Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

“Anastasiadis’in diplomatik etik değerlere saygısı yok”

Published

on

 

KKTC Cumhurbaşkanlığı, kadınların olası bir uzlaşı sürecine etkin katılımını sağlamak üzere tavsiyelerde bulunmak amacıyla hazırlanan ve13 Nisan 2022 tarihinde Eylem Planı lansmanı sonrasında Rum Yönetimi Başkanı Sayın Nikos Anastasiadis’in yapmış olduğu açıklamaları yanıtladı.
facebook sharing buttontwitter sharing buttonlinkedin sharing buttonwhatsapp sharing buttonprint sharing button

Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklama aynen şöyle;

“Cumhurbaşkanımız, kadınların olası bir uzlaşı sürecine etkin katılımını sağlamak üzere tavsiyelerde bulunmak amacıyla hazırlanan ve 13 Nisan 2022 tarihinde gerçekleşen Eylem Planı lansmanına Rum lider Anastasiadis ile birlikte iştirak etmiştir.

BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart’ın ev sahipliğinde önceki akşam düzenlenen etkinlikteki sunumların ardından iki lider, İki Taraflı Teknik Komite üyelerini kutlamış ve ayaküstü sohbet etmiştir.
Sohbet sırasında gündeme gelen konuların, Rum lider Anastasidis tarafından etkinlikten ayrılır ayrılmaz basına çarpıtılarak açıklanması, diplomatik etik değerlerine de aykırılık içermektedir.

Ayaküstü sohbette, Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Anastasiadis’in resmi sürece geçişe dair ortaya koymuş olduğu görüşlere cevaben, Kıbrıs Türk tarafının yeni ve resmi bir müzakere sürecinin başlaması için pozisyonunun net olduğunu, Kıbrıs Türk tarafının 2004 referandumu dahil, başarısızlığı defaten ispatlanmış, tüketilmiş modellerle zamanını harcamayacağını, bunun statükoyu sürdürmekten başka bir amaca hizmet etmediğini, bunca yıllık süreçlerin başarısızlıkla sonuçlanmasının en büyük nedeninin taraflar arasındaki eşitliğin sağlanmaması olduğunu yinelemiştir. Tüm bu gerçekler ışığında, Kıbrıs Türk tarafının müktesep hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesinin ardından, yeni ve resmi bir sürecin başlayabileceğini, Kıbrıs’ta adil, gerçekçi ve sürdürülebilir bir uzlaşının en gerçekçi formülünün egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zemininde iki devletin iş birliğinden geçtiğini ifade etmiştir.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının müktesep haklarından hiçbir hâl ve şartta vazgeçmeyeceğini, Kıbrıs Türk tarafının yapıcı ve iyi niyetle, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zemininde ve en kısa zamanda Kıbrıs sorununu bir uzlaşıyla sonuçlandırmaya hazır olduğunun da altını çizmiştir.

Anastasiadis, tüketilmiş federal çözümün bir parçası olan, neredeyse her dönem Güven Yaratıcı Önlem (GYÖ) olarak sunulan ve Kıbrıs Rum tarafının yetki ve otoritesini ülkemize yaymayı amaçlayan unsurlardan bahsetmesi üzerine, Cumhurbaşkanımız cevaben, güven yaratacak önerileri, ancak ve ancak iki tarafın yararına olacak şekilde, eşitliğin gözetileceği, bir tarafın diğer tarafa yetki ve otoritesini yaymasına mahal vermeyecek ve iki tarafın ortak iradesine dayanarak hayata geçirilecek çok önemli bir iş birliği alanı olarak değerlendirdiğini, Kıbrıs Türk tarafının bu doğrultuda özellikle Kıbrıs Adası’nda ve bölgemizde güven, uzlaşı ve istikrarın güvence altına alınmasını sağlayacak GYÖ’leri hayata geçirmeye hazır olduğunu ifade etmiştir.

Hatırlanacağı üzere, Sn. Cumhurbaşkanımız Kıbrıs Türk tarafının 2019 yılında masaya koymuş olduğu, iki tarafa da ait olan ada etrafındaki hidrokarbon kaynaklarına ilişkin ortak rıza mekanizması içeren önerimizin hala geçerli olduğunu, bunun yanında yaşamsal önemi haiz Kıbrıs Adası’nın elektrik sorununu çözecek, Türkiye Cumhuriyeti’yle kablo bağlantısı yapılmak suretiyle Avrupa enterkonnekte sistemine dahil edilmesi, aynı zamanda çevre dostu olan bu proje sayesinde güneş enerjisinden sınırsız şekilde yararlanılması fırsatı ortaya çıkacağını; Kıbrıs Türk tarafının bir mega proje sayesinde Türkiye Cumhuriyeti’nden deniz altında döşenen borular sayesinde ülkemize ulaştırılan suyu da Kıbrıs Rum tarafı ile paylaşmaya hazır olduğunu çeşitli platformlarda kamuoyuyla paylaşmıştı.

Güven Yaratıcı Önlemler sadece on yıllardır gündeme getirilip tüketilen unsurlardan ibaret değildir ve iki tarafın eşitliğine ve çıkarına yönelik adım atılmasını engelleyen bu anlayış değişmelidir. Kıbrıs Türk halkı da, Rum halkı da somut ve yaşamlarına hızlı ve pozitif şekilde etkisi olacak GYÖ’lerin hayata geçirilmesini beklemektedir. Kıbrıs Türk tarafı olarak yapmış olduğumuz öneriler bu beklentiyle örtüşmektedir.

Geçtiğimiz eylül ayında BM Genel Kurulu çerçevesinde Cumhurbaşkanımız ve Anastasiadis arasında BMGS ev sahipliğinde New York’ta gerçekleşen öğle yemeğinde, Genel Sekreter Guterres tarafından masaya konan ve iki liderin onay vermesinin ardından taraflara yazılı olarak da iletilen kişisel temsilci atama önerisinin ardından, Sayın Anastasidis genel sekreter huzurunda sağlanan bu anlaşmayı bozmuş ve bugüne kadar bir kişisel temsilci atanamamasının sebebi olmuştur. Rum liderin bu konuyu da manipüle eden basına yaptığı ve kendi kamuoyunu da yanıltmaya yönelik açıklamalarını hayretle takip ediyoruz. Kıbrıs Türk tarafı, genel sekreterin New York’ta önerdiği ve tarafların mutabık kaldığı şekilde, Sayın Lute’un yerine, ortak zemin olup olmadığına dair istişareleri sürdürecek bir kişisel temsilci atanmasına o gün olduğu gibi bugün de hazırdır.

Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan krizlerden dolayı küresel bir konu haline dönüşen ve doğal olarak Kıbrıs Adası’nı da etkilemekte olan düzensiz göç konusunda anlamlı işbirliği yapılmasına yönelik bir mekanizma önerimizin üzerinden 1 yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen, bunun görüşülmesine rıza göstermeyen Sayın

Anastasiadis, böylesine insancıl bir konuda dahi suçlama oyununa girmeyi tercih etmiştir.
Kıbrıs Adası’ndaki GKRY ve KKTC’nin toplam nüfusunun dört katından fazla düzensiz göçmene kucak açan, tüm ihtiyaçlarını karşılayan, konuyla ilgili uluslararası organizasyon ve ülkelerin takdirini alan Türkiye Cumhuriyeti’ne mesnetsiz şekilde saldırmasını da esefle kınıyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımız Rum lidere düzensiz göç konusunun yetkili kurumlarımızın katılımıyla oluşturulacak bir mekanizma çerçevesinde ele alınması gerektiğine dair bir yılı aşkın bir süre önce yaptığımız öneriyi hatırlatmış ve yetkili kurumlarımızın bu çalışmayı başlatmaya hazır olduğunu iletmiştir.”

 

 

CB/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Pakistan, Hindistan ile derhal yürürlüğe girecek bir ateşkes konusunda anlaşmaya varıldığını açıkladı

Published

on

By

Pakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Muhammed İshak Dar, Pakistan ve Hindistan’ın derhal yürürlüğe girecek bir ateşkes konusunda anlaşmaya vardığını bildirdi.

Sosyal medya platformu X üzerinden paylaşım yapan Dar, iki ülke arasındaki ateşkes konusunda açıklama yaptı.

Dar, “Pakistan ve Hindistan derhal yürürlüğe girecek bir ateşkes konusunda anlaşmaya vardı” ifadesinin ardından Pakistan’ın her zaman egemenliğinden ve toprak bütünlüğünden ödün vermeden bölgede barış ve güvenlik için çaba gösterdiğini vurguladı.

Devamını Oku

Dünya

Arnavutluk’ta 3,5 milyondan fazla seçmen yarın sandık başına gidiyor

Published

on

By

Balkan ülkesi Arnavutluk’ta 3,5 milyondan fazla kayıtlı seçmen, yarın genel seçimde oy kullanacak.
Kayıtlı 3 milyon 713 bin 761 seçmenin bulunduğu Arnavutluk’ta, 140 sandalyeli meclise girmek için 53 siyasi parti ve 3 seçim öncesi koalisyon yarışacak.

Ülkede, yarınki genel seçim, 1991’de komünist rejimin çöküşünden bu yana düzenlenecek 11’inci genel seçim olarak kayıtlara geçecek.

Bugün başlayan seçim yasakları, oy kullanma işleminin sona erdiği ana kadar sürecek. Bu süre zarfında partiler miting düzenleyemeyecek ve başta televizyonlar olmak üzere medya organlarında propaganda yapamayacak.

Seçmenler, yarın yerel saatle 07.00-19.00 aralığında kayıtlı oldukları seçim merkezlerinde oy kullanabilecek.

Öte yandan, ülke genelinde 5 bin 225 seçim merkezinde oy kullanılacak.

Ülkedeki genel seçim için yurtdışında kayıtlı 245 bin 935 seçmen ilk kez bulundukları ülkeden, elektronik posta ve posta yoluyla oy kullanabilecek. Yurt dışı seçmeni için 15 Nisan’da başlayan oy verme işlemi de yarın 19.00’a kadar devam edecek.

Ayrıca 31 ülkeden yaklaşık 100 Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemcisi, ülkedeki seçim için görev alacak.

İktidardaki Sosyalist Parti ve ana muhalefetteki Demokratik Parti favoriler arasında yer alıyor

Mevcut Başbakan Edi Rama’nın lideri olduğu Sosyalist Parti (PS) anketlerde ilk sırada yer alıyor.

Öte yandan, Rama’nın 2013 seçimlerinde Başbakanlık görevini devraldığı, eski Başbakan Sali Berisha’nın lideri olduğu ana muhalefet partisi Demokratik Parti (PD) de seçimin favorileri arasında bulunuyor.

PD, Büyük Arnavutluk İttifakı çatısı altında 25 siyasi partiyle seçimde yarışacak.

Rama, ülkesinin Avrupa Birliği’ne (AB) entegrasyon sürecinin partisinin temel hedeflerinden olduğunu vurgularken, 2025 sonuna kadar tüm fasılların açılması ve ülkenin 2030’a kadar AB’ye tam üye olmasına odaklanma sözü veriyor.

Memur maaşlarının artırılacağını vadeden Rama’nın partisi PS ayrıca sosyal hizmetlerin kalitesinin yükseltileceğini vurguluyor.

Berisha’nın lideri olduğu PD ise, emeklilere ve düşük gelirli ailelere mali destek sözü vererek, vergi, eğitim, sağlık sistemlerinde reformlar yapmayı hedefliyor.
Seçim barajı yüzde 1

Seçmen, genel seçimden sonra AB yolunda istikrarlı şekilde ilerleyen bir ülke istiyor.

Genel seçimin 4 yılda bir düzenlendiği Arnavutluk’taki seçim kanununa göre, meclise girmek için yüzde 1’lik seçim barajını geçmek gerekiyor.

Ülkede Arnavutların yanı sıra Makedon, Yunan, Karadağlı, Ulah, Boşnak, Sırp, Bulgar, Mısırlı ve Romanlar yaşıyor.

Nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Arnavutluk’ta, ayrıca Katolikler, Ortodokslar, Bektaşiler, Protestanlar ve diğer dini inanca mensup vatandaşlar da yaşıyor.

Devamını Oku

Dünya

İsrail basını, ordunun Yemen’deki saldırılarını genişletmeyi ve İran’daki hedefleri vurmayı planladığını belirtti

Published

on

By

İsrail basını, ordunun Yemen’deki saldırılarını genişletmeyi ve İran’daki bazı hedefleri vurmayı planladığını bildirdi.

Yedioth Ahronoth gazetesinde adı paylaşılmayan güvenlik kaynaklarına dayandırılan haberde, İsrail’in Yemen’deki Husilere yönelik saldırılarında “herhangi bir kısıtlama olmayacağı” belirtildi.

“İran, Yemen’le karşılıklı saldırılardan zarar görmeden çıkmayacak.” ifadelerine yer verilen haberde, Tel Aviv yönetiminin, Husilerin fırlattığı ve “İran yapımı” olduğunu iddia ettiği füzelere karşılık olarak İran’ı hedef almayı planladığına işaret edildi.

İsrail’in, devam eden Husi saldırılarına “daha güçlü ve geniş çaplı” şekilde karşılık vereceği aktarıldı.

Haberde, İsrailli güvenlik kaynaklarının, Tel Aviv’in şu anda İran’daki doğrudan hedefleri vurma seçeneklerini değerlendirdiği ve Yemen’deki füze fırlatma rampaları ile altyapıya yönelik saldırılarını yoğunlaştırmayı planladığına ilişkin ifadelerine yer verildi.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Yemen’den atılan füzenin ardından Husilere şiddetli saldırılar düzenleyecekleri tehdidinde bulunmuştu.

İsrail’de ana muhalefetteki Gelecek Var Partisi lideri Yair Lapid ise Netanyahu hükümetinin Husiler karşı “korkaklığı ve oyalanmayı bırakması” gerektiğini belirterek, Yemen’e yönelik saldırıları genişletmesi çağrısında bulunmuştu.

Lapid, “İsrail, Husi füzelerinin kitlesel bir insani felakete yol açmasını ya da ekonomiyi felç etmeye devam etmesini oturup bekleyemez.” ifadelerini kullanmıştı.

– Husiler 4 Mayıs’ta Ben Gurion Havalimanı’nı vurmuştu

Yemen’deki Husiler, 4 Mayıs’ta Tel Aviv’deki Ben Gurion Havalimanı’nı balistik füzeyle vurmuştu.

Füzenin düştüğü noktada 15 metre çapında bir çukur oluştuğu belirtilmiş, 4 kişinin yaralandığı bildirilmişti.

Aynı gün Husiler, İsrail’e dönük olarak kapsamlı bir hava ablukası uygulayacaklarını duyurmuş ve uluslararası hava yollarını İsrail’e uçuşlarını iptal etmeye çağırmıştı.

Çok sayıda uluslararası hava yolu şirketi, İsrail’e uçuşlarını askıya almıştı.

İsrail ise 5 Mayıs’ta Yemen’in batısındaki Hudeyde Limanı ve Bacil çimento fabrikasına, 6 Mayıs’ta da Sana Uluslararası Havalimanı’na saldırı düzenlemişti.

– ABD ile Husiler arasında sağlanan ateşkes

Umman Dışişleri Bakanı Bedir el-Busaidi, 6 Mayıs’ta ABD ile Husiler arasında Kızıldeniz ile Babu’l Mendeb Boğazı’nda saldırılara son verilmesi konusunda ateşkes sağlandığını açıklamıştı.

ABD Başkanı Donald Trump ise Yemen’deki Husilerin artık savaşmak istemediklerini kendilerine ilettiklerini belirterek, “Husiler artık savaşmak istemediklerini açıkladılar. Biz de buna saygı duyacağız ve onları bombalamayı durduracağız. Teslim oldular, artık gemileri havaya uçurmayacaklarını söylüyorlar.” ifadelerini kullanmıştı.

İsrail devlet televizyonu KAN’a konuşan İsrailli yetkililer, ABD Başkanı Donald Trump’ın Husileri bombalamayı durduracaklarına ilişkin açıklamasının, Tel Aviv yönetiminde “şok etkisi” yarattığını aktarmıştı.

Devamını Oku

Trending

Reklam