Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Annan Planı Sürecinde Medya” paneli yapıldı

Published

on

Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) Annan Planı Referandumu’nun 20’nci yılı nedeniyle başlattığı “Bu Ülke Biziz, Varız, Tarih Yazarız” etkinlikleri dün Girne Dome Hotel’de düzenlenen “Annan Planı Sürecinde Medya” paneliyle devam etti.

Muhittin Tolga Özsağlam moderatörlüğünde yapılan panelde konuşmacı olarak gazeteciler Hasan Hastürer, Erdal Güven, Başaran Düzgün ve Mustafa Karaalioğlu yer aldı.

Panele, 2’nci Cumhurbaşkanı ve CTP eski Başkanı Mehmet Ali Talat, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Genel Sekreter Asım Akansoy, Girne İlçe Başkanı Ongun Talat, Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul, Dikmen Belediye Başkanı Yüksel Çelebi, MYK üyeleri ve bazı milletvekilleri de katıldı.

-“Düzgün: Saldırıya uğradık, bombalandık”

Annan Planı’nın Kıbrıs’ın tarihinde önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Başaran Düzgün, söz konusu dönemde Kıbrıs Gazetesi’nde çalıştığını anımsattı.

“Gazeteciler olarak bu hareketliliği nasıl karşılayacağız?” sorusunu kendilerine sorduklarını ve toplantılar yaptıklarını söyleyen Düzgün, “Bir süreç başlıyordu ve gazetecilik nasıl bir pozisyon alacaktı?” diyerek önce insan, sonra gazeteci olunduğunu söyledi.

Toplumun, kendi geleceğini oylamaya doğru gittiğini ve dolayısıyla bu çerçevede pozisyon almaları gerektiğini belirten Düzgün, “Tarafsız, bağımsız Kıbrıs Gazetesi’ni, barış militanı bir gazeteye çevirdik. İşin özeti bu” diye konuştu.

Düzgün, şöyle devam etti:

“Çok saldırıya uğradık. Kişisel olarak da, gazete olarak da. Sahibinden kaynaklanan çok sorunlar da yaşadık. Bombalandık. Tehdit edildik. Ailelerimiz tehdit edildi. Evlerimize, meşaleli yürüyüş düzenleyip kundakçılığa yeltendiler. Daha birçok şey yaşadık. Ciddi bir tehlike altında mesleğimizi icra etmeye çalıştık. Bu bir dönüşümdü.”

Başaran Düzgün, söz konusu süreçte psikolojik olarak da çok etkilendiklerini ifade etti.

Güven: “Gerçek bir irade ortaya konulmuştu”

Erdal Güven, söz konusu dönemin kendisi için özel olduğunu, birçok Kıbrıslı gazeteciyle bu dönemden beri arkadaş olduğunu söyledi.

Güven, “Kıbrıs meselesi, gazeteciliğimi şekillendiren bir konudur” dedi. Türkiye’de medyanın, siyasetten çok farklı olmadığını kaydeden Güven, “Çoğu zaman şovenizme de kayan, milliyetçiliğin altında hamaset yüklü bir medyamız var. Bunun kırılma anlarından biri Annan Planı sürecinde Kıbrıs meselesi olabilir” dedi.

Annan Planı ve çözüm sürecinin berhava olduğu zaman, Türkiye’deki medyanın da “fabrika ayarlarına” döndüğünü söyleyen Güven, “Türkiye’deki siyaset sınıfını da, medyayı da pembe gözlüklerle görmemek gerek” dedi.

Annan Planı döneminde ortaya gerçekten bir irade konduğunu ifade eden Güven, “Sonuçta bu, belli bir döneme özgü bir irade olarak kaldı. Sonrasında nerelere savrulduğumuzu hepimiz gördük” diye konuştu.

-Karaalioğlu: “Böyle hızlı bir fikir değişikliği çok az olmuştur”

Mustafa Karaalioğlu, çözüm iradesinin şekillendiği bu süreci hatırlamış olmanın ve bunun değerini hatırlatmış olmanın çok önemli olduğunu söyledi.

Annan Planı’nın, dünyadaki en özel çözüm belgelerinden biri olduğunun altını çizen Karaalioğlu, “Hatırlanmalı ve konuşulmalıdır. Üzerinde tekrar tekrar düşünülmeyi hak ediyor” dedi.

Türkiye medyasında, geleneksel ve ezbere dayalı bir Kıbrıs meselesi varken, hızlı ve zengin bir şekilde Annan Planı desteği oluştuğuna işaret eden Karaalioğlu, “30 yıldır neden bu sorun çözülmüyor sorusunu sorduran bir motivasyon ortaya çıkmıştı. Çok sayıda yazılar yazdım, mülakatlar yaptım. Müthiş bir enerjiydi. Bu motivasyon çok önemli” dedi.

Annan Planı’nın Türkiye’de çok az sayıda destekçi bulabilecekken, aniden dalga dalga yayıldığına vurgu yapan Karaalioğlu, “Dünyada böyle hızlı bir fikir değişikliği çok az olmuştur” dedi.

Bugüne kadar çok az sayıda dış politika dosyasının Türkiye’de topluma mal olduğunu belirten Karaalioğlu, Rum tarafının referanduma “hayır” demesinin sürpriz olmadığını kaydetti.

Karaalioğlu, “Kıbrıslı Türklerin ne kadar destek vereceği merak konusuydu ve alınlarının akıyla çıkmayı başardılar. Türk dış politikası için özel ve başarılı bir dosya olduğunu düşünüyorum. Risk aldılar ve harika bir belge ortaya çıkardılar. Bundan sonra da çözüm olacaksa, bu belgeler üzerinden olacak” dedi.

-Hastürer: “İnanarak savunduk”

Hasan Hastürer, hiçbir şekilde kahraman olmayan gazetecilerin görevinin gözlemek ve yaşananların tutanağını kayıt altına geçirmek olduğuna işaret ederek, bu anlayışla birtakım olayların tanıklığını yaptıklarını belirtti.

Hastürer, Annan Planı döneminde her gün gazetedeki görevinin yanı sıra BRT’de de program yaptığını anımsatarak, “İnanarak savunduk. Sen onu okudun mu soranlara, ‘özünü ve Kıbrıs Türk halkının yararına olacağını biliyorum’ yanıtı verdim” dedi.

“Milli dava” söylemlerine de değinerek, “Milli dava denilerek Kıbrıs Türk toplumu liderliği de avukatlık vesilesine döndü” diyen Hastürer, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve ekibinin hiçbir zaman Kıbrıs Türkünü düşünmediğini ve Kıbrıs Türkünün bu bağlamda ciddi bir lider ihaneti yaşadığını öne sürdü.

Kopenhag Zirvesi’nin de önemine işaret eden Hastürer, bu zirvesiyle AK Parti’nin ilk uluslararası tecrübesini yaşadığını söyledi.

Sürecin özgüven bakımından toplumu geri noktalara ittiğini kaydeden Hastürer, önemli konuların gelişimini de Kıbrıs Türk halkının kendi dışında aradığını vurguladı. Hastürer, “Öğrenilmiş çaresizliği öğrendik”  ifadesini de kullandı.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Koop-Sen yarın Koop-Süt ile Zirai Levazım ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor

Published

on

By

Kooperatif Görevlileri Sendikası (Koop-Sen) yarın, Koop-Süt, Zirai Levazım Kooperatifi ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor.

Koop-Sen’den verilen bilgiye göre, çalışanların maaşlarının ödenmediği gerekçesiyle yapılacak süresiz genel greve ek olarak yarın 09.30’da Kooperatif Merkez Bankası Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürünü ve beraberindeki heyeti kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik ve beraberindeki heyeti kabul ederek, görüştü.

Kabulde yaptığı konuşmada duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, öğretmenlerin, Londra’daki çocukların Türkçe öğrenmesi için yaptığı özverili çalışmaları ve ailelerin ülkelerine bağlılıklarının takdir edildiğini ifade etti.

Dünyanın birçok yerinde ve özellikle Londra’da Kıbrıs Türkleri’nin yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, buradaki insanların çocuklarını kendi okullarına götürmesinin ve Kıbrıs Türk Dernekleri’nin faaliyetlerine katılmalarını sağlamasının, kültür ve geleneklerin bir sonraki nesillere aktarıldığı için kendisi mutlu ettiğini dile getirdi.

Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik de konuşmasında, okulun faaliyetleri hakkında bilgi vererek, verilen destekten dolayı teşekkürlerini sundu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi

Published

on

By

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, geçici öğretmen alımının önü açılması için, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavların bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokulduğunu savundu.

HP’den yapılan açıklamaya göre Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi.

Özersay, Meclis’teki muhalefet ile hükümetin, seçim yasaklarının 60 günden 45 güne indirilmemesi konusunda uzlaştığını belirterek, “Bu iyi bir gelişme çünkü hükümet 60 gün boyunca atama ve benzeri işlemleri yapamayacak” dedi. Özersay, ancak bu durumda okullara alınması gereken yeni öğretmenlerin seçim yasaklarına takılacağını söyledi.

“Belki İlkokullardaki öğretmen atamaları yetişecek ama ortaokul ve liselere alınacak yeni öğretmenler seçim yasaklarına takılacağı için atamaları Kasım ayına kalacak. Tabi hükümet de seçim süreci devam ederken geçici öğretmen alma şansına sahip olacak ve bunu da siyasi bir yatırım olarak kullanacak.” diyen Özersay, eğitim, sağlık ve bazı elzem konularda sınavları önceden ilan edilmiş olan KHK sınavlarının yapılması ve atamalarının da bekletilmemesi konusunda Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nda gerekli değişikliğin yapılabileceğini kaydetti.

“Kırsal kesim arsası dağıtımı gibi seçim yatırımı işlemlerini seçim yasaklarına dahil ediyoruz da ne oluyor?” diye soran Özersay, bu arazilerin seçim yasakları yürürlüğe girmeden dağıtıldığı veya “hak sahipliği belgesi” verilerek umut tacirliği ile seçime yatırım yapıldığını ileri sürdü.

Özersay, “Özetle kırsal kesim arsası ya da hak sahipliği belgesi dağıtımı seçim yasağı tarihi gelmeden ‘halledilirken’, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavlar biraz da bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokuluyor ki geçici öğretmen alımının önü açılsın ve bir başka şekilde seçim yatırımı yapılabilsin. ” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam