Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Başbakan Saner açıkladı: Bayram tatili 9 gün olacak

Başbakan Ersan Saner, hükümetin 19 Temmuz Pazartesi gününün idari tatil verilmesini kararlaştırdığını böylece Kurban Bayramı tatilinin 9 güne çıkacağını açıkladı.

Published

on

Başbakan Ersan Saner,“ hükümetin 19 Temmuz Pazartesi gününün idari tatil verilmesini kararlaştırdığını böylece Kurban Bayramı tatilinin 9 güne çıkacağını ” açıkladı.

Başbakan Saner, kamu çalışanları, kamu emeklileri gibi sosyal sigorta emeklilerinin de yılın ilk altı ayında oluşan hayat pahalılığı nedeniyle Temmuz ayı sonunda maaşlarını yüzde 8.83’lük artışla alacaklarını kaydetti.

Saner, açıklamasında şunları belirtti:

“Hükümetimiz bugün bir değerlendirme yaparak 19 Temmuz Pazartesi gününün kamu çalışanları için idari tatil olarak verilmesini kararlaştırmıştır.
Böylece Kurban Bayramı tatili 9 güne çıkacaktır.
Vatandaşlarımızdan beklentimiz ve dileğimiz salgının henüz atlatılmadığını göz önünde bulundurarak gerekli koşullara uymak suretiyle tatillerini sağlık ve huzur içinde geçirmeleridir.
Öte yandan bazı yanlış değerlendirmeler yapılmaması için şu konuya da netlik getirmek istiyorum; Başbakanlık Devlet İstatistik Kurumu Başkanlığı Haziran ayı sonuna kadar ülkemizdeki hayat pahalılığı oranını %8.83 olarak saptamıştır. Dolayısı ile tüm kamu çalışanları, kamu emeklileri gibi sosyal sigorta emeklileri de Temmuz ayı sonunda maaşlarını yüzde 8.83’lük artışla alacaklardır. Maliye Bakanlığımız tüm ödemelerin günü geldiğinde yapılması için çalışmalarını sürdürmektedir.”
        
        
                    

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı… Gülbahar: “Rum-Yunan ikilisi asla başarılı olamayacak”

Published

on

By

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, “Kıbrıs’ı Helen yapma, Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarma, Kıbrıs Türkü’nü azınlık durumuna düşürme hayalinde olan Rum-Yunan ikilisinin asla başarılı olamayacağını” belirtti.

Gülbahar, Kıbrıs Türk halkının, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın, Türkiye ile birlikte yürümenin, Devleti’ne ve egemenliğine sahip çıkmanın öneminin bilincinde olduğunu kaydetti.

Gülbahar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı.

Gülbahar, mesajında, “Rum-Yunan ikilisinin, Kıbrıs’ı bir Helen adası olarak gördüğünü, Enosis’in, onlar için vazgeçilmez bir ülkü olduğunu” belirterek, “15 Temmuz 1974’te Makarios’a karşı gerçekleştirilen Rum-Yunan darbesi Rum-Yunan hayallerinin ne kadar tehlikeli olduğunu bizlere göstermiştir” dedi.

Gülbahar, “20 Temmuz 1974 sabahı başlayan Kıbrıs Barış Harekatı, Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayallerini yok etmek, Kıbrıs Türk halkını özgürlük ve egemenliğine kavuşturmak için yapıldı. Kıbrıs Türk Barış Harekatı sonucunda üzerinde bir Devlet kurduğumuz, özgürce ve güven içinde yaşadığımız bir coğrafyaya kavuştuk,” diyerek, Kıbrıs Barış Harekatı’nın önemini vurguladı.

“51 yıldır, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin gerçekçi bir anlaşma için elinden geleni yaptığını ama Rum tarafının hayallerinden vazgeçmediğini” ifade eden Gülbahar, Kıbrıs Türk halkının, devletine, 20 Barış Harekatı sonucu elde ettiği özgürlük ve güvenliğine sahip çıkmaması gerektiğini belirtti.

“New York’taki son görüşmede hala federasyondan bahseden, EOKA’cı Rum lider Hristoduludis, AB yoluyla Türkiye’yi, Türk milletini kandıracağını zannediyorsa hayal görüyor” diyen Gülbahar, Kıbrıs’ta ya iki devletli bir çözüm olacağını ya da KKTC’nin Türkiye ile birlikte KKTC’nin tanınma yolculuğuna devam edeceğini söyledi.

Gülbahar, mesajında, “Bugünlere gelmemizi sağlayan ve aramızda olmayan herkesi rahmet, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımızı, Kıbrıs Türk mücahidini, gazilerimizi şükranla anarız” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Eroğlu: “Adada barışın sürmesinin yegâne nedeni Türkiye’nin adadaki etkin askeri varlığı ve tek yanlı müdahale hakkı”

Published

on

By

3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın, Kıbrıs Türkü için kendi vatanlarında, topraklarında, devletinde güvenlik içinde özgürce yaşamak ve geleceğe güvenle bakmak anlamına geldiğini söyledi.

Eroğlu, Kıbrıs’taki gerçeklerin ortada olduğunu belirterek, adada barışın sürmesinin yegâne nedenin Türkiye’nin adadaki etkin askeri varlığı ve tek yanlı müdahale hakkı olduğunu vurguladı.

Eroğlu, “Ada’da iki ayrı coğrafi sınır içinde yan yana yaşayan iki ayrı halk, iki ayrı devlet vardır. Bir anlaşma yapılacaksa bu gerçeklerden hareket edilmelidir.” dedi.

Eroğlu, Barış Harekatı’nın 51. yıldönümü ve Barış ve Özgürlük Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda, Rumlar’ın 1800’lü yılların başında adada hakimiyet kurmak amacıyla başlattığı ve fasılalarla sürdürdüğü Kıbrıs Türkü’nü yok etmeye yönelik planlı saldırıların 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile son bulduğunu anımsattı.

Barış Harekatı sonrasında ulaşılan ve 51 yıldır devam eden huzur ve güven ortamında çözümü en fazla arzulayan, bunun için çaba gösteren tarafın Kıbrıs Türk halkı olduğunu ifade eden Eroğlu, Rum tarafının Türk tarafının çözüm çabalarına hiçbir zaman olumlu yanıt vermediğini ve adanın yönetimini ve zenginliklerini Kıbrıslı Türklerle paylaşmak istemediğini söyledi.

Eroğlu mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Bunun başlıca nedeni ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin işine geldiği için hala Kıbrıs Rum tarafına Kıbrıs Türk Halkı’nın haklarını gasp etmesi için izin vermesidir.

Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini sıfırlamayı düşünen, Kıbrıs Türkü’nden Güzelyurt’un içinde yer alacağı pek çok büyük yerleşim birimi dahil önemli toprak tavizleri koparma peşinde olan, kurulmasını istediği mülkiyet rejimi ile sosyo- ekonomik yaşantımızı darmadağın etmeyi planlayan, hala bize ambargo uygulayan, cep telefonlarının her iki kesimde çalışmasını bile engelleyen Rum tarafı ile bir anlaşma yapmak mümkün değildir. Bu da iki Devlet’in işbirliği yapacağı bir anlaşma yapmak demektir.

Kıbrıs Türk halkı risk alamaz, özgürlüğünü, güvenliğini ne istedikleri net olan Rum-Yunan ikilisi ve Avrupa’nın insafına bırakamaz. Bu riski almaya kalkışanlar büyük hata yapar.

Yapılması gereken Devletimize sahip çıkmak, en büyük gücümüzün egemenliğimiz, özgürlüğümüz, güvenliğimiz anlamına gelen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yüceltmek, halkımızın refah seviyesini artırmaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51’nci yıldönümünü halkımızın Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutlar, Kıbrıs Türkü’nü canları ve kanları pahasına özgürlüğüne kavuşturan ve bugünlere gelmesine imkan sağlayan aziz şehitlerimizi saygıyla anar, kahraman gazilerimize şükranlarımı sunarım.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Üstel: “Cumhurbaşkanımızın zirvede ortaya koyduğu vizyonu ve kararlı duruşu takdirle karşılıyoruz”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın New York’ta düzenlenen 5+1 formatındaki Kıbrıs konulu zirve toplantılarında ortaya koyduğu vizyonu ve kararlı duruşu hükümet olarak takdirle karşıladıklarını belirtti.

Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Başbakan Üstel, Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Anavatan Türkiye ile birlikte Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini, eşit uluslar arası statüsünü ve dünya ile bütünleşme hakkını en üst düzeyde savunduğunu vurguladı.

Üstel açıklamasına şöyle devam etti:

“Türk tarafının sunduğu 6 maddelik iş birliği önerisi, barışa ve sürdürülebilir geleceğe yönelik samimi yaklaşımımızın bir yansımasıdır. Ancak buna karşın Rum Yönetimi süreci tıkayan, güven inşasını sabote eden ve Kıbrıs Türk halkını yalnızlaştırmaya yönelik tutumunu sürdürmektedir.

Rum tarafı, olmayacak taleplerle süreci bilinçli şekilde tıkamakta, müzakereleri çözümün değil, statükonun devamının aracı olarak görmektedir. Masada oturmak onlar için bir çözüm değil, Kıbrıs Türk halkını müzakereye mahkum etme aracına dönüşmüştür.

Ayrıca mülkiyet davalarıyla ekonomimize saldırılması, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun hiçe sayılması, geçiş kapılarıyla ilgili yapıcı çağrıların görmezden gelinmesi ve yabancı yetkililerle temasların engellenmeye çalışılması, iyi niyeti zedeleyen diğer adımlardır.

Uluslararası camia bilmelidir ki; tehdit, baskı, izolasyon ve itibarsızlaştırma politikalarıyla Kıbrıs Türk halkının iradesini yok saymak mümkün değildir. Egemen eşitlik teyit edilmeden ve karşılıklı saygı sağlanmadan ne iş birliği olur ne de kalıcı çözüm mümkündür.

Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar’a kararlı duruşu için teşekkür ediyor; Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’a halkımızın haklı davasına verdikleri destekten ötürü şükranlarımızı sunuyoruz.

Kıbrıs Türk halkı çözümden ve barıştan yanadır. Ancak çözüm egemen eşitliğin tanındığı, hakların teslim edildiği ve güvenin inşa edildiği gerçek bir zemin inşası ile mümkündür.

Duruşumuz nettir: Egemenliğimizden asla taviz vermeden, halkımızın haklarını savunmaya, devletimizi güçlendirmeye ve Anavatan Türkiye ile geleceğe emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz.”

Devamını Oku

Trending

Reklam