Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Aktunç:2022 yazını planlamaya başladık, en büyük atağı Azerbaycan’la yapacağız, Çin’le ilgili de bir çalışmamız var

Published

on

Turizm ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı Serhan Aktunç, turizmde 2022 yazı sezonunu planlamaya başladıklarını; en büyük atağı Azerbaycan’la yapacaklarını; çok büyük bir pazar olan Çin’le ilgili de bir çalışmaları olduğunu açıkladı.

Aktunç, başarılı olurlarsa 2022’nin yaz aylarında Çinli turistlerin de KKTC’ye geleceğini söyledi.

Girne Limanı’nı yerli halkın sahiplendiği, turistleri çekecek eski haline getirmeye büyük önem verdiklerini kaydeden Aktunç, restorasyon çalışmalarını kapsayan 1. Etap çalışmaların başlatıldığını; 2. etap kapsamında ise altyapının yenileneceğini belirtti.

Aktunç, yerel halkı ve turistleri limana çekecek planları olduğunu da kaydetti.

Bu yıl kış turizmi kapsamında 30-40 bin civarında turistin ülkeye gelmiş olacağını kaydeden Aktunç, avantajlı olduğunu vurguladığı kış turizmi kapsamında adaya gelen misafirlerin sabah kahvaltısını yapıp otelden çıktığını, gün boyunca dışarda olduğunu, alışveriş yaptığını, dışarda yemek yediğini, müze ve ören yerlerini ziyaret ettiğini anlattı.

Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulunan Aktunç, bu yıl kış turizminin Eylül ayı sonunda başladığını 15 Kasım’da ise son uçağın geldiğini kaydetti; pandemiden dolayı verilen 3 aylık aranın ardından 2. etabın ise Şubat’ta başlayacağını belirtti.

2019’da Ekim’de başlayan ve aralıksız Mart ayına kadar devam eden sezon boyunca yaklaşık 100 bin misafirin ülkeye geldiğini kaydeden Aktunç, bu yıl verilen aradan dolayı rakamın düştüğünü belirtti.

Aktunç, 2019’da kış turizmi süresince 1 milyon civarında kişinin müze ve tarihi yer gezdiğini; bunun ülkeye önemli bir ekonomik katkı sağladığını belirtti.

Kışın adayı ziyaret eden turistlerin çoğunlukla Almanya’dan, bir kısmının da Norveç ve Finlandiya’dan geldiğini belirten Aktunç, otellerdeki doluluk oranının bu yıl yüzde 50 civarında olduğunu ve bu rakamın 2020’ye göre daha iyi; 2019’a göre daha kötü olduğunu söyledi.

Önümüzdeki yaz sezonu ve 2022’yi de planlamaya başladıklarını da dile getiren Aktunç, en büyük atağı 2011 yılından beri KKTC’nin herhangi bir turizm aktivitesi olmayan Azerbaycan’la yapacaklarını kaydetti.

“ÇİN PAZARIYLA İLGİLİ BİR ÇALIŞMAMIZ VAR”

Bu ay Ankara’ya bir ziyaret gerçekleştireceğini ve bu ziyarette TC’li yetkililerle 2022’nin tanıtım ve pazarlaması konusunda bir protokol imzalayacaklarını açıklayan Aktunç, İskandinav ülkeleri, İngiltere ve Almanya pazarlarına yeni pazar ekleme konusunda çalışmaları olduğunu belirtti.

Çok büyük bir pazar olan Çin’le ilgili de bir çalışmaları olduğunu belirten Aktunç, başarılı olurlarsa 2022 yaz aylarında Çinli turistleri de KKTC’de göreceklerini söyledi.

GİRNE LİMANI…1. ETAP ÇALIŞMALARI BAŞLATILDI

Girne Antik Limanı’ndaki sorunların çözümüne yönelik ihalenin 15-20 gün önce sonuçlandığını bildiren Aktunç, girişteki gümrük binası, sarı taşların yenilenmesi, Zincirli Kule’nin restorasyonunu kapsayan 1. etap çalışmaların başlatıldığını kaydetti.

Turizm ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı Aktunç, kanalizasyon, elektrik, su, drenaj işlerini içeren ikinci etap çalışmalar kapsamında ise tüm altyapının yenileneceğini, ancak Mart’ta yaz sezonu açılacağından, bölgedeki esnafın zarara uğramaması için çalışmaların Aralık, Ocak ve Şubat’ta yapılması gerektiğini söyledi.

YSK’ya bir yazı yazarak toplum yararına olduğu için Liman’daki çalışmaların seçim yasaklarına takılmamasını istediklerini anlatan Aktunç, olumlu bir yanıt gelmesi halinde kısa zaman içerisinde 2. etabın ihalesine çıkacaklarını ifade etti.

“GİRNE LİMANI’NI BAKANLIK, BELEDİYE VE ESNAF ORTAK YÖNETECEK”

Şimdi ihaleye çıkılmazsa sezon açılacağı için Ocak’taki hükümetin de çıkamayacağını belirten Aktunç, Girne Limanı’nı yerli halkın sahiplendiği, turistleri çekecek eski haline getirmeye büyük önem verdiklerini kaydetti. Aktunç, çalışmalar bittikten sonra Girne Limanı’nın Turizm Bakanlığı, Girne Belediyesi ve esnaf tarafından ortak yöneteceğini kaydetti.

 

YER ALTINDAKİ TARİHİ ESERLER İÇİN CAM

Halkı ve turistleri limana çekecek planları olduğunu kaydeden Aktunç, eski Cafe 34’ün bulunduğu yerde, yerin altında bazı tarihi eserler bulunduğunu, oranın cam olacağını ve insanlar yürürken altta tarihi eserleri göreceğini anlattı.

ÇEVRE KİRLİLİĞİ… “TOPLUMUN BİLİNÇLENMESİ, ÇEVREYE SAHİP ÇIKMASI GEREKİR”

Çevre kirliliğiyle ilgili olarak ise, Turizm ve Çevre Bakanlığı’nın her perşembe temizlik yaptırdığını kaydeden Aktunç, ancak bunun personelle olacak bir şey olmadığını, toplumun da bilinçlenmesi ve çevreye sahip çıkması, çevreye sahip çıkarsa bunun getirisi olacağını bilmesi gerektiğini kaydetti.

Geç kalınmış olsa da bir yerden başlamak gerektiğini ve toplumu bilinçlendirme çalışmaları kapsamında müfredata çevre dersi koydurduklarını söyleyen Aktunç, DAÜ ve Atatürk Öğretmen Akademisiyle (AÖA) ile protokol imzalayarak yeşil adımlar diye bir proje başlattıklarını anlattı.  Aktunç, artık dünyayı algının yönettiğini kaydetti ve kendilerinin de çocuklarını çevre algısıyla yönetmek istediklerini belirtti.

YEŞİL ADIMLAR PROJESİ…

Aktunç “Yeşil Adımlar” projesini şöyle anlattı:

“1 yıllık protokoller imzaladık, proje kapsamında öğretmen adaylarına yönelik çalıştaylar, konferanslar düzenleyeceğiz; çevre bilinci aşılayacağız. Onlar da küçük çocuklara farkındalık aşılayacak. Ağaçlar dikeceğiz, plastiğin azaltılması için gereken çalışmaları yapacağız. Bu çocuklar eğitildiği zaman onlar ailelerini de etkileyebilecekler ve bu şekilde bazı şeylerin değişeceğini düşünüyoruz.”

Turizm ile çevrenin bir birine girmiş olduğunu kaydeden Aktunç, “Güzel bir çevren yoksa istediğin kadar 5 yıldızlı otelin olsun, muhteşem hizmet ver, o insanlar eninde sonunda sokağa çıktığında o pisliği görecektir” diye konuştu.

“TOPLUMUN GENELİ TURİZMDEN PARA KAZANMIYOR, DOLAYISIYLA ÇEVREYİ SAHİPLENMİYOR”

KKTC’de kitle turizminin ağırlıkta olduğunu, turizmin daha ziyade “her şey dahil” sistemiyle yapıldığını belirtilen Aktunç, şunları ifade etti:

“Gelen misafirler genelde otelde vakit geçiriyor, haftada birkaç gün dışarıya çıkıp tur atıyorlar ama toplumun geneli turizmden para kazanamıyor dolayısıyla çevreyi sahiplenmiyor.”

“TOPLUM TEMELLİ TURİZM YÜKSELTİLMELİ”

Toplum temelli turizmin (TTT) önemini vurgulayan, yükseltilmesi gerektiğini kaydeden Aktunç, bunun toplumun turizmden daha fazla pay aldığı bir sistem olduğunu, turizmden pay alan toplumun çevreyi daha fazla sahiplendiğini, gelen turistlere daha güzel davrandığını belirtti.

KKTC’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığının tek yolunun ekonomik olduğunu, ekonominin kurtulmasının tek yolunun da turizm olduğunu dile getiren Aktunç, TTT’nin alternatif turizm şekillerinin çoğaltılması ve yerli istihdam ile yükseltilebileceğini kaydetti. Aktunç, “Eko-agro turizmini yükselteceğiz, daha fazla butik otel yapacağız, her şey dahil yerine oda kahvaltı şeklini yapıp alternatif turizm şekillerini koyacağız” şeklinde konuştu.

“YERLİ İSTİHDAM ÖNEMLİ”

Şu an otel çalışanlarının yüzde 80’inin ikinci ülke vatandaşı olduğunu belirten Aktunç, maaşlarını aldıklarının ertesi günü parayı yurt dışına ailelerine yolladıklarını dile getirdi. 2019 yılında turizmin, ülke cari açığının yüzde 63’ünü kapadığını, ancak çalışanlar maaşlarını yurt dışına yolladıklarından bu oranın 30 -40’lara düştüğünü söyleyen Aktunç, bunun yerli istihdamın önemini ortaya koyduğunu vurguladı.

Göreve atanır atanmaz Otelcilik, Turizm, Eğitim Merkezi’ni (OTEM) canlandırmak konusunda çalışma yaptıklarını, barista ve garsonluk kursu açtıklarını kaydeden Aktunç baristalık kursunun dolup taştığını garsonluk kursuna ise tek kişinin başvurmadığını anlattı.

Turizm ve hizmet sektöründe asgari ücretin çok üzerinde maaşlar verildiğini, “mutlu çalışan mutlu müşteri, mutlu müşteri de mutlu patronu getirir” anlayışıyla hareket edildiğini kaydeden Aktunç, şu an turizm- hizmet sektöründe asgari ücretin çok üzerinde maaşlar verildiğini, ancak çalışanın çalıştığı saatlerde verimli olmasının beklendiğini dile getirdi.

Halkın rahat olsun diye daha düşük maaşlara gidip kamuda çalıştığını kaydeden Aktunç, “Eğer biz turizmi başkalarının eline bırakırsak, sahip çıkmazsak başkaları gelip sahip çıkacak. Birini suçlarken özeleştiri de yapmak gerekir. Toplum olarak değişime ihtiyaç duyuyoruz” dedi.

“UTANILACAK DEĞİL GURUR DUYULACAK BİR ŞEY”

Otellerin yerli istihdam yapması konusunda belli kıstaslar olduğunu ancak toplumun hizmet sektörünü sevmediğini kaydeden Aktunç, “Hizmet sektöründe çalışmak utanılacak değil gurur duyulacak bir şeydir, bir insanı mutlu etmek gurur duyulacak bir şeydir” ifadelerini kullandı.

Gastronomiye ilginin çok olduğunu, hizmet sektörüne yönelik algının gastronomiyle düzeleceğini düşündüğünü belirten Aktunç, garsonluk gibi diğer hizmet dallarını da ele alıp ilginç hale getirmek için çalışacaklarını söyledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Limasol’daki yangının dumanları Lübnan kıyılarına kadar ulaştı… Kundaklama iddiaları var

Published

on

By

Limasol’un dağlık bölgelerinde çarşamba günü çıkan ve dün kontrol altına alınabilen orman yangınında, 125 kilometrekarelik alan kül oldu, 14 köy ciddi şekilde etkilendi. Uydu görüntülerinde, yangının sebep olduğu dumanların Lübnan sahillerine kadar ulaştığı görüldü. Basına, kundaklama iddiaları da yansımaya başladı.

-“İlk hasar tespiti…”

Fileleftheros’a göre yangının kontrol altına alınmasından sonra hasar tespitine başlandı. İlk belirlemelere göre 2 kişi yangından kaçmaya çalışırken araçları içerisinde yanarak can verdi. Vücutlarında yanıklar oluşan ya da dumandan etkilenen 7 kişi halen hastanede tedavi görüyor, 70 civarında kişi ise ayakta tedavi ve taburcu oldu. Yangında toplam 191 konut zarar gördü. 93 konut ve 120 araç tamamen yandı, 31 bina ağır hasar gördü. 28 köydeki bağ ve ekinler hasar gördü.

-“Kundaklama şüphesi…

Alithia’ya göre yangının Ay. Amvrosio’daki evinin avlusuna kadar ulaştığı bir kadın, çarşamba günü tarlalar içerisinde gizlenen siyah giyimli, yüzünü maskeyle gizleyen ve sırt çantası bulunan bir kişi görüldüğünü, söz konusu kişinin fark edildiğini anlayınca kaçtığını, kısa süre sonra da yangın çıktığını açıkladı. Bir yayın organına konuşan kadın bu durumun tesadüf olmadığını belirterek, çarşamba gecesi komşu bölgelerin alevlerle kaplandığını ve evlerin boşaltıldığını söyledi.

Yangının etkili olduğu bölgelerde, tahliye edilen evlerin yağmalandığı bilgisini de veren gazete, bu durum Adalet Bakanı Harçiotis’e sorulduğunda “polisin bilgisi var, araştırıyor” cevabı alındığını kaydetti.

Fileleftheros “Malia” (Bağlarbaşı) köyündeki köprünün altındaki çöp alanında iki noktada yangın çıktığının görüldüğünü, bunun kundaklama olup olmadığının henüz bilinmediğini ancak bölge sakinlerinin, son 15 gün içerisinde aynı noktada 3 yangın çıktığına dikkat çektiklerini yazdı.

-“Yardım kampanyaları yasa dışı…”

Haravgi ve Alithia Rum Gönüllülük Koordinasyon Konseyi’nin, bu günlerde kişi veya gruplar tarafından yangından zarar görenlere yardım amaçlı ilan edilen bütün bağış kampanyalarının yasa dışı olduğunu açıklayarak kişileri dikkatli olmaya çağırdığını yazdı.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere Başbakanı Starmer, Gazzeli çocukları ülkede tedavi etmek istediklerini açıkladı

Published

on

By

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, acil tıbbi desteğe ihtiyacı olan Gazzeli çocukları bölgeden tahliye edip İngiltere’de tedavilerini yapmak için çabaları hızlandıracaklarını bildirdi.

Starmer, Gazze’deki duruma ilişkin açıklamasında, bölgeden gelen görüntülerin İngiltere’de halkı derinden etkilediğini, açlık ve çile görüntülerinin dehşet verici olduğunu söyledi.

“Bebekler ve çocuklar için gönderilen yardımların girişinin engellenmesi kabul edilemez.” diyen Starmer, esirlerin varlığının da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Starmer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzlerce sivil yardım ararken öldürüldü, çocuklar su doldururken öldürüldü. Bu bir insani felakettir ve sona ermelidir. Gazze’ye milyonlarca sterlinlik yardım yaptık. Bu yıl 40 milyon sterlinlik ekstra yardım açıkladık ancak bu yardımlar içeri (Gazze’ye) giremiyor. Şimdi Gazze’de acil tıbbi desteğe ihtiyaç duyan çocukları tahliye etmek ve tedavilerini İngiltere’de yapmak için çabalarımızı hızlandırıyoruz.”

İsrail’in başka ülkelerin Gazze’ye havadan yardım bırakmasına izin vereceği haberini değerlendiren Starmer, “Çok geç alınmış bir karar ancak bu yolla yardımları Gazze’ye sokabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” dedi.

Starmer, Ürdün makamlarıyla İngiliz yardımlarını Gazze’ye sokmak için çalıştıklarını dile getirdi.

Yakın müttefiklerle bölgede barışa giden bir yol için çalıştığının altını çizen Starmer, bu yolla ateşkesi kalıcı barışa dönüştürmenin somut adımlarının atılacağını ifade etti.

Starmer, Filistin devletini tanıma kararına değinerek, “Filistin devletinin tanınması bu adımlardan biri olmalı. Ancak bu, iki devletli bir çözümün ve Filistinliler ile İsrailliler için kalıcı bir güvenlikle sonuçlanacak daha geniş bir planın parçası olmalı.” dedi.

Tanımanın nihai hedef olduğunu vurgulayan Starmer, İngiltere’nin gerçek, anlamlı ve pratik çözümlerle uluslararası hareketleri arkasında topladığını belirtti.

Buna örnek olarak Ukrayna için Gönüllüler Koalisyonunun kurulmasını gösteren Starmer, “Orta Doğu’da da olması gereken, acıları şimdi ve uzun vadede sona erdirecek bir planın arkasında yeni bir uluslararası koalisyon kurmak.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Trump, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını “önemi yok” diye yorumladı

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararını, “(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron) Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” ifadesiyle değerlendirdi.

ABD Başkanı Trump, İskoçya ziyareti için Beyaz Saray’dan ayrılırken basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Trump, bir soru üzerine, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıma kararına ilişkin, “Macron farklı bir adam. Fena biri değil. Takım oyuncusu sayılır. Ama açıklamasının hiçbir önemi yok. Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” yorumunu yaptı.

Öte yandan ABD Başkanı Trump, resmi ziyaret için gittiği İskoçya’ya indikten sonra havalimanında basın mensuplarının konuyla ilgili sorusunu yanıtladı.

Trump, “Bu onun kararı, benim kararım değil. Ben ABD’nin tarafındayım, Fransa’nın değil.” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dün, ülkesinin Filistin Devleti’ni tanımasına karar verdiklerini ve eylülde resmi bir açıklama yapacağını bildirmişti.

İrlanda, Norveç ve İspanya da 28 Mayıs 2024’te Filistin’i resmen tanıdığını duyurmuştu.

-ABD’li senatörlerden Trump’a “Gazze’de ateşkes için Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısı

Öte yandan ABD Senatosunun önde gelen 6 Demokrat ismi, Başkan Donald Trump’a, “Gazze’de ateşkes için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısında bulundu.

ABD Senatosunun farklı komitelerinde başkan yardımcısı veya kıdemli üye olarak görev yapan 6 Demokrat senatör, Trump’a Gazze konusunda bir mektup gönderdi.

Mektupta, Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Mark Warner, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Kıdemli Üyesi Jack Reed, Senato Yargı Komitesi Kıdemli Üyesi Dick Durbin, Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Üyesi Jeanne Shaheen, Savunma Bütçesi Üst Düzey Üyesi Chris Coons ve Brian Schatz’ın imzası yer aldı.

Demokrat senatörler, mektupta, Trump yönetimine İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Gazze’deki savaşta derhal rota değişikliği yapması” için baskı yapması çağrısında bulundu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Gazze’deki insani koşullar korkunç ve vicdansız bir noktadadır. Bu hafta, Mercy Corps, Sınır Tanımayan Doktorlar, Save the Children ve Oxfam dahil olmak üzere 100’den fazla STK, Gazze’de yayılan kitlesel açlık konusunda uyarıda bulundu. Başbakan Netanyahu’nun insani yardımı neredeyse 3 aydır engellemesinin ardından, nüfusun dörtte üçü acil veya felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya.”

İsrail’in saldırılarının bölgedeki sivilleri tehlikeye attığına dikkati çekilen mektupta, “Trump yönetiminden, sahip olduğu nüfuzunu kullanarak Başbakan Netanyahu’ya şu hususlarda baskı yapmasını talep ediyoruz: İsrail ile Hamas arasında, rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılmasını öngören bir ateşkes anlaşması yapılması. Yeterli miktarda insani yardım ve etkili dağıtım için güvenilir mekanizmalar sağlayan insani yardımın artırılması.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam