Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Ataoğlu, 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı nedeniyle mesaj yayımladı

Published

on

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı, Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı nedeniyle mesaj yayımladı.

DP Basın Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, 1 Ağustos tarihini “Kıbrıs Türk halkının onurlu geçmişinin ve geleceğe olan umutlarının hatırlandığı özel bir gün” olarak niteleyen Ataoğlu, “1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı, atalarımızın 1571 yılında bu toprakları fethetmesiyle başlayan, 1958’de Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kurulmasıyla güçlenen ve 1976’da Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın kuruluşuyla devam eden özgürlük mücadelesinin bir simgesidir.” dedi.

Tarihin her döneminde Kıbrıs Türk halkının karşılaştığı zorluklar karşısında birlik ve dayanışma içinde olmayı başardığını, kimliğiyle, kültürüyle bu topraklarda var olma mücadelesini sürdürdüğünü kaydeden Ataoğlu, mesajında şu ifadelere de yer verdi:

“Bu süreçte yaşanan onurlu mücadeleler, bugünkü özgürlüğümüzün ve güvenliğimizin temelini oluşturmuştur.Geçmişten günümüze uzanan bu şanlı tarih, bizlere birlik ve beraberliğin önemini bir kez daha hatırlatıyor. Toplumsal dayanışma ruhumuzu koruyarak, karşılaştığımız her türlü zorluğu aşacağımıza ve daha güzel günlere ulaşacağımıza olan inancım tamdır. 1571’den bu yana süregelen mücadelede emeği geçen tüm kahramanlarımıza sonsuz minnet ve şükranlarımı sunarken, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın 66’ıncı ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın 48’inci kuruluş yıl dönümlerini en içten dileklerimle kutluyorum. Birlik ve beraberliğimizi asla kaybetmeyelim.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, 15 Kasım KKTC’nin 42. Kuruluş yıldönümü KKTC’de barışçıl bir anlayışla kutlanırken, Rum gençlerinin, ellerinde Yunan bayraklarıyla, sınır kapılarında, sınıra ve Kıbrıs Türk halkına karşı saldırgan tutum sergilemesini görmezlikten gelmenin mümkün olmadığını belirtti.

Kıbrıs’ta yaşayabilir her türlü çözümün temelini iki devletin oluşturacağını vurgulayan Başbakan Üstel, “Anlaşarak bir çözüme ulaşmasak da, Kıbrıs adasında iyi ilişkilere sahip iki komşu devlet olarak yaşayacağız, var olacağız. Biz buna içtenlikle inanıyoruz.” dedi.

Başbakan Üstel yaptığı açıklamada, “Rum Gençleri, Yunan Bayraklarıyla sınırlarımıza yollayıp, KKTC Bayrağı yaktıranların bu tavrı, Kıbrıs Türk Halkı’na hakaret ve saldırıdır. Bayrak bir devletin, devleti var eden halkın, onur sembolüdür. KKTC Bayrağını yakanlar, yaktıranlar bunu bilmeli, bilmiyorlarsa öğrenmelidir.” ifadelerini kullandı.

Başbakan Ünal Üstel’in açıklaması şöyle;

“KKTC’nin 42. kuruluş yıldönümüne, coşkuyla ve yüksek sorumluluk bilinciyle kutladık.

Kıbrıs adasında varoluş mücadelemizin her sayfasında bir direniş destanı vardır.

1958’leri, 1963’leri, Erenköyü, Geçitkale – Boğaziçi’ni, unutmadık.

Cumhuriyetimizin temellerinde, şehitlerimizin kanı, gazilerimizin tarihi fedakarlıklarının olduğunu hep anımsarız. Yeni nesillere de aktarırız. Ancak bunu, düşmanlık anlayışı hedefiyle yapmıyoruz.

Güney Kıbrıs’ta Rum Toplumunda durum çok farklıdır.

Kıbrıs Rum liderliği, Makarios’tan devraldıkları Megalo İdea mirasıyla adadaki, barışı, huzuru tehdit etmektedir.

Kıbrıs’ta Türk düşmanlığı üzerine siyaset yapan, aşırı sağ, faşist ELAM Partisinin, üçüncü büyük parti konumuna gelmesi, tehdit ve tehlikenin boyutunun somut göstergesidir. Kuzey Kıbrıs’ta ELAM’ın karşılığı olan bir siyasi partimiz yoktur. Çünkü Kıbrıs Türk halkı, barışçıl, çağdaş bir demokrasi kültürüne sahiptir.

Ortodoks Rum Kilisesinin, kontrolündeki Rum Eğitim sistemi, örgün eğitim sisteminin her kademesinde Türk Düşmanlığı aşılıyor.

15 Kasım KKTC’nin 42. Kuruluş yıldönümü bizler barışçıl bir anlayışla kutlarken, Rum gençlerinin, ellerinde Yunan Bayraklarıyla, sınır kapılarında, sınırlarımıza, Kıbrıs Türk Halkına karşı saldırgan tutumunu görmezlikten gelmemiz mümkün değildir.

Kıbrıs adasında komşu iki devletiz.

Yaşayabilir her türlü çözümün temelini iki devlet oluşturacaktır. Anlaşarak bir çözüme ulaşmasak da, Kıbrıs adasında iyi ilişkilere sahip iki komşu devlet olarak yaşayacağız, var olacağız. Biz buna içtenlikle inanıyoruz. Rumların da inanmasını istiyoruz.

Rum halkı, gerçeklerden uzak, Megalo İdea, uzantısı düşüncelerin, kendileri için var yarattığı tehlikeleri görüp, barış için uzanan elimizi görmelidir.

Elimizi, kırılması için değil, barış için uzattık.

Rum Gençleri, Yunan Bayraklarıyla sınırlarımıza yollayıp, KKTC Bayrağı yaktıranların bu tavrı, Kıbrıs Türk Halkı’na hakaret ve saldırıdır.

Bayrak bir devletin, devleti var eden halkın, onur sembolüdür. KKTC Bayrağını yakanlar, yaktıranlar bunu bilmeli, bilmiyorlarsa öğrenmelidir.

KKTC sonsuza dek var olacak, KKTC Bayrağı bu topraklarda, Anavatan Türkiye’mizin bayrağıyla, Türk bayrağıyla birlikte hep dalgalanacaktır.”

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, Güney Kıbrıs’ta dün gerçekleştirilen provokatif gösteri sırasında KKTC bayrağının yakılmasını sert bir dille kınadı. Oğuz, yapılan eylemin nefret saiki taşıdığını ve barışa, huzura, iki toplum arasındaki güven ortamına zarar veren bir provokasyon olduğunu belirtti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 42’nci yıldönümü nedeniyle Güney Kıbrıs’ta düzenlenen protesto sırasında, bir grup Rum gencinin ellerinde Yunan bayraklarıyla Lokmacı sınır kapısı bölgesine yürüdüğü ve yürüyüş boyunca “Türkiye dışarı”, “Türk askeri dışarı” sloganları atarak gerginliği tırmandırdığı görüldü. Grup, protestonun sonunda KKTC bayrağını ateşe verdi.

“RUM TARAFI FEDERAL ÇÖZÜM İSTEMEDİĞİNİ BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ”

Bakan Oğuz, yaşanan olayın Rum tarafının gerçek niyetini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade ederek:

“Bu tür nefret ve saygısızlık gösterileri, Güney Kıbrıs yönetiminin ve gençliğinin federal bir çözüm istemediğinin kanıtıdır. Türk halkına karşı nefretlerini içlerinde taşımaya devam ettiklerini gösteriyor.” dedi.

Oğuz, adada iki toplumun eşit egemenliği temelinde barış içinde yaşama fikrinin gün geçtikçe daha da güçlendiğini, bu tür provokasyonların ise sadece nefret ve ayrışmayı derinleştireceğini söyledi.

“BAYRAK YAKMAK EN BÜYÜK SAYGISIZLIKTIR”

Oğuz, açıklamasında milli sembollere saygının evrensel bir değer olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:

“Bayrak yakmak, bir halkın onuruna, kimliğine ve varlığına saldırıdır. Bu davranış medeniyetle, barışla, insanlıkla bağdaşmaz. Asla kabul edilemez.”

“KKTC’DE BÖYLE PROVOKASYONLAR HİÇBİR DÖNEMDE YAPILMADI”

Ülke içi barış ve güvenliğin her zaman korunduğunu hatırlatan Oğuz:

“Ülkemizde hiçbir dönemde benzer nefret eylemleri yapılmamıştır. İç düzeni sağlamak için gerekli tüm tedbirler alınmaktadır. Provokasyonlara asla izin vermeyeceğiz” dedi.

Oğuz, Kıbrıs Türk halkının hiçbir tahrike kapılmaması gerektiğini, sağduyu ve demokrasi anlayışıyla hareket etmeye devam edeceğini vurguladı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

CTP Genel Sekreteri Erkut Şahali, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın dün yaptığı konuşmayı büyük bir dikkatle dinlediğini belirterek, ilk izleniminin konuşmanın adeta bir toplum sözleşmesi niteliğinde olduğu yönünde oluştuğunu ifade etti. Şahali, Cumhurbaşkanlığı tarafından konuşma metninin tamamının yayımlanmasının ardından metni satır satır okuduğunu ve dinlerken hissettiklerinin okuduktan sonra pekiştiğini vurguladı.

Şahali, Cumhurbaşkanı Erhürman’ın, “Eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğü, demokrasi, refah, güvenlik ve barış tüm halkların olduğu gibi Kıbrıs Türk halkının da hakkıdır. Bu hakları güçlendirmek için ülkemizde gerekli reformları hayata geçirmeye, halkımızı dünyayla ve uluslararası hukukla buluşturmaya; aynı zamanda adada ve bölgede kalıcı istikrar ve barışı sağlamak amacıyla çözüm arayışlarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.” sözleriyle hem çağdaş değerlerin ülkeye kazandırılması hem de Kıbrıs Sorunu’nun çözümüne yönelik kararlılığın altını çizdiğini kaydetti.

Kıbrıs Sorunu’nun özüne ilişkin verilen mesajların, taraf olan herkese açık ve güçlü uyarılar barındırdığına işaret eden Şahali, Erhürman’ın “Kıbrıs Türk halkı bu adanın eşit kurucu ortağıdır. Çözümden hiçbir zaman kaçmadık ama hakkımızdan azına da asla razı olmayacağız.” sözlerinin eşitlik ve hakların korunmasına dair net bir duruş ifade ettiğini belirtti. Şahali, “Varlığımızı, kimliğimizi ve çocuklarımızın geleceğini kimsenin insafına bırakmayacağız. Masadaysak çözüm içindir; masanın dışında ise dünyanın her yerinde haklarımızı savunmayı sürdüreceğiz. Biz bu topraklarda vardık, varız ve çok daha güçlü koşullarda var olmaya devam edeceğiz.” cümlelerinin ise bir toplum liderinin halkına karşı sorumluluklarını açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.

Şahali, Erhürman’ın seçim süreci öncesi, sırası ve sonrasında tutarlı bir çizgide ilerlediğini vurgulayarak konuşmanın bir diğer önemli bölümüne işaret etti. Erhürman’ın “Kıbrıs Türk halkı, siyasi eşitliğinin pazarlık ya da al-ver konusu yapılacağı, zaman sınırlaması olmayan, bugüne kadarki müzakere süreçlerinde defalarca teyit edilmiş yakınlaşmaların yok sayılacağı ve daha önce yaşandığı ve en açık biçimiyle Annan Planı referandumlarında görüldüğü gibi uzun bir sürecin sonunda Kıbrıs Rum liderliğinin retçi tutumuyla karşılaşılması halinde hiçbir şey olmamış gibi bugünkü statükoya geri dönülecek bir süreci kabul etmemektedir.” sözlerini aktaran Şahali, Cumhurbaşkanı’nın Rum liderliğinden gelen karşılığa da net yanıt verdiğini belirtti.

Erhürman’ın “Bunlar lanse edilmeye çalışıldığı gibi benim ya da Kıbrıs Türk halkının ‘ön şartları’ değildir. Bunlar çözüm iradesine sahip ve bu iradesini defalarca kanıtlamış olmasına karşın çözümün gerçekleşmesini sağlayamamış bir halkın bunca yıllık deneyimden sonra ortaya koyduğu çözüm metodolojisinin unsurlarıdır ve çözüm isteği konusunda samimiyet varsa bu böyle kabul edilmelidir.” sözlerini hatırlatan Şahali, bu ifadelerin çözümde samimiyet testinin artık kapıda olduğuna işaret ettiğini söyledi.

Erkut Şahali, tüm bu açıklamalar ışığında Kıbrıslı Türklerin dünyaya konuşan en güçlü sesinin Cumhurbaşkanı Erhürman olduğunu belirterek, 15 Kasım konuşmasının Kıbrıs’a ilgi duyan herkesin posta kutusuna bırakılmış bir mektup niteliği taşıdığını ifade etti.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam