Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Başbakan Sucuoğlu:Hükümet senaryoları dedikodudan ibaret. Bunlar yanlış şeyler

Published

on

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı, Başbakan Faiz Sucuoğlu, seçimlerin tamamlanmasının ardından ortaya atılan hükümet senaryoları ve bakan isimlerinin dedikodudan ibaret olduğunu ifade ederek, bunların yanlış şeyler olduğunu kaydetti.

Hükümeti kurma görevi alabilmesi için Anayasa’ya göre önlerinde 10 günlük bir yasal süreç olduğuna işaret ederek, hızlı bir şekilde hükümeti kurmak için bu süreyi iyi değerlendireceklerini belirten Sucuoğlu, “Hükümeti kiminle kuracağımız henüz belli değil ama rahat, nisap sorunu yaşamayan bir hükümet lazım. Hedefimiz uzun ömürlü bir hükümet” dedi.

Yeni kurulacak hükümetin önceliğinin ekonomi ve halkın refahı olacağını ifade eden Sucuoğlu, elektrik konusunun da tamamen masaya yatırılması gerektiğini belirterek, elektrikte yaşananların sürdürülebilir ve kabul edilebilir olmadığını vurguladı.

Başbakan Faiz Sucuoğlu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu “iki egemen eşit devlet” tezinin, hem KKTC’nin, hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaya koyduğu bir karar olduğunu belirtti. Sucuoğlu, “Biz de UBP olarak bu kararın tamamen arkasındayız ve tam destek veriyoruz. 50 yıldır harcadığımız ama bir arpa boyu yol almadığımızı gördüğümüz bir jenerasyon harcadık bu federasyon hikayesiyle ve bir 50 yıl daha kimsenin tahammülü yoktur” şeklinde devam etti.
UBP Genel Başkanı Başbakan Faiz Sucuoğlu, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulundu. Sucuoğlu, hükümet kuruma çalışmaları, ekonomik konular, elektrik kesintileri, Türkiye ile ilişkiler ve Kıbrıs konusunu değerlendirdi.

“BEKLEDİĞİMİZ, YSK’NIN KESİN SONUÇLARI RESMİ GAZETEDE YAYIMLAMASIDIR”
Hükümet kurma çalışmalarıyla ilgili çıkan haberlerin dedikodu olduğunu, “spor toto” gibi “o bakanlık senin, bu bakanlık benim” şeklinde kendilerince isimler ortaya koyulduğunu kaydeden Sucuoğlu, bunların yanlış şeyler olduğunu söyledi.
Sucuoğlu, “Biz bütün partilerle görüşeceğiz, arkadaşlarımız gayri resmi olarak da görüşüyor. Düşüncelerimizi söylüyorlar, düşüncelerini alıyorlar. Beklediğimiz, YSK’nın kesin sonuçları resmi gazetede yayımlamasıdır” dedi.
Sonuçların resmi gazetede yayımlanmasının ardından 10 gün bekleneceğini, 10 gün sonra Meclis’te yemin töreninin yapılacağını ve görevlendirmenin verileceğini ifade eden Sucuoğlu, Anayasa’ya göre görevlendirmeye kadar olan en az 10 günlük süreyi iyi kullanacaklarını ve görevi alır almaz hükümeti hemen kuracaklarını vurguladı.

“KİMİNLE KURACAĞIMIZ HENÜZ BELLİ DEĞİL AMA İYİ NİYET VAR”
Görüşmelerin henüz milletvekilleri veya parti başkanları düzeyinde olmadığını, parti yetkililerinin ön görüşmeler yaptığını ifade eden Sucuoğlu, “Hükümeti kiminle kuracağımız henüz belli değil ama iyi niyet var. Rahat, nisap sorunu yaşamayan bir hükümet lazım. Geçmişte yaşananlar gibi bir şeyi halkımıza yaşatmak istemiyoruz” dedi.
Sucuoğlu, hedefin, uzun ömürlü bir hükümet olduğunu, KKTC’nin artık 6 ayda 1 yılda ne bir hükümet değişimine ne de erken seçime ihtiyacı olmadığını, ekonomik anlamda da bunu kaldıramayacağını ifade etti. Sucuoğlu, “Bizim esas hedeflediğimiz; ekonomideki açılımlardır, bunun için de belli bir süreye ihtiyaç vardır, herkes siyasi ikbalini bırakacak, bu ülkenin önünü ekonomik anlamda nasıl açabiliriz onun kavgasını vermelidir hep birlikte… Yani kısır çekişmeler yerine ülkenin önünü açabilecek konularda hep birlikte çalışmadır hedefimiz” diye konuştu.

“HALKI HEP BİRLİKTE, EL BİRLİĞİYLE KURTARABİLECEĞİZ”
Muhalefette kim olursa olsun onlardan da yapıcı eleştiri isteyeceklerini, zamanın “iş ola, geleneksel eleştiri” zamanı olmadığını ifade eden Sucuoğlu, hükümet olarak da yapıcı eleştirileri değerlendireceklerini kaydetti.
Sucuoğlu, hükümeti kurduktan sonra belli toplantılarda ve özellikle ekonomik açılımlarda muhalefet parti temsilcilerini de aralarında görmek isteyeceklerini ifade ederek, içinde oldukları sürecin son 10 yılların en sıkıntılı süreci olduğuna işaret etti.
Bu sarmalın içinden de halkı hep birlikte el birliğiyle kurtarabileceklerine dikkat çeken Sucuoğlu, onun için de kısır çekişmeler ve siyasi çıkar için bencil hareketler zamanı olmadığını belirtti ve zamanın birlikte hareket etme zamanı olduğunu vurguladı.
“BUGÜN İTİBARİYLE BAŞLAYACAK BÜTÜN ÖDEMELERE HAYAT PAHALILIĞI YANSITILACAK”
Başbakan Sucuoğlu, halkın beklentisinin de bu olduğunu, halkın siyasi çekişmelere değil, günlük refahına baktığını ifade ederek, bugün itibariyle ödemelerin başlayacağını, bütün ödemelerin hayat pahalılığı yansıtılarak yapılacağını kaydetti.

Bu ödemeyle vatandaşların alım gücünün artacağına ve bunun çarşıya da yansıyacağına inanç belirten Sucuoğlu, virüsün etkisini azaltması ve havaların da düzelmesiyle turizmin patlayacağına inanç belirtti.
“EK BÜTÇE GÜNDEME GELECEK.. YATIRIMCILARIN BÜROKRATİK İŞLEM SIKINTISINI AZALTMAK İÇİN BİR DAİRE KURMA DÜŞÜNÜLÜYOR”
Faiz Sucuoğlu, ek bütçenin gündeme geleceğini, çünkü hayat pahalılığının yüzde 37,26 olarak öngörülmediğini ifade ederek, ortaya konan hedeflerin mevcut bütçeyle tutturulmasının söz konusu olamayacağını anlattı, yeni hükümetin ilk yapacağı işlerden birinin 2022 ek bütçe çalışması olacağını kaydetti.
Sucuoğlu, önlerinde tapu harçları, hem iç hem dış yatırımcıların önünün açılmasıyla ilgili yapılması gereken bir takım açılımlar olduğunu ifade ederek, yatırımcıların sıkıntısını yaşadığı bürokratik işlemlerin azaltılması için Başbakanlıkta bir daire kurulmasının düşünüldüğünü anlattı.

Yeni süreçte öncelikli bekleyen yasaları geçirme hedefinde olduklarını söyleyen Sucuoğlu, Cezaevi Yasası, Belediyeler Reform Yasası, Eczacılar Yasası, Hal Yasası, Kamu Reformu ve komitelerde bekleyen yasaların bir bir ele alınacağını söyledi.
Komitelerde UBP ve CTP’nin olacağını, tüm yasaların hızlı bir şekilde geçeceğine inanç belirten Sucuoğlu, kısa sürede yapılması gereken yasaların çok hızlı bir şekilde geceğine inandığını, bu yasaların geçmesinin önlerini açacağını kaydetti. Sucuoğlu, Lefkoşa’ya yapılacak 500 yatak kapasiteli hastanenin temelinin de 6 ay içinde atılmasının hedeflendiğini dile getirdi.

“KIB-TEK KARA DELİK”
Başbakan Faiz Sucuoğlu, son zamanlardaki elektrik kesintilerine de işaret ederek, şunları kaydetti:
“Elektrik konusu tamamen masaya yatırılması gerekir. Gayet net bir şekilde söylüyorum; en baştan ele alınması gereken bir konu… Şu anda hükümetimizin kara deliği elektriktir, Kıb-Tek’tir. Kara delik, herşeyi yutuyor ve bu sürdürülebilir değil. Buna bir çözüm üretmek lazım, bunun için de bir takım çalışmalar yapılıyor. Hızlı bir şekilde, bu işi bilenlerle, ilgili bakanlık ve işi bilenlerle, altını çiziyorum, oturup bir alternatif, belki olanın takviyesi gibi alternatif bir çözüm üretmeliyiz. Çünkü hala daha 2022’de elektrik kesintileri oluyorsa bu kabul edilir değil, mümkün değil. O yüzden bunları düzeltmemiz lazım. Tabi havaların aşırı soğuması ve elektrikle ısınmaya ağırlık verilmesi kesintileri etkiledi. Tam randımanlı çalışmaya rağmen enerji yetmiyor. Tüketim daha fazla, arızalar da oluyor. En üzücü şeylerden biri de bir belediyemizin kazıya izin vermediği için kabloların döşenememesi ve o sınırlar içinde olan belli bölgelerindeki insanlarımızın son 1 aydır ciddi mağduriyet yaşamasıdır.”

Sucuoğlu, bu sorunun giderilmesi için Ekonomi ve Enerji Bakanlığının girişimler yaptığını ve sıkıntının giderileceğini ifade etti. Bu konuda belediye başkanının neden izin vermediğini açıklaması gerektiğini kaydeden Sucuoğlu, belki de yıllar önce yapılması gereken kablo takviyesinin mağduriyetini vatandaşların çektiğini, bu yüzden gecikmenin sebebi ne olursa olsun kabul edilemeyeceğini belirtti. Güneş enerjisine önem verdiklerini ifade eden Sucuoğlu, elektrikte hızlı çözümlerin gerektiğini söyledi.

“PANDEMİ İYİ YÖNETİLDİ”
Başbakan Faiz Sucuoğlu, pandeminin tüm sıkıntılara rağmen iyi gittiğini, KKTC’nin Güney Kıbrıs ile kıyas bile edilemeyecek bir durumda olduğunu ifade etti. Sucuoğlu, pandeminin iyi yönetilmesinde iki yıldır inanılmaz bir performans ortaya koyan başta doktorlar ve tüm sağlık çalışanları olmak üzere herkese teşekkür etti ve başarılar diledi.

Sucuoğlu, pandeminin devam ettiğine de işaret ederek, herkesin kişisel korunmasını sürdürmesini istedi. Virüsün etkisini azaltmaya doğru gittiğini söyleyen Sucuoğlu, “Korunmaya devam aşıya devam” dedi.
Başbakan Sucuoğlu, yaz aylarına kadar bu işin biteceğine inandığını kaydetti.

“TÜRKİYE OLMAZSA OLMAZ”
Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin KKTC’nin “olmazsa olmazı” olduğuna işaret eden Sucuoğlu, Ankara’ya yaptığı ziyaretin çok olumlu geçtiğini, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da yoğunlaşması ve karşılıklı çalışmaların yoğun bir şekilde çalışılarak geliştirilmesi yönünde kararlılık ortaya konduğunu anlattı.
Sucuoğlu, Ankara’da kendisini tüm makamların sıcak bir dostlukla kabul ettiğini ifade ederek, görüşmelerde, KKTC’deki ekonomik durumu, sıkıntıları ve son gelişmeleri bire bir anlatma fırsatı bulduğunu kaydetti. Bir süre daha katkı talep ettiklerini kaydeden Sucuoğlu, büyük bir anlayışla karşılandıklarını ve neler yapılabileceğini konuşuklarını kaydetti.
Hükümetin kurulmasının ardından yeniden Ankara’ya ziyaret gerçekleştireceklerini ifade eden Sucuoğlu, “Hızlı bir şekilde çok daha sıcak ve yoğun istişareler ve ziyaretlerle, bir bacak Ankara, bir bacak Lefkoşa olmak üzere çalışacaklarını” söyledi.

“ERDOĞAN’IN SEVGİSİ”
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da çok büyük bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sevgisi ve ilgisi olduğuna vurgu yapan Sucuoğlu, “KKTC’ye sorunları çözme yolunda apayrı bir değer veriyor, çok hızlı hareket ediyor. Bu da bizi fazlasıyla umutlandırdı ve mutlu etti” diye konuştu.

KIBRIS KONUSU
Başbakan Faiz Sucuoğlu, Kıbrıs konusuna da değinerek, şöyle devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ‘iki egemen eşit devlet’ tezinin şu anda hem KKTC’nin hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaya koyduğu karardır. Biz de UBP olarak bu kararın tamamen arkasındayız, tam destek veriyoruz.

Çünkü 50 yıldır harcadığımız ama bir arpa boyu yol almadığımızı gördüğümüz bir jenerasyon harcadık bu federasyon hikayesiyle ve bir 50 yıl daha kimsenin tahammülü yoktur. Bunu net olarak söylüyorum. Dolayısıyla hala daha inatla bir federasyonu savunmak veya bu konuda ‘illa da federasyon’ demek neye hizmet eder bilmiyorum.

50 yıldır yapılmadık kalmadı, federasyonla ilgili sayın Talat, sayın Akıncı geldi geçti, Annan Planı referandumu oldu, mükafatlandırılan yine ‘hayır’ diyen Rum tarafı, cezalandırılan Türk tarafı oldu. Her şeyin bittiği Crans Montana’da Türkiye Cumhuriyeti her türlü açılımı, bir anlaşma olur düşüncesiyle her şeyi denedi ama Rum lider masadan kaçtı.
Dolayısıyla belli oldu ki bu yol artık tıkalı bir yoldur, oyundur, zaman harcamadır. Ama bizim artık çocuklarımızı bu oyunlarla oyalamaya ve insanlarımızın yurt dışına göçüne kimsenin hakkı yoktur. O yüzden biz kendi cumhuriyetimizi ve cumhuriyetimizle ilerlemeyi, egemen eşit iki devlet statüsüne gelmeyi ama daha da önemlisi ekonomidir. Ekonomiyi kendi ayaklarımız üzerinde durdurabilecek bir KKTC’yi yaratma hedefindeyiz. Zaten bunu başardığımız anda inanın ne federasyon tartışması kalır ne de başka birşey kalır, kimsenin ilgisi kalmaz.

İşte Güney komşumuzun da en büyük hedefi bizi ekonomik anlamda baskı altına almak, ambargolarla ezmek ve kendilerince bir anlaşmaya, federasyona zorlamaktır. Bunun için de her türlü ambargoyu bize uygulamakta, nereye giderseniz gidin, her hangi bir uluslararası açılımda engel koyuyorlar. Hedefleri, zorla, ambargolar altında ezdir ve mecbur kalsınlar, benim şartlarımda federasyona girelim. Onların hedefi bu.
Biz ilk defa Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası yeni bir yol yeni bir hedef koyduk, onları bu çok telaşlandırmıştır, onu görüyoruz. Bana göre çok önceden ortaya konması gerekiyordu.
Bizim bir düşmanlığımız yok, iki ayrı devlet olarak bu adada yaşamadır hedefimiz. Ama en önemli hedef olarak ekonomik olarak düzlüğe çıkmadır. Hükümetimizin bundan sonraki süreçte en önemli hedefi Kıbrıs konusu değil, ekonomidir. Net olarak. Kıbrıs konusu bizi çok çok düşük dozda ilgilendirecek. Bizim hedefimiz ekonomidir, halkımızın refahını nasıl artırabiliriz.

Ekonomi anlamında insanımızın refahını hak ettiği yaşam kalitesini kazandırdığımız anda ne federasyon ilgisi kalır, ne de başka bir şey. Güney komşumuz da bunu bildiği için her attığımız adımın önüne geçiyor. Neden, ekonomik anlamda refah sağlatmamak için… Bütün oyunun da sebebi budur, hedef; ez, ambargolar altında bezdir, ekonomik olarak sıkıntıya sok ve mecbur kalsınlar.

Her zaman karşılıksız beklenti olmadan yardım aldığımız bir Türkiye Cumhuriyeti var. En büyük şansımız budur, zaten böyle bir şansımız olmasaydı şu anda Kıbrıs Türkünün nerde ve ne halde olduğunu tahmin bile edemiyorum.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam