Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Atakan: Halkın Partisi asla hükümette kalmak için gözünü kulağını kapatmadı

Halkın Partisi’nin zaman zaman bulunduğu hükümetlerden çıkması nedeniyle eleştirildiğini söyleyen Tolga Atakan, bunun Halkın Partisi’nin kuruluş felsefesi ve duruşuyla ilgili olduğunu anlattı.

Published

on

Hakikat WebTV yayınına katılan Atakan, mevcut azınlık hükümetinin kişisel çıkarları öncelik gördüğünü ve halkı, ülkeyi esas odak olmaktan çıkardığını anlattı.

Halkın Partisi Milletvekili Tolga Atakan şöyle konuştu:

“Vatandaş her siyasetçinin aynı olmadığını biliyor. Genel olarak siyaset kurumuna karşı bir güven kaybı ve öfke var ama siyasetçiler arasındaki ayrımı iyi yapıyor. Bu seçimde oy verirken özellikle o ayrımı yapmak zorundayız. Bu azınlık hükümet dönemi bize bu beceriksizliğin, iş bilmezliğin ve atılacak yanlış bir adımın nelere mal olabileceğini çok net gösterdi. Bu hükümet ülkeyi bir seçime götürmek için kuruldu. Ekim 2021 seçim tarihi olarak hükümet protokolünde yazıyor. Parti içi ve hükümet ortakları arası çekişmelerin, her kafadan bir ses çıkmasının, yaşanan kakofonin bizlere ağır bir bedeli oldu.
Örneğin bugün güne Tüpgaz’a zam haberiyle başladık. Akaryakıta yeni bir zam konuşuluyor. Bu o iş bilmezliğin sonuçları. TL/Euro dengesi nedeniyle Güney’den insanlar Kuzey’e geçiyordu, film tersine dönüyor. 1 Euro 11 TL oldu ama bizim benzin istasyonlarından yakıt bulamayan vatandaşımız Güney’den benzin alma noktasına geldi. Biz elimizdeki avantajı bile kullanamaz hale geliyoruz. Hükümettekilerin ortaya koyduğu gaile toplumsal değil, kişisel. Bu kişisel menfaatler içinde vatandaş, toplum, ülke esas odak olmaktan çıktı.”  
“Halkın Partisi asla hükümette kalmak için gözünü kulağını kapatmadı.”

Halkın Partisi’nin zaman zaman bulunduğu hükümetlerden çıkması nedeniyle eleştirildiğini söyleyen Tolga Atakan, bunun Halkın Partisi’nin kuruluş felsefesi ve duruşuyla ilgili olduğunu anlattı. HP Milletvekili, “Bu bir yıl içinde yaşananlar ortadadır. Bu süre içinde hükümet içindekiler tarafından bir dik duruş sergilenseydi, amaç koltuklarda kalmak olmasaydı sorunlar da bu derece derinleşmezdi. Biz hiçbir zaman hükümette kalma pahasına gözümüzü kulağımızı kapatmadık. Bizim için öncelik makamlar olmadı; önceliğimiz hep halkın menfaati oldu” diye konuştu.   

“Sıkıntılı dönemde topluma kılavuzluk edebilecek, bir vizyona sahip kişileri Meclis’e göndermeliyiz”

Çok önemli bir döneme girildiğine işaret eden Atakan, Covid sonrası dünyada ciddi bir dalgalanma olduğunu belirtti. Atakan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugüne kadar yaşadığımız ekonomik krizler bölgeseldi. Türkiye’de yaşananın yansımasıydı. Covid sonrası dünyada ciddi bir daralma var. TL kullanıyor olmamız, tanınmıyor olmamız ve finansal aktivite noktasında imkanların kısıtlı olması bizi ekonomik anlamda bağımlı bir yapıya yöneltiyor. Dolayısıyla, şu an dünyada yaşanan krizin 2022 yansımaları çok daha çetin olacak. Bizi zor bir dönem bekliyor. Bunları düşünerek sandığa gitmemiz gerekiyor. Sıkıntılı dönemde topluma kılavuzluk edebilecek, bu yapıyı yönetebilecek, bir birikime ve vizyona sahip olan, kendini değil toplumu düşünen kişileri Meclis’e göndermemiz gerekiyor. Birinci önceliğimiz bu olmalı. Seçim sonrası mevcuttaki gibi bir hükümet kurulursa, Kıbrıs Türk toplumu geri dönüşü mümkün olmayan zararlar görebilir.”  
“Ülkede Başbakan yok ama Cumhurbaşkanı hız kesmeden gezilerini sürdürüyor”

 Şu an ülkede bir Başbakan ve hükümet olmadığını hatırlatan HP Milletvekili Atakan, bu dönemde bile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın gezilerine devam etmesini eleştirdi:

“Sayın Cumhurbaşkanı’nın, daha önce bakanlık da yapmış biri olarak şu an tecrübesini göstermesinin vaktidir ama kendisi bunu yapmayı tercih etmiyor. Sokakta, kahvede, her yerde vatandaşlar bu konuşuluyor. Kimse gitmesin demiyor ama görüyoruz; Cumhurbaşkanları başka bir ülkedeki mevkidaşıyla görüşmeye gittiğinde, eğer ülkesinde bir durum olursa ziyaretini yarıda kesip dönüyor. Bizim Cumhurbaşkanı’mız gezilerini sürdürüyor.”

 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Asgari Ücret Saptama Komisyonu yeniden toplandı… Yeni asgari ücret pazartesi açıklanacak

Published

on

By

Yeni asgari ücret 21 Temmuz Pazartesi açıklanacak.

Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 2025 yılının ikinci asgari ücretini belirlemek üzere bugün yeniden toplandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu başkanlığında saat 12.15’te başlayan toplantıya, işçi ve işveren temsilcileri katıldı.

Bugünkü toplantıda ortaya çıkan öneriler, bugün saat 15.00’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Maliye Bakanı Özdemir Berova ile Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu’nun yapacağı görüşmede ele alınacak. Öneriler daha sonra bugün saat 17.00’de gerçekleştirilecek Bakanlar Kurulu toplantısında değerlendirilecek.

Asgari Ücret Saptama Komisyonu 21 Temmuz Pazartesi günü saat 10.30’da yeniden toplanarak, yeni asgari ücreti açıklayacak.

Öte yandan, geçtiğimiz Çarşamba günü gerçekleştirilen ilk toplantıda salona alınmayan basın mensupları, bu kez toplantı öncesinde salona alındı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Asgari Ücret Saptama Komisyonu toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, 2025’in ikinci asgari ücretinin Pazartesi günü açıklanacağını belirtti.

Gardiyanoğlu, bugün taraflardan alınacak önerilerin saat 15.00’te Maliye Bakanı Özdemir Berova ve Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu ile yapılacak üçlü toplantıda değerlendirileceğini, ardından bulguların Bakanlar Kurulu’na sunulacağını ifade etti.

Geçmiş toplantıda yaşanan mahkeme sürecinin ardından gerekli teknik düzenlemelerin yapıldığını kaydeden Gardiyanoğlu, altı aylık hayat pahalılığı oranının yüzde 17,79 olduğunu ve bu veriler doğrultusunda tüm tarafların önerilerini sunacağını söyledi.

“Asgari ücret sadece devletin değil, işveren ve işçi temsilcilerinin de ortak kararıyla belirlenmelidir” diyen Gardiyanoğlu, oy birliğiyle karar alınmasının en büyük temennileri olduğunu, tüm taraflardan karşılıklı anlayış ve özveri beklediklerini vurguladı.

Toplantı saatinin teknik bir nedenden ötürü bir saat ertelenmesinin bazı çevrelerce yanlış yorumlandığını da belirten Gardiyanoğlu, “Bir gün değil, sadece bir saatlik bir erteleme yaptık. Buna rağmen ciddi tepkiler geldi. Bu da halkın bu masadan çıkacak kararı ne kadar yakından takip ettiğini ve beklentisinin ne denli büyük olduğunu gösteriyor” dedi.

Komisyon’un bilimsel, insani ve dengeli bir karar vermesi için çalıştıklarını ifade eden Gardiyanoğlu, kamuoyunun şeffaf ve doğru şekilde bilgilendirilmesinin önemine de dikkat çekti.

İşveren temsilcisi Cengiz Alp ise asgari ücretin toplumun geniş bir kesimini doğrudan etkilediğini söyledi.

Alp, asgari ücretin yalnızca bir rakamdan ibaret olmadığını; burslardan sosyal yardımlara kadar birçok kalemin bu rakama bağlı olduğunu savundu.

Herkesi memnun edecek bir rakam bulmanın zor olduğuna işaret eden Alp, önemli olanın adil ve dengeli bir ücret belirlemek olduğunu söyledi.

Üçüncü uyruklularla ilgili maaş düzenlemesinin yaklaşık 1,5 yıldır hayata geçirilemediğini de iddia eden Alp, bu konuda artık adım atılması gerektiğini savundu.

Güney Kıbrıs’taki maaş destek uygulamalarına da değinen Alp, hükümetin yalnızca asgari ücreti belirlemekle değil, genel yaşam koşullarını iyileştirmekle de sorumlu olduğu düşüncesini dile getirdi.

“Belirlediğimiz rakam, en düşük ücrettir. Ancak esas önemli olan vatandaşın yaşam kalitesidir” diyen Alp, “Bugün en iyisini yapmaya çalışıyoruz ancak iyiliğin de göreceli bir kavram olduğunu unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.

İşçi tarafını temsilen konuşan Hür-İş Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu da, daha önce mahkemeye taşınan yüzde 7,5’lik artış kararının mahkeme tarafından dayanağı olmadığı gerekçesiyle yanlış bulunduğunu dile getirdi.

Serdaroğlu, Bakanlık tarafından Komisyon’a sunulan verilerin ise 2023 yılına ait olduğunu iddia etti; “2023’ün verileriyle 2025’in asgari ücretini nasıl belirleyeceğiz?” diyerek tepki gösterdi.

Gerçekleşen hayat pahalılığının dikkate alınması gerektiğini söyleyen Serdaroğlu, öngörülen değil, halkın cebinden çıkan reel enflasyonun ücretlere yansıtılması gerektiğini görüşünü aktardı.

Asgari ücretin teoride başlangıç ücreti olması gerektiğini ancak bugün geçim ücreti haline geldiğini de belirten Serdaroğlu, özel sektör çalışanlarının büyük bölümünün bu ücretle yaşamaya çalıştığını söyledi.

Çalışma Bakanı Gardiyanoğlu’nun “Önemli olan piyasayı ucuzlatmaktır” sözünü de hatırlatan ve bu görevin çalışanlara değil, hükümete ait olduğunu savunan Serdaroğlu, ücret artışı öncesinde yapılan elektrik ve akaryakıt zamlarını eleştirdi.

Bazı işveren temsilcilerini de iş barışını bozmakla suçlayan Serdaroğlu, bu kişilerin artık Asgari Ücret Komisyonu’nda yer almaması gerektiğini dile getirdi.

Devletin küçük ve orta ölçekli işletmelere prim ve vergi desteği vermesi gerektiğini söyleyen Serdaroğlu, bazı büyük şirketlerin vergi yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia etti.

“Bu hayat pahalılığı elzemdir, çünkü gerçekleşmiştir. Öngörü değil, doğrudan cebimizden çıkan bir gerçektir. Biz, cebimizden çıkanın yeniden cebimize dönmesini istiyoruz” diyen Serdaroğlu, bunun aksini kabul etmeyeceklerini söyledi.

-Bir önceki toplantıda öneriler alınmış, veriler paylaşılmıştı

Komisyon geçtiğimiz Çarşamba günü gerçekleştirdiği ilk toplantıda, işçi ve işveren taraflarının önerilerini almış, devletin ilgili kurumları tarafından hazırlanan ekonomik verileri taraflarla paylaşmıştı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Haftalık Gıda Denetim sonuçları açıklandı

Published

on

By

Haftalık gıda denetimlerinde ithal ve yerli ürünlerin hiçbirinde limit üstü bitki koruma ürünü içeren numuneye rastlanmadı.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, 11-17 Temmuz 2025 tarihleri arasında, ithal ve yerli ürünlerden numune alınarak yapılan gıda denetimlerinin sonuçlarını açıkladı.

Buna göre; ithal ürünlerde 33 numunenin, yerli ürünlerde ise 19 numunenin tümü temiz olup, hiçbirinde limit üstü bitki koruma ürünü içeren numuneye rastlanmadı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Eğitim Bakanlığı’ndan Rize’deki öğrenci kampıyla ilgili açıklama: “Kampa bakanlık çatısı altında giden öğrenci yok”

Published

on

By

Rize’deki öğrenci kampında sağlık sorunları yaşadığı belirtilen öğrencilerin Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi kamp programında olmadığı açıklandı.

Milli Eğitim Bakanlığı, KKTC’den Rize’nin Fındıklı ilçesine kamp yapmak için giden öğrencilerin sağlık sorunları yaşadığı, bazı öğrencilerin hastanede tedavi edildiğiyle ilgili haberler üzerine açıklama yaptı.

Bakanlığın yazılı açıklamasında, söz konusu kamp organizasyonunun Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi bir organizasyon olmadığı, buraya Eğitim Bakanlığı çatısı altında giden öğrenci bulunmadığı belirtildi.

Söz konusu kampın Milli Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği iş birliğinde yürütülen yaz kampı programları kapsamında da olmadığı kaydedildi.

Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğinde düzenlenen resmi kamp programlarında bugüne kadar herhangi bir sağlık sorunu ya da olumsuzluk yaşanmadığının da belirtildiği açıklamada, resmi kamp programları da paylaşıldı.

Programa göre, 28 Temmuz – 2 Ağustos tarihleri arasında, Rize Fındıklı Gençlik Kampı’na 30 erkek öğrenci, 4 Ağustos – 9 Ağustos tarihleri arasında ise aynı kampa 30 kız öğrenci kafilesi gönderilecek.

Bakanlığın açıklamasında, bu kamp programlarının planlı, güvenli ve öğrencilerin gelişimini destekleyecek şekilde özenle düzenlendiği de vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam