Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Annan Planı referandumunun 19. yıldönümü…Cumhurbaşkanı Tatar’dan dünyaya çağrı: Verdiğiniz sözleri yerine getirin

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, başta Birleşmiş Milletler (BM) ile Avrupa Birliği (AB) olmak üzere, ABD ve diğer ülkelere “Annan Planı referandumunda Kıbrıs Türk halkına verdikleri sözleri yerine getirme” çağrısı yaptı

“Aradan geçen 19 yıla rağmen verilen bu sözler yerine getirilmezken, referandumda verilen sözleri her yıl dönümünde gündeme getirip gerçek yüzlerini göstermeye devam edeceğiz” diyen Tatar, “BM, AB ve ABD’ye çağrım; Kıbrıs’ta çözümsüzlüğe oynayan ve bütün müzakere süreçlerini dinamitleyen Rum-Yunan ikilisini desteklemekten vazgeçmeleri ve 24 Nisan 2004 referandum sürecinde Kıbrıs Türk halkına vermiş oldukları sözleri yerine getirmeleridir” dedi.

Tatar, “Annan Planı’nın geçmişte ve tarihin tozlu raflarında” kalırken, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte belirlenen ve halkın büyük çoğunluğu tarafından desteklenen yeni ve milli siyasetten geri adım atılmayacağını ve bu yolda azim ve kararlılıkla yürümeye devam edeceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Annan Planı referandumunun 19’uncu yıldönümü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasında şunları kaydetti:

“Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Annan Planı’nın 24 Nisan 2004 tarihinde referanduma sunulmasının üzerinden 19 yıl geçmiş bulunuyor. Söz konusu referandum sürecinde, ‘hayır diyen taraf cezalandırılacak, evet diyen taraf ise ödüllendirilecek’ sözü verilirken, ‘hayır’ diyen Rum tarafı, tek taraflı olarak AB üyeliğine alınıp ödüllendirilmiş, ‘evet’ diyen Türk tarafı ise cezalandırılmıştır. Verilen sözlerin bir teki bile yerine getirilmezken, Kıbrıs Türk halkına uygulanan zulüm niteliğindeki haksız ve insanlık dışı ambargolar da halen devam etmektedir.

Ama her şeye rağmen, aradan geçen 19 yılda, bütün haksızlıklara, baskılara ve ambargolara karşın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti daha da güçlenerek yoluna devam ederken, halkımız da Annan Planı savunucuları ile sözlerini ve vaatlerini yerine getirmeyenlerin gerçek yüzlerini görmüştür.

Bu arada Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmayı, Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmayı ve halkımızı Rum’un azınlığı yapmayı hedefleyen federal temele dayalı bir çözümün mümkün olmadığı, Annan Planı referandumunda ve Crans Montana görüşmelerinde bir kez daha ortaya çıkarken; Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm şekli de tarafımızdan gündeme getirilmiş ve ilk kez Cenevre görüşmelerinde müzakere masasına konulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’nin 77’nci Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşmada bütün ülkelere ‘KKTC’yi tanıyın’ çağrısında bulunmasıyla Kıbrıs konusunda ortaya koyduğumuz yeni ve milli siyasetimiz daha da güçlenirken, KKTC’nin Anayasal adıyla Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul edilmesi de bu yoldaki mücadelemize büyük bir güç katmıştır.

-Yeni ve milli siyaset

Annan Planı, geçmişte ve tarihin tozlu raflarında kalırken, Anavatan Türkiye ile birlikte belirlenen ve halkımızın büyük çoğunluğu tarafından desteklenen yeni ve milli siyasetten geri adım atılmayacak ve bu yolda azim ve kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz.”

-Sözleri hatırlatmakta yarar var

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Annan Planı referandumunun her yıl dönümünde olduğu gibi bu yıl dönümünde de BM, AB ve ABD tarafından Kıbrıs Türk halkına verilen ve yerine getirilmeyen sözleri bir kez daha hatırlatmakta büyük yarar olduğuna vurgu yaptı.

Referandum sürecinde “Rumların hayır, Türklerin evet demesi durumunda izolasyonların kalkacağı, doğrudan ticaretin yapılacağı” sözleri verildiğini ifade eden Tatar, şöyle devam etti:

“Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, ‘Kıbrıs Türk halkı evet derse kazançlı çıkacak’ derken, Annan’ın özel temsilcisi De Soto ise ‘Kıbrıs Türk tarafı evet derse Kıbrıs Türklerine uygulanan tecridinin sona ereceği’ sözünü vermişti.

AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Üyesi Verheugen de ‘Rumlar olumsuz bir tavır içerisine girerse uluslararası baskı görecek. Referandumda Türklerden evet, Rumlardan hayır çıkması halinde Kuzey Kıbrıs’taki insanların cezalandırılmaması için yeni girişimlerde bulunarak ekonomik izolasyona son verilmesi için çaba sarf edilecektir’ sözünü veriyordu.

ABD Dışişleri Bakanı Powell, ‘referandumda Rum tarafı hayır, Türk tarafı evet derse izolasyonların kaldırılacağı’, ABD Dışişleri Bakanlığı Özel Koordinatörü Weston, ‘Rum tarafı referandumda hayır derse Kıbrıs siyasetlerini gözden geçirecekleri’ ve ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Boucher ise ‘kuzeyde evet, güneyde hayır çıkarsa Kıbrıs Türklerinin açıkta ve soğukta bırakılmayacağı’ sözünü vermişti.

Aradan geçen 19 yıla rağmen verilen bu sözler yerine getirilmezken, referandumda verilen sözleri her yıl dönümünde gündeme getirip gerçek yüzlerini göstermeye devam edeceğiz. Yeni oyunlara, boş sözler ile vaatlere karşı halkımızın dikkatli ve uyanık olmasını sağlamak görevimdir, bu görevi de yerine getirmeye devam edeceğim.

BM, AB ve ABD’ye çağrım, Kıbrıs’ta çözümsüzlüğe oynayan ve bütün müzakere süreçlerini dinamitleyen Rum-Yunan ikilisini desteklemekten vazgeçmeleri ve 24 Nisan 2004 referandum sürecinde Kıbrıs Türk halkına vermiş oldukları sözleri yerine getirmeleridir.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

KKTC’de suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine yönelik ilk çalıştay gerçekleştirildi

Published

on

By

21 Mart 2025 tarihinde imzalanan “2025 Yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması” kapsamında yer alan Türkiye Cumhuriyeti – KKTC İşbirliği Çerçeve Belgesi Eylem Planı’nın 1.1.23 numaralı eylemi doğrultusunda, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanmasının önlenmesine yönelik idari ve teknik kapasitenin artırılması amacıyla Lefkoşa’da önemli bir çalıştay düzenlendi.

KKTC Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesi’nde gerçekleşen “Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerinin Aklanmasının Önlenmesi Çalıştayı”, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanlığı’nın da katılımıyla, KKTC Maliye Bakanlığı’na bağlı Para, Kambiyo ve İnkişaf Sandığı İşleri Dairesi, Suç Gelirlerinin Aklanmasını Önleme Şubesi, Mali Bilgi Edinme Birimi (MABEB) tarafından ilk kez düzenlendi.

Çalıştaya, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanlığı’nın temsilcilerinin yanı sıra Polis Genel Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Amirliği, Gelir ve Vergi Dairesi, Gümrük ve Rüsumat Dairesi, Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi, Tapu ve Kadastro Dairesi ile KKTC Merkez Bankası yetkilileri katılım sağladı.

Ayrıca, 1/2024 sayılı “Suç Gelirlerinin Aklanmasının, Terörizmin Finansmanının ve Kitle İmha Silahlarının Yaygınlaşmasının Finansmanının Önlenmesi Yasası” tahtında yükümlü olarak belirlenen bankalar ve yükümlü grup temsilcileri de çalıştay da yer aldı.

Çalıştay, KKTC Maliye Bakanlığı Müsteşarı ve Suç Gelirlerinin Aklanmasını Önleme Kurulu Başkanı Burak Şöföroğlu ile MASAK Başkanlığı temsilcisi Müslüm Murat Yıldırım’ın açılış konuşmaları ile başladı.

İki gün süren etkinlikte, MABEB personeli Düriye Gezer tarafından KKTC’deki yasal düzenlemeler, Mali Bilgi Edinme Birimi’nin yapısı ve fonksiyonları ile istatistiki bilgileri yer aldığı sunum gerçekleştirildi.

MASAK Başkanlığı’nın temsilcileri ise uluslararası standartlardaki son gelişmeler, FATF ülke değerlendirme sonuçları, finansal olan ve/veya finansal olmayan kuruluşların, müşterinin tanınması yükümlülüğü ve şüpheli işlem bildirim yükümlülüğü ile karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ile risk temelli yükümlülük denetimi ile ilgili kapsamlı sunumlar gerçekleştirdi.

Çalıştay da, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanmasının önlenmesine yönelik bilgi ve tecrübe paylaşımları ve idari ve teknik kapasitenin arttırılması için bilgi alışverişi konusunda önemli kazanımlar elde edildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gökçebel eleştirilerde bulundu

Published

on

By

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, asgari ücretin “yabancılar için yüzde 60’a düşürülmesini” öngören yasa gücünde kararnamenin geri çekilmesini talep etti.

Gökçebel yaptığı yazılı açıklamada, kararnameyi “adaletsiz” olarak niteleyerek, hükümeti eleştirdi. “Bu yasa kapsamında çalışacak kayıtlı doksan bine yakın işçi vardır. Her konuda açıklama yapanlar bu konuda rahatsız olmamıştır” diyen Gökçebel, “Gayri ahlaki, insanlık dışı, emek düşmanı, Anayasa’ya, hukuka, insani değerlere aykırı kararname derhal geri çekilmelidir” dedi.

“Bu güne kadar büyük sermayeye sağlanan prim desteği, vergi affı, muafiyetler, ucuz işçi istihdamı gibi olanaklar karşısında çalışanlar adına ne talep edilmiş, ne gibi destek ve koruma sağlanmıştır” sorusunu yönelten Gökçebel, hükümetlerin, neden güvencesiz, sendikasız çalıştırmayı yasaklamadığını da sordu.

2008 sonrası istihdam edilen çalışanların yüzde 40 eksik maaş ve yatırımlarının nasıl etkileneceği sorusuna da soran Gökçebel, “Birçok ceza asgari ücrete bağlanmışken, cezalar da ‘yabancı’ olup, olmadığına bakılarak yüzde 60’ı mı ödenecektir?” sorusunu yöneltti.

Atılan bu adımın ülkede sıkıntı yaşatacağını kaydeden Gökçebel, kriminal olayların artış göstereceğini, geçim derdinin artacağını ve kaosun küçük işletmelerde dahi büyüyeceğini savundu.

KTOEÖS Genel Sekreteri Gökçebel, “Emek tektir, akıtılan ter aynıdır. Din, dil, ırk bakılmaksızın hak da, ücret de eşit olmalıdır” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

15 Ağustos’tan itibaren İskele bölgesinde harup toplanabilecek

Published

on

By

İskele Kaymakamlığı, İskele bölgesinde 15 Ağustos Cuma gününden itibaren harup toplanabileceğini duyurdu.

Kaymakamlıktan yapılan açıklamada, belirtilen tarihten önce harup toplayacak kişiler hakkında yasal işlem başlatılacağı belirtildi.

Devamını Oku

Trending

Reklam