Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Atun: Elektrik indiriminin gerçekleşmesi için aylık 180 milyon TL’lik bir kaynak bulunması gerekecek

Published

on

Maliye Bakanı Sunat, Atun, KIBTEK’in ürettiği elektrik ücretlerinde indirime gidilmesinin Başbakan Sucuoğlu’nun talimatı ile gerçekleştiğini, ancak bu sübvansiyonun yerine getirilebilmesi için aylık 180 milyon TL’lik ek bir kaynak bulunması gerekeceğini vurguladı.

Maliye Bakanı Sunat Atun yaptığı açıklamada, acı da olsa halka gerçeği söylemenin devletini, halkını seven her siyaset insanın başlıca görevlerinden biri olduğuna inandığı kaydetti.

“Önce gerçekleri görecek, bunları dürüstçe seslendirmekten asla geri kalmayacak, hemen ardından ise halkın yararına çözümler için gerekeni yapacağız. Şiarımız budur.” ifadelerini kullanan Atun, mensubu olduğu hükümete alınması gereken ama alınmayan kararları almak, halkın, sektörlerin kısa ve orta vade sorunlarının aşılmasını sağlamaya katkıda bulunmak, Anavatan Türkiye ile yapılacak samimi, gerçekçi işbirliği ile Kıbrıs Türk halkının mümkün olan en yüksek hızla hak ettiği gelişmişlik seviyesine taşıma çalışmalarına vizyonu ve deneyimleri ile etkin bir şekilde dahil olmak üzere girdiğini belirtti.

HALKA DURUMU VE YAPILABİLECEKLERİ DÜRÜSTÇE AKTARMAYA ÖZEN GÖSTERİYORUM

Bugüne kadar halka, gerek elektrik, gerekse mali, ekonomik koşullardaki durumu ve yapılabilecekleri dürüstçe aktarmaya özen gösterdiğini vurgulayan Atun, açıkladıklarının tamamının arkasında olduğunu söyledi.

Atun şu ifadeleri kullandı:

“Benim Ekonomi ve Enerji Bakanı olarak görev yaptığım 2016 yılı Nisan ayı ile 2018 yılı Şubat ayı arasında KIBTEK’i borcu olamayan, önemli yatırımlarını kendisi yapabilen mali güce erişmiş bir noktaya taşımıştık. Daha sonra 5 Kasım 2021’de Ekonomi ve Enerji Bakanı ve müteakiben 21 Şubat 2022’de KIBTEK’in bağlı olduğu Maliye Bakanı olarak göreve başladığımda ise karşımızda borç batağında, yakıt alamayacak durumda bir Kurum bulduk.

Bunun üzerine ilgili her kişi ile yapılan temaslar, Sayın Başbakanımız ve Bakanlar Kurulumuzun onayı ile yeni tarife düzenlemesi altında artışları yapmak durumunda kaldık. Bu noktada elektrik kurumunun, tüketimleri maliyet düzeyinde faturalandırarak daha fazla görev zararına uğramaması ve bu şekilde kendi mali dengesini sağlayabileceği bir model benimsenmiştir. Sürdürülebilirliğin tek yolunun bu olduğuna dair tereddüttüm yoktur.

Dün Sayın Başbakanımızın talimatıyla, Bakanlar Kurulumuzda elektrik faturalarının sübvansiye edilmesi kararı alındı. Bunun uygulanabilmesi, Maliye Bakanlığı’nın sübvansiyon için aylık 180 milyon TL’ne denk gelen bir kaynağı bulmasını zorunlu kılmaktadır. İlk ay için bu kaynağın bulunması yönünde her türlü gayreti göstereceğiz.

HALKIMIZ GERÇEKLERİ BİLMELİ

Halkımız bilmelidir ki bu sübvansiyonun sürdürülebilir olması için her ay bir ek kaynak bulunmak zorunluluğu vardır. Bütçe açığımız tarihin en yüksek oranlarına ulaşmış durumdadır. Hazinenin borçlanma kabiliyeti de son derece sınırlı hale gelmiştir. Bu kaynağın ancak borçlanma veya bütçemize ek gelir veya ek kaynak sayesinde sağlanabileceği açık nettir. Halkımız bu gerçekleri bilmelidir.”

BAŞSAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ

Atun ayrıca, KIBTEK’in ağır mali zararlar görmesine yola açanlarla ilgili başsavcılığa suç duyurusunda bulunmaya hazırlandıklarını, bu doğrultuda Maliye Teftiş Kurulunu talimat verdiğini açıkladı.

Kurumun uğratıldığı ağır zararların kimsenin yanına kalmayacağını dile getiren Atun, kötü yönetmenin, kamu kaynaklarını batırmanın, halkı yanlış yönlendirmenin hesabının sorulacağını belirtti.

KIBTEK’le ve enerji konusunda son derece şeffaf davranacaklarını belirten Atun, “asla halkımızın, özellikle de gelecek nesillerin zarar göreceği, hatalara, istismarlara izin vermeyeceğiz.” dedi.

 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İsrail’in Gazze’ye saldırılarında, yardım bekleyenlerin de bulunduğu 35 kişi hayatını kaybetti

Published

on

By

İsrail ordusunun, sabah saatlerinden bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda, aralarında yardım için bekleyenlerin de bulunduğu 35 Filistinli yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.

Sağlık kaynakları ve görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail güçleri Gazze Şeridi’nde konutların yanı sıra zorla yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı çadır ve sivillerin toplandığı alanları hedef almaya devam ediyor.

İsrail askerleri, Gazze kentinin güneyindeki Netzarim Koridoru yakınlarında yardım bekleyen sivillerin üzerine ateş açtı. Saldırıda 11 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. Yaralılardan bazılarının durumunun kritik olduğu kaydedildi.

Zeytun Mahallesi’nde Filistinli aileye ait evin bombalanması sonucu biri çocuk, 3 Filistinli yaşamını yitirdi, yaralananlar oldu.

Refah ketindeki ABD-İsrail yardım dağıtım merkezlerinin yakınında bekleyen ve açlıkla boğuşan yüzlerce kişinin üzerine ateş açıldı. Saldırıda 3 Filistinli hayatını kaybetti, 20 kişi yaralandı.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Megazi Mülteci Kampı’nda bombalı saldırı düzenlenen evde 10 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’un Mevasi bölgesinde ise İsrail ordusu iki çadırı hedef aldı. Bombalı saldırıda aralarında çocukların da olduğu 8 kişi hayatını kaybetti.

İsrail, 27 Mayıs’tan bu yana Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yardım kuruluşlarının denetimi dışında, ABD-İsrail güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nı devreye sokarak sözde yardım dağıtımı gerçekleştiriyor.

Ancak bu yapı, BM tarafından tanınmıyor ve Filistinli gruplarca reddediliyor. Hamas, bu sistemi “ölüm tuzakları” olarak nitelendiriyor.

İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’ne giriş sağlayan tüm kara sınır kapılarını kapalı tutuyor. Yardım taşıyan yüzlerce kamyonun geçişi engellenirken, yalnızca sınırlı sayıda aracın Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı’ndan geçmesine izin veriliyor. Oysa Gazze’nin günlük en az 500 yardım kamyonuna ihtiyacı bulunuyor.

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de, yoğun bombardıman, aç bırakma, zorla yerinden etme ve altyapının yıkımı sonucu büyük bir insani felaket yaşanıyor. Uluslararası kamuoyunun ve Uluslararası Adalet Divanı’nın ateşkes çağrılarına rağmen İsrail’in soykırım boyutuna varan saldırıları aralıksız sürüyor.

Devamını Oku

Dünya

İran Atom Enerjisi Kurumu: “Nükleer tesislerin durumu iyi”

Published

on

By

 İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, “nükleer tesislerin durumunun iyi olduğunu ve çalışanlarının moralinin yüksek olduğunu” söyledi.

İran devlet televizyonuna konuşan İslami, ülkedeki nükleer tesislerin son durumuna ilişkin bilgi verdi.

İslami, “Nükleer tesislerin durumu iyi. Çalışanların morali yüksek.” ifadelerini kullandı.

İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, birkaç gün önce, İsrail’in Kum kentindeki Fordo Nükleer Tesisi’ne saldırı sonrasında tesiste küçük çapta hasar oluştuğunu fakat nükleer kirlilik meydana gelmediğini, İsfahan kentindeki Natanz Nükleer Tesisi’ne saldırı sonrasında ise tesis içerisinde nükleer kirlilik meydana geldiğini fakat bu kirliliğin tesisin dışına yayılmadığını söylemişti.

Devamını Oku

Dünya

İran, ABD’nin İsrail’in saldırılarında yer alması halinde yanıt vereceklerini bildirdi

Published

on

By

İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ali Bahreini, “Herhangi bir noktada ABD’nin İran’a yönelik saldırılarda doğrudan yer aldığı sonucuna varırsak ABD’ye yanıt vermeye başlayacağız.” dedi.

Bahreini, BM Cenevre Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliği (ACANU) üyesi gazetecilerle bir araya gelerek İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan çatışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İsrail rejiminin 13 Haziran’dan bu yana İran’a saldırılar düzenlediğini hatırlatan Bahreini, “Bunlar sivil, kadın, çocuk, sivil altyapı hatta ülkemizdeki barışçıl nükleer tesislerini hedef alan İsrail saldırganlığıdır. Bu saldırılar sırasında çok sayıda çocuk ve kadın dahil, yüzlerce masum insan öldürüldü. Sadece İran’da değil, aynı zamanda bölgemizdeki insanların tehlikeli sızıntılara maruz kalması nedeniyle barışçıl nükleer tesislerimiz etrafında büyük bir tehlike var.” diye konuştu.

Bahreini, İsrail’in, ABD’nin yanı sıra birçok Batılı ülke tarafından finansal, lojistik ve askeri alanda desteklenmesini eleştirdi.

İsrail’in, İran’a sebepsiz yere saldırdığını belirten Bahreini, “İsrail bu saldırılar sırasında sivilleri hedef alarak ayrımcılık, orantılılık ve saldırılar hakkında halkın bilgilendirilmesi ilkesini ihlal etti. İsrail, uluslararası hukukun ve insan haklarının tüm normlarını ihlal etti. İran, İsrail saldırılarına karşılık verme konusunda kararlı. Halkımızı, güvenliğimizi ve topraklarımızı savunmada hiçbir şüphe, tereddüt göstermeyeceğiz. Çok ciddi ve güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Şu anda yaptığımız da bu. Kendimizi savunmaktan başka bir şeye odaklanamayız.” ifadelerini kullandı.

Bahreini, ABD’nin, İsrail’in yaptıklarına ortak olduğuna işaret ederek “ABD olmadan İsrail hiçbir şey. İsrail ne yapıyorsa ABD’nin askeri ve istihbarat desteğiyle yapıyor. ABD’nin eylemlerini takip edeceğiz. Herhangi bir noktada ABD’nin İran’a yönelik saldırılarda doğrudan yer aldığı sonucuna varırsak ABD’ye yanıt vermeye başlayacağız.” diye konuştu.

BM Güvenlik Konseyinin yanı sıra diğer uluslararası örgütlerin bu süreçte İsrail’in işlediği suçları durdurma konusunda başarısız olduğuna dikkati çeken Bahreini, uluslararası kuruluşların varlık nedenlerini kaybettiklerini söyledi.

Bahreini, İran’ın nükleer programının barışçıl olduğunu vurguladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam