Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Amcaoğlu: Tarihimizi bilmeli ve sahip çıkmalıyız

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, TC Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun ortaklaşa düzenlediği “Kıbrıs Türk Tarihi ve Öğretimi” konulu panel Girne Üniversitesi’nde yapıldı.

Published

on

Amcaoğlu: Tarihimizi bilmeli ve sahip çıkmalıyız

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, TC Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun ortaklaşa düzenlediği “Kıbrıs Türk Tarihi ve Öğretimi” konulu panel Girne Üniversitesi’nde yapıldı.

Panelin açılışında konuşan Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, insanların, soylarını, ırklarını ve tarihini bilmesi ve sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak, tarih bilincinin ve kimliğin oluşturulması açısından panelin çok büyük önemi olduğunun altını çizdi.

Panele, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca, Girne Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel’in yanı sıra üniversite rektörleri ve davetliler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan panel, müzik dinletisi ile devam etti. Daha sonra açılış konuşmalarına geçildi. Konuşmaların ardından TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın mesajı okundu.

ÇETİN: “ATATÜRK’ÜN DİREKTİFLERİYLE 90 YILDIR FAALİYETTEYİZ”

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin panelde yaptığı konuşmada, kurum olarak kurucuları Büyük Önder Atatürk’ün verdiği direktifler çerçevesinde milli tarihin ve bağımsızlığın korunması ve yeni nesillere aktarılması amacıyla 90 yıldır faaliyette olduklarını belirtti.

Kıbrıs’la ilgili bilim kurullarıyla birlikte düşüncelerini paylaştıklarını ifade eden Çetin, tarih konusunun yeni baştan değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Tarihin sadece siyasal olaylar, savaşlar, afetlerin hatırlanmasıyla ilgili bir alan olmadığını vurgulayan Çetin, tarihin başlangıç noktası olduğunu, teknolojiyle uğraşılsa da dönüp başa bakılması gerektiğini kaydetti.

Birol Çetin, tarihin son yıllarda daha önemli olduğunu dile getirerek, insanlara tüketici olarak bir kimlik verilmeye çalışıldığına dikkat çekti. “Biz tarihte önemli olaylara imza atmış bir milletiz, büyük medeniyetler kurmuşuz, dolayısıyla bunu kabul etmemiz mümkün değil” diyen Çetin, yeni nesillere bu bilincin tekrar aşılanması gerektiğini söyledi.

“KIBRIS İÇİN HER TÜRLÜ ÇALIŞMAYA VARIZ”

Tarihsiz ne diplomasi ne de siyaset yapılabileceğini dile getiren Çetin, Ahmet Cevdet Paşa’nın, “Tarih bilmeyen diplomat pusulasız kaptana benzer” sözlerini hatırlattı. Tarih Kurumu olarak ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını kaydeden Çetin, KKTC’deki kütüphanelere kitap desteğini devam ettireceklerini, Kıbrıs’ta ve Türkiye’de eğitim faaliyetlerini sürdüreceklerini belirtti. Öğretmenlerin ve gençlerin ihtiyaçları kapsamında kurslar düzenlemeyi de düşündüklerini ifade eden Çetin, “Bilim kurulu üyeleriyle beraber Kıbrıs için her türlü çalışmaya varız” dedi.

ÜNAL: “DEVLETİN ARŞİVİ VE TARİHİ HAFIZASI STRATEJİK GÜÇ UNSURU”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal da, Osmanlı devletinin geride muazzam bir arşiv bıraktığını kaydederek, bunu dünyanın en büyük arşivi olarak ifade edebileceklerini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti’nde bulunan Osmanlı arşivi ve başta balkanlar olmak üzere birçok coğrafyadaki tarihi kayıtların etraflıca incelenmesi gerektiğini dile getiren Ünal, bunun tarihi meseleleri ortaya koymak adına temel kaynaklar olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ta ve birçok coğrafyada var olan Osmanlı kayıtlarının ayrıntılı incelenmesi, değerlendirilmesi ve günümüz problemlerinin anlaşılmasına katkı sağlanması gerektiğini ifade eden Ünal, tarih incelendiğinde Osmanlı’nın 1571’den 1878’e kadar Kıbrıs’ta huzuru, adaleti ve hakkaniyeti nasıl sağladığının görüleceğini söyledi.

Uğur Ünal, Devlet Arşivleri Başkanlığı olarak Türkiye’deki yeni hükümet sistemiyle birlikte TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşkilatlarını doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlayarak, arşivcilik adına büyük bir örnek ortaya koyduğunu söyledi. Ünal, bir devletin arşivi ve tarihi hafızasının stratejik güç unsuru olduğunu vurguladı.

KKTC’de de Cumhurbaşkanı idaresi altında arşivler bulunduğunu dile getiren Ünal, bu arşivler konusunda ortak çalışmanın çok önemli olduğunu belirtti. Özellikle Kıbrıs’taki Türk varlığını ortaya koyan vakıf kayıtlarının arşiv uzmanları tarafından incelenerek, değerlendirildiğini ve bilim dünyasının hizmetine sunulduğunu ifade eden Ünal, en son Kıbrıs’taki Osmanlı yönetimini ortaya koyan eseri hazırladıklarını kaydetti.

“KIBRIS TÜRKÜ HİÇBİR ZAMAN AZINLIK STATÜSÜNE DÜŞMEDİ”

Ünal, Kıbrıs’ta 1845 yılındaki kayıtlardan örnek vererek, Kıbrıs Türkü’nün gerek nüfus oranı, gerekse sahip olduğu menkul ve gayrimenkuller ile adada hiçbir zaman azınlık statüsüne düşmediğini, her zaman asli unsur olduğunu vurguladı.

Tarihi kayıtlarla gerçeklerin ortaya konması gerektiğine vurgu yapan Ünal, Osmanlı döneminde açılan mektep ve medreselerden örnekler verdi. Ünal, kayıtlar incelendiğinde Türk devletinin tarihi süreç içerisinde Kıbrıs’ta neden olduğu ve neden olması gerektiğinin, Doğu Akdeniz’deki Türk varlığının ilelebet var olacağının anlaşılacağını söyledi.

HEKİMOĞLU

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammet Hekimoğlu da, hatırlama ve kimliğin birbirinin tamamlayıcısı olduğunu belirterek, mazinin ihtiyaç duyulan referans alanı olduğunu söyledi. Hekimoğlu, tarihin, kimliğin besleyicisi ve onun inşasında, maziyi kaynak haline getiren çok önemli bir araç olduğunu kaydetti.

“TARİH TOPLUM OLMANIN VE KİMLİK KAZANMANIN ZORUNLU ŞARTIDIR”

Tarihin geçmişte yaşananları hatırlamayı sağlayan ana unsur olduğunu ifade eden Hekimoğlu, kimliğin inşasının, geçmiş, içerisinde yaşanılan an ve gelecek arasında uyum kurulmasıyla mümkün olduğunu dile getirdi. Bu üç zaman boyutunun birbirinden kopuk olması durumunda toplum hafızasında birlik olmayacağını, milli kimlik oluşamayacağını ifade eden Hekimoğlu, “Tarih, toplum olmanın ve kimlik kazanmanın zorunlu şartıdır” dedi.

Tarihin, bir kimliği, geçmişin değerleriyle yeniden inşa etmenin vazgeçilmez bir aygıtı olduğunu kaydeden Hekimoğlu, yeni nesillerin geçmişten miras aldıkları değerleriyle, geleceklerine yön vermelerini ve sağlıklı bir milli kimlik oluşturmalarını Kıbrıs Türkleri bağlamında konuşmak ve fikir alışverişi yapmak üzere bir araya geldiklerini kaydetti.

Hekimoğlu, geçmişte olduğu gibi, bugün de ve gelecekte de TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarıyla Kıbrıs’ta milli kimliğin, tarih bilincinin ve milli şuurun oluşmasında gereken katkıları yapacaklarını belirtti.

AMCAOĞLU: “TARİHİMİZİ BİLMELİ VE SAHİP ÇIKMALIYIZ”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu da, ilk kez böyle bir panelde buluşma şansını sağlayan eğitimcilere teşekkür etti. İnsanların soylarını, ırklarını ve tarihini bilmesi ve sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Amcaoğlu, tarih bilincinin ve kimliğin oluşturulması açısından panelin çok büyük önemi olduğunun altını çizdi.

Amcaoğlu, 450 yıl önce Kıbrıs’a ayak basan Osmanlı’nın torunları ve 17’nci Türk devletinin ülkede bayrağının dalgalanmasının sebebi olarak bu panelin neden düzenlediğinin, panelin sonunda akademik anlamda paylaşılacağını söyledi.

Bir şeylerin hep eksik ve yanlış olduğunun hep konuşulduğunu ifade eden Bakan Amcaoğlu, özellikle 271 okulda 53 bin öğrenci, 21 üniversitede 85 bine yakın yükseköğrenim öğrencisi, toplamda 155 bin 500 kişiyi ilgilendiren eğitim ordusunun Kıbrıs Türk tarihi ve Kıbrıs Türk mücadele tarihiyle alakalı nelerin bilinmesi gerektiğinin panelin sonunda vücut bulacağını kaydetti.

Amcaoğlu, KKTC’nin yaşadığı izolasyonlara da parmak basılacağını kaydederek, yurt dışında eğitim gören öğrencilere Kıbrıs Türkü olduğu için yapılan mezalim ve yaşanan izolasyonların panelle birlikte açıkça ortaya konma şansı elde edileceğini belirtti.

Ülkede yaklaşık 20 yılda 250 bin yükseköğrenim öğrencisinin mezun olup, ülkelerine döndüğünde artık çantalarında Kıbrıs Türk tarihi, Kıbrıs Türk mücadele tarihiyle ilgili bir kitap olacağının altını çizen Amcaoğlu, bu öğrencilerin bir statüye sahip olduğu zaman Rauf Raif Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük’ün adlarını ve “Megalo İdea”yı bileceğini söyledi. Amcaoğlu, bu nedenle bu panelin düzenlenmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti.

Bu ülkenin bir ferdi olarak, 3 bin 355 kilometrekarelik bu coğrafyada yaşayan tüm Kıbrıs Türkleri için bunun gerekliliğine olan inancını belirten Olgun Amcaoğlu, panele katkı koyanlara teşekkürlerini sundu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam