Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Bağımsızlık yolunda bir ömür: Rauf Raif Denktaş

Published

on

Kıbrıs Türk siyasi tarihinin önemli aktörlerinden Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş yarın 13. ölüm yıldönümünde tören ve etkinliklerle anılacak.

Ömrünü Kıbrıs Türkü’nün bağımsızlık mücadelesine adayan, 1974 Mutlu Barış Harekatı sonrasında Kıbrıs Türk Federe Devleti başkanlığını ve KKTC’nin kurulmasının ardından da Kurucu Cumhurbaşkanlığını yürüten Rauf Denktaş, siyasetçi ve hukukçu kimliğine ek olarak 50’den fazla kitabı bulunan bir yazar ve fotoğrafçıydı.

Rauf Denktaş bir ömür mücadelenin ardından 88 yaşında 13 Ocak 2012 tarihinde vefat etti.

-Annesiz bir çocukluk

Rauf Raif Denktaş, Emine Hanım ve Hâkim Mehmet Raif Bey’in dördüncü ve son çocukları olarak 27 Ocak 1924 yılında Kıbrıs’ın Baf kasabasında dünyaya geldi. Annesi Emine Hanım’ı henüz 1,5 yaşındayken kaybeden Denktaş, babası, anneannesi ve babaannesinin yanı sıra Osmanlı döneminde zaptiyelik yapmış dedesi Şeherli Mehmed tarafından yetiştirildi. Çocukluğu Lefke’nin güneyinde Solya Vadisi olarak bilinen vadi içerisindeki bir tepe üzerine kurulu olan Aybifan köyünde geçti.

İlköğrenimine 1929 yılında Lefkoşa’da Arabahmet Anaokulunda başlayan Denktaş, 1930 yılında babasının yönlendirmesi ile İstanbul’a gitti. Arnavutköy’de ilkokuldan liseye kadar eğitim veren Fevzi Ati Lisesi’nde yatılı okumaya başladı. Ancak ortaokuldan sonra Kıbrıs’a döndü ve eğitimine adada devam etti. Denktaş, 1941 yılında Lefkoşa İngiliz Okulu’ndan mezun oldu.

İngiliz Okulu’ndan mezun olduktan sonra, Mağusa’da tercümanlık, mahkemede memuriyet ve İngiliz Okulu’nda da bir yıl öğretmenlik görevlerinde bulundu. Kıbrıslı Türklerin dertleriyle henüz 18 yaşındayken ilgilenmeye başlayan Denktaş, Halkın Sesi Gazetesi’nde toplumun sorunlarını dile getirmek için yazılar yazmaya başladı. Rauf Raif Denktaş ve Dr. Fazıl Küçük ilk kez Halkın Sesi Gazetesi’nin yayınlanmaya başlaması ile 1942 yılının mart ayında tanıştılar.

– ­­Akın Yılmaz imzasıyla gazete yazıları

Kıbrıs Türk basınında en uzun ömürlü gazete unvanına sahip Halkın Sesi Gazetesi, ilk sayısında ilkelerini “Türk toplumunun haklarını korumak, toplum dertlerini dile getirmek, bağımsız olmak, sömürge idaresi ve Rum emelleri ile mücadele etmek ve Anavatan sevgisini ve ona bağlılığı idame ettirmek” olarak açıkladı. Gazetenin sıraladığı bu ilkeler Denktaş’ın özellikle babası ile geçirdiği zamanlarda ondan ve onun milliyetçi, Atatürkçü arkadaşlarından duyduğu ifadelerle örtüşüyordu. Bu nedenle, Denktaş, Halkın Sesi Gazetesi’nde imzalı, imzasız, bazen de Akın Yılmaz adı altında yazılar yazmaya başladı.

– ­Eğitim için adadan ayrılma

Rauf Raif Denktaş 1944 yılında British Council’dan kazandığı burs ile İngiltere’de Lincoln’s Inn’de hukuk eğitimi aldı. 1947 yılında Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Denktaş, hiç zaman kaybetmeden aynı yıl adaya dönerek avukatlık yapmaya başladı. Denktaş, eğitim için gittiği İngiltere’den döner dönmez yine Dr. Küçük’ün yanında yakın bir dost ve gerektiğinde de danışman olarak çalışmaya başladı.

Denktaş, kendisi henüz dokuz yaşındayken doğan ve “işte nişanlın” diye kucağına verilen Eczacı Münir Bey’in kızı Aydın Hanım’la nişanlandı ve adaya döndükten hemen sonra da evlendi.

-Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkı karşısındaki ilk sınavı

Halkın Sesi Gazetesi’nde yazılar yazmasına rağmen Kıbrıs Türk halkı Denktaş’ı 27 Kasım 1948’de Enosis’e yönelik organize edilen ilk büyük mitingde tanıma fırsatı buldu. Denktaş, Kıbrıslı Türklere ilk kez bu mitingde seslenerek, Kıbrıs Türk siyasi yaşamına da ilk adımını atmış oldu. Denktaş daha sonra verdiği özel bir röportajda, o günü anlatırken “Miting saati geldi, gittik. Selimiye dolmuş, taşmış… Benim de halka ilk hitabım. İlk kez konuşacağım. Güzel bir konuşma yapmışım. Kıyametler koptu. O alkışlar sanırım bizi bu yola itti” ifadelerini kullandı.

Bu süreç sonrasında Denktaş, Kıbrıslı Türklerin hakları için farklı farklı platformlarda aktif olarak mücadeleye başladı. 1948 yılında zamanın Kıbrıs Valisi tarafından kurulan Anayasa Konseyi’nde üye olarak görev aldı. Başta Rum kilisesinin ağır baskısı ile Konsey’e katılan Komünist Akel Partisi daha sonra Konsey’den çekilmesiyle Meclis kapatıldı.

Bu durum sonrasında, Türk temsilcilerin yoğun temasları ile Hâkim Mehmet Zekâ Bey’in başkanlığında “Türk İşleri Komisyonu” kuruldu. Denktaş bu komisyonda da aktif olarak görev aldı. İngiliz Müstemleke İdaresi tarafından gasp edilen hakların iadesi için bir raporun hazırlanmasında etkin rol oynadı. Ancak Başsavcılığa gönderilen rapor, Başsavcılıkta bir Türk savcı olmaması nedeni ile istenen etkiyi sağlayamadı. Bunun üzerine Denktaş, 1949 yılında hukuk bürosundan ayrılarak, savcı yardımcısı olmaya karar verdi.

– Başsavcılığa giden yol

Başsavcılıkta üzerinde çalışılan yasalar ile ilgili çalışmalar 1954 yılına kadar tamamlanamadı. Geçen zaman nedeniyle Denktaş başsavcılığa terfi etti. Denktaş’ın başsavcılığı döneminde, Yunanistan’dan Ada’ya gizlice girmeye çalışan birçok kişi yakalandı. Tüm bunların takibi ve yargıya havale edilmeleri konusuyla Denktaş ilgilendi. Bu durum sayesinde ise Denktaş’ın Yunanistan ve Rum toplumu tarafından adada oluşturulmaya çalışılan yeni yapılandırma hakkında fikir sahibi olmasına yol açtı. İngilizlerin Ada’yı 5-10 yıl içinde Yunanistan’a devredeceğini öngören Denktaş, savcılık görevinden istifa ederek, Dr. Küçük’ün yanında toplum problemlerinin çözümünde daha aktif bir görev benimsedi.

– Kıbrıslı Türklerin örgütlü direnişine öncülük dönemi

Rumların çok yönlü örgütlenmelerine karşılık Kıbrıslı Türkler, adada varlıklarını sürdürebilmeleri ve ENOSİS faaliyetlerine karşı durabilmeleri için tüm Türk kurum ve kuruluşları bir büyük organizasyon altında toplanma kararı alarak, Kıbrıs Türk Kurum ve Kuruluşları Federasyonu’nu kurdular. Rauf Denktaş ise söz konusu Federasyon’un Başkanlığına getirildi.

Aynı yıl Denktaş ve yakın arkadaşları tarafından farklı bir örgütlenmenin daha temelleri atıldı. Lefkoşa’da 23 Kasım akşamı Rauf Denktaş, Burhan Nalbantoğlu ve Mustafa Kemal Tanrısevdi tarafından Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) temelleri atıldı.

Aslında bu teşkilat o güne kadar var olan Volkan gibi istenilen ölçüde etkili olamayan örgütlerin yerini aldı. Zaman içerisinde Denktaş’ın ısrarlı talepleri sonucunda da etkili bir mukavemet teşkilatı (1 Ağustos 1958) haline getirildi. Bu sayede, Kıbrıslı Türklerin siyasi ve mukavemetçi örgütlenmeleri merkezi bir yönetime kavuştu.

– Adada güvenlik sorunu: “Mahalli hükümet bizlerin can ve malını koruyacak durumda değildir”

Halkın Sesi Gazetesi’nin haftalık olarak yayınlanan İngilizce nüshasının hazırlanmasında görev alan Denktaş, 1958 yılında artan EOKA saldırılarına yönelik Kıbrıslı Türkleri mücadele için örgütlemeye devam etti.

Bu dönemde ayrıca İngiliz yönetimine yönelik “27-28 Ocak 1958 Olayları” yaşandı. Halk sonrasında taksimi dillendirmeye başladı.

Güvenlik sorunu yaşayan birçok Kıbrıslı Türk, karma olarak yaşadıkları köylerden Türk nüfusunun yoğunluklu olduğu bölgelere göç etmeye başladılar. Bu dönemde, ada içi göç hareketi ile iki toplum fiili olarak yavaş yavaş birbirlerinden ayrılmaya başladı. Denktaş o dönemde (21 Temmuz 1958 tarihli Hürriyet Gazetesi) yaptığı açıklamada, “Mahalli hükümet bizlerin can ve malını koruyacak durumda değildir” ifadesini kullandı.

– ­Ada’da yeni bir sayfa

Tüm bu yaşananların gölgesinde 11 Şubat 1959 tarihinde Kıbrıs’taki halkların geleceğinde yeni bir sayfa açan Zürih ve Londra Antlaşmaları imzalandı. Antlaşmanın imzalanmasında, Kıbrıslı Türk ve Rumların yanı sıra Birleşik Krallık, Türkiye ve Yunanistan devletleri de yer aldılar. Rum tarafını Başpiskopos Makarios, Türk tarafını ise Dr. Fazıl Küçük temsil etmişti. Resmi olarak 16 Ağustos 1960 tarihinde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıslı Türkler ile Rumların siyasi eşitliklerini içeriyordu.

Londra Konferansı’na katılan Türk heyetinde bulunan Denktaş’ın Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’ya “Makarios bu anlaşmaları er geç yıkacak ve Enosis yoluna çıkacaktır. Burada bir rol oynamaktadır. İleride bu anlaşmaların kendisine zorla kabul ettirildiğini savunarak ortaklığı bozacaktır” yönünde bir değerlendirmede bulundu.

Bu arada, 1960 yılında kurulan ortaklık Cumhuriyeti’nde Denktaş, bu kez de Cemaat Meclisi Başkanlığı ve İcra Komitesi Başkanlığına seçildi. Ancak Cumhuriyet’in kuruluşunun henüz üçüncü yılında yine Rumların saldırıları başladı. 1963 olayları sonrasında Birleşmiş Milletlerde Kıbrıslı Türkler haklarını dünyaya duyurmak isteyen Denktaş, Makarios yönetimi tarafından istenmeyen adam olarak ilan edildi ve Adaya girişi yasaklandı.

– Eve dönüş

1964 Temmuz’unda gizli yoldan Erenköy’e çıkan Denktaş, Erenköy Savaşı’nda yer aldı. Burada iki kez ölüm tehlikesi geçirdi. Daha sonra geldiği gizli yolları kullanarak Ankara’ya geri döndü ve adada yaşananları İnönü Hükümeti’nden anlatarak, askeri müdahale talebinde bulundu. 1967 yılı sonunda gizlice tekrar adaya girmeye çalışan Denktaş, bu sefer Rumlar tarafından yakalandı. Denktaş yakalanma anında yaptığı konuşmayı özel bir televizyona verdiği röportajda şöyle anlattı: “Asker bana niye geldin diye sordu? Ben de ‘kapıdan koymadınız, pencereden gelmeye mecbur oldum. Evime geldim’ dedim” ifadelerini kullandı. Denktaş, Ankara’nın yoğun diplomatik baskıları ile 13 günün sonra Türkiye’ye iade edildi.

Tüm bu zorlu yıllar sonrasında, Denktaş Ada’ya ancak 1968 yıllında normal yoldan gelebildi. Aynı yıl Rum liderlerinden Makarios’un temsilcisi olarak Glafkos Klerides ve Dr. Küçük’ün temsilcisi olarak da kendisi ilk toplumlar arası görüşmelere başladı. 16 Şubat 1973’deki seçimleri kazanan Denktaş, 28 Şubat 1973’de ant içerek Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanlığı görevine başladı.

Ancak tüm bu süreçte devam eden toplumlar arası görüşmelerde beklenen sonuç alınamadı ve 1974 yıllında Türkiye adaya askeri müdahalede bulundu. Askeri harekât sonrasında 1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu ve Denktaş, Devlet’in başkanı seçildi. 1981’de ikinci kez yapılan seçimlerde de Devlet Başkanlığına seçilen Denktaş, 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etti.

1985’te KKTC’nin Cumhurbaşkanı olarak seçilen Denktaş, 1990, 1995 ve 2000 yıllarındaki seçimleri de kazanarak, 2005 yılına kadar Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürdü.

2005 yılındaki seçimlere aday olmayan Denktaş, yaklaşık yarım asır Kıbrıs Türk siyasi yaşamında belirleyici bir rol üstlendi.

– Oğlunun cenazesinde bulunamadı

İngilizce ve Rumcayı çok iyi seviyede bilen Denktaş’ın Aydın Hanımla yaptığı evliliğinden üç kızı ve üç de oğlu oldu. Denktaş, bir kızını henüz iki buçuk yaşında yakalandığı hastalık nedeniyle kaybederken, 7 yaşındaki oğlunu ise bademcik ameliyatı sırasında kaybetti. Kıbrıslı Türklerin hakları için Türkiye’de bulunması nedeni ile oğlunun cenazesine katılamayan Denktaş, bunun acısını röportajlarında hep dile getirdi. Denktaş bir oğlunu da 34 yaşında trafik kazasında kaybetti.

Rauf Denktaş’ın 50’nin üzerinde yayınlanmış kitabı yanı sıra bir de film senaryosu bulunmaktadır. Fotoğrafçılığa duyduğu ilgisi nedeni ile Kıbrıslı Türkler Kurucu Cumhurbaşkanlarını çoğu zaman elinde fotoğraf makinesi ile sıradan vatandaşların portre çekimini yaparken görebiliyorlardı.

13 Ocak 2012 tarihinde vefat eden Denktaş aynı zamanda Türk Dünyası Hizmet Ödülü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından Yılın Adamı Ödülü, Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından verilen Atatürk Uluslararası Barış Ödülü, 20. Yüzyıldan İz Bırakan Halk Önderi Ödülü’nün sahibidir.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Serdar Denktaş, yeni parti kurma çalışmaları başlattığını açıkladı

Published

on

By

Eski Başbakan Yardımcısı, bakan ve milletvekili Serdar Denktaş, aktif siyasete dönme kararı aldığını açıklamasının ardından yeni parti kurma çalışmalarını başlattığını ifade ederek, “Artık ülkede dönüşümü başlatacak, güven verecek, sadece eleştiren değil olması gerekenleri hayata geçirecek bir oluşumla geliyoruz” dedi.

Denktaş’ın iletişim ofisinden yapılan açıklamaya göre, katıldığı canlı yayında konuşan Serdar Denktaş, ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle yaşanan sorunların büyük boyutlara ulaştığını söyledi. Denktaş, “Bu ülke için dertlenen ve elini taşın altına koyacak insanlarla yola çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.

– “Ülke uzun süredir UBP ve CTP arasında sıkışıp kaldı”

Ülkenin uzun süredir UBP ve CTP arasında sıkışıp kaldığını dile getiren Denktaş, siyaset sahnesinin sırasıyla birinin hükümette, diğerinin muhalefette olduğu bir kıskaca girdiğini savundu.

Partinin hem tecrübe sahibi, hem de genç ve dinamik isimlerden oluştuğunu söyleyen Denktaş, “Benim 32 yıllık siyasi tecrübem her zaman tıkanıklıkları aşmak, uzlaşmak ve çözüm üretmek üzerine kurulu olmuştur. Hayata geçirdiğimiz yeni partinin de misyonu öncelikle bu olacak. Ben bir ömür olan siyasi tecrübemi genç arkadaşlarımla paylaşacağım ve sorunlarımıza birlikte çözüm üreteceğiz” ifadelerine yer verdi.

Kuracakları yeni partinin hem merkez sağda hem de merkez solda karşılık bulacağını ifade eden Serdar Denktaş, kurucu kadronun artık şikâyet etmek yerine harekete geçmeyi, eleştirmek yerine değiştirmeyi tercih eden; bu ülke için kaygı duyan, liyakat sahibi kişilerden oluştuğunu söyledi.

– “Sorunlarımıza pratik çözümler üreteceğiz. Herkesi, söylenmeyi bir kenara bırakıp, elini taşın altına koymaya çağırıyoruz”

Kıbrıs sorunuyla ilgili iki devletli çözüm ya da federasyon çıkmazından başka bir yol daha olduğunu ifade eden Denktaş, “Kamplaşmalara bir son verip, sorunlarımıza pratik çözümler üreteceğiz. Ülkenin gidişatından şikayetçi olan, çocukları ve torunlarının bu ülkede mutlu ve huzurlu yaşamaya devam etmesini isteyen herkesi söylenmeyi bir kenara bırakıp, elini taşın altına koymaya çağırıyoruz” dedi.

-“Cumhurbaşkanlığı adaylığım geri planda”

Parti çalışmalarına öncelik verdiği için cumhurbaşkanlığı adaylığının şu anda geri planda olduğunu belirten Denktaş, bu konuya parti ile birlikte karar vereceklerini söyledi.

– “Mülkiyet sorununun çözümü için sürecin uluslararası hukuka taşınması gerek”

Mülkiyet sorunu ile ilgili de açıklamalarda bulunan Denktaş, atılan adımların Rum tarafının çıkarlarına hizmet ettiğini savundu.

Denktaş, mülkiyet sorununun çözümü için iç hukukta düzenleme yapılması ve ardından sürecin uluslararası hukuka taşınması gerektiğini belirtti. Rum tarafının dava açma çağrılarına karşılık Türk tarafının etkisiz kaldığını belirten Denktaş, Güney’de de bir mal tazmin komisyonu kurulması gerektiğini ve Kıbrıslı Türklerin haklarının uluslararası düzeyde savunulması gerektiğini kaydetti.

Devamını Oku

Kıbrıs

KTAMS yarın Sosyal Hizmetler Dairesi’nde 2 saatlik uyarı grevi yapacak

Published

on

By

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) eksiklikler giderilmediği gerekçesiyle yarın Sosyal Hizmetler Dairesi’nin tüm birimlerinde 2 saatlik uyarı grevi yapacağını duyurdu.

KTAMS’dan yapılan açıklamada, uyarılarına rağmen Sosyal Hizmetler Dairesi’ndeki eksikliklerin uzun süredir giderilmediği savunularak, yarın ilgili dairenin tüm birimlerinde 10.00 ile 12.00 saatleri arasında uyarı grevi yapacağı belirtildi.

Açıklamaya göre, KTAMS yetkilileri yarın saat 11.00’de Lefkoşa Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürlüğü önünde grevle ilgili basın açıklaması da yapacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

“Türk Dünyasının Genç Gücü: Bir Millet Üç Devlet Vizyonu Çalıştayı”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının artık uluslararası alanda kendi gençliğiyle kendi düşüncelerini ifade etme özgürlüğüne sahip olduğunu belirtti.

Milli değerler, kültür ve binlerce yıllık tarihleriyle gönül birliği içinde hareket ederek, bundan sonraki süreçte “Bir Millet, Üç Devlet” şiarını ortaya koyacaklarını belirten Tatar, gençlere duyduğu güveni ifade ederek, “Sizler bu süreçte çok şeyleri başarabileceksiniz ve bütün bunlar bizlerin milli birliğine büyük bir güç katacaktır.” ifadesini kullandı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP), Türkiye Cumhuriyeti’nden AK Parti ile Azerbaycan’dan Yeni Azerbaycan Partisi’nin ortak düzenlediği “Türk Dünyasının Genç Gücü: Bir Millet Üç Devlet Vizyonu Çalıştayı”, bugün Girne Acapulco Resort Otel’de başladı.

Saygı duruşu ardından İstiklal Marşı ve Azerbaycan Milli Marşı’nın okunmasıyla başlayan çalıştayda, Ulusal Birlik Partisi, Ak Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi arasında imzalanan protokolün tanıtım videosu izlendi.

Cumurhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, bazı bakanlar, milletvekilleri, UBP Gençlik Kolları temsilcileri, Ak Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi heyeti ile çok sayıda konuk çalıştayda yer aldı.

Çalıştayın açılış konuşmalarını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, UBP Grup Başkanvekili, Çalıştay Genel Koordinatörü Ahmet Savaşan, UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, AK Parti Ankara Milletvekili Zehranur Aydemir, UBP Gençlik Kolları Temsilcisi Mahmut Hüdaverdi, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Yusuf İbiş ve Yeni Azerbaycan Partisi Gençlik Kolları Başkanı Bahtiyar İslamov gerçekleştirdi.

Açılış konuşmalarının ardından toplu fotoğraf çekimi yapıldı.

– Tatar: “Bu mücadelenin altında Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakları var”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, çalıştayda bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi, iki devletli siyaset hakkında bilgi verdi.

Yedi yıl önce federasyonun kapandığını ve iki devletli siyasetin değerlendirmeye alındığını söyleyen Tatar, Annan Planı ve 2017 yılında da Crans Montana görüşmelerinin çökmesiyle, UBP’nin en üst kademesindekilerle yapılan değerlendirmeler sonrasında, yeni bir siyaset olan iki devletli siyasetinin gündeme geldiğini belirtti.

Tatar, benimsenen iki devletli siyaset anlayışını işaret ederek, “Eğer yeniden bir müzakere süreci olacaksa bunun mutlak suretle egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabul edilmesiyle olacağını söyledik.” dedi.

İki devletli siyaset anlayışına Türkiye Cumhuriyeti’nden tam destek aldıklarını anımsatan Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı’nın ise 11 Kasım tarihinde yaptığı toplantıda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Teşkilat’ta gözlemci üye olarak kabul etmesinin tarihi bir gelişme olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, bu statünün KKTC’nin Azerbaycan ile yakınlaşmasına neden olduğunu ifade ederek, süreç hakkında şöyle bilgi verdi:

“Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bizleri Azerbaycan’a davet etmesi, Başbakanımızla orayı ziyaret etmemiz, daha sonra benim onunla ilk resmi olarak görüşmem, daha sonra Şuşa’ya davet edilmemiz ve orada tekrar buluşabilmemiz, kendi bayrağımızla Türk Devletleri Teşkilatı’nın toplantısına yer alabilmemiz önemlidir.”

Tatar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in Azerbaycan Parlamentosu’nda yaptığı konuşmayı da işaret ederek, Aliyev’e “Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin mücadelesi bizim için çok önemlidir” sözleri için kendisine teşekkür etti.

Konuşmasında gençlere hitap eden Tatar, aşama aşama kat edilen tarihi yolun sanıldığı kadar kolay olmadığını da söyledi.

Bu mücadelenin altında Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakları olduğunu ve bu hakların Kıbrıs Türk halkının asli bir unsuru olduğunu kaydeden Tatar, “Burası 1571’lerden 1923 Lozan Antlaşması’na kadar Osmanlı Devleti’nin bir parçası oldu. Kıbrıs Adası’nda Kıbrıs Türk halkı her zaman egemen olmuştur.” dedi.

Tatar, 20 Temmuz 1974’ten sonra adada artık yeni bir dönem başlandığını da işaret ederek, bu süreçte Anavatan Türkiye’nin hep yanlarında olduğunun altını çizdi.

19 Mayıs, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı da işaret eden Tatar, Kıbrıs Türk halkının artık uluslararası alanda kendi gençliği ile kendi düşüncelerini ifade etme özgürlüğüne sahip olduğunu söyledi.

Tatar, adada düzenlenen Teknofest etkinliğini de hatırlatarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni hep birlikte bir bilişim adasına dönüştürebileceklerini kaydetti.

Tüm bunları başarabilmek için gençlerin yeniliklere ayak uydurmasının önemini vurgulayan Tatar, bundan sonraki süreçte sahip olunan gönül birliğiyle, milli değerlerle, kültür ve binlerce yıllık tarihle birlikte hareket ederek, “Bir Millet Üç Devlet” şiarını ortaya koyacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasının sonunda gençlere duyduğu güveni ifade ederek, “Sizler bu süreçte çok şeyleri başarabileceksiniz ve bütün bunlar bizlerin milli birliğine büyük bir güç katacaktır.” ifadesini kullandı.

Gençleri Kıbrıs’ta görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Tatar, “Hepinize sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.” dedi.

– Üstel: “Bugün burada, bir milletin ve üç devletteki gençlerin heyecanını, ruhunu ve vizyonunu buluşturuyoruz”

Başbakan Ünal Üstel de, sözlerine çalıştay vesilesiyle bir arada olmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek başladı.

“Bugün burada bir milletin, üç devletteki gençlerin heyecanını, ruhunu ve vizyonunu buluşturuyoruz.” diyen Üstel, Türk dünyası ile olan ilişkilerin 2022 yılından sonra tarihi bir eşiğe geçtiğini kaydetti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmasının yalnızca bir diplomatik gelişme olmadığını belirten Üstel, “Bu adım yıllar sonra bir gönül coğrafyasının yeniden kucaklaşması olmuştur. Yüzyıllardır ihmal edilen bağların ayağa kalkışı olmuştur. Bu ayağa kalkış, Anavatan Türkiye’nin desteği ve onun öncülüğüyle gerçekleşmiştir. Şimdi bu dirilişe yürekten destek veren, bir kardeş daha katılmıştır. Onun adı da can Azerbaycan’dır.” diye konuştu.

Anavatan Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan’ın Kıbrıs Türk halkına gösterdiği ilginin devletler düzeyindeki ilişkileri de kısa sürede tarihi bir zirveye taşıdığını belirten Üstel, karşılıklı ziyaretlerin başladığını, siyasi ilişkilerin güçlendiğini, ekonomik temasların arttığını ve kültürel bağların derinleştiğini kaydetti.

Ulusal Birlik Partisi, Ak Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi arasında imzalanan protokole değinen Üstel, “Bu iş birliği üç devletin gençliğine uzanan bir gönül köprüsü kurmuştur. İşte bu çalıştay, o gönül köprüsü üzerine inşa edilmiştir.” dedi.

“Tek Millet, Üç Devlet” anlayışının yalnızca bir slogan değil, bir vizyon olduğunu belirten Üstel, bu vizyonun öznesinin ise gençler olduğunu belirtti.

“Bu salonda gençlik vardır. Sevgi, saygı, gönül bağı ve sarsılmaz bir kardeşlik vardır.” şeklinde konuşan Üstel, gençlerin artık birlikte düşündüklerini, birlikte öğrendiklerini ve birlikte ortak bir gelecek kurduklarını dile getirdi.

– “Bu geleceğe gençlerle yürüyoruz”

Kıbrıs Türk halkının dünyada hak ettiği yeri alması ve haksız izolasyonların kaldırılması için çok uğraş verdiğini belirten Üstel, geçmişte yaşanan süreçlere değindi.

Kıbrıs Türk halkının izolasyonlara rağmen dimdik ayakta kaldığını belirten Üstel, Azerbaycan halkının da yıllarca Karabağ’da uğradığı işgale karşı susmadığını, sabırla, inançla ve kararlılıkla yürüdüğünü anımsattı.

Üç devletin tarihin farklı zamanlarında ama aynı değerler uğruna savaştığını belirten Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki ‘KKTC’nin tanınma” çağrısını anımsattı.

Tanınma çağrısına Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de açık destek verdiğini hatırlatan Üstel, Türk Devletleri Teşkilatı’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ettiği konuma ulaşması için cesur ve ilkeli bir duruş sergilediğine değindi.

Rum tarafının Türk Devletleri Teşkilatı’na baskı kurmaya çalıştığını belirten Üstel, “Ama Anavatan Türkiye ve kardeş Azerbaycan bu baskılara geçit vermedi.” dedi.

“Aynı hedefe yürüyen üç gençlik teşkilatının burada buluşması, hepimiz için bir umut kaynağı. Ortak geçmişten ortak geleceğe yürüyoruz. Bu geleceğe gençlerle yürüyoruz. ” diye konuşan Üstel, çalıştayın gerçekleştirilmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

– Savaşan: “Bu birlikteliğin en güçlü teminatı Türk dünyasının enerjisi, umudu ve geleceği olan gençlerdir”

UBP Grup Başkanvekili, Çalıştay Genel Koordinatörü Ahmet Savaşan, “Türk Dünyasının Genç Gücü: 1 Millet 3 Devlet Vizyonu” Çalıştayı’nda Türkiye, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin genç temsilcilerini bir araya getirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Çalıştayın sadece üç kardeş devletin gençlik buluşması olmadığını işaret eden Savaşan, etkinliğin aynı zamanda ortak tarihin, kültürün ve geleceğin genç akılla yeniden yoğrulmasının başlangıcı olduğunu kaydetti.

“‘Bir Millet, Üç Devlet’ anlayışı, sadece bir söylem değil; gönül birliğimizin, kader ortaklığımızın ve stratejik vizyonumuzun ifadesidir.” diyen Savaşan, bu birlikteliğin en güçlü teminatının Türk dünyasının enerjisi, umudu ve geleceği olan gençler olduğunun altını çizdi.

Savaşan, çalıştay dolayısıyla kültürden siyasete, dijital dönüşümden eğitime, girişimcilikten gönüllülüğe kadar pek çok başlıkta fikirlerin paylaşılacağını, ortak projelerin geliştirileceğini ve dayanışmanın güçlendirileceğini söyleyerek, “Her bir oturumda atılan adımlar, yarının büyük Türk birliğine uzanan yolda kıymetli tuğlalar olacaktır.” ifadesini kullandı.

Konuşmasında gençlere de seslenen Savaşan, “Sizlerin kararlılığı, üretkenliği ve inancı sayesinde, Türk dünyasının gençliği, sadece kendi toplumlarında değil, uluslararası platformlarda da söz sahibi olacak, örnek teşkil edecek güce ulaşacaktır.” şeklinde konuştu.

Savaşan çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, çalıştay programı hakkında bilgi verdi. Savaşan, konuşmasının sonunda çalıştayın hayırlı olmasını diledi.

– Hasipoğlu: “Bugün bu protokolün ilk büyük etkinliğini gerçekleştiriyoruz”

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, “Türk Dünyasının Genç Gücü: Bir Millet Üç Devlet Vizyonu Çalıştayı”nın bir ilk olduğunu belirterek, ilki gerçekleştirmenin hem zor hem de onur olduğunu ifade etti.

AK Parti, Yeni Azerbaycan Partisi ve Ulusal Birlik Partisi olarak bir süreç başlattıklarını belirten Hasipoğlu, bir protokol imzaladıklarını ve bugün bu protokolün ilk büyük etkinliğini gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Süreç hakkında bilgi veren Hasipoğlu, Başbakan Ünal Üstel’in vizyonuyla çalışmalara başladıklarını, AK Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi temsilcileriyle çalışmalarda bulunduklarını ve anlaşmanın imza aşamasına geldiğini ifade etti.

Hasipoğlu, AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtuluş ve Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Udugov’un adaya gelerek, antlaşmanın ilk tohumlarını attıklarını işaret ederek, daha sonra ise antlaşmanın AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Udagov ve Başbakan Ünal Üstel tarafından imzalandığını söyledi.

Konuşmasında KKTC devletinin uluslararası alanda uğradığı haksızlıkları da işaret eden Hasipoğlu, bu nedenle antlaşmanın hem devlet, hem de bu devleti kuran Ulusal Birlik Partisi için çok önemli olduğunu ifade etti.

Hasipoğlu, antlaşmanın siyasi açıdan partiler anlamında ilk uluslararası anlaşma olduğunu dile getirerek, “Partilerin dış dünyayla ilişkisi, diğer partilerle iletişimi daha kolay olabilmektedir. Örneğin partimiz Avrupa Konseyi’nde, Avrupa Muhafazakârlar Grubu’nda temsil edilmektedir.” dedi.

Geçen yıl Kamboçya’da gerçekleşen Asya Siyasal Partiler Birliği’ne gözlemci olarak katıldıklarını da anımsatan Hasipoğlu, uluslararası alanda daha görünür olmak için diğer Türk devletlerini de kapsayacak şekilde bu tür çalıştaylar düzenlemeye devam edeceklerini söyledi.

Hasipoğlu, çalıştayın organizasyonunda katkısı olanlara teşekkür ederek, bu çalıştayı önemsediklerini çünkü çalıştay sonunda ortaya çıkacak metnin kendilerine bir yol haritası olacağını vurguladı.

Çalıştayı özellikle 19 Mayıs haftasında düzenlediklerine dikkat çeken Hasipoğlu, “Bu vesileyle Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anıyoruz.” dedi.

Hasipoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bağımsızlık benim karakterimdir.” ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın “Size bağımsızlık diyorum, size devletim diyorum” sözlerinin kendileri için önemli olduğunu belirtti.

“Uluslararası alanlarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınsın diyen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda üç kez Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyın diyen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.” diyen Hasipoğlu, KKTC’nin uluslararası alanda hak ettiği yeri alacağına inanç belirti.

Hasipoğlu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın seçildiği günden bu yana iki devletli çözüm politikasından, egemen eşitlikten ve eşit uluslararası statü pozisyonundan ödün vermediğine dikkat çekerek, “Bu vesileyle birinci çalıştayımız hayırlı uğurlu olsun. İnşallah ileriki dönemlerde de Türkiye ve Azerbaycan’da bu çalışmaların tekrarını gerçekleştireceğiz.” dedi.

– Aydemir: “Ortak bir tarih, dil ve kaderi paylaşıyoruz”

AK Parti Ankara Milletvekili Zehranur Aydemir de, bu güüzel programda bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi

Bugün “Bir Millet, Üç Devlet” anlayışı ile bir araya geldiklerini kaydeden Aydemir, ortak bir tarih, dil ve en önemlisi ortak bir kaderi paylaştıklarını dile getirdi.

Bu buluşmayla köklü ve güçlü bağları, ortak hedef ve vizyonlarını bir kez daha vurguladıklarını belirten Aydemir, “Burada, KKTC’deki kardeşlerimiz bizleri çok güzel ağırladılar. Muratağa, Sandallar ve Atlılar Şehitliği ardından da Maraş’ı ziyaret ettik. Varlığımızı ve bağımsızlığımız için verilen çabayı, ödenen bedelleri gördükçe, her bir gencin bu hafızayı diri tutmanın ve gelecek nesillere aktarmanın ne kadar kıymetli olduğunu çok iyi anlıyoruz.” dedi.

Teknofest’in ilk yurtdışı ayaklarından birinin Azerbaycan’da gerçekleştiğini anımsatan Aydemir, çok büyük bir katılım ve coşkuyla gerçekleştiğine değinerek, “Gençler olarak ürettiğimiz projeleri Azerbaycan’daki kardeşlerimize sunma imkanı yakalamıştık.” diye konuştu.

“Bir Millet, Üç Devlet” vizyonunu daha güçlü bir şekilde anlatacaklarını kaydeden Aydemir, konuşmasını Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözünü anımsatarak sürdürdü.

“Azerbaycanlı kardeşlerimiz ve KKTC’li gençlerimiz, bu büyük vizyonun temel taşlarıdır” diyen Aydemir, Türk dünyasının gençliği olarak her alanda omuz omuza hareket etmek zorunda olduklarını ifade etti.

“Yalnızca fikir alışverişinde bulunmak değil aynı zamanda ortak bir ruh ve vizyonun da ortaya konacak kıymetli bir organizasyon olacağına inanıyorum. Birlikte çalışacağız, birlikte üreteceğiz.” ifadelerini kullanan Aydemir, sürdürülebilir projeleri hep birlikte inşa edebileceklerine değindi.

– Hüdaverdi: “Birlikte çalışacağız, birlikte yürüyeceğiz ve birlikte başaracağız”

UBP Gençlik Kolları Temsilcisi Mahmut Hüdaverdi de konuşmasına, “‘Bir Millet, Üç Devlet’ konulu çalıştayımıza hoş geldiniz” diyerek başladı.

UBP Gençlik Kolları adına, AK Partili ve Yeni Azerbaycan Partili kardeşlerini KKTC’de görmekten ve birlikte çalıştaya katılmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Hüdaverdi, “Burası Kıbrıs Türkü’nün öz vatanı… Burası halkımızın kahramanlıklarla dolu, şanlı direnişin, milli ve dini değerlerimize sahip çıkışının sonunda, Anavatan Türkiye’nin büyük desteği ve fedakarlarıyla kurulan bir devlet.” diye konuştu.

Hüdaverdi; Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Kurtuluş savaşını başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 106’ıncı yıldönümünde; Ulusal Birlik Partisi, AK Parti ile Yeni Azerbaycan Partisi gençlerinin katılımıyla “Bir Millet, Üç Devlet” konulu bir çalıştay düzenlenmesinin tesadüf olmadığını, bir ihtiyacın ve ulvi bir amacın gereği olduğunu kaydetti.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur.” sözlerini anımsatan Hüdaverdi, dünyanın bugün her zamankinden daha fazla barışa ve adalete ihtiyacı olduğunu belirtti.

“Kanlı savaşlar, terörizm, gelir adaletsizliği, açlık, susuzluk, doğa katliamı, haksızlıklar, ahlaksızlıklar, kendini büyük olarak gören devletlerin bencilikleri aldı başını gidiyor.” diyen Hüdaverdi, İkinci Dünya Savaşı sonrası, dünyaya barış ve iş birliği getirmesi, uluslararası hukuk ve adalet sağlasın diye kurulan Birleşmiş Milletler’in artık görev yapamadığını dile getirdi.

Hüdaverdi, Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ülke ve yandaşlarının, Birleşmiş Milletleri kendi çıkarları için amacından saptırdığını ve etkisiz bir örgüt haline getirdiğini ifade etti.

Hüdaverdi, Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” saptamasının büyük takdir toplamasının boşuna olmadığını belirtti.

“Dünyayı daha adil, barış içinde yaşanabilir bir yer yapmak için güçlerimizi, kapasitemizi ve enerjierimizi birleştirmeliyiz.” diyen Hüdaverdi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ülkenin kendi bölgesel çıkarları uğruna Kıbrıs’taki gerçekleri görmezden gelmesi nedeniyle hala ambargolar altında olduklarını dile getirdi.

“Hala dünyanın en önemli, enerji ve ticaret yolları üzerinde etkili olabilecek bir konumda bulunan Kıbrıs adasında Türkiye’nin, Türk milletinin etkisi olmasın istiyorlar.” diyen Hüdaverdi, birlikte, çalışacaklarını, birlikte yürüyeceklerini ve birlikte başaracaklarını söyledi.

Hüdaverdi, “Yapacağınız bu çalıştay, sadece bir fikir alışverişi değil; ortak bir ülkü etrafında kenetlenen üç devletin ortaklaşa olarak, emin adımlarla daha güçlü, daha refah bir geleceğe yürüyüşünün ilk adımları olacaktır.” diye konuştu.

– İslamov: “Türk dünyasının gücü, geleceğe olan bakışımız ve birbirimizi tamamlayan kimliğimizdir”

Yeni Azerbaycan Partisi Gençlik Kolları Başkanı Bahtiyar İslamov da, bugün KKTC’de birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

“Bir Millet Üç Devlet Vizyonu”na değinen İslamov, Türk dünyasının gücünün önemli olduğunu ifade etti.

Her üç ülkenin gençleri olarak çağdaş değerler ve ortak bir hedefte birleşmeleri gerektiğini kaydeden İslamov, birlik ruhunun önemine değindi, gelecek hedeflerinden bahsetti.

Türk dünyasının gücünün sadece tarihin geçmişiyle değerlendirilmeyeceğini belirten İslamov, “Türk dünyasının gücü, geleceğe olan bakışımız ve birbirimizi tamamlayan kimliğimizdir.” dedi.

Bir ailenin farklı kollarının gençleri olarak ortak hedeflerde birleşmeleri gerektiğini dile getiren İslamov, bunun kendilerinin en büyük üstünlüğü olduğunu kaydetti.

Liderlerin iradesinin gençler için örnek teşkil ettiğini kaydeden İslamov, Ulusal Birlik Partisi, AK Parti ile Yeni Azerbaycan Partisi’nin ortak düzenlediği çalıştayın önemine dikkat çekti.

Gençlerin ortak değerlerin koruyucuları ve geleceğin kurucuları olduğunu kaydeden İslamov, “Bizim ailemiz, Türk dünyasıdır.” diye konuştu.

– İbiş: “‘Bir Millet, Üç Devlet’ vizyonu ortak bir gelecek inşasını da ifade ediyor”

AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Yusuf İbiş de, çalıştayın hayırlara vesile olmasını diledi.

“Cumhurbaşkanımızla 19 Mayıs etkinlikleri kapsamında Türkiye’deki gençlerimizle bir araya geldiğimiz, çok büyük bir gençlik festivali gerçekleştirdik.” diyen İbiş, konuşmasında çalıştayın önemine değindi, bugün bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi

Organizasyonda emeği geçenlere teşekkür eden İbiş, çalıştay başlığının her şeyi özetlediğini dile getirdi.

“Bir Millet, Üç Devlet” vizyonunun ortak bir gelecek inşasını da ifade ettiğini kaydeden İbiş, bu vizyonun millet iradesinin güçlü bir yansıması olduğuna vurgu yaptı.

AK Parti Gençlik Kolları olarak, güçlü bir geleceğin güçlü bir gençlikten geçeceğine inandıklarını ifade eden İbiş, bunun için mücadele ettiklerini dile getirdi.

Kısa bir süre önce görevi devraldıklarını ve birçok çalışmaya imza attıklarını kaydeden İbiş, “Türk dünyasının gençliği olarak bizler, sadece geçmişin mirasçıları değil bugünün ve geleceğin mimarlarıyız.” dedi.

“Artık yeni bir dünya inşa edilecekse bu salondaki gençlerin söyleyecek çok sözü var.” şeklinde konuşan İbiş, üç devletin gençliği ve tek yürek olarak buradan hep beraber sesleneceklerini belirtti.

Ulusal Birlik Partisi, Ak Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi arasında imzalanan protokole değinen İbiş, “Geçmişte destan yazan ecdadın torunlarıyız. Gelecekte destan yazacak olan da biziz. Buradan yükselen ses Türk gençliğinin sesidir. Biz bu sesi daha da yüksek söyleyeceğiz ve daha da güçlendireceğiz.” ifadelerini kullandı.

Gün boyu devam edecek olan çalıştay, plaket takdimi ve aile hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erecek.

Devamını Oku

Trending

Reklam