Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Asgari Ücret Saptama Komisyonu toplandı

Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 2021 yılının ikinci asgari ücretini belirlemek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda toplandı. 28 Temmuz Çarşamba günü gerçekleştirilen ilk toplantının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Koral Çağman, iş

Published

on

Asgari Ücret Saptama Komisyonu toplandı

Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 2021 yılının ikinci asgari ücretini belirlemek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda toplandı.

28 Temmuz Çarşamba günü gerçekleştirilen ilk toplantının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Koral Çağman, işveren ve işçi temsilcilileriyle ayrı ayrı toplantı gerçekleştirmişti.

Çağman, asgari ücret belirlenirken açlık sınırının göz ardı edilmeyeceğini belirtmişti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Eczacılar Birliği: “Sosyal devlet anlayışı, ihtiyaç sahibi kesimlerin sağlık hizmetlerine ulaşma hakkını korumayı gerektirir”

Published

on

By

Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği (KTEB) Başkanı Duygu Adahan Kuran, son günlerde, kamu hastanelerinden ilaç alan sigortalı, emekli hastalardan ilaç bedelinin yüzde 20’sinin talep edildiği yönünde bilgiler geldiğini, bu kararın özellikle dar gelirli, kronik hastalığı olan ve desteğe ihtiyaç duyan vatandaşları doğrudan etkilediğini kaydetti.

Kuran, KTEB Yönetim Kurulu adına yaptığı yazılı açıklamada, mevcut ekonomik koşullar altında, ilaca erişim zaten zorluyken böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesinin emekli vatandaşlar için ciddi mağduriyet yaratabileceğini belirtti.

Kuran açıklamasında şunlara yer verdi:

“Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar göz önünde bulundurulduğunda, vatandaşlarımızın temel sağlık hizmetlerine erişiminin zorlaştırılmaması gerektiğine inanıyoruz. Sosyal devlet anlayışı, özellikle ihtiyaç sahibi kesimlerin sağlık hizmetlerine ulaşma hakkını korumayı gerektirir.

Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği olarak, ilgili bakanlıklardan bu kararın yeniden değerlendirilmesini ve hastalardan katkı payı alınmaması yönünde adım atılmasını talep ediyoruz.

Ayrıca, yine basında yer alan ilaç kriziyle ilgili olarak, özellikle yeşil reçeteye tabi ilaçlarda ithalata bağlı ciddi sıkıntılar yaşandığı görülmektedir. Bu durum, hastaların tedavi süreçlerini olumsuz etkilerken, sağlık sistemi açısından da önemli bir risk oluşturmaktadır. Sorunun daha fazla derinleşmeden çözülmesi adına bir an önce gerekli adımların atılmasını bekliyoruz.

Halkımızın sağlığı için her zaman iş birliğine hazır olduğumuzu da bu vesileyle hatırlatırız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Sağlık turizmi toplantısı yabancı delegelerin katılımıyla yapıldı

Published

on

By

“Kuzey Kıbrıs’ın Sağlık Turizmindeki Rekabet Avantajları” konulu toplantı, 12 ülkeden katılımla Girne’de yapıldı. Toplantıya Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ile Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de katıldı.

Bakanlıktan verilen bilgiye göre, 12 ülkeden 40 delegenin katıldığı toplantı Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı himayesinde, Sağlık Bakanlığı ve Türk Hava Yolları’nın desteğiyle ve Kıbrıs Sağlık Turizmi Konseyi organizasyonuyla Vuni Palace Hotel’de yer aldı.

Toplantıya Sağlık Bakanı Dr. Hakan Dinçyürek, Kıbrıs Sağlık Turizmi Konseyi Başkanı ve Milletvekili Dr. Ahmet Savaşan, Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi Başkanı Dr. Köksal Holoğlu, KITSAB Başkanı Orhan Tolun, Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Dr. Remzi Gardiyanoğlu, Özel Hastaneler Birliği Başkanı Hayat İzel, Üreme Tıbbı Birliği Başkanı Doç. Dr. Savaş Özyiğit, Oscar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Oskar, CEO İbrahim Bağman, THY Kıbrıs Müdürü Pınar Ayvaz Arıkan, Romatem Sağlık Grubu ve bazı üniversite hastanelerinin yöneticileri de katıldı.

Toplantıda Kuzey Kıbrıs’ta robotik rehabilitasyon, fizik tedavi, üreme tıbbı, üniversite hastanelerinin uluslararası standartlardaki hizmet kapasitesi ve THY’nin sunduğu ayrıcalıklar görüşüldü.

Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu açılış konuşmasında, sağlık turizmindeki gelişimin KKTC’de 2015’ten sonra ivme kazandığını, KKTC’nin 2024’te 56 ülkenin üye olduğu Dünya Sağlık Turizmi Konseyi’nin dönem başkanlığını devraldığını belirtti.

Ataoğlu, KKTC’nin konsey başkanlığı döneminde yapılan çalışmaların, yalnızca Kuzey Kıbrıs’a değil küresel sağlık turizmine de katkı sağladığını söyledi.

Bakan Ataoğlu ayrıca ülkede ilk engelsiz otel ve robotik rehabilitasyon merkezinin kurulmasına öncülük etmesinden dolayı Dr. Ahmet Savaşan, yatırımcı Hüseyin Oskar ve Dr. Köksal Holoğlu’nu tebrik etti.

Sağlık Bakanı Dr. Hakan Dinçyürek ise 2025’in sağlıkta pek çok yatırımın yapılacağı bir yıl olacağını, Bakanlık olarak da sağlık turizminin gelişimi için hem mevzuat hem de uygulamada gerekli adımları attıklarını belirtti.

Dr. Ahmet Savaşan da Kıbrıs Sağlık Turizmi Konseyi’nin adadaki sağlık ve turizm sektörünü temsil eden en kapsamlı kuruluş olduğunu söyledi. 2025’in dijital tanıtım ve pazarlama yılı ilan edildiğini anımsatan Savaşan, robotik fizik tedavi, tüp bebek, estetik cerrahi ve kardiyoloji gibi alanlarda 20 ülkede tanıtım faaliyetleri yürütmekte olduklarını kaydetti.

THY Kıbrıs Müdürü Pınar Ayvaz Arıkan, Kıbrıs Sağlık Turizmi Konseyi’yle yapılan iş birliği doğrultusunda KKTC’ye sağlık hizmeti almak için gelecek turistlere özel koşullarda ve indirimli ücretlerle uçuş imkânı sağlandığını açıkladı.

Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi Başkanı Dr. Köksal Holoğlu, KKTC ile iş birliğinin sağlık turizmi açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Holoğlu, Romatem Sağlık Grubu’nun Oscar Grup ile birlikte Kuzey Kıbrıs’a kazandırdıkları robotik fizik tedavi merkezi ve engelsiz otel yatırımlarının sektöre ilham verdiğini belirterek, projeye destek veren tüm yetkililere teşekkür etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

DAÜ-SEN basın toplantısı düzenledi… Hoşkara: “Yükseköğretim, uzun bir süredir krizin eşiğinde”

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, yükseköğretimin uzun bir süredir krizin eşiğinde olduğunu ileri sürerek, yükseköğretim alanında yapılması gerekenleri hatırlattı ve Başbakan Ünal Üstel ile hükümetten DAÜ’deki olumsuz gelişmelere müdahale etmesini istedi.

DAÜ-SEN, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde imzalanan protokol ve yükseköğretim alanı konusunda yaşanan gelişmelerle ilgili basın toplantısı düzenledi. Eziç Lefkoşa’daki toplantıda DAÜ-SEN Yürütme Kurulu üyeleri Hamit Caner, Mustafa Rıza ve Ulaş Gökçe de hazır bulundu.

Yükseköğretimin uzun bir süredir krizin eşiğinde olduğunu vurgulayan Hoşkara, “Bu kriz aslında sahte diplomayla zirveye çıktı. Bununla ilgili haberler yapıldı, iddialarda bulunuldu. Açığa çıkan kısmı var, bize göre açığa çıkmayan kısmı var.” dedi.

Ercan Hoşkara, yükseköğretim alanının etkin bir denetim altında olmadığını dile getirdi.

– Öğretim ücreti harçları…

Yükseköğretimde nitelik sorununun yanında “giderek düşen harç ücretleri” konusuna da değinen Hoşkara, 1000-1500 dolara eğitim verdiğini iddia eden kurumların bulunduğunu ve bununla birlikte ortaya atılan kaçak iş gücü iddiaları olduğunu ifade etti.

Hoşkara, bu rakamlarla eğitim vermenin mümkün olmadığını Türkiye, Kıbrıs ve uluslararası verilerle belirlediklerini dile getirdi.

2018’de başlatılan Yükseköğretim Stratejik Plan çalışmalarının, Kasım 2020’de “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yükseköğretim Strateji Belgesi Eylem Planı” adıyla tamamlandığını ve 4 Şubat 2021 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından onaylandığını belirten Hoşkara, bu stratejik eylem planının en önemli hedeflerinin hayata geçirilmediğini söyledi.

En önemli hedeflerinden birinin üniversiteleri uluslararası standartlara çıkarmak olduğunu belirten Hoşkara, “Bu anlamda da atılması gereken adımların maalesef yüzde 90’ı atılmadı. Bu hedefler de ortaya konulmadı. Gelinen noktada bu plan mutlaka güncellenmeli ve uygulanmalıdır. Aksi takdirde yükseköğretim alanının, içinde bulunduğumuz koşullarda sürdürülebilirliğini sağlamak mümkün olmayacak” dedi.

– “Times Higher Education listesine Kuzey Kıbrıs’tan ilk DAÜ girdi”

“Times Higher Education” derecelendirme ve sıralama listesinde Kuzey ile Güney Kıbrıs’ta faaliyet gösteren üniversitelerle ilgili karşılaştırmalı bazı grafikler ve veriler paylaşan Hoşkara, “Times Higher Education listesine Kuzey Kıbrıs’tan ilk giren üniversite DAÜ’dür.” ifadesini kullandı.

“Bu listede DAÜ ile beraber adanın kuzeyinden Yakın Doğu Üniversitesi ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi de yer alıyor. Adanın güneyinden ise 4 üniversite bu listede bulunuyor.” diyen Hoşkara, 23 üniversiteden sadece üçünün bu listede yer almasına dikkati çekti.

– “Uluslararası standartları takip etmeliyiz”

Hoşkara, veriler bu kadar açık ortada dururken hükümetin konuya duyarsız kalması ve ciddi bir adım atmamasının sorunu derinleştirdiğini savundu. Ercan Hoşkara, “Uluslararası standartları takip etmezsek, sıralama ve derecelendirme sistemlerinin içinde yer almazsak, programları akredite etmezsek yükseköğretim alanını yaşatmak pek mümkün görünmüyor.” dedi.

“Eğer hayatın gerçek noktalarında, pratiğinde, başarı elde edemiyorsanız ve niteliği yakalayamıyorsanız, geride söylenen sözler havada kalıyor.” diyen Hoşkara, eleştirilerde bulundu.

– “Ciddi anlamda bir araştırma fonu ve kamu desteği gerekir”

Ercan Hoşkara, yükseköğretimde gerçek anlamda bir üniversite yaratmanın, araştırmaya dayalı eğitim vermenin ciddi anlamda bir araştırma fonu ve kamu desteğini de gerektiren bir alan olduğunu dile getirdi.

DAÜ’nün “QS Cyprus Üniversity Ranking” sistemine 2025’te dahil olduğuna işaret ederek bazı veriler paylaşan Hoşkara, 2025’te DAÜ’de öğrenci başına düşen maliyetin 6 bin 500 dolar olduğuna işaret ederek, “2028’e kadar tüm tedbirleri aldığımızda bu rakamı 5 bin dolara kadar düşürebiliriz.” şeklinde konuştu.

Hoşkara, Türkiye, Güney Kıbrıs ve OECD ülkelerinde öğrenci başına düşen maliyete de değindi.

– “Bize göre bu, akıl tutulmasıdır”

Ercan Hoşkara, sendika, hükümet ve üniversite yönetimi arasında 4 Nisan 2024 tarihinde imzalanan protokolün 15’nci ayında olduklarını kaydetti. DAÜ’de protokol sonrası tabloda yaşanan gelişmelere değinen Hoşkara, şöyle devam etti.

“Aradan geçen 15 aylık sürede giderlerin kısılmasıyla ilgili hedeflerin yüzde 90’ı gerçekleşmiş durumdadır. Bu gerçekleşmeyle beraber 2025 giderlerinde yaklaşık 900 milyon Türk lirası değerinde azalma olmuştur. Ancak gelir gider arasındaki makas, kapanamayacak. Çünkü üniversitemiz, azalan gelirlerin devam etmesine neden olacak bir karar üretti. Tüm itirazlarımıza rağmen bu karar onaylandı. Yüzde 50 olan burs, yüzde 80’e çıkarıldı. Herhangi bir başarı ve ihtiyaç kriteri aranmadı.”

Sendika olarak böyle bir girişimin intihar niteliğinde ve hata olacağını söylediklerini kaydeden Hoşkara, protokol kapsamında itirazını İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu’nun gündemine getirdiklerini ancak Milli Eğitim ve Maliye bakanlarının itirazlarına kayıtsız kaldığını ileri sürdü.

KKTC vatandaşlarının en fazla ücreti veren noktaya ulaştığına dikkat çeken Hoşkara, “Bize göre bu, akıl tutulmasıdır.” diyerek eleştirilerde bulundu.

– “Sonuç alamadık”

Hoşkara, sendika olarak bir açık mektupla konuyu Başbakan Ünal Üstel’in gündemine getirdiklerini ancak sonuç alamadıklarını aktardı.

“Tablo şunu gösteriyor ki, ne yaparsanız yapın eğer bu yönetim anlayışı aynı şekilde devam ediyorsa ve olayın ciddiyetini dikkate alıp tedbirleri zamanında almıyorsa, yine yapacak bir şey olmayacak.” ifadelerini kullanan Hoşkara, gelirler açısında erime devam etmesi durumunda makasın kapanmasının mümkün olmayacağına dikkat çekti.

DAÜ’nün söz konusu bursu verecek bir mali kaynağının olmadığını dile getiren Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel’i ve hükümeti, hem yükseköğretim alanında yapılması gerekenler için hem de DAÜ’deki olumsuz gelişmelere müdahale edilebilmesi için uyardı.

– Sorular

Soruları yanıtlayan Hoşkara, ilkokulda okuyan KKTC vatandaşı bir öğrencinin devlete maliyetinin 2025 yılında 6 bin dolar olduğunu kaydetti.

Bunun “niyet okumanın” ötesinde, veriye dayalı bir gerçeklik olduğunu ifade eden Hoşkara, “Eğer siz, niyetli veya niyetsiz bu yolda giderseniz sonuç kaçınılmaz bir şekilde olumsuz olur.” dedi.

Başka bir soru üzerine Hoşkara, dört yıllık bir programda harçları kademeli olarak gerçek noktaya çekip, bursları da daha verimli kullanarak gelir-gider dengesini sağlamanın mümkün olduğunu dile getirdi.

“Giderleri azaltırken, ya gelirleri korumamız gerekiyor, ya da arttırmamız gerekiyor.” diyen Hoşkara, gelirleri azaltacak bir hamlenin o programa tamamen ters olduğunu, veriye dayalı, gerçekçi bir tablo içerisinde hareket edilmesi gerektiğini söyledi.

“Kurumu hangi noktadan alıp, hangi noktaya getirdiniz. Mali tablo nereden nereye geldi, ona bakılması gerekiyor.” diyen Hoşkara, bütçe gelir gider dengesinin yalan söylemeyeceğini kaydetti. Hoşkara, bir yöneticinin en büyük görevinin bütçe olanakları içerisinde belirlenen kalite standartlarında kurumu yönetmek olduğunu belirtti.

Hoşkara, başka bir soruyu yanıtında, “Eğer siz bütçe açığı yaratırsanız ve bu bütçe açığını ortadan kaldırmak için alınan bütün tedbirlere rağmen bütçe açığını büyütecek yeni kararlar üretirseniz, burada bir yönetim başarısında söz etmek mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.

DAÜ-SEN Genel Sekreteri Hamit Caner de söz alarak, sendikalaşmanın özel sektörde de yasallaşması gerektiğini dile getirdi. Bugün birçok üniversitede kayıt dışı ödenen öğretim elemanları olduğunu ileri süren Caner, “Esas tehlike sahte diploma değil, kolay diploma.” diyerek denetim eksikliğine dikkati çekti.

DAÜ-SEN Başkanı Hoşkara, yeniden söz alarak sorunları aktarmak konusunda yönetimle görüşmelerin olduğunu ancak karşılık bulmadığını ifade etti. Tüzük değişikliklerinin Anayasa ve yasalara uygun olması gerektiğine değinen Hoşkara, DAÜ yönetimini eleştirdi.Hoşkara, akademisyen olarak “niyet okuma yerine veri okumayı” tercih ettiklerini belirtti.

“Yarın sabah greve gitme gibi bir niyetiniz var mı, kilitler misiniz üniversiteyi?” sorusu üzerine Hoşkara, kendilerine göre grevin DAÜ’ye zarar verebileceğini belirterek, “grev savaş gibidir.” diye konuştu.

“Savaşın kazananı olmaz. Biz o savaşı yaşamak ve kuruma zarar vermek istemiyoruz. Diyalogla, basın toplantısıyla ve veri paylaşarak bu sorunu çözmeyi deneyeceğiz.” diyen Hoşkara, grevin son nokta olduğunu söyledi.

DAÜ-SEN Genel Sekreteri Caner de soruyla ilgili yeniden söz alarak, başından geçen bir olayı anlattı. “Greve gidip ‘kazan kazan’ çıkmazsa her şeyi kaybediyorsunuz.” diyen Caner, greve giderek kazanacakları bir noktaya gelmeleri durumunda tereddütsüz greve gidebileceklerini ve herhangi bir çekincelerinin olmadığını da aktardı.

Devamını Oku

Trending

Reklam