Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Arıklı: Kararı mahkeme verecek

Published

on

Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, akaryakıt alımıyla ilgili Merkezi İhale Komisyonu (MİK) ihalesinin tarafsız yapıldığını düşünmediğini ifade ederek, komisyona dava açarak kararı mahkemenin vermesine imkan sağlayacaklarını belirtti.

Akaryakıt tahlilleriyle ilgili iddia ve suçlamalarını sürdüren herkese tazminat davası açacağını ifade eden Arıklı, “Döneme göre muhalefet yapmanın ahlaksızlık” olduğunu kaydetti.

Arıklı, elektrik zammının gündemlerinde olmadığını ancak Kıb-Tek’in aylık 40 milyon TL zarar ettiğini işaret ederek, Kıb-Tek’in haklı zam talebine onay vermeyen bakanlık ve Bakanlar Kurulu’nun suç işlediğini söyledi. “Kurumu göz göre göre batırıyoruz” ifadesini kullanan Arıklı, “Kurumu kurtarmak için ya zam, ya da daha ucuza akaryakıt alımı kapısının açılması gerekiyor.. Beni eleştirmekten başka formülü olan varsa açıklasın” dedi.

Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı bugün düzenlediği basın toplantısında Kıb-Tek konusundaki son gelişmeleri değerlendirdi.

Bakanlıkta yer alan basın toplantısında akaryakıt alımıyla ilgili son günlerde yaşanan olaylar ve gelişmeler hakkında bilgi de veren Arıklı, Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında imzalanan ticaret anlaşmasına da değindi.

Basın toplantısında, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu ile Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Turan Büyükyılmaz ile Kıb-Tek Müdürü Gürcan Erdoğan ve bakanlık bürokratları da hazır bulundu.

“MİK’E DAVA AÇACAĞIZ”

Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, toplantıda yaptığı konuşmasında, basın toplantısını enerji ve ithalatla sanayide yapılan çalışmaları anlatmak üzere düzenlediklerini ifade etti.

En güncel konunun yakıt ihalesi olduğunu ifade eden Arıklı, ihaleyle başlayan sürecin Kıb-Tek’in kararıyla işleyeceğini kaydetti.

Herkesin bir an önce bu ihalenin sonuçlanmasını istediğini ifade eden Arıklı, 2019’da yapılan akaryakıt temin ve taşıma ihalesinde, ihaleye katılan bir şirketin sunduğu rafineri opsiyon belgesinin geçerli olmadığının zabıtlara işlenmiş olmasına rağmen Merkezi İhale Komisyonu’nun bu belgeyi kabul ettiğini belirtti. Sorumluluğun onlarda olduğunu ifade ederek, bu konuda baskı yapma veya kabul edip etmeme lüksleri olmadığını söyleyen Arıklı, MİK’e bu belgeyle ilgili dava açacaklarını söyledi.

Arıklı, buna onay vermesi durumunda muhalefetin Meclis’te kendisine sorumluluk yükleyeceğini ifade etti.

“TESTLER TEMİZ ANCAK SUÇLAMALAR DEVAM EDİYOR”

Erhan Arıklı, doğrudan alınan akaryakıtın “bozuk olduğu, halkı zehirlediği, makineleri bozduğu” iddialarının, testlerin temiz çıkmasıyla çürüdüğünü kaydetti.

Buna rağmen özür yerine halen suçlayıcı açıklamalar yapıldığını bu yüzden tüm bunlara karşı tazminat davası açacağını ifade eden Arıklı, “Bu durum basının da içinde bulunduğu seviyesizliktir. Özür dileme erdemdir ama özür yerine halen suçlayıcı haberler açıklamalar yapılıyor” dedi.

KIBTEK ZARAR ETTİ

Murakıp raporlarına göre KIBTEK’te 2019 ve 2021 yıllarında toplam 282 milyon TL zarar meydana geldiğini kaydeden Arıklı, kurumun şimdi de ayda 40 milyon TL zarar ettiğini söyledi.

Kurumun ayakta durması için kısa sürede ya büyük bir zam yaparak, ya da kuruma doğrudan spot piyasadan akaryakıt temini için şans verilmesi gerektiğini ifade eden Arıklı, bu durumda kurumun 6 ayda zarardan kurtulabileceğini, borçlarının ödenebileceğini ve zam yapmak zorunda kalmayacaklarını kaydetti.

Arıklı, ayda 24 bin ton fuel oil harcayan bir kurumun spot piyasadan yakıt alması konusunu Bakanlar Kurulu’nda da anlattığını ve hem fikir olduklarını belirtti.

MİK kanununda değişiklik yapmak gerektiğini ifade eden Arıklı, içinde muhalefet ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin yer alacağı satın alma komitesi kurulabileceğini ve her şeyin şeffaf olabileceğini söyledi.

“KURUMU GÖZ GÖRE GÖRE BATIRIYORUZ”

Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, eleştirilerden duyduğu rahatsızlığı yineleyerek, “Kurumu göz göre göre batırıyoruz. Ya zam, ya da daha ucuza akaryakıt alımı kapısı açılacak. Beni eleştirmekten başka formülü olan varsa açıklasın” dedi.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Arıklı, ekonomik açıdan ülkenin önünü açmak için Türkiye ile imzalanan protokolün önemine de işaret ederek, anlaşmanın ülke ticaret hayatında önemli, devrim niteliğinde bir gelişme olduğunu söyledi.

Bu anlaşmanın meyvesini 2022-2023’te alacaklarını, bu devrim niteliğindeki anlaşmanın gölgede kaldığını ama ekonomiyi geliştirecek, üreticiler için müthiş bir gelişme olduğunu ifade eden Arıklı, ekonomik ambargonun bu anlaşmayla kalkacağını ve üretimin önünün açılacağını kaydetti.

Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu da, e-ticaret konusunda açıklamalarda bulundu.

Aşıkoğlu, söz konusu protokolün, TC ile KKTC arasında imzalanan bütün protokollerden daha önemli bir protokol olduğunu ifade ederek, Kıbrıs konusundaki hassasiyetin 3 yıl bu protokole gösterilmesi durumunda ülkenin kaderinin gidişatının değişeceğini işaret etti.

KKTC-TC Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının içeriğini anlatan Aşıkoğlu, KKTC’ye özgü ürünlerin “pttavm” platformda satışa sunulacağını ve KKTC ürünlerinin tüm dünyaya satılabileceğini kaydetti.

Aşıkoğlu, Ticaret Odası ile işbirliğinde Ocak 2020’den itibaren bunun geliştirileceğini ifade etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam