Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Ataoğlu, turizmde bu yılki hedefi açıkladı: 2 milyon üzerinde turist

Published

on

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, 2023’te ülkeye gelecek turist sayısının 2 milyonun üzerinde olmasını hedeflediklerini bildirdi.

Ataoğlu, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen Uluslararası Turizm Borsası (ITB) Fuarı’nda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Kovid-19 salgınından 3 yıl sonra yeniden ITB Fuarı’nda yüz yüze katılım sağladıklarını anlatan Ataoğlu, burada KKTC’nin tarihi zenginliğini, doğal güzelliklerini ve alternatif birçok turizm modelinin var olduğunu göstermek istediklerini belirtti.

KKTC’de turizm alanında Kovid-19 dönemini olumlu bir şekilde atlattıklarını ifade eden Ataoğlu, 2019’un turist sayısına 2022’de ulaştıklarını söyledi.

Ataoğlu, “Ama 2023’teki esas hedefimiz, eğer yine bir aksilik yaşanmazsa ve her şey istediğimiz gibi devam ederse 2019 ve 2022’den daha da fazla turistin ülkeye gelmesi ve 2 milyonun üzerine çıkmaktır.“ dedi.

– Alternatif turizm modellerini zenginleştirme çalışması

Ataoğlu, KKTC’deki otellerin dünyadaki mevcut otellerle yarışabildiğini ve ülkede alternatif turizm modellerini zenginleştirmeyi hedeflediklerini aktardı.

KKTC’de otellerin çok lüks olduğunu vurgulayan Ataoğlu, “Dünyayla yarışır durumda olduğumuzdan her zaman övünerek bahsediyoruz. Bunu daha da artırmak için çalışmalarımıza başladık. Alternatif turizm modellerini zenginleştirmek için yine çalışmalarımız devam ediyor.” diye konuştu.

Ataoğlu, birkaç ay içinde yeni havalimanının açılmasıyla da turist sayısını artırmayı hedeflediklerini dile getirerek, son günlerde Türkiye’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Almanya, Rusya, İngiltere ve Türkiye’nin değişik kanallarında KKTC’yi tanıtıcı reklam çalışması yapıldığını, bundan ciddi geri dönüşler aldıklarını anlattı.

Çok sayıda Alman turistin KKTC’ye geldiğini vurgulayan Ataoğlu, “Her zaman söylediğimiz şu; anlatmakla değil, yaşamakla KKTC’yi görebilir, tanıyabilirsiniz. Dolayısıyla biz anlattık ama en sonunda yaşattık, yaşattıktan sonra artık artarak da devam etmeye başlayan bir sektör turizm sektörü.” ifadelerini kullandı.

KKTC‘de turizm sürdürülebilir boyutta

Bakan Ataoğlu, turizm alanında iddialı olduklarını, bunun için yapılması gereken neyse yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti:

“Yeni havalimanı mı? Evet, yapıyoruz, bitmek üzere. Yeni alternatif turizm modelleri mi? Evet, onlar da önümüzdeki günlerde harekete geçecek. Alternatif turizm modelleri derken, bir taraftan otellerin, bir taraftan sağlık turizminin, bir taraftan golf sahalarının, spor turizminin, futbol sahalarının (olduğu), dinamik sektörün gelebileceği, buna benzer birçok olayın altyapısını şimdiden yapıp, ondan sonra bu altyapı (çalışmaları) sonrasında ülkemize bunları (turistleri) getirmektir niyetimiz. Çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çok da verimli geçiyor.”

Turist olarak KKTC’ye gelenlerin konut almaya başladığına işaret eden Ataoğlu, “Şimdi turizm bizde sürdürülebilir boyuttadır. Çünkü bütün olumsuzluklardan, dünyanın ve bazı ülkelerin yaşamış olduğu olumsuzluklardan çok az etkilenen bir Kuzey Kıbrıs. Eğer hal böyle ise ve güvenli bir ülke ise her haliyle güvenli bir ülke ise o zaman herkesin KKTC’ye gelmesi gerekir. Bu da zaten oluyor.” değerlendirmesini yaptı.

Ataoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ülkemizde biz bu turistleri zaman aşımında getirmeye başladıktan sonra 1 haftalık konaklamayı 2 haftaya çıkardığımızda bu, ardından farklı şeyleri doğurdu. Neyi doğurdu. Oraya gelen turistlerin artık orada konut sahibi olmasını doğurdu. Birçok yabancı turist ülkeye geldiğinde konut almaya başladılar. Konut alması da elbette önemli. Çünkü artık onlar orada kalıcı turist oluyor. Siz bir konut aldığınızda sizin konutun orada boş olduğu zaman siz o konutunuzu tanıdıklarınıza, eşinize, dostunuza, arkadaşlarınıza kiralıyorsunuz. Dolayısıyla sizin o konutunuz da turizm sektörünün içine girmiş oluyor. Bunlar da ağırlıklı durumda şu anda.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam