’si daha bugün düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa verilecek.

Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen soykırımda öldürülen ve kimlik tespiti yapılan 7 kurban için cenaze namazı kılınacak.

Cenaze namazı öncesinde Srebrenitsa Anıt Merkezi’nde soykırımın 30. yılı dolayısıyla anma programı düzenlenecek.

Anma törenine katılacak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Srebrenitsa Anıt Merkezinin ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kapsamında hayata geçirilen Srebrenitsa Soykırım Kurbanlarını Anma Müzesi açılışını da yapacak.

– Anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek

Srebrenitsa Soykırımı’nın 30’uncu yılında, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 7 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilecek.

Potoçari Anıt Mezarlığı’nda 11 Temmuz’daki anma törenlerinde defnedilecek 7 kurbandan en gençleri, öldürüldüklerinde 19 yaşında olan Senajid Avdic ve Hariz Mujic. Bu yıl defnedilecek tek kadın ve en yaşlı kurban olan Fata Bektic ise öldürüldüğünde 67 yaşındaydı.

Bu yıl toprağa verilecek 7 kişinin isimleri şöyle sıralandı:

“Senajid Avdic, Hariz Mujic, Fata Bektic, Hasib Omerovic, Sejdalija Alic, Rifet Gabeljic, Amir Mujcic.”

Bu yılki törenin ardından anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek.

– Srebrenitsa’da ne oldu?

Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Devamını Oku

Dünya

İtalya’da farklı noktalardaki orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi

Published

on

By

İtalya’nın farklı bölgelerinde çıkan orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi. Toskana Bölgesi’nde 600 turist tahliye edildi.

İtalyan basınında yer alan haberlere göre, ülkenin batısındaki Sardinya Adası’nda Olbia ile Sassari kentleri arasındaki Trambuccone mevkisinde geniş çaplı orman yangını çıktı.

Olbia Havalimanı çevresindeki hava sahası bir süreliğine kapatılırken, bu durum gecikme ve aksaklıklara yol açtı. Olbia varışlı bazı uçuşlar da Cagliari, Alghero ve Roma gibi havalimanlarına yönlendirildi.
Söz konusu yangına 1 söndürme uçağı ve helikopterlerle müdahale edildi. Karadan da itfaiye ekipleri ve gönüllülerin müdahalesi sürüyor.

600 turist tahliye edildi
Ülkenin rağbet gören tatil ve kamp beldelerinden Toskana Bölgesi’ndeki Castiglione della Pescaia’da bir tuz arıtma tesisinde çıkan yangın da kısa sürede rüzgarın etkisiyle ormanlık alana sıçradı.

Hızla büyüyen yangına itfaiye ekipleri karadan ve havadan müdahale etti. Grosseto Valiliğinin talimatıyla bölgede tatil yapan yerli yabancı 600 turist, kamp alanından tahliye edildi.

İtalyan İtfaiyesi, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, havadan 4 helikopterle yangına müdahale edildiğini, akşam saatlerinde yangının söndürüldüğünü bildirdi.

Diğer taraftan, ülkenin güneydoğusundaki Otranto’da dün akşam saatlerinde başlayan ve rüzgarın etkisiyle yayılan yangında 150 hektarlık makilik yandı.

Haberlerde, yetkililerin, kundaklama sebebiyle yangın çıkmış olabileceği şüphesi üzerinde durduğu ifade edildi.

Matera’ya bağlı Metaponto di Bernalda beldesi yakınlarında geçen günlerde çıkan yangınların kasıtlı çıkarılmış olabileceği belirtilen haberlerde, Matera Cumhuriyet Savcılığının soruşturma başlattığı kaydedildi.

İtalyan İtfaiyesinin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlara göre, itfaiye erleri son günlerde Sicilya ve Sardinya Adaları, Toskana, Lazio, Puglia, Campania gibi pek çok bölgede irili ufaklı çok sayıda yangına havadan ve karadan müdahalede bulundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam