Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Amcaoğlu:Türk Lirası kullanmanın avantajları var

Published

on

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, enflasyondan dolayı meydana gelen sıkışıklığın giderilmesine yönelik çalışmaları olduğunu belirtti. Hesaplar sunulurken ve gerçek değerler ortaya konulduğunda bir sıkıntı olmayacağını kaydeden Amcaoğlu, Türk Lirası kullanmanın avantajları olduğunu söyledi.

Amcaoğlu, kurlarda oluşan farkların rakamlara bakıldığında bütçe yasasının en büyük kalemi gümrük, KDV ve fiyat istikrar fonu gibi gelirler arttığından Türk Lirası kullanımının avantajlı olduğunu vurguladı.

Olgun Amcaoğlu, Cumhuriyet Meclisi genel kurulunda yaptığı konuşmada, yüzde 34’lük bütçe noksanlığı olduğu bir ülkede reel sektörde önlemlerin alınması halinde bazı sektörlere teşviklerin artırılmasıyla pandemi döneminden çıkıldığını ve finansman eksiklikleri tamamlanarak o günlerden çıkıldığını kaydetti.

Yeni yapılacak paketle belirli sektörlerde 10 kişiye kadar çalışanı bulunan işletmelere prim desteği verileceğini dile getiren Amcaoğlu, hayat pahalılığı ile alım gücünün yukarıya çıkarılacağını belirtti.

Alım gücünün artırılacağını kaydeden Amcaoğlu, yapılan bütçedeki mahalli gelir öngörüsüyle gelirlerin artması halinde bütçenin giderlerinin de düzenleneceğini kaydetti.

Dünyadaki ekonomik krize de değinin Amcaoğlu, ülkedeki ekonomik kriz konusunda ilgililerle konuşularak çareler üretildiğini belirtti.

Stabil para birimine geçisi savunan muhalefetin hükümetteyken bunu neden yapmadığını soran Amcaoğlu, kendilerinin ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını söyledi. Amcaoğlu, “Bizim Türk lirası ile yaşamakta bir sıkıntımız yok. Sorunları da, çarelerini de biliyoruz.” şeklinde konuştu.

-Barçın

Genel kurulda daha sonra güncel konuşmalara geçildi ve ilk sözü CTP Milletvekili Devrim Barçın aldı. “İktisadi ve Mali İşbirliği Teslimiyet Anlaşması” konulu konuşmasında dörtlü hükümet döneminde tecrübe edildiği için öneriler yaptıklarını dile getirdi.

Devrim Barçın, toplu iş sözleşmeleriyle ilgili maddeyi okuyarak, birçok işletmede çalışan on binlerce emekçinin maaşları, özlük hakları, bayramlık ödenekleri ve kıdem tazminatlarının toplu iş sözleşmesiyle yönetilmesini eleştirdi. Barçın, toplu iş sözleşmenin yenilenmemesi veya görüşmeler devam ettiği sürede hiç kimsenin maaş dahi alamayacağına işaret etti.

Maaş ödemelerinin devam etmesi halinde diğer tüm özlük haklarının yeni sözleşme imzalanana kadar durmasının murat edildiğini dile getiren Barçın, bu maddeyle verilen hakların budanmak istendiğini kaydetti.

Sorunun Türkiye ile kurulan ilişkilerin sağlıksız olmasından kaynaklandığını savunan Barçın, kaynağın zamanında gönderilmemesi halinde yerel yatırımaların engellediğini ifade etti. Barçın, Türkiye ile sağlıklı ilişki kurmak gerektiğini dile getirdi.

Protokol imzalanmadan içeriğinin bilinip bilinmediğini soran Barçın, Meclis’in hukukçularına ve genel sekreterlerine de büyük iş düştüğünü dile getirdi. Barçın, Anayasa’ya göre bu anlaşmanın meclisin bilgisine getirilmesi gerektiğini söyledi. Barçın, anlaşmanıın komitelerde oylanması ve daha sonra genel kurulda oylanması gerektiğini kaydetti.
İmzalanan kredi anlaşmasının dövize endeksli olduğuna işaret eden Barçın, bunun da Anayasa’ya aykırı şekilde uygulamaya sokulacağını ve mali anlamda ülkeye kredi yükü yaşatılacağını savundu.

UBP’nin son döneminde bir yıllık protokol imzaladığını kaydeden Barçın, şans oyunları hizmetler vergisinin yüzde 5’e düşürülmesiyle ülkeye mali yük getirilip getirilmeyeceğini sordu.

İmzalanan protokolün ekleri bile olmadığını söyleyen Barçın, Maliye Bakanı Alişan Şan’ın istediğinde Türkiye’den para alabileceğine yönelik sözlerinin inandırıcı olmadığını belirtti.

İhtiyat Sandığı yatırımlarında yüzde 20’nin hesaplara yatırılmasının sorunu çözmediğini ve mevcut likidin yüzde 35-40’ının harcandığını dile getiren Barçın, dövizde 1 ayda yüzde 22 artış olmasından dolayı verilen yüzde 20’lik artışın eridiğini söyledi.

İhtiyat Sandığı primlerinin alıp yüzde 32 faize yatırıldığını fakat kişilere yüzde 14 faiz verildiğini kaydedne Barçın, “Bu tefecilerde bile yoktur” dedi.

Birikimleri dövize çevirme imkanının verilmesi halinde bugün bu sorunların yaşanmayacağını dile getiren Barçın, kendilerinin İhtiyat Sandığı yasasının değiştirilmesini istediklerini fakat reddedildiğini ve yasanın nerede olduğunu sordu.

Barçın, fon yönetiminin bilgi sahibi kişiler tarafından yönetilmesi gerektiğini kaydetti.

-Taçoy

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, eleştirikleri yanıtladığı konuşmasında, İhtiyat Sandığı’nın iştirakçileri olduğunu ve bunların yatırımları olduğunu söyledi.

Biriken bir para olduğunu ve bunun sahibinin iştirakçiler olduğunu dile getiren Taçoy, yüzde 20’nin dağıtılmasından sonra paranın değerinin eridiğini ve paranın gerçek sahibine artışların verilmesi gerektiğini belirtti.

Son altı ayın ortalamasını alarak faizlerin verildiğine dikkat çeken Taçoy, buradaki yatırımları daha da büyütmenin yollarının ileriki günlerde yapılacak seminerle anlatılacağını kaydetti.

Oraya giden paranın harcanması yönünde düşünceleri olmadığını dile getiren Taçoy, İhtiyat Sandığı’nın iyi durumda olduğunu söyledi. İhtiyat Sandığı yasasının teknik çalışmalarla yapılacağını belirten Taçoy, İhtiyat Sandığı’nda hiç kimsenin parasının erimediğini ve halkın kendilerine bu konuda güvenmesi gerektiğini vurguladı.

Sosyal Sigortalarda ise borç ve avans alarak ödemelerin yapıldığını dile getiren Taçoy, bu ay aldığı avansları ödeyecek duruma geldiğini kaydetti. Taçoy, hedefin borçları kapatarak, 13. maaşları ödemek olduğunu dile getirdi. Taçoy, hiçbir kesinti yapmadan toplu iş sözleşmesinin yenilenceğini söyledi.

Dövize endeksli muhasebe sistemine geçme tartışmalarına da değinen Taçoy, yıllardır ilk kez hayat pahalılığının dövizin üzerinde olduğunu söyledi.

-Şahali

CTP Milletvekili Erkut Şahali, “Dövize endeksli yaşam ve hükümetin aczi” konulu güncel konuşmasında, toplu İş sözleşmesi konusuna değindi ve işverenle çalışan arasında mutabakat olmaması halinde bu protokolde yer alan maddeye göre hak kaybı yaşanacağını söyledi.

Sendikaların baskı ve çıkar gurupları olarak değerlendirildiğini ve üyelerin çıkarları ve haklarını gözeterek hareket ettiğini dile getiren Şahali, bu yazılan hükmün kazanılmış hakların budanmasına yönelik olduğunu belirtti.

Şahali, hühümetin aczi derken, son bir ay içerisinde dövizde meydana gelen yüzde 20’lik artıış karşısında karşısında çaresiz kalmasını kast ettiğini kaydetti.

Erkut Şahali, konuşmasının eleştirilmesi üzerine, kendisinin rencide edici şekilde değil de, bilgiye dayalı konuşma yaptığını söyledi.

Euro‘daki yükselişle birlikte yüzde 20 net kayıp yaşandığını kaydeden Şahali, bunun da herkesin yüzde 20 fakirleştiği anlamıne geldiğini belirtti.

Dövizde meydana gelen artış karşısında nasıl bir önlem alındığını soran Şahali, CTP‘nin sunduğu öneri hakkında bilgi verdi.

Fiyatları oluşturan unsurların döviz olmasından dolayı yaşanan sıkıntılara değinen Şahali, maaş ve ücretle çalışan herkesin gelirlerinin döviz olması gerektiğini söyledi.

Harcama yapılan para cinsinden kazanmak gerektiğini dile getiren Şahali, TL kredilerinin de sınırlandığına işaret etti.

-Talat

CTP Milletvekili Ongun Talat, “Bağımlı ekonominin dayattıkları” konulu güncel konuşmasında, yapılan konuşmalarda sahte bir gerçeklik algısı yaratıldığını savunarak, “Tam buna inanacak oluyoruz ki hayalimizin yıkılmasıyla karşı karşıya kalıyoruz” dedi.

Talat, hükümet yetkililerinin gençlerle sohbet edip, etmediğini; kazancıyla ev, araba alamayacak durumda olan gençlerin durumundan haberdar olup olmadığını sordu. Göç yaşı ortalamasının arttığına işaret eden Talat, hükümetin bakış açısına göre ülkedeki herkesin güldüğünü söyledi.

Bağımlı ekonomik yapı içinde debelenip durulduğunu savunan Talat, CTP’nin önerisinin bağımlılığı aşma yönünde olduğunu belirtti.

Ekonomik bağımlılığın yanı sıra siyasi bağımlılığın sözkonusu olduğunu dile getiren Talat, KKTC’nin bir protektora yani himaye devleti olduğunu kaydetti.

UBP kurultayında sonuncu gelen bir başbakanın atanmasının bağımlık yapısının göstergesi olduğunu söyleyen Talat, imzalanan ve TC Cumhurbaşkanlığı sayfasında yayınlanan protokolün de bağımlılığı bir kez daha gösterildiğini belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti ile başka türlü ilişki kurulması gerektiğini dile getiren Talat, kendilerinin eşitliğe dayalı bakış açıları olduğunu fakat hükümet yetkililerinde bunun görülmediğini söyledi.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar görev süresi hedeflerini ve kazanımlarını paylaştı: “Halkın iradesi bize cesaret veriyor”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, görevindeki 5 yılını düzenlediği basın toplantısı ile değerlendirdi…

Lefkoşa Grand Pasha Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, 4 yıl 8 ay önce Kıbrıs Türk halkı tarafından 5. Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini anımsattı, görev süresi boyunca hiç kimseyi ayırmadan, sorunların çözümü için elinden gelen bütün gayreti gösterdiğini belirtti.

Tatar “Cumhurbaşkanlığı görevime başlarken temel hedeflerim şunlardı; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletini güçlendirmek, Halkımızın refah ve güven içinde yaşamasını sağlayabilmek, Türkiye ile ilişkilerimizi her alanda geliştirmek ve adamızda kalıcı bir barış için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü irademize kararlılıkla sahip çıkmaktı. Memnuniyetle belirtmek isterim ki, aradan geçen 4 yıl 8 ayda, bu hedeflerimizin tamamında çok önemli ilerlemeler kaydettik.” Dedi

Anavatan Türkiye’nin de tam desteğini alan iki devletli çözüm vizyonunu ortaya koyduklarını anımsatan Tatar, bugün Kıbrıs’ta karşılaşılan en büyük gerçeğin, Kıbrıs Türk Halkı’nın 62 yıldır maruz bırakıldığı abluka ve izolasyonun devam etmesi olduğunu vurguladı.

“Bu sessiz insanlık suçu, yıllardır açık bir biçimde uluslararası hukuk ve evrensel insan hakları ihlaline rağmen sürmektedir.” Diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkının engellenen haklarının yeniden tesis edilmesinin öncelikli gündemleri olduğunu belirtti.


1968'den bu yana iki taraf arasında yürütülen resmi ve gayrı resmi müzakerelerin sonuçlarının ortada olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı, “Karşımızda, halkımızın haklarını gasp etmiş ve her fırsatta müzakere masasını deviren, hırsı kibrini aşmış bir muhatap var” dedi.

Bu kadar çabaya rağmen neden hala bir uzlaşıya varılamadığını soran Tatar, “Artık üzerine titrememiz gereken şey, geleceğe güvenle bakabilen, onurlu bir halkı temsil eden kendi devletimizdir” dedi.

Tek taleplerinin egemen eşitlik, eşit uluslararası statü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını göz ardı ederek tasarladığı düzende, eşitliğe yer olmadığını söyledi.

“Bugün, uluslararası hukukla uyumlu mülkiyet rejimimiz kapsamındaki taşınmaz mallara sahip çıkan, tasarrufta bulunan insanlarımızın peşlerine düşüyor, sınır kapılarında pusu kuruyorlar” diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkına verilen hangi sözün tutulduğunu, hangi vaadin gerçekleştirildiğini sordu.

Kıbrıs Türk halkının güvenlik garantisinin de ortadan kaldırmak istendiğini belirten Cumhurbaşkanı sözlerini söyle sürdürdü;

“Kıbrıs Adası’nın çevresinde ve bölgemizde yaşanan son gelişmeler, güvenliğin ne kadar hayati ve vazgeçilmez olduğunu açıkça göstermektedir. Rum tarafının “sıfır asker, sıfır garanti” ısrarı, masum bir talep değil, bizi savunmasız bırakmayı ve bu yolla tüm adayı kendi kontrolüne almayı hedefleyen stratejik bir adımdır.”

Rum liderliğinin, yabancı güçleri adaya davet ederek yalnızca sorumsuz bir tavır sergilemediğini, aynı zamanda Kıbrıs’ı ciddi bir güvenlik riskiyle de karşı karşıya bıraktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk’ü için Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, müdahale hakkı ve adadaki askeri mevcudiyetinin vazgeçilmez olduğunu vurguladı.

Tatar “milli davanın” anlamını yitirmiş içi boş müzakere sloganları değil, Kıbrıs Türkünün ve devletin özgür, bağımsız ve refah içinde gelişimini sağlamak, geleceğe ve vatana sahip çıkmak olduğunu kaydetti.

Göreve geldikleri günden itibaren kararlı bir duruş sergilediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı 2021’de BM Genel Sekreteri Guterres’le gerçekleştirdikleri zirvede, Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlarının şahitliğinde Rum lidere vizyonlarını en net şekilde ifade ettiklerini söyledi.

“Ortak zemin bulunmadan, geçmişi tekrar ederek, çökmüş, tüketilmiş zeminde müzakereye oturmanın hiçbir anlam ifade etmeyeceğini açıkça belirttik” diyen Tatar BM Genel Sekreteri’nin toplantının ardından ortak bir zemin olmadığını uluslararası topluma teyit etmesinin kendileri için dönüm noktası olduğunu kaydetti.

Rum tarafına yönlendirilen işbirliği önerileri hakkında da bilgi veren Cumhurbaşkanı Tatar, adadaki tüm halkların yararına yönelik tüm önerilerin Rumlar tarafından reddedildiğini anlattı.

Mart ayında, Cenevre’de gerçekleşen görüşmelerde yine ortak bir müzakere zemini bulunamadığını anımsatan Cumhurbaşkanı bunun üzerine her iki tarafın da yararına olacak biçimde, temel konularda birlikte çalışabilecek “Kıbrıs İş Birliği Konseyi” kurulmasını ve on iki başlık içeren bir iş birliği önerisinde daha bulunduklarını söyledi.

Kıbrıs İş Birliği Konseyi önerimizin reddedilmesine rağmen, iki taraf arasında dört yeni geçiş kapısının açılması, mayınların temizlenmesi, gençlik teknik komitesi kurulması, mezarlıkların restorasyonu ile iklim değişikliğinin olası etkileri ve ara bölgede güneş enerji santralinin kurulmasına ilişkin altı başlık üzerinde anlaşmaya varıldı. Ancak her iki halkın da öncelikli beklentisi ve ihtiyacı olan yeni geçiş kapıları konusunda hala istediğimiz ilerleme maalesef sağlanamamıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin meşru bir iç hukuk yolu olarak teyit ettiği Taşınmaz Mal Komisyonuna rağmen Rum tarafının iş insanlarına yönelik başlattığı saldırgan tutumun da uzlaşma ve çözüm arzusunu baltalayan başka bir sorun olarak ortaya çıktığını belirten Tatar çözümden, barıştan ve müzakereden kaçan tarafın belli olduğunu söyledi.

Tatar Rum tarafının zihniyet değişmedikçe, iki taraf arasında adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir barışın gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını vurguladı.

Anavatan Türkiye ile sevgi, saygı, kardeşlik bağları içinde ortak tarihi ve milli değerlere dayalı ilişkileri güçlendirmenin en önemli görevlerimden biri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı “Türkiye’siz bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nefes alamaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmadan, Türkiye Mavi Vatan’da ve Doğu Akdeniz’de eksik kalır.” Dedi. ??? 29. dakika

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin her alanda KKTC’ye olan desteklerini anımsattı.

Uluslararası diplomasi yolunda yeni bir atılım dönemi başlattıklarını da kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu dönemin en önemli kazanımı, hiç kuşku yok ki KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatı’na Gözlemci Üye olarak kabul edilmesidir” dedi.

Tatar “Özbekistan’ın tarihi Semerkant şehrinde, 11 Kasım 2022 tarihinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı, Devlet Başkanları Zirvesinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmi adıyla gözlemci üye kabul edilmesi, Kıbrıs konusunda belirlediğimiz yeni siyasetimiz için de bir dönüm noktası olmuştur…/… Bugün KKTC’nin bütün kamu kurumları, STK’ları, bu kardeş ülkelerle her anlamda düne göre daha çok görüşmekte ve daha çok bir araya gelmektedir.” Dedi.

Yeni iki devlet vizyonuyla başlayan uluslararası diplomasi ve ilişki kurma girişimlerinin yaygınlaşarak devam ettiğini kaydeden Tatar, Gambiya’dan Avusturalya’ya kadar çeşitli ülkelere gerçekleştirdiği ziyaretleri ve görüşmeleri hakkında bilgi verdi.

Tatar konuşmasında Cumhurbaşkanlığına bağlı olan Kayıp Şahıslar Komitesi, Milli Arşivler ve Araştırma Dairesi ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasına da yer vererek, kendi döneminde bu kurumların yürüttüğü çalışmalar hakkında da bilgi verdi.

Eşi Sibel Tatar’ın koordinasyonunda ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde hayata geçirilen projelere de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki Cumhurbaşkanlığımızın toplumsal faydaya dönük sosyal proje ve çalışmalarında bu dönemde büyük bir çeşitlilik ve gelişme yaşanmıştır.” Dedi.

Konuşmasının sonunda Kıbrıs’ta iki ayrı ve egemen devletin varlığının, tarihsel bir gerçeklik ve bir olgu olarak uluslararası toplumun gözleri önünde olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı;

“Şu bir gerçektir ki iki devletli çözüm zemini, Kıbrıs’ın iki yakasına da barış, huzur, refah ve güvenlik getirecek tek zemindir. İnanıyorum ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğini, gerçekçilikten kopmuş sözde hayallerle değil, yaşadığımız dünyanın somut gerçekliklerini dikkate alarak halkımızın iradesiyle ve halkımızın sağduyusuyla hep birlikte kuracağız. Halkımızın, onurlu geleceği yolunda koyduğu iradenin sorumluluğu bize cesaret vermektedir. Bu yoldan ne pahasına olursa olsun ayrılmayacağız”.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Sayıştay Komitesi Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Sayıştay raporunu onayladı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Sayıştay Komitesi, “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu” onaylayarak Genel Kurula sevk etti.

Cumhuriyet Meclisi’nden verilen bilgiye göre, Sayıştay Komitesi, 11.00’da Komite Başkanı CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay Başkanlığında toplandı.

Toplantıda “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporu” ve “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu” ele alındı.

Toplantıda “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu’nun” genel görüşmesine başlandı. Raporla ilgili çalışmalara bir sonraki toplantıda devam edilecek.

Komite toplantısına davetli olarak, Sayıştay Başkanlığı, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları (EL-SEN)’nden yetkililer katıldı.

Komite daha sonra “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu ” ele alarak raporu oybirliğiyle onayladı ve Genel Kurul’a sevk etti.

Toplantıya davetli olarak Sayıştay Başkanlığı ve Orman Dairesi’nden yetkililer katılarak konu ile ilgili görüşlerini sundu.

Toplantıya Komite üyelerinden UBP Milletvekili Fırtına Karanfil ve CTP Milletvekili Sami Özuslu yanında UBP Milletvekili Hasan Taçoy, CTP Milletvekili Salahi Şahiner ve CTP Milletvekili Devrim Barçın da katıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

KTEZO yarın mezuniyet töreni ile işsizlere yönelik mesleki tanıtım stantlarının yer alacağı bir sergi düzenliyor

Published

on

By

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), yarın mezuniyet töreni ile işsizlere yönelik mesleki tanıtım stantlarının yer alacağı bir sergi düzenliyor.

KTEZO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre sergi saat 18.00; mezuniyet töreni ise saat 19.30’da Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezinde yer alacak.

Ağırlıkla otomotiv alanı olmak üzere çeşitli mesleklerde 145 çırak ve 46 yetişkin düzenlenecek olan törenle mezuniyet belgelerini alacak.

Düzenlenecek sergide ise klima, tesisat, mobilya, torna, elektrik, metal, otomotiv gibi mesleklerin tanıtılacağı stantlar kurulacak.

İş arayanlar yanında meslek değiştirmek, bölüm tercihi yapmak isteyen herkes stantları gezebilecek; iş tercihi yapıp, başvuruda bulunabilecek. En kısa sürede de işyerlerine dağıtımları yapılarak istihdamları gerçekleştirilecek.

KTEZO Genel Koordinatörü Hürrem Tulga kendi işini göremeyen toplumları bekleyecek olanın sadece kaos olduğunu kaydederek “Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar ve 15 yıllık deneyimin bize gösterdiği, istenmesi halinde sorunların rahatça aşılabileceği ve üretken bir toplum yapısının yaratılması için hiçbir engelin olmadığıdır.” dedi.

Tulga; dayanışma ve el birliğinin artık tercih olmaktan çıktığını ve zorunlu hale geldiğini de sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam