Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Ataoğlu: “2025-2034 KKTC Turizm Master Planı, turizmin anayasasıdır”

Published

on

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin turizm alanındaki geleceğini şekillendirecek 10 yıllık stratejiyi ortaya koyduklarını belirterek, 2025-2034 KKTC Turizm Master Planı’nı “turizmin anayasası” olarak nitelendirdi.

Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı Serhan Aktunç, ekonomik başarının planlı bir gelişmeden geçtiğini söyleyerek, iktisadi bağımsızlığa ulaşabilmek için en önemli sektörünün turizm sektörü olduğunu, bu nedenle de Bakanlık olarak master planını hazırladıklarını belirtti.

Concorde Tower Hotel’de bugün Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı tarafından hazırlanan 2025-2034 KKTC Turizm Master Planı’nın tanıtımı yapıldı.

Lansmanda, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Plan Projesi Koordinatörleri, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı Serhan Aktunç ile Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem Tuna konuştu.

-Ataoğlu: “Her bölgeye uygun model, kapsamlı bir yol haritası”

Bakan Ataoğlu, hazırlanan uzun soluklu çalışmanın, ülke genelinde hangi bölgede ne tür turizm faaliyetlerinin gerçekleştirileceğine dair kapsamlı bir yol haritası sunduğunu vurgulayarak, bölgesel özellikler, nüfus yoğunluğu ve yerel ihtiyaçlar doğrultusunda; otel yatırımları, inanç turizmi, karavan ve çadır turizmi, eğlence alanları ve halka açık plajlar gibi çeşitli alanlarda planlamalar yapıldığını ifade etti.

-“Plan, tüm bakanlıkları ilgilendiren bir çalışma”

Turizmin geniş bir yelpazeye sahip olduğunu belirten Ataoğlu, söz konusu planın yalnızca Turizm Bakanlığı’nı değil, diğer tüm bakanlıkları da yakından ilgilendirdiğini söyledi.

Tarım Bakanlığı’ndan planlı üretime, Ekonomi ve Maliye Bakanlığı’ndan yerel yönetimlere kadar birçok kesimin bu çalışmadan doğrudan fayda sağlayacağını belirten Ataoğlu, “Turizm, ülke ekonomisine çok ciddi bir katma değer sağlayacak. Bugün bütçe açığının yüzde 60’tan fazlasını kapatan turizm sektörünü daha da ileriye taşımak için bu çalışma hazırlandı” dedi.

-“Muharrem Tuna’ya ve tüm katkı koyanlara teşekkür ediyorum”

Çalışmanın hazırlık sürecinde muhtarlar, belediye başkanları, kaymakamlar, üniversiteler ve sektör temsilcileriyle birebir görüşmeler yapıldığını anlatan Ataoğlu, özellikle süreci büyük bir özveriyle yürüten akademisyen Muharrem Tuna’ya teşekkür etti. Ataoğlu, “Gerçekten gece gündüz demeden, bıkmadan usanmadan çok büyük bir özveriyle çalıştı. Ortaya çıkan bu eser onun gayretlerinin sonucudur.” dedi.

-“Süreci ortak akılla yürüttük”

Planın hazırlanışı sırasında yapılan sunumlar, toplantılar ve görüş alışverişlerinin çok verimli geçtiğini aktaran Ataoğlu, yerel yöneticiler ve bölge halkının önerilerine göre şekillenen planın, geniş katılımlı istişarelerle oluşturulduğunu vurguladı. Ataoğlu, “Bu şekilde olması daha doğrudur dedik ve herkesin katkısıyla ortaklaşa şekillendirdik” diye konuştu.

“Plan kalıcı bir rehber olacak”

Konuşmasında hükümetin vizyonuna da değinen Ataoğlu, “Sayın Başbakanımızın her fırsatta vurguladığı bir söz var: ‘Biz hükümete geldiğimizde yapılmayanları yapacağız’ demiştik. Bugün ortaya koyduğumuz bu eser, işte o sözün somut bir karşılığıdır.” dedi.

Çalışmanın hükümetin verdiği güçlü destek sayesinde ortaya çıktığını söyleyen Ataoğlu, “Bugün biz gideriz, yarın kim gelirse gelsin elinde hazır bir çalışma olacak.” diyerek planın kalıcı rehber olacağını vurguladı.

-“10 yıllık yol haritası, detaylı ve uygulanabilir”

Konuşmasının devamında, sunumu yapılan planın, 10 yıllık süreçte adım adım uygulanacak net ve detaylandırılmış bir yol haritası olduğunu belirten Ataoğlu, bu çalışmayla birlikte KKTC’deki turizm altyapısının dünya standartlarına taşınacağını dile getirdi.

Konuşmasının sonunda Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, Bakanlar Kurulu üyelerine ve katkı sağlayan herkese teşekkür eden Ataoğlu, “Katılan, destek veren, emek harcayan herkese canı gönülden teşekkür ediyorum. Bu çalışma, ülkemizin geleceği için atılmış çok önemli bir adımdır.” ifadelerini kullandı.

-Aktunç: “İktisadi bağımsızlığa ulaşabilmek için en önemli sektör, turizm sektörüdür”

Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı Serhan Aktunç ise konuşmasında ülkenin en büyük çarpan etkisine sahip, cari açığın büyük bölümünü karşılayan, kamu maliyesine, istihdama ve daha birçok ekonomik aktiviteye katkı sağlayan turizmin önemini işaret etti.

Ekonomik başarının planlı bir gelişmeden geçtiğini söyleyen Aktunç, iktisadi bağımsızlığa ulaşabilmek için en önemli sektörünün turizm sektörü olduğunu, bu nedenle Bakanlık olarak kendilerinin de planı hazırladıklarını kaydetti.

Aktunç, planı hazırlarken üç önemli konuyu ele aldıklarına dikkat ederek, bunların katılımcılık, sahiplenme ve sürdürülebilirlik olduğunu belirtti.

Tüm sektörlerin içinde olacağı bir plan olmasını istediklerini aktaran Aktunç, hazırlık sürecinde kaymakamlıklardan, belediyelerden, muhtarlardan, üniversitelerden, sivil toplum örgütlerinden temsilcilerle görüştüklerini, turizm paydaşlarıyla bir araya geldiklerini belirti.

Aktunç, kendileri için ikincil olarak planın sahiplenilmesinin önemli olduğunu işaret ederek, “Herkesin sahipleneceği bir plan olmasını istedik. Bu sahiplenmenin hem toplum hem de bu planı yürürlüğe geçiren kişiler tarafından olmasını istedik.” dedi.

Üçüncü önemli konun da sürdürülebilirlik olduğunu dile getiren Aktunç, öncesinde de birçok plan, şura ve çalıştay yapıldığını ancak tümünün tozlu raflarda kaldığını hatırlattı.

-Sekiz ayda 75 toplantı

Aktunç planın sekiz ay boyunca devam ettiğini ve bu süreçte 75 tane toplantı gerçekleştirdiklerini söyleyerek, sadece yerel paydaşlarla değil, Türkiye’den de birliklerle görüşüldüğünü kaydetti.

Konuşmasında turizme dair tüm verileri ortaya çıkardıklarını vurgulayarak, bu verilere göre de çözüm önerilerinin plana eklendiğini belirtti.

Aktunç, amaçlarının turizmin anayasası olacak planı hızlıca Meclis’ten geçirmek olduğunu işaret ederek, plana katkı koyanlara da teşekkür etti.

-Tuna: “KKTC’nin turizm yol haritasının belirlenmesinde ilk olarak turizm vizyonunu belirledik”

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem Tuna lansmanda plan hakkında yaptığı sunumunda, plan çalışmalarının 2024 yılı Temmuz ayında başlayıp, 2025 yılı Mart ayında tamamlandığını belirtti.

Bu süreçte hem KKTC’den hem de Türkiye’nin önde gelen kişi ve kuruluşlarından oluşan paydaşlarla 75 toplantı gerçekleştirdiklerini vurgulayan Tuna, ilk aşamada yazılı kaynakların tarandığını ve KKTC turizmine dair verilerin derlendiğini, sonrasında ise KKTC Turizm Plan çalışmalarının yönetimiyle ilgili kurul ve komiteler oluşturulduğunu kaydetti.

Tuna, KKTC’nin turizm yol haritasının belirlenmesinde ilk olarak turizm vizyonunu belirlediklerini söyleyerek, söz konusu vizyonun “Bütüncül, iş birlikçi, yenilikçi yönetimle; dengeli büyüyen ve toplumun ortak faydalarını gözeten; turizmde sürdürülebilirliği önceliklendiren; iklim değişikliğiyle uyumlu, insan ve çevre üzerindeki baskının kontrol edildiği; ziyaretçilere yıl boyunca farklı deneyimlerin ve kaliteli hizmetin sunulduğu; rekabet gücü yüksek bir destinasyon olmasını sağlamak” olduğunun altını çizdi.

Prof. Dr. Muharrem Tuna sunumunda ayrıca söz konusu vizyona ulaşmak için belirlenen stratejiler, stratejik amaçlar ve politikalar hakkında da bilgi vererek, KKTC 2025 – 2034 Turizm Plan gösterge hedefleri hakkında sayısal veriler aktardı.

Tuna, master planın uygulanmasıyla, 2034 yılı için belirlenen hedeflerin deniz ve havayolu ziyaretçi sayılarının 2024 yılında 2,2 milyondan 2034 yılı sonunda 4,8 milyona çıkarılması; kara, deniz ve havayolu ziyaretçi toplam sayısının 2024 yılında 7,1 milyondan 2034 yılı sonunda 16,2 milyona çıkarılması; otellerde konaklayan kişi sayısının 2024 yılında 1,4 milyondan 20234 yılı sonunda 2,7 milyona çıkarılması; turizm gelirlerinin 2024 yılında 1,9 milyar ABD dolarından 2034 yılı sonunda 3,4 milyar ABD dolarına çıkarılması; geceleme sayısının turizm türlerinin çeşitlendirilmesi sayesinde 2024 yılında 4,3 milyondan 12 milyona çıkarılması; ortalama kalış süresinin 2024 yılında 3.1 günden 2034 yılı sonunda 4.7 güne çıkarılması; ortalama kişi başı harcamanın 2024 yılında 881 ABD dolarından 969 ABD dolarına çıkarılması olduğunu kaydetti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Hasipoğlu: Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam TMK’dır

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını kararı BRT ekranlarında değerlendirdi.

Hasipoğlu, AİHM’in bu kararla bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu teyit ettiğini söyledi.

Kararın, Güney Kıbrıs’ın TMK’yı etkisizleştirme çabalarına güçlü bir yanıt niteliğinde olduğunu belirten Hasipoğlu, TMK’nın varlığını sürdürebilmesi için yapılan ödemelerin ve hükümetin bu konudaki kararlılığının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nin Rum Mediterranean Tours şirketiyle ilgili Türkiye hakkında verdiği kararı değerlendirdi. Hasipoğlu, AİHM’in bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğunu tescillediğini belirtti.

BRT ekranlarında konuşan Hasipoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 67/ 2005 sayılı yasa ile kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK)’nun etkinliğini ortadan kaldırmak için elinden geleni yaptığını söyledi.

Güney Kıbrıs’ın daha öncede benzer bir davayı da AİHM’e götürdüğünü anımsatan Hasipoğlu “ AİHM, bir kez daha etkin iç hukuk yolu olarak TMK’yı gösterdi. Bu önemli bir karardır.” Dedi.

Davaya konu olan mülkün Kapalı Maraş bölgesinde bulunduğunu belirten Hasipoğlu, Rum tarafının bu meseleyi hızla AİHM’e taşıyarak, TMK’nın etkinliğini zayıflatmak ve aleyhte bir karar çıkması durumunda “haksız tutuklamaların” önünü açmayı hedeflediğini belirtti. Hasipoğlu, “Bu karar, AİHM’in Güney Kıbrıs’a tutuklamalar konusunda verdiği sert bir cevaptır. Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam, yargı yolu TMK’dır. Bunun dışında alternatif yoktur.” Dedi.

Kararda, Vakıflar İdaresi’nin davada taraf olmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelmediğinin de tespit edildiğini söyleyen Hasipoğlu, AİHM’in “mülkiyet hakkı ihlalinin giderilmesinde tek çözüm iade değildir, tazminatla da çözülebilir” vurgusunu önemli bulduklarını belirtti.

TMK’nın etkinliğinin büyük ölçüde yapılan ödemelere bağlı olduğunu vurgulayan Hasipoğlu, Ünal Üstel hükümeti döneminde bu konuda ciddi adımlar atıldığını ifade etti.
Hasipoğlu,” Biz bugün TMK’da bu ödemeleri yapmasaydık bizim lehimize olacak bir karar çıkmayacaktı. Bu zamana kadar Rum vatandaşlarına 350 milyon 850 bin sterlin ödeme yapılmıştır. Sadece 2024-2025 yılında Üstel hükümetinin yaratmış olduğu fonla 106 milyon 374 bin sterlinlik ödeme yapılmış ve 230 dava sonuçlandırılmıştır.” İfadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta KKTC Meclis heyetiyle birlikte Strasbourg’da olduklarını belirten Hasipoğlu, Avrupa Konseyi’nde TMK’nın etkinliğiyle ilgili yapılması beklenen bir oylamanın, AİHM kararının açıklanması nedeniyle Aralık ayına ertelendiğini de bildirdi.

Hasipoğlu, Rum tarafının Kıbrıslı Türklerin mallarına vasilik sistemi kurduğunu belirterek “Bütün Kıbrıslı Türklerin mallarını adeta dondurmuş kamulaştırmış, bir kısmını ise hiç kamulaştırmadan GKRY vatandaşlarının tahsisine bırakmış, Kıbrıslı Türklerin mallarının üzerine evler, apartmanlar inşa etmiştir. Her şeyi çözümden sonraya endekslemiş. Biz ise çözümü beklemeden onlara bu ödemeleri yapıyoruz.” dedi.

Avrupa’nın tanımadığı bir devlet olarak Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun içinde kaldıklarını ancak sözde tanınan bir devlet olan GKRY ise TMK’yı yok saymaya devam ettiğini kaydeden Hasipoğlu, Rum tarafının tek taraflı ve hukuka aykırı uygulamaları karşısında karşılıklılık ilkesi gereği ne gerekiyorsa yapılacağını vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

HP Genel Başkanı Özersay: “TMK hala etkili bir iç hukuk yoludur; gecikmeler acilen giderilmeli”

Published

on

By

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından KKTC’deki Kıbrıs Rum mallarına ilişkin bugün açıklanan kararı değerlendiren Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) tüm olumsuzluklara rağmen AİHM tarafından hâlâ etkili bir iç hukuk yolu olarak kabul edildiğini belirterek, “AİHM kararını hafife almak yerine ciddiyetle dikkate almalıyız” ifadelerini kullandı.

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, AİHM kararında başvuru sürecindeki gecikmeler nedeniyle Türkiye aleyhine tazminata hükmedildiğini ancak TMK’nın işlevselliğinin ortadan kalkmadığını belirten Özersay, bu gecikmelerin giderilmesi için acilen önlem alınması gerektiğini savundu.

“Bu konunun şakası yoktur” diyen ve TMK’nın bu çerçevede etkin şekilde değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildiren Özersay, Rum tarafının tutuklamalarla Kıbrıs Türk tarafına uyguladığı baskının mantıksızlığının dünya kamuoyuna anlatılması açısından da bu durumun önemli olduğunu söyledi.

Değerlendirmesinde, AİHM’in Vakıflar İdaresi’nin TMK sürecine taraf olarak katılmasının adil yargılanma hakkını ihlal etmediğini, iadenin taşınmaz hakkı açısından tek çözüm yolu olarak görülmediğini ve Rum tarafının Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının tarafsızlığına yönelik iddialarının da AİHM tarafından yerinde bulunmadığını ileri süren Özersay, TMK’nın geçerliliğinin bir kez daha teyit edildiğini vurguladı.

İdari gecikmelerin giderilmemesi halinde ileride daha ciddi sorunların yaşanabileceğini belirten Özersay, Komisyonun etkinliğinin artırılması için düzenli bir fon sistemi oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı’ndan AİHM kararına ilişkin açıklama: “TMK etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildi”

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bugünkü K.V. Mediterranean Tours Limited kararına ilişkin açıklama yaparak, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildiğine vurgu yaptı.

Açıklamada, AİHM’in söz konusu kararında, Kapalı Maraş’taki bir taşınmaza ilişkin hak iddialarını içeren başvuruyu değerlendirirken, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki haklarını ileri sürmek isteyen Kıbrıslı Rumlar için etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit ettiği belirtildi.

AİHM’in ayrıca, taşınmazın Kapalı Maraş’ta bulunması sebebiyle Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi’nin (Evkaf) TMK sürecine taraf edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırı olmadığına kanaat getirdiği ve Yüksek Mahkeme’nin tarafsızlığına yönelik iddiaları reddettiği vurgulandı.

Bakanlık açıklamanın devamında, “Gelinen aşamada, ülkemizdeki mülkiyet rejiminin güvencesi olarak gördüğümüz Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmeye devam etmesi için gerekenin yapılması hususundaki kararlılığımızı bu vesileyle bir kez daha yineleriz” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam