Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Ataoğlu ve Dinçyürek iş birliği protokolüne imza koydu… Amaç, halk sağlığının korunması ve deniz suyunda kirliliğin önüne geçilmesi

Published

on

Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında KKTC genelinde deniz suyu kalitesinin izlenmesi, numune alınması ve analiz edilmesi konularında iş birliği protokolü imzalandı.

Halk sağlığını korumak, Temiz Plaj Projesini desteklemek ve halkı deniz suyu kalitesi hakkında düzenli olarak bilgilendirmenin amaçlandığı protokole Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu ile Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek imza koydu.

İmza töreni, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Hakan Ataöv Toplantı Salonu’nda yapıldı.

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu imza töreninde yaptığı konuşmada, özellikle yaz döneminde denizlerin girilebilecek durumda olup, olmadığıyla ilgili sosyal medya ve basın üzerinden sorular sorulduğunu ifade etti.

Çevre Bakanlığı’nın Sürekli Atık Su İzleme Sistemi ile denize deşarjı olan arıtmaları online izlediğine dikkat çeken Ataoğlu, bir arıza durumunda arıtma sahiplerinin belirlediği teknik ekiplerin uyarıldığını ve arızaların hızlı bir şekilde giderildiğini kaydetti.

Sağlık Bakanlığı ile iş birliği içerisinde yapılacak olan deniz tahlillerinin kamuoyu ile paylaşılacağını dile getiren Ataoğlu, böylece vatandaşların gönül rahatlığıyla denizleri kullanabileceğini söyledi.

Çevre Koruma Dairesi’nin yaptığı çalışma tamamlandığında Seyyar Laboratuvar Araçlarına da sahip olacaklarını ifade eden Başbakan Yardımcısı Ataoğlu, iş birliği içerisinde çok daha hızlı sonuç elde edeceklerini belirtti. Çevre Koruma Dairesi sorumluluğunda Su Tahlil Laboratuvarı’nın da açılacağını kaydeden Ataoğlu, her iki bakanlığın ihbar hatlarının, şikayetlere anında müdahale edeceğini dile getirdi.

-“İnsanlarımızın denizleri özgürce, bedava kullanmalarını sağlayacağız”

Anayasa gereği sorumlulukları dolayısıyla belli bölgelerde beş yıldızlı otellerin plajlarından daha güzel plajlar yaratarak, kontrol ve yönetimini yerel yönetimlere devredeceklerini kaydeden Ataoğlu, bu şekilde insanların denizleri özgürce, bedava kullanmalarını sağlayacaklarını söyledi. Başbakan Yardımcısı Ataoğlu, bu çerçevede girişimleri başlattıklarını duyurdu. Ataoğlu, havuzların tahlil sonuçlarının da yayınlanacağını belirtti.

Protokolün hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür eden Başbakan Yardımcısı Ataoğlu, protokolün hayırlı olmasını diledi.

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de, ülkede sağlık ve çevre adına önemli bir adıma şahitlik ettiklerini belirtti. Yaz sezonu denizlerin, sağlıklı ve güvenilir bir şekilde halkın hizmetinde olmasının önemli olduğunu ifade eden Dinçyürek, sağlıklı bir çevre olmadan insan sağlığından bahsetmenin mümkün olmadığını vurguladı.

Çevre ile sağlığın birbirini tamamlayan, birlikte hareket etmesi gereken iki önemli bakanlık olduğunu dile getiren Dinçyürek, birçok noktada testler yapıp, süratle neticelendirerek, kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşacaklarını söyledi. Halkın da güvenli bir şekilde plajlardan yararlanabileceğini dile getiren Dinçyürek, dikkat edilmesi gereken noktalar konusunda ise öncede uyarı yapacaklarını kaydetti.

-“Bütün plajlarda deniz suyu temizliği dünya standartlarının kabul ettiği limitler içerisinde”

Ülke genelinde 100’ün üzerinde farklı noktadan numune alınarak, yapılan son teste göre, bütün plajlarda deniz suyunun temizliğinin dünya standartlarının kabul ettiği limitler içerisinde olduğunu belirten Dinçyürek, “Bu da hem insan sağlığı hem de turizm açısından çok önemlidir” dedi.

Bu bağlamda imzalanacak protokolle Çevre Bakanlığı ile ortak numuneler alınacağını, Sağlık Bakanlığı’na teslim edileceğini ve süratle neticelendirilerek, kamuoyu ile paylaşılacağını ifade eden Bakan Dinçyürek, Çevre Bakanlığı ile iş birliklerinin sadece deniz suyu ile sınır kalmayacağını söyledi. Sağlıklı çevre ve insan sağlığı noktasında iş birliğini artıracaklarını belirten Dinçyürek, “Daha güvenli, daha temiz bir çevre, daha sağlıklı bir yaşam yaratmak adına var gücümüzle çalışacağız” dedi. Bakan Dinçyürek, protokolün hayırlı olmasını diledi.

Bir soru üzerine Başbakan Yardımcısı Ataoğlu, tahlilleri haftalık olarak yapmayı planladıklarını ifade ederek, gelecek ihbarlara da anında müdahale edeceklerini söyledi.

Sürekli Atık Su İzleme Sistemi kurulduktan sonra denize deşarjı olan bütün arıtmaların online, 24 saat takip edildiğini, uyarıların hem Çevre Koruma Dairesi’ne hem de arıtma sahibinin tayin ettiği teknik ekibin telefonlarına gittiğini kaydeden Ataoğlu, “Dolayısıyla denize deşarj olmadan teknik ekip arızayı giderip, denizlerimizin temiz kalmasına vesile oluyor. Bunun zamanı yoktur, bu sürekli olan bir olay” dedi.

-Dinçyürek: “Denizi kirletmenin süresi yoktur. Biz protokol süresi bitse dahi takiplerimize devam edeceğiz”

Sağlık Bakanı Dinçyürek de, protokolün Aralık 2024’e kadar olan süreyi kapsadığını belirterek, “Fakat denizi kirletmenin süresi yoktur. Biz protokol süresi bitse dahi takiplerimize devam edeceğiz. Kışın denize girmez insanlarımız diye takibi bırakırsak kirlenme kış boyunca devam ederse yazın yaptığımız tahlillerin neticesinin zaten olumsuz çıkacağı ve tedbir almak için de çok geç kalınacağı ortaya çıkacak” dedi.

Dinçyürek, takibi yılın 12 ayına yayarak, özellikle deşarj noktalarında bir kirlenme varsa denizi kirletmesine izin vermeden, erken tedbir alınacaklarını söyledi.

-Müsilaj konusu… Aktolgalı: “Bu yıl sadece Karaoğlanoğlu bölgesinden bir ihbar geldi”

Başka bir soru üzerine Çevre Koruma Dairesi Müdürü Abdullah Aktolgalı, birkaç yıl önce çok sık bir şekilde yatlardan gelen bir müsilaj sıkıntısı olduğunu hatırlatarak, bu yıl ise sadece Karaoğlanoğlu bölgesinden bir ihbar geldiğini kaydetti. Konuyla ilgili koylar ve açık denizler olmak üzere iki türlü şikayet geldiğini ifade eden Aktolgalı, pisliğin genellikle koylara geldiğini belirtti. Aktolgalı, “Bu yıl kendi limanlarımızdan çıkan turistik teknelerden gelen bir olaya rastladık ve tedbirleri aldık” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Karadeniz Kültür Derneği, Yeniboğaziçi ve LAÇ belediyelerinden eş zamanlı plaj temizliği

Published

on

By

Karadeniz Kültür Derneği, Yeniboğaziçi Belediyesi ve Lapta Alsancak Çamlıbel (LAÇ) Belediyesi iş birliğiyle çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla eş zamanlı bir plaj temizliği etkinliği yaptı. 

Karadeniz Kültür Derneğinden verilen bilgiye göre gönüllüler ile belediye ekiplerinin katıldığı etkinlikte bu sabah eş zamanlı olarak iki farklı bölgede  Yeniboğaziçi Belediyesi Plajı ve LAÇ Belediyesine bağlı plajların temizliği yapıldı.

Etkinlikte konuşan Temiz Kumsallar Komitesi Sözcüsü Emin Yazıcı, bugünkü temizlik kampanyasıyla farkındalık oluşturmak istediklerini  belirterek, “Amacımız, gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakmak ve bu konuda sürdürülebilir projeler üretmek” dedi.

Halkın bu tür etkinliklere destek vermesinin çevre bilincinin gelişmesi açısından önemli olduğuna da dikkat çeken Yazıcı, “Temiz bir dünya, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu projemize ortak olan LAÇ Belediyesi, Yeniboğaziçi Belediyesi, Cittaslow ekibi, sosyal gençlik derneğine ve Karadeniz Kültür Derneği yönetimine, üyelerine ve katkı sağlayan tüm duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ederiz.” dedi.

 

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

KKTC’deki öğrencilik yıllarında tadından etkilendiği yaban mersininin Zonguldak’ta üreticisi oldu

Published

on

By

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde yaşayan psikolog Selçuk Kaymak, öğrencilik yıllarında tadından etkilendiği tıbbi ve aromatik bitkilerden yaban mersini (mavi yemiş) yetiştirmeye başladı.

Kentte bir kurumda psikolog olarak görev yapan 31 yaşındaki Kaymak, KKTC’de üniversite eğitimi aldığı yıllarda ilk kez yediği yaban mersininin tadını beğendi.

Çocukluk yıllarından bu yana doğa ve toprakla iç içe büyüyen Kaymak, zaman içerisinde eğitimini tamamlayıp mesleğini eline almasının ardından belirli zamanlarda şehir stresinden uzak kalmak, toprak ve hayvancılıkla uğraşan ailesine katkı sağlamak amacıyla yaban mersini yetiştirmeye karar verdi.

Araştırmalar yapan Kaymak, bu meyveyi yetiştirmek için Litvanya’dan özel olarak toprak, İstanbul’dan da fidanları getirtti. Babasına ait iki dönümlük bahçede üretime başlayan Kaymak, ilk hasadını geçen yıl yaptı.

İşten kalan zamanlarını bahçede geçiren ve bahçeye gelenlere mahsulü doğrudan toplama imkanı da sunan Kaymak, gayretiyle gençlere örnek olmayı hedefliyor.

– “Kesinlikle ticari amaç gütmüyorum”

Selçuk Kaymak, AA muhabirine, köyde doğup büyüdüğünü, doğaya ve toprağa karşı her zaman ilgisinin olduğunu söyledi.

Yaban mersinini ilk kez KKTC’de tükettiğini ve tadını beğendiğini aktaran Kaymak, daha sonraları bununla ilgili araştırmalar yaptığını, mesleğini eline aldıktan sonra da babasının bahçesinde bu işi yapmaya karar verdiğini anlattı.

Kaymak, iki dönümlük arazide çalışmalara başladığını belirterek, “Bin fidanım var. Yaklaşık 2,5 yıldır bu işi tamamen doğal, kendi imkanlarımla, otomasyon sistemim olmadan yapmaya çalışıyorum. Bu yıl ikinci kez hasat ediyorum. Severek yapıp bu işte olmaya çalışıyorum.” dedi.

Toprakla uğraşmayı sevdiğini dile getiren Kaymak, şöyle devam etti:

“Bu işi yapabilir miyim diye düşündüm. Büyük emekler sonucunda bahçeyi kurdum. Bahçeyi kurarken de ailem ve yakınlarımdan destek aldım. Yaban mersini içerisinde zaten bin adet, ‘hobi amaçlı üretim’ olarak geçer çünkü genelde büyük bahçelerde 20-25 bin fidan bulunur. Kesinlikle ticari amaç gütmüyorum. Aileme kazancı oluyor. Benimki hobi, zaman geçirme. Doğayla, toprakla buluşarak kendimi deşarj etme yöntemi olarak bu bahçeyi kullanıyorum. Mesleki olarak söylersem, benim terapi yöntemim. Doğa bizi gerçekten tamir ediyor. Buna her zaman inanırım.”

Kaymak, yaban mersininin, içerdiği yüksek antioksidan, vitamin ve mineral değerleri sayesinde faydalı olduğunu aktardı.

Yaban mersininin özel besleme ve bakım koşulları olduğunu, özel toprak istediğini anlatan Kaymak, meyvenin bakımıyla sabırla ve özenle ilgilendiğini dile getirdi.

Kaymak, bir işi gerçekleştirmek için istekli olmanın önemine işaret ederek, “Bir şeyi yapabilme gücü insanların içinde varsa kesinlikle bırakmasınlar çünkü ben bunu hissettim ve isteyerek başladım. Fidanlarımı İstanbul’dan getirtip evimin önüne koyduğumda, ‘Bunlar ne?’ diye söylenenler muhakkak olmuştur. Bu hale gelebileceğine kimse inanmamıştır ama ben inanıyordum.” ifadelerini kullandı.

İnanmanın başarmanın yarısı olduğunu vurgulayan Kaymak, “Bu işin severek yapılması gerekiyor. Sadece ticari amaçla bu işi yapacaklarsa yapmasınlar. Bahçemdeki her fidanı tanıyorum. Onların ne durumda olduğunu takip etmeye çalışıyorum.” diye konuştu.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar, Melbourne’daki 20 Temmuz etkinliğine canlı bağlantı ile katıldı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Avustralya’nın Melbourne kentinde North Cyprus Turkish Community of Victoria (Viktorya Kuzey Kıbrıs Türk Cemiyeti) ve bu derneğin Yaşlılar Kolu tarafından düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenine canlı bağlantı ile katılarak Kıbrıs Türk toplumuna seslendi.

Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre etkinlikte, Cumhurbaşkanı Tatar’ın mesajı, salonda bulunan konuklar tarafından ilgiyle karşılandı.

Cumhurbaşkanı Tatar, mesajında, Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesinin önemine vurgu yaparak, Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümünü gururla andıklarını belirtti. Törende katılımcılara, “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nız kutlu olsun” mesajı iletildi.

Törene, Melbourne KKTC Fahri Temsilcisi Hasan Sayar, Türkiye Cumhuriyeti Melbourne Başkonsolosu Doğan Ferhat Işık, geçmişte Melbourne Başkonsolosluğu ve Lefkoşa Büyükelçiliği Müsteşarlığı görevlerinde bulunan Mehmet Seyit Apak, North Cyprus Turkish Community of Victoria Başkanı  Lütfiye Ali, Yaşlılar Kolu Başkanı Emel Hüseyin, Viktorya Kıbrıs Türk Gaziler Derneği Başkanı Hüseyin Sonuç, Cumhurbaşkanlığı Yurt Dışı Kıbrıslı Türkler Komitesi Avustralya üyesi ve Kıbrıs Türk Profesyoneller Odası Başkanı Nevin Hüseyin, iş insanları Yüksel Kemal ve Soner Hüseyin, Kıbrıs Türk asıllı futbolcu Aziz Behic’in babası Yaşar Behic, ve cemiyet mensuplarından Numan Atılgan Turan da katıldı.

Törenin devamında, “geçmişin acı dolu hatıraları paylaşıldı” belirtilen açıklamada, “Mücahitler, esaret ve zulümle geçen yıllardaki yaşanmışlıklarını anlatarak duygu dolu anlar yaşattı. Emel Hüseyin’in kendi yazdığı ‘Karaoğlan’ adlı şiiri okuması ise büyük beğeni topladı” denildi.

Etkinlik, Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümüne özel hazırlanan pastanın kesilmesi ve ikramlarla sona erdi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam