Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İsrail Dışişleri Bakanı’nın sosyal medya üzerinden yaptığı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve KKTC’yi hedef alan açıklamalara sert tepki gösterdi. Tatar, bu ifadeleri “maksatlı, hadsiz ve düşmanca bir zihniyetin ürünü” olarak nitelendirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, İsrail Dışişleri Bakanı’nın açıklamasının tarihi gerçekleri tahrif etme amacı taşıdığını ve İsrail’in Gazze’deki eylemlerini örtbas etme çabası olduğunu belirtti. Tatar, “Gazze’de her gün sivilleri, kadınları ve çocukları acımasızca katleden, uluslararası hukuku sistemli şekilde ihlal eden bir yönetimin, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik çarpık ifadelerle kendi suçlarını örtmeye çalışması beyhudedir” dedi.
Tatar, Erdoğan’ın zulme karşı kararlı duruşunu ve küresel sessizliğe rağmen gerçeği en yüksek düzeyde dile getiren bir lider olduğunu vurguladı. Gazze’deki sistematik yıkımın artık “soykırım suçu” kapsamında değerlendirildiğini belirten Tatar, dünyanın sessiz kalmasını ve güçlü ülkelerin tepkisizliğini eleştirdi. “Ama Sayın Erdoğan, bu sessizliği bozmuş, adaleti ve hukuku savunma kararlılığını sürdürmüştür. Soykırımcı İsrail yönetiminin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını sistematik biçimde hedef almasının sebebi budur” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tatar, İsrail hükümetinin zihniyeti ile Kıbrıs Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkının egemenliğini ve eşitliğini hiçe sayan yaklaşımı arasında bir paralellik kurdu. Rum tarafının Kıbrıs Türklerine uygulanan “insanlık dışı izolasyonun” sürmesi için çalıştığını ve gerçeği söyleyenleri susturarak kendi insan hakları ihlallerini perdelemeye çalıştığını iddia etti.
Tatar, Kıbrıs sorununun tarihsel bağlamını hatırlatarak, Kıbrıs Türk halkının 1963’te kurucusu olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nden silah zoruyla dışlandığını ve 11 yıl boyunca organize saldırılara ve baskılara maruz kaldığını belirtti. 15 Temmuz 1974’teki faşist darbenin Ada’nın tamamen Yunanistan’a bağlanmasını hedeflediğini ve Türk halkını “topyekûn imha tehlikesiyle” karşı karşıya bıraktığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Anavatan Türkiye’nin,” uluslararası anlaşmalardan doğan hakkını kullanarak ve Garanti Antlaşması çerçevesinde gerçekleştirdiği müdahale ile bu “soykırım tehdidini” bertaraf ettiğini vurguladı. “Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından icra edilen Mutlu Barış Harekatı, Kıbrıs Türk Halkının varlığını güvence altına almıştır. Bu harekatla birlikte Kıbrıs’ta bugünkü sınırlar oluşmuş, Halkımız kendi topraklarında kendi iradesiyle 42 yıl önce devletini kurmuştur” dedi.
Tatar, bu tarihsel ve hukuki gerçekleri hiçe sayan her açıklamanın, “halkımıza, devletimize ve mücadelemize karşı bir inkâr ve saldırı girişimi” olduğunu belirtti. “Kıbrıs Türk Halkının egemenliğini hedef alan hiçbir yaklaşımın bizim nezdimizde karşılığı yoktur” ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamasının sonunda, TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Kıbrıs Türk Halkına yöneltilen bu “seviyesiz” açıklamayı en güçlü şekilde kınadığını, kullanılan dili ve zihniyeti açıkça reddettiğini yineledi. Tatar, Kıbrıs Türk halkının kendi devletine, egemenliğine ve Anavatan Türkiye ile olan sarsılmaz bağlarına sonuna kadar sahip çıkmaya kararlılıkla devam edeceğinin altını çizdi.