Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Amerikalı Müslümanların 11 Eylül raporu: Nefret suçları 10 kattan fazla arttı

ABD’deki 11 Eylül saldırılarından en çok Amerikalı Müslümanlar etkilendi. Amerikan İslam İlişkileri Konseyi, saldırının 20’nci yılında yayımladığı rapor ile durumun vehametini gözler önüne serdi. Konsey Başkanı Awad, rapor ve gelinen noktayı anl

Published

on

ABD, 11 Eylül 2001’de terör saldırıları ile sarsıldı. Dönemin ABD Başkanı hiçbir şey eskisi gibi olmayack dedi. Öyle de oldu.

İnsanların günlük yaşamı derinden etkilenirken, bundan en büyük zararı Müslümanlar gördü. Halihazırda var olan ön yargılar daha da arttı.

Müslümanlara yönelik saldırılara ilişkin bilgi veren Amerikan İslam İlişkileri Konseyi Başkanı Nihad Awad, “Saldırılardan hemen sonra başkan George W. Bush ile Washington DC’de görüşmemizde, kendisi bize Müslümanlara yönelik tepki ve parmak sallamaya müsamaha göstermeyeceği garantisini vermişti. Ne var ki izlediği politikalar, teröre karşı savaş ve dış politikamızın askeri hale getirilmesi ve Amerikalı Müslümanlara yönelik politikalar, Amerikalı Müslümanlar için sürekli bir meydan okuma ve acı oldu” dedi. 

Nefret suçu rekor seviyeye ulaştı Müslümanlar ötekileştirilmeye çalışıldı, nefret suçu rekor seviyelere ulaştı. ABD’deki Müslüman teşkilatlarının çatı kuruluşu olan Amerikan İslam İlişkileri Konseyi 20’nci yılda “hatırlama ve mücadele gücü” başlıklı bir rapor ile durumun vehametini gözler önüne serdi.

Raporda anayasaya aykırı ulusal güvenlik politikalarının Amerikalı Müslümanların sivil özgürlüğünü azalttığı belirtildi.

“Müslümanlara yönelik politikaların merkezinde ulusal güvenlik vardı”

Nihad Awad, “Ne yazık ki Müslümanlara yönelik politikaların merkezinde ulusal güvenlik vardı. Anayasaya aykırı yasalar ve sivil hakların ihlali gibi. Saldırıların hemen ardından harhangi bir kongre oturumu olmadan çıkarılan vatansever yasası, Amerikan Müslümanları takip etmek için hükümete yeşil ışık yaktı. Amerika’nın camiler üzerinde casusluk yapması için kanun uygulayıcıların elini güçlendirdi” açıklamasını yaptı. 

ABD’deki çalışmalar da aynı sonucu ortaya koydu

Raporda 11 Eylül terör saldırılarından sonra Müslümanlar’a yönelik nefret suçu olaylarının arttığına dikkat çekildi. Yalnız Müslüman kuruluşlar değil, Amerikan üniversilelerinin çalışmaları da aynı sonucu ortaya koydu.

Müslüman karşıtı olaylar arttı California Eyalet Üniversitesi’nin araştırmasına göre 2000 yılında Müslüman karşıtı olayların sayısı 28’di. 11 Eylül 2001’den sonra bu sayı yılda ortalama 500’e çıktı.

“İslamofobi ve nefret suçu olaylarının arttığına dair raporlar var”

“İslamofobi ve nefret suçu olaylarının arttığına dair raporların olduğunu söyleyen Nihad Awad, şunları söyledi:

“Bu İslamofobi endüstrisi tarafından teşvik ediliyor. Bu organize endüstri fonlanıyor ve örneğin Trump gibi güçlü politikacılar tarafından meşrulaştırılıyor. Müslümanların ABD’ye gelişini yasakladığı başkanlık kararnamesi gibi.” 

Amerikan İslam İlişkileri Konseyi’nin anketine göre Amerikalı Müslümanların yüzde 63’ü basının kendilerine adil davranmadığını, yüzde 40’ı havaalanlarında ekstra güvenlik kontrolüne tabi tutulduğunu, yüzde 69’u anti Müslüman olaylara bizzat tanık olduğunu, yüzde 34’ü de Müslüman karşıtı söylemlerin mental sağlıklarına etkisi olduğunu söylediler.

“Amerika kendi evini düzene koymaya odaklanmalı”

Biden yönetimine tavsiyelerinin olduğunu ifade eden Nihad Awad, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Biden yönetimine tavsiyemiz, savaşlara çok fazla silah yatırımı yaparak önceki yönetimlerin tarihi ve yıkıcı hatalarını tekrarlamaması. Biz inanıyoruz ki Amerika daha çok kendi evini düzene koymaya odaklanmalı. Amerikalılar arasındaki etnik, dini ve ideolojik farklılıkları ortadan kaldırarak altyapıyı yeniden inşaya, eğitim ve sağlık sistemimizi güçlendirmeye odaklanmalı.” Bugün Müslümanlar, nefret suçunun hedefi olurken, ırkçı ve popülist söylemlerin artması en büyük endişeleri.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Türkiye-ABD Suriye Çalışma Grubu toplantısı yarın Washington’da düzenlenecek

Published

on

By

Türkiye-ABD Suriye Çalışma Grubu toplantısının yarın ABD’nin Washington kentinde düzenlenmesi planlanıyor.

TC Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre toplantı, Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile ABD’li mevkidaşı Christopher Landau’nun eş başkanlıklarında kurumlar arası formatta gerçekleştirilecek.

Toplantıda, Türkiye ve ABD’nin Suriye politikalarındaki önceliklerinin üzerinde durulması, Suriye’de güvenlik ve istikrarın tesis edilmesine dönük işbirliği imkanlarının ele alınması öngörülüyor.

DEAŞ’la ve diğer terör örgütleriyle mücadelenin toplantının gündeminde yer alacak konuların başında gelmesi beklenirken, bu çerçevede, Türkiye tarafından son dönemde DEAŞ’la mücadele bağlamında Suriye yönetimine verilen destek ve öncülük edilen bölgesel çabalar ele alınacak.

Toplantıda, Suriye’nin kuzeydoğusundaki kamplar kapsamında işbirliği imkanlarının değerlendirilmesi, ayrıca ABD tarafının, Suriye’deki askeri birliklerinin konsolidasyonuna ilişkin yürütülen süreç hakkında bilgi vermesi bekleniyor.

ABD ile Suriye arasında liderler düzeyinde doğrudan angajmanın başlatılmasının ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılacağını açıklamasının hemen ardından tertiplenmesi açısından toplantı büyük önem taşıyor.

Bu çerçevede, toplantıda Suriye’ye yönelik ABD yaptırımlarının kaldırılması bağlamında izlenecek süreç ve takvimin de ele alınması planlanıyor.

Türkiye Bakan Yardımcısı Yılmaz’ın, görüşmeler kapsamında, Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunması suretiyle, Suriye’de güvenlik ve istikrarın sağlanması amacıyla siyasi ve ekonomik konular ile güvenlik alanında ABD’yle çok boyutlu eş güdüme verdiği önemi vurgulaması bekleniyor.

Yılmaz’ın, Suriye’nin içinden geçmekte olduğu tarihi sürecin, ülkenin tüm terör unsurlarından arındırılmasıyla sonuçlanması yönünde Türkiye’nin beklentisini paylaşması öngörülüyor.

Devamını Oku

Dünya

Portekiz’de sağ ittifak seçimleri kazandı, aşırı sağ yükseldi, sol parti çöktü

Published

on

By

Portekiz’de yapılan erken genel seçimin resmi olmayan sonuçlarına göre mevcut durumda azınlık hükümeti ile iktidarda olan iki sağ partinin ittifakından oluşan Demokratik İttifak (AD) birinci parti çıktı.

İçişleri Bakanlığının yüzde 98’i açılan sandıklara göre verdiği sonuçlarda AD, 14 ay önce yapılan son seçimlere kıyasla yüzde 28,85 olan oy oranını yüzde 32’ye kadar çıkardı.

Portekiz’de 230 sandalyeli Meclis’te tek başına iktidara gelecek çoğunluğu (116) yakalayamayan AD’nin son seçimlerde 80 olan milletvekili sayısını 90’ın üzerine çıkarması bekleniyor.

Sosyal Demokrat Parti (PSD) ve Hristiyan Demokratların (PP-CDS) ittifakından oluşan AD’ye liderlik eden, PSD’nin Genel Başkanı ve görevdeki Başbakan Luis Montenegro’nun gelecek günlerde Cumhurbaşkanı Marcelo Rebelo de Sousa’dan hükümeti kurma görevini alması ve ilk seçenek olarak yine bir azınlık hükümeti kurmayı denemesi öngörülüyor.

Montenegro’nun aile şirketiyle bağlantılı yolsuzluk iddialarından Meclis’te 11 Mart’ta güvenoyu alamayan hükümetin düşmesiyle erken seçime gidilirken, Portekizlilerin buna rağmen sağcı lidere desteğini artırdığı görüldü.

– Sol çöktü, aşırı sağ yükseldi

Portekiz’deki seçimlerin öne çıkan diğer başlıkları ise sol görüşlü Sosyalist Parti’nin (PS) düşüşe devam etmesi ve PS’ye çok yakın oy oranı alarak, iktidar alternatifleri arasına girmeye başlayan aşırı sağcı Chega’nın yükselişini sürdürmesi oldu.

Ülkede 2015-2022 arasında iktidarda olan, son 1,5 yıldır Pedro Nuno Santos’un liderliğini yaptığı PS, büyük bir çöküş yaşadı.

PS’nin son seçimlerde yüzde 28 oy oranı yüzde 23’e gerilerken, 78 olan milletvekili sayısı da 50-55 aralığına kadar düştü.

Şu anda Avrupa Birliği Konseyi Başkanı olan Antonio Costa’nın liderliği zamanında PS, 2022’deki seçimlerde 120 milletvekili çıkarmıştı.

– Aşırı sağcı Chega lideri Ventura: “Chega, Portekiz’de 50 yıllık iki partili sistemi öldürdü”

Portekiz’de 48 yıl süren diktatörlük döneminin sona erdiği 25 Nisan 1974’teki Karanfil Devrimi’nin ardından ülke demokrasi tarihinde ilk kez, aşırı sağcı bir siyasi parti ülkeyi yönetmeye aday bir siyasi güç haline geldi.

Sadece 6 yıllık bir siyasi geçmişi olan Chega, 2024’te büyük bir yükselişe geçerek yüzde 18’e çıkardığı oy oranını bu seçimlerde daha da artırdı.

Chega, yüzde 22-23 aralığında oy alırken, teknik eşitlik yakaladığı PS’ye çok yakın oranda yer aldı.

“Sistemi değiştirdik. Chega bugün Portekiz’de 50 yıllık iki partili sistemi öldürdü. Tarihi zafer elde ettik.” diyen aşırı sağcı Chega’nın lideri Andre Ventura, Portekiz’de “istikrarlı ve saygın bir hükümet için mücadele edeceğini” söyledi.

Chega ile PS arasındaki milletvekili sayısının birbirine çok yakın çıkması beklenirken, yurt dışından gelen oylar da dikkate alındığında PS’nin Chega’dan 1-2 daha fazla milletvekili çıkarma olasılığı halen bulunuyor.

AD’nin lideri ve Başbakan Luis Montenegro’nun aile şirketiyle bağlantılı olarak hakkında çıkan yolsuzluk iddialarından Meclis’te güvenoyu alamaması sonucu 11 Mart’ta hükümetin düşmesi sonucu erken seçim kararı alınmıştı.

Portekiz, Bulgaristan’ın ardından son 10 yılda en fazla genel seçime giden ikinci Avrupa Birliği (AB) ülkesi olarak dikkati çekiyor.

Portekizlilerin çözüm bekleyen öncelikli sorunları, diğer AB ülkelerine oranla düşük asgari ücret ve emekli maaşları, konut krizi ve sağlık başta olmak üzere kamusal hizmetlerdeki eksikliklerin yarattığı sosyal zorluklar olarak sıralanıyor.

Devamını Oku

Dünya

Polonya’da seçmenler, cumhurbaşkanı belirlemek için sandığa gitti

Published

on

By

Polonya’nın yeni cumhurbaşkanını belirlemek üzere yapılan seçimlerin ilk turunda, yaklaşık 29 milyon kayıtlı seçmen için oy verme süreci başladı.

Polonya’da Başbakan Donald Tusk hükümeti ile muhalefet arasında, özellikle Avrupa Birliği (AB) ilişkileri, yargı reformları, kürtaj yasaları ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi konularda yaşanan çekişmelerin gölgesinde geçen seçimin ilk turu için sandıklar açıldı.

Seçmenler, ülkeyi 5 yıl temsil edecek yeni cumhurbaşkanının belirleneceği seçiminin ilk turu için sandıklara gitti.

Seçimlerin, ülkenin AB ile ilişkilerinden iç politikalar, yargı reformları ve sosyal politikalara kadar pek çok konuda belirleyici olacağı değerlendiriliyor.

Polonya’da yaklaşık 29 milyon kayıtlı seçmen bulunuyor.

Anketlere göre seçimin, iktidarın adayı ve aynı zamanda Varşova Belediye Başkanı Rafal Trzaskowski ile muhalefetin adayı tarihçi Karol Nawrocki arasında geçmesi öngörülüyor.

Yerel saatle 07.00’de başlayan oy verme işlemi, 21.00’de sona erecek. Resmi olmayan ilk sonuçlarının bu gece açıklanması bekleniyor.

İlk turda adaylardan hiçbirinin yüzde 50 barajını geçememesi durumunda en çok oy alan iki isim, 1 Haziran’da yapılacak ikinci turda yarışacak.

Devamını Oku

Trending

Reklam