Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Almanya’da genel seçimler için oy verme işlemi başladı

Published

on

Almanya’da halk, genel seçimde oy kullanmak için sandık başına gidiyor.
Ülkede 21. dönem Federal Meclis’te (Bundestag) yer alacak milletvekillerini seçmek için oy verme işlemi yerel saatle 08.00’de (TSİ 10.00) başladı.

Seçmenler, yerel saatle 18.00’e (TSİ 20.00) kadar oy kullanabilecek.

59,2 milyon seçmenin oy kullanma hakkı bulunduğu seçimlere 29 parti katılıyor.

İlk kez oy kullanacak gençlerin sayısının 2,3 milyon olduğu seçimlerde 70 yaşın üzerindeki seçmenlerin sayısı da 13,7 milyon olarak açıklandı.

Seçimlerde 1422’si kadın 4 bin 506 aday, 630 sandalyeli mecliste milletvekili olmak için yarışıyor.

Türk kökenlilerin de farklı partilerden milletvekili adaylığını koyduğu seçimlerde parlamentoya girme şansı bulunan partilerde 50’nin üzerinde Türk kökenli aday var.

Almanya’da 16 eyalette oluşturulan 299 seçim bölgesinde 675 bin kişi yaklaşık 90 bin sandıkta görev yapacak.
İkinci oylar önemli

Seçmenler sandığa gittiklerinde 2 ayrı oy kullanabilecek. İlk oyla seçim bölgesindeki adayı seçecek olan vatandaşlar, ikinci oyla partilerin belirlediği listelerde yer alan adaylara oy verecek.

Bu seçim öncesinde Seçim Yasasında yapılan değişiklikle daha önemli hale gelen ikinci oylar, partilerin mecliste ne kadar sandalye kazanacağını belirleyecek.

Seçimlerde oy oranında yüzde 5’lik barajı geçen partiler meclise girecek. Ancak bu barajı geçemeyen partiler, 3 bölgeden doğrudan milletvekili çıkarması durumunda partinin oy oranına göre parlamentoda temsil edilme fırsatını yakalayabilecek.

– Başbakan adayları

Almanya’da 2021’de Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’den (FDP) oluşan ve renklerinden dolayı “trafik ışığı koalisyonu” olarak nitelenen hükümetin lideri Başbakan Olaf Scholz, SPD’den yeniden başbakan adayı oldu.

Scholz’un yanı sıra başbakanlık koltuğu için ana muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin adayı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisi Genel Başkanı Friedrich Merz, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi Eş Başkanı Alice Weidel, Yeşiller’den Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck ve “Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin” (BSW) Partisi Eş Başkanı Sahra Wagenknecht yarışıyor.

– Anketlerdeki durum

Anketlere göre Merz liderliğinde ana muhalefette bulunan CDU/CSU, yüzde 28-32 bandındaki oy oranıyla birinci sırada yer alıyor. Böylelikle ülkede başbakanın değişeceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.

Aşırı sağcı popülist AfD’nin oy oranı ise anketlere yüzde 20-21 olarak yansıyor. Bu da AfD’nin oy oranının bir önceki seçimlere göre iki kat artabileceğini gösteriyor.

Başbakan Scholz’un üyesi olduğu SPD’nin oy oranı da yüzde 14,5-16 bandında görülürken, mevcut hükümetin diğer ortağı Yeşillerin oy oranı yüzde 12-14 bandında bulunuyor.

Kasım 2021’de dağılan “trafik ışığı hükümetinin” küçük ortağı FDP’nin anketlerde oy oranı yüzde 4-5 arasında yer alıyor. Uzmanlar, bir önceki seçimlere göre büyük oy kaybı yaşayan FDP’nin yüzde 5’lik seçim barajına takılabileceğini belirtiyor.

Seçimlerde ne kadar oy alacağı kamuoyunda merak edilen ve son dönemde oylarını arttırdığı ifade edilen Sol Parti’nin ise anketlerde yüzde 7-8 oy alacağı tahmin ediliyor.

İlk kez genel seçime katılacak olan BSW ise anketlere yüzde 3-4,5 bandındaki oy oranıyla yansıyor.

Alman kamu yayıncısı ZDF’in anketinde, hangi parti için oy kullanacakları kararını son günlerde vermesi beklenen “kararsızların” oranı yüzde 27 olarak gösteriliyor.

Anketlere göre hiçbir parti tek başına hükümet kurmak için 630 sandalyeli mecliste yeterli milletvekili sayısına ulaşamıyor. Seçimlerin ardından hükümetin kurulması içi zorlu görüşmelerin yapılması bekleniyor.

Muhtemel koalisyon hükümetinin hangi partilerden oluşacağını ise büyük ölçüde, ülkede yüzde 5 olan seçim barajını kaç partinin aşacağı belirleyecek.

Daha fazla partinin barajı aşması, daha fazla partili koalisyonları gerekli kılacak.

Muhtemel koalisyonlar arasında CDU/CSU-SPD koalisyon hükümeti öne çıkarken FDP ve BSW’nin de meclise girmeleri durumunda CDU/CSU ile SPD’nin milletvekili sayısının hükümeti kurmak için yetmeyeceği ve üçüncü bir ortağa ihtiyaç duyulabileceği aktarılıyor.

2021’de yapılan genel seçimlerde SPD yüzde 25,7, CDU/CSU yüzde 24,1, Yeşiller yüzde 14,8, FDP yüzde 11,5, AfD yüzde 10,3, Sol Parti yüzde 4,9 ile mecliste yer almıştı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Rusya: İstanbul’daki müzakerelerde Ukrayna ile sağlanan anlaşmalara bağlı kalıyoruz

Published

on

By

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna krizinin barışçıl çözümüne ve İstanbul’daki müzakerelerde Ukrayna ile sağlanan anlaşmalara bağlı kaldıklarını söyledi.

Lavrov, başkent Moskova’da Rus basınına Ukrayna’nın son günlerdeki eylemlerini değerlendirdi.

Ukrayna ordusunun 20-23 Mayıs’ta insansız hava araçları (İHA) ile Rus topraklarındaki sivil unsurlara yönelik saldırılar düzenlediğine işaret eden Lavrov, bu saldırılarda ölen ve yaralananların olduğunu belirtti.

Saldırıların İngiltere, Fransa ve Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin Kiev’i desteklemesi sonucu yapıldığını söyleyen Lavrov, “İşlenen suçlarda, bu ülkelerin de payı olduğundan eminiz. Bu siyasete son vermek için çalışacağız.” dedi.

Lavrov, “Bunun, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında sağlanan anlaşmalar doğrultusunda, İstanbul’da başlatılan müzakere sürecini bozma girişimi olduğu açık.” ifadesini kullandı.

“Buna rağmen Ukrayna ile İstanbul’da sağladıkları anlaşmalar üzerinden çalışmaları sürdüreceklerini” dile getiren Lavrov, “Krizin barışçıl çözümüne bağlı kalıyoruz. Müzakerelere her zaman açığız. Rusya ile Ukrayna heyetleri arasında İstanbul’da sağlanan anlaşmalara da bağlıyız. Müzakerelerde 1000 kişiye 1000 kişilik esir takasıyla ilgili listelerin hazırlanmasına yönelik çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz.” dedi.

Bakan Lavrov, Ukrayna ile müzakerelerde olası ateşkese yönelik bakışlarının ayrıntılı olarak sunulması konusunda mutabık kaldıklarını anımsatarak, “Esir değişimi tamamlanır tamamlanmaz Rusya, Ukrayna tarafına üzerinde çalıştığı belge taslağını teslim edecek.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Londra’da binlerce kişi, İngiltere’nin İsrail’e silah satışını protesto etti

Published

on

By

İngiltere’nin başkenti Londra’da binlerce kişi, İngiliz hükümetine çağrıda bulunarak, İsrail’e silah satışını durdurmasını talep etti.

Başbakanlık Ofisi 10 Numara’nın bulunduğu Downing Sokağı’nda toplanan Filistin destekçisi göstericiler, Gazze’de soykırım sürerken İngiltere’nin İsrail’e silah satışını protesto etti.

Göstericiler, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Dışişleri Bakanı David Lammy’e tepki göstererek “Starmer, Lammy, saklanamazsınız. Sizi soykırımla yargılayacağız” sloganları attı.

Filistin destekçisi binlerce kişi, İsrail’in 11 haftadır Gazze Şeridi’ne insani yardım girişine izin vermemesine de tepki gösterdi.

Gösteriye, Holokost sırasında Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de 7 yaşında olan ve soykırımdan kurtulan 87 yaşındaki Holokost mağduru Yahudi Stephen Kapos da katılarak konuşma yaptı.

– “Gazze’de kasıtlı bir yıkım var”

Stephen Kapos, konuşmasında, yakın zamanda Gazze’deki durumla ilgili çekilen bir belgeseli izlerken Holokost’ta yaşadıklarını hatırladığını anlattı.

Kapos, “Aslında belgeseli izlerken onların yaşamak zorunda kaldığı şeyin bizim yaşadıklarımızdan daha kötü olduğunu düşündüm. Etrafımdaki yıkım, iki ordunun savaşmasının bir yan ürünüydü. Gazze’deki yıkım ise iki ordunun savaşmasının bir yan ürünü değil. Bu kasıtlı bir yıkım.” ifadelerini kullandı.

Gösterinin ana organizatörlerinden Filistin Dayanışma Kampanyası (PSC) Başkanı Ben Jamal da Gazze’deki soykırımı durdurmak için sözlerin yeterli olmadığını, bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini belirtti.

Devamını Oku

Dünya

Aliyev, Türk devletlerinin içişleri bakanlarını kabul etti. Kabulde İçişleri Bakanı Dursun Oğuz da yer aldı

Published

on

By

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) İçişleri Bakanları 2. Toplantısı kapsamında Bakü’ye gelen bakanları kabul etti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, kabulde Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Özbekistan İçişleri Bakanı Aziz Taşpolatov, Kazakistan İçişleri Bakanı Erjan Sadenov, Kırgızistan İçişleri Bakanı Ulan Niyazbekov, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, Macaristan İçişleri Bakan Yardımcısı Bence Retvari ve TDT Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev yer aldı.

Cumhurbaşkanı Aliyev, görüşmede yaptığı konuşmada, TDT üyesi ve gözlemci ülkeler arasındaki dostluk, stratejik ortaklık ve ittifak ilişkilerine dikkati çekerek, “Teşkilata üye ve gözlemci ülkelerin ortak çıkarları göz önündedir. Biz sadece dost değil stratejik ortak, müttefikiz ve en önemli unsur şudur ki kardeş ülkeyiz. Teşkilatın temelinde de bu ilke yer almaktadır.” dedi.

Aliyev, teşkilatın gelecek yıllarda daha büyük başarılara ulaşabileceğini belirterek, “Gelecek yıllarda teşkilatımız daha yüksek zirvelere ulaşabilir. Bunun için tüm imkanlar mevcuttur. Ülkelerimizde olumlu bir gelişim dinamiği gözlenmektedir. Teşkilata üye ülkelerde iç istikrar sağlanmıştır.” ifadelerini kullandı.

Ülkelerin sahip olduğu coğrafya, doğal kaynaklar ve ulaşım projelerinin işbirliği açısından önemine değinen Aliyev, “Geniş bir coğrafyaya sahibiz. Teşkilata üye bazı ülkeler, zengin doğal kaynaklara sahiptir. Ulaşım projelerimiz, ülkelerimizi birbirine bağlıyor ve hatta daha büyük bir coğrafyayı kapsıyor. Ülkelerimizin topraklarından geçen ulaşım koridorları, Avrupa’yı Asya ile birleştiriyor. Kısacası, ekonomik alanda çok büyük bir potansiyelimiz var.” diye konuştu.

Aliyev, demografik yapının da olumlu seyrettiğine dikkati çekerek, “Eğer buna olumlu demografik dinamiğimizi de eklersek tablo daha sevindirici olacaktır. Ülkelerimizde nüfus artıyor. Azerbaycan’ın 1991’de bağımsızlığını yeniden kazandığında nüfusu yaklaşık 7 milyondu, şimdi 10 milyonu aştı. Tüm üye ülkelerde benzer bir dinamik gözleniyor. Nüfusumuz gençtir, dinamiktir, tarihi köklerine bağlıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

– “İçişleri organlarının ortak faaliyetine büyük ihtiyaç var”

Ekonomi, ulaştırma ve enerji konularının yanı sıra ortak tarih ve köklere de odaklanılması gerektiğini vurgulayan Aliyev, “Bu nedenle teşkilat çerçevesinde ekonomi, ulaştırma ve enerji meselelerinin yanı sıra mutlaka ortak köklerimiz, ortak tarihimiz hakkında da geniş şekilde konuşmalıyız.” görüşünü paylaştı.

Aliyev, ülkelerin içişleri birimlerinin ortak çalışmasının önemine değinerek, “İçişleri organlarının ortak faaliyetine büyük ihtiyaç var çünkü belirttiğim gibi ülkelerimizde iç istikrar olsa da tehditler ve dış müdahale girişimleri mevcuttur ve olmaya devam edecektir. Hiç kimse bundan muaf değildir. Bu nedenle içişleri organlarının en temel görevi olan kamu düzenini sağlamak, her bir ülkemiz için hayati bir iç istikrar unsurudur.” ifadelerini kullandı.

Bu çerçevede düzenli toplantıların önemine işaret eden Aliyev, “Üye ülkelerin içişleri organlarının bir araya gelmesi, düzenli toplantılar yapması, fikir alışverişi, deneyim paylaşımı ve bilgi paylaşımı büyük önem taşımaktadır.” dedi.

– “TDT, önde gelen uluslararası örgütlerden birine dönüşebilir”

Aliyev, teşkilatın daha da güçlendirilmesini hedeflediklerini belirterek, “Asıl hedefimiz, teşkilatı daha da güçlendirmektir. Tam eminim ki tüm üye ve gözlemci ülkeler güçlü bir ortak irade sergilerse teşkilatımız, dünya çapında önde gelen uluslararası örgütlerden birine dönüşebilir.” şeklinde konuştu.

TDT’nin diğer uluslararası kuruluşlardan farkına da değinen Aliyev, şunları kaydetti:

“Dünyadaki mevcut uluslararası kuruluşları iyi tanıyoruz. Bazılarına üyeyiz, bazılarıyla farklı formatlarda işbirliği yapıyoruz. Türk Devletleri Teşkilatının üstünlüğünü ise Azerbaycan olarak açıkça görüyoruz. Bu üstünlük, bizi birleştiren temel unsur tarihi köklerdir, etnik bağlardır, manevi değerlerdir ve elbette ekonomik, sanayi ve diğer alanlardaki potansiyelimizdir.”

Aliyev, TDT’nin kurumsal olarak yapılandığını ve çeşitli alanlarda aktif faaliyetler yürüttüğünü belirterek, “Bence artık asıl mesele, uluslararası gündemde söz sahibi olmak, sadece teşkilat coğrafyasında ve çevresinde değil küresel ölçekte dünyada önde gelen siyasi örgütlerden birine dönüşmektir. Bunun için tüm imkanlar mevcuttur. Eğer bu imkanlar olmasaydı ben de bu konuda konuşmazdım.” ifadelerini kullandı.

 

 

Devamını Oku

Trending

Reklam