Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Başbakan Sucuoğlu:EastMed ölü doğan bir projeydi

Published

on

Başbakan Faiz Sucuoğlu, ABD’nin “Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi (EastMed)” girişiminden desteğini çekmesine ilişkin, “Aklın yolu bir, bu bir akılsızlıktı. İlle de Türkiye ve KKTC’yi baypas etme gayesiydi, kısacası düşmanlıktı. Ekonomik sürdürülebilirliği olan bir proje olmadığı için buna destek verme eğiliminde olan büyük devletler bu desteği çekmiştir” dedi.

Başbakan Sucuoğlu, 11-13 Ocak’ta Türkiye’de gerçekleştirdiği temaslar ve gündeme ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Türkiye’de en üst seviyede ilgi gördüklerini ve çok sıcak bir şekilde karşılandıklarını söyleyen Sucuoğlu, “Özellikle KKTC’nin her yönüyle gelişmesi anlamında Anadolu’nun ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kayıtsız şartsız desteği söz konusudur. (Türkiye ziyaretinde) Siyasi istikrarın çok önemli olduğunu ve siyasi istikrarın arkasından doğal olarak ekonomik istikrarın geldiği ortak görüş olarak ortaya çıktı.” dedi.

Sucuoğlu, KKTC’de 23 Ocak’ta yapılacak erken genel seçimlerde siyasi bir istikrarın çıkmasının, salgının neden olduğu ekonomik krizin bertaraf edilmesi ve yeni ekonomik açılımların sağlanması açısından çok önemli olduğunu ifade etti.

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanı sıra, AK Parti ile MHP milletvekilleri, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekilleri Numan Kurtulmuş ve Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve iş adamlarıyla ayrı ayrı görüştüğünü kaydeden Sucuoğlu, bu görüşmelerde KKTC ile ilgili nelerin yapılabileceğinin görüşüldüğünü, dolu dolu bir ziyaret gerçekleştirdiklerini vurguladı.

“SİYASİ İSTİKRARSIZLIK SEBEBİYLE ESASINDA KKTC VE HALKI KAYBEDİYOR”

Sucuoğlu, Türkiye’deki yetkililerin kendilerine uzun zaman ayırdıklarını ve bunun da ana vatanın KKTC’ye verdiği önemin bir göstergesi olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Türkiye’nin KKTC’den beklentisi, istikrar. Biz maalesef siyasi anlamda son 30-40 yılda istikrarı bir türlü sağlayamadık. KKTC’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin, ne bir İngiliz’den, ne bir Fransız’dan ne de bir Alman’dan geri duran bir tarafı yok. Bizim fazlamız olduğuna inanıyorum, siyasi istikrarsızlık maalesef her şeyi bozuyor. Düşünün son 40-41 yılda 38-39 hükümet değişmiş, bu her şeyi ifade ediyor zaten. Kurulan hükümetlerin çok büyük bir kısmı da 3’lü, 4’lü koalisyon hükümetiydi. Dolayısıyla ekonomide patinaj yapıyorsunuz, projeler bazında da arzu ettiğiniz açılımları zaman bazında yetiştiremiyorsunuz. Siyasi istikrarsızlık sebebiyle esasında KKTC ve halkı kaybediyor.”

Gelecek hafta yapılacak seçimlerin ardından 5 yıllık istikrarlı bir yapının kurulmasının önemine değinen Sucuoğlu, bunun başarılması durumunda hemen arkasından ekonomik istikrarın da geleceğinin altını çizdi.

Sucuoğlu, KKTC’nin dünyanın merkezinde ve stratejik bir noktada bulunduğunu vurguladı.

Ada’da açılım ve yatırım anlamında birçok adımın atılabileceğine ancak bunun ilk adımının siyasi istikrar olduğuna dikkati çeken Sucuoğlu, şöyle devam etti:

“Özellikle Ulusal Birlik Partisi ve şu andaki hükümetin Türkiye ile Kıbrıs konusunda baştan itibaren ayrı gayrısı yoktur, tamamen görüş birliği içerisinde dış politikayı yürütüyoruz. Özellikle KKTC Cumhurbaşkanlığının Sayın Ersin Tatar tarafından kazanılmasıyla (Ekim 2020’de) birlikte federasyon tezinin geride kaldığını, egemen eşit iki devletin bundan sonra gündemde olacağını ve kararlığımızın bu yönde olacağını kendisi (Tatar) tarafından yapılan Cenevre görüşmelerinde kayda geçirmiştir. Biz, KKTC Cumhurbaşkanını tam paralellik içerisinde destekliyoruz, aynı fikirleri paylaşıyoruz. Türkiye de (Kıbrıs’ta) egemen iki eşit devlet politikamızı destekliyor, bu konuda tam bir uyum içerisindeyiz.”
Kıbrıs çevresi ve Doğu Akdeniz bölgesinde zengin hidrokarbon yatakları olması dolayısıyla bütün dünyanın ve özellikle gelişmiş ülkelerin gözünü bu bölgeye diktiğini kaydeden Sucuoğlu, böylelikle Doğu Akdeniz’in ciddi politik manevraların yapıldığı bir bölge haline geldiğine işaret etti.
Sucuoğlu, çıkarılacak hidrokarbon kaynaklarının Avrupa’ya ulaştırılmasında tek bir uygun güzergahın bulunduğunu, bunun da Kıbrıs ve Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine sevk edilmesi olduğunun altını çizdi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu tip olaylara “at gözlüğü” ile baktığını vurgulayan Sucuoğlu, Rumların bütün emellerinin KKTC ile Türkiye’yi baypas etmek olduğunun altını çizdi.

“ZATEN EASTMED ÖLÜ DOĞAN BİR PROJEYDİ”
Sucuoğlu, ABD’nin Doğu Akdeniz’de yenilenebilir enerji kaynakları ve elektrik temelli projeleri öncelediğine işaret ederek, ABD’nin Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi’ne (EastMed) artık sıcak bakmamasını şöyle değerlendirdi:

“Aklın yolu bir, bu bir akılsızlıktı. İlle de Türkiye ve KKTC’yi baypas etme gayesiydi, kısacası düşmanlıktı. Ekonomik sürdürülebilirliği olan bir proje olmadığı için buna destek verme eğiliminde olan büyük devletler bu desteği çekmiştir. Zaten EastMed ölü doğan bir projeydi, ölü doğan proje ölmüştür, bizim için bir sürpriz olmamıştır. Buna rağmen güney komşumuz bir inat ve düşmanlık uğruna maalesef bunları hep yapıyor. Kandırabiliyorsa geçici olarak belli ülkeleri de kandırıyor ve sokuyor o cenderenin içerisine ama daha sonra olayın doğru bir yaklaşım olmadığı tespit edilince de finans verecek ülkeler müdahilliğini geriye çekiyor ki nitekim öyle olmuştur. Bu proje bir anı olarak kitaplarda kalacak ancak geçerliliği ve sürdürülebilirliği söz konusu değil.”
Doğu Akdeniz’de iş birliğinden yana olduklarını, bu çağrılarının karşılık bulmaması halinde Türkiye ile çalışmalarına devam edeceklerini belirten Sucuoğlu, şunları ifade etti:

“Biz Türkiye ile belki iki devlet olabiliriz ama tek milletiz. Dolayısıyla tek milletin kaderi de ortaktır, tektir, geleceği de tektir. Aynı milletin farklı düşünmesi ve farklı yollara gitmesi akıl tutulmasıdır. Biz, bu konuda (Doğu Akdeniz) tam bir görüş birliği içerisinde yolumuza devam edeceğiz. Ana vatanın desteğiyle Doğu Akdeniz’de, Mavi Vatan dediğimiz bölgede, KKTC’nin stratejik konumu nedeniyle Türkiye ve KKTC’nin her konuda beraber hareket etmesi kaçınılmazdır.”

AA/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Kamçatka’daki Krasheninnikov Yanardağı 600 yıl sonra ilk kez patladı

Published

on

By

Kamçatka’daki Krasheninnikov Yanardağı, 600 yıl aradan sonra ilk kez faaliyete geçti. Yanardağın faaliyetinin, Rusya’yı sarsan şiddetli depremlerle ilgili olabileceği belirtildi.

Rusya’da Krasheninnikov Yanardağı 600 yıl sonra ilk kez patladı.

Krasheninnikov Yanardağı, 8,8 büyüklüğündeki depremin ardından patlayan üçüncü yanardağ oldu.

Uzmanlar volkanik hareketliliğin şiddetli depremlerle bağlantılı olabileceğini belirtiyor.
Rus devlet haber ajansının haberine göre; Krasheninnikov Yanardağı’nda son patlama 1463 yılından sonraki 40 yıl içinde gerçekleşti ve o tarihten bu yana yeni bir patlama kaydedilmedi.

Rusya Acil Durumlar Bakanlığı’nın Kamçatka birimi, patlamanın ardından 6 bin metre yüksekliğe ulaşan bir kül bulutu oluştuğunu bildirdi. Yanardağın yüksekliği ise bin 856 metre olarak açıklandı.

Bu arada Rusya’nın Kamçatka bölgesi bir depremle daha sarsıldı.
Kuril Adaları yakınlarında meydana gelen 7 büyüklüğündeki depremin ardından üç bölgede tsunami uyarısı yapıldı.

Rusya Acil Durumlar Bakanlığı, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Beklenen dalga yüksekliği düşük, ancak yine de kıyıdan uzaklaşmalısınız” dedi.

“Pasifik Ateş Çemberi” son günlerde çok sayıda sismik aktiviteye sahne oldu. Artçı sarsıntıların devam ettiği bölgede yanardağ patlamaları dikkat çekiyor.

Devamını Oku

Dünya

Pakistan’da etkili olan muson yağmurları sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 299’a yükseldi

Published

on

By

Pakistan’da hazirandan bu yana etkisini sürdüren şiddetli muson yağmurları sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 299’a çıktı.

Pakistan devlet televizyonu PTV News’in haberine göre, Pakistan Ulusal Afet Yönetimi Kurumu (NDMA) muson yağmurları dolayısıyla yaşanan can kayıplarına ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada, 26 Haziran’dan bu yana ülkede etkili olan sel ve sağanak nedeniyle 140’ı çocuk 299 kişinin hayatını kaybettiği, 715 kişinin de yaralandığı belirtildi.

Yağışlar ve selin etkisini hissettirdiği bölgelerde toplam 1676 evin hasar gördüğü, bunların 562’sinin tamamen yıkıldığı ifade edilen açıklamada, selden etkilenen bölgelerden toplam 2 bin 889 kişinin tahliye edildiği, bölgede insani yardım faaliyetlerinin sürdüğünün altı çizildi.

NDMA, 28 Temmuz’da yaptığı açıklamada, etkisini sürdüren şiddetli yağışlar sonucu 279 kişinin öldüğünü, 676 kişinin yaralandığını duyurmuştu.

Güney Asya’da haziran ile eylül ayları arasında etkili olan muson yağmurları, her yıl büyük çaplı doğal afetlere ve kazalara yol açıyor.

Devamını Oku

Dünya

DSÖ’den Gazze’ye sürekli, kesintisiz ve artırılmış sağlık yardımı çağrısı

Published

on

By

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “(Gazze’ye) Sürekli, kesintisiz ve artırılmış bir sağlık yardımı akışının sürekli olarak kolaylaştırılması için çağrıda bulunuyoruz. Gazze genelindeki hayatlar buna bağlı.” ifadelerini kullandı.

Ghebreyesus, İsrail’in saldırıları altında bulunan ve kıtlığa sürüklediği Gazze’deki duruma ilişkin X’ten paylaşımda bulundu.

DSÖ’nün, 1 Ağustos’tan bu yana Gazze’ye 24 tır dolusu tıbbi malzeme ulaştırdığını belirten Ghebreyesus, bunlar arasında temel ilaçların yanı sıra diğer tıbbi malzemelerin yer aldığını ve ihtiyaçların sağlık ocakları ile hastanelere ulaştırılacağını kaydetti.

Ghebreyesus, “Sürekli, kesintisiz ve artırılmış bir sağlık yardımı akışının sürekli olarak kolaylaştırılması için çağrıda bulunuyoruz. Gazze genelindeki hayatlar buna bağlı.” ifadelerine yer verdi.

– Gazze’de açlık krizi yaşanıyor

İsrail’in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı kuşatması altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.

Gazze Şeridi’nde başta çocuklar olmak üzere açlık nedeniyle ölümler artıyor.

İsrail’in kıtlığı dayattığı Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana açlık nedeniyle 93’ü çocuk 169 kişi hayatını kaybetti.

Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail’in “açlığı ve susuzluğu silah olarak” kullandığını belirtiyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam