Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Başbakan Üstel: Hükümetimizin hedefi halkımızı, ülkemizi, temiz, hesaplı ve arz güvenliği olan enerjiye kavuşturmaktır

Published

on

Başbakan Ünal Üstel, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yazılı açıklama yaparak elektrik konusundaki gelişmeleri değerlendirdi.

Üstel, dünyanın en önemli ve stratejik konularından birinin enerji arz güvenliğine sahip olma konusu olduğunu belirterek, “Hükümet olarak hedeflerinin halkı, ülkeyi, temiz, hesaplı ve arz güvenliği olan enerjiye kavuşturmak olduğunu belirtti.

Uluslararası gelişmelerden, ya da ülkenizdeki belli başlı sıkıntılardan etkilenmeyecek şekilde halkınıza kesintisiz olarak enerji verebilmenin önemine işaret ederek, KKTC’nin bu noktada önemli sorunları bulunduğunu belirtti.

Başbakan Üstel açıklamasında şöyle devam etti:

“Ülkemiz artık bu konuyu geçici, kısa vadeli tedbirlerle çözebilecek noktada değildir. Herkesin bildiği üzere, bir türlü istikrarlı hükümet dönemleri yaşayamamız nedeniyle alınması gereken kararlar zamanında alınamamış, atılması gereken adımlar atılamamış ve bugünkü sıkıntılı noktaya gelinmiştir.

Dolayısı ile hükümet olarak bizim yapılan hatalardan dersler çıkararak geleceğin uzun vadeli enerji politikalarını bugünden hayata geçirmemiz şarttır.
Enerjide arz güvenliği olmalıdır. Enerji hesaplı, sürdürülebilir ve her şeyden önce dünyanın da üzerinde mutabakat sağladığı çevreyi koruyan temiz enerji olmalıdır.

Biz bu kriterler doğrultusunda, ülkemize arz güvenliği sağlayacak modeller üzerinde gerekli çalışmaları yapmaya başlamış durumdayız.

Güneş bizim için önemli bir enerji kaynağı. Bu alandaki projelerimiz ilerliyor. Bunun artırılmasının yanında uygun yerlere rüzgar panellerinin takılması ve rüzgardan da enerji üretebilmek için ayrıca çalışıyoruz.

En temel hedefimiz kablo ile elektrik projesini hayata geçirmek ve Türkiye ile enterkonnekte bir sistem kurmaktır.

Kablo ile elektrik ve enterkonnekte sistem bizim öncelikli enerji projelerimizdendir. Kablo ile elektriğin gelmesinin ardından, enterkonnekte sistemin devreye sokulması ile birlikte, tüm enerji türlerinden faydalanabilecek olanaklara da sahip olacağız. Enerjide, arz güvenliğimizi sağlayacak, daha hesaplı, daha güvenli, ürettiğimizi satabilecek düzeye çıkacağız.

Kablo ile elektrik ve enterkonnekte getirilmesi projesi çok kısa bir sürede gerçekleşebilecek bir proje değildir.

Bu henüz kesin raporlarla ortaya konulmamıştır.

İlk çalışmalara göre proje uygulamaya girdikten ancak 4 yıl sonra sonuca ulaşılabilecektir.
Halbuki diğer yandan hayat da devam edecek.

Dolayısı ile bu sistem kurulana kadar birkaç yıllık süreci de enerji açısından garanti altına almalıyız.

Bu noktada, var olan sistemlerimizin yenilenmesi ve güç artırımının yapılması konuları da doğal olarak gündeme gelecektir, gelmiştir.

Her ne halse birileri bizi Rum kesiminden alınacak 3 kat daha pahalı elektriğine mahkum etmek istiyor. Ama biz bu oyuna gelmeyeceğiz.

Yaşadıklarımız ortada. Mevcut yatırımların yılın belirli dönemlerinde bize yetmediği ve bu açığı Rum Kesimi’nden kapattığımız ortada. Çok yakın bir gelecekte yılın tüm aylarında enerji açığımız oluşacak. Turizmimiz gelişiyor. İnşaat sektörümüz gelişiyor. Binlerce yeni yaşam merkezi kuruluyor. Sanayimiz gelişiyor, nüfusumuz artıyor. Kısaca enerjiye olan ihtiyacımız her geçen gün daha da artıyor. İçinde bulunduğumuz durum sürdürülebilir bir durum değildir.

KIB-TEK’in yatırım yapma kapasitesi son derece düşük. Bütçe olanaklarımız sınırlı. Kablo ile elektrik projesi çok büyük bir yatırım. Dolayısı ile tıpkı tüm dünyada olduğu gibi buna benzer yatırımları en iyi şekilde yapmanın bir yolunu bulmalıyız. Üzerinde çalıştığımız konu budur.

Tıpkı Teknecik Santrali’nin kurulması antlaşmasına “yıkım paketi” diye karşı çıkıldığı , Türkiye’den su gelmesine muhalefet yapıldığı gibi kablo ile elektrik gelmesin diye çalışanlar var ama bunu açıkça ifade edemedikleri için başka oyunlara başvuruyorlar. Bunlar yapılmasın, bu yatırımların önü açılmasın, KKTC olarak bu tarihi fırsatları kaçıralım ve Rum Kesiminden elektrik almaya mahkum kaldığımız günlere geri dönelim diye canla başla uğraş verenler bellidir.

Bakın, bu insanlar su geleceğinde de aynı tavır içerisindeydi ama su geldi hayatımıza dokundu. Hayatımız değişti. O gün bugündür susuzluk çekmiyoruz. Bir ada ülkesi olarak en önemli sıkıntılarımızdan birinden kurtulmuş olduk.
Biz bugün yine aynı noktadayız. Ülkemizin en önemli ihtiyaçlarından biri olan enerjiyi de aynı şekilde çözmek istiyoruz. Bunu halkımızın çıkarları doğrultusunda, bugüne göre daha hesaplı elektrik faturaları ile çözmeyi planlıyoruz. Bu da yetmiyor. Temiz enerji için çok önemli bir adım atmak istiyor ve halkımıza santrallerin bacalarından yükselen dumanı solutmak istemiyoruz.

Ülkenize enerji gelince değil, ülkenizde enerji olmayınca yok olursunuz.
Bazıları kablo ile elektrik enerjisi getirilmesi projesini ve enterkonnekte sistemini bir yok oluş olarak göstermeye çalışıyor.

Hiçbir ülke enerjiye sahip olduğu için yok olmamıştır. Tam tersine enerjisi tükenmiş, enerjisi olmayan ülkeler yok olmaya mahkumdurlar. Biz bunu görebiliyoruz. Bunu tüm dünya görüyor. Tüm dünya farklı farklı enerji kaynaklarına ulaşabilmek için tüm imkânlarını seferber ediyor. Biz de dünyanın gerisinde kalmayacağız. Ülkemizin enerji geleceğini en doğru şekilde planlayacağız.

Tek hedefimiz var, sürdürülebilir enerji, uygun fiyatlı enerji.

Bizim enerji politikamızın özü sürdürülebilir ve uygun fiyatlı enerjiye ulaşmaktır. Bu koşulları nasıl sağlayacağımızı araştırıyoruz. Enterkonnekte sisteme bizi taşıyacak, halkımıza kesintisiz ve hesaplı enerji sunacak bir projeyi hayata geçirmek için çalışıyoruz. Bundan başka bir hedefimiz yok. Ve bu hedefimizi de gerçekleştireceğiz. Halkımıza sürdürülebilir, daha hesaplı, daha kaliteli ve daha temiz enerjiyi biz sunacağız.

Dün 15 yıla imza atanlar biz daha bişey imzalamadan bizi kötü niyetli ilan etmeye çalışıyorlar.

Herkesin bildiği üzere, 15 yıldır devam eden sözleşmeye biz değil bugün muhalefette olanlar imza atmışlardı. Üstelik de alım garantili bir antlaşmaya imza atmışlardı. Biz henüz hiçbir anlaşmaya imza atmadık. Gerekli çalışmalarımızı yaparak en iyi projeyi hayata geçirmeye çalışacağız. Buradan sormak lazım, bizi kötü niyetli göstermeye çalışanlar, acaba o sözleşmede imzası bulunan iki eski genel başkanlarını da kötü niyetli olarak görüyorlar mı? Bunlar yanlış şeyler. Zaman onu bunu kötü niyetli ilan etme zamanı değildir. Zaman, ortak akılla ülkenin ihtiyaç duyduğu enerjiyi en doğru projelerle sağlama zamandır.

Hiç bir eylem halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmamalıdır.

Eylem yapmak herkesin demokratik hakkıdır. Ama eylem halkı mağdur ediyorsa, halkın can ve mal güvenliğini tehdit ediyorsa burada devlet devreye girer ve gerekeni yapar.

Yapılanlar eylem değil, halkın hak ve çıkarlarına yönelik sabotajdır ve saldırıdır. Halkımız mağdur edilmektedir ve aklı selim hiçbir insan bunu doğru görmemektedir. Biz de bunu doğru bulmuyoruz. Umuyorum en kısa sürede bu tarz eylemler son bulur ve halkımız daha fazla zarar görmez.’

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Bakü’de TDT Hakimler Konseyi Başkanları toplantısı; Yüksek Mahkeme Başkanı Özerdağ da katıldı

Published

on

By

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Hakimler Konseyi Başkanları 3. Toplantısı yapıldı.

AA’nın haberine göre Azerbaycan Yargı ve Hukuk Konseyi ile Yüksek Mahkeme Başkanı İnam Kerimov’un ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Özbekistan Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Halmumin Yodgorov, Kırgızistan Hakimler Konseyi Başkanı Aida Seidakmatova ve Kazakistan Yüksek Mahkeme Konseyi Üyesi Yernar Begaliyev katıldı.

TDT Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Fuzuli Aydoğdu ve KKTC Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ da toplantıda yer aldı.

Toplantıda TDT Hakimler Konseyi Ağı’nın tüzüğü kabul edilerek katılımcılarla imzalandı.

– “TDT Hakimler Konseyi Ağı’nın, Türk dünyasının adalet vizyonunu küresel ölçekte görünür kılması en büyük hedefimizdir”

HSK Başkanvekili Aydoğdu, yaptığı konuşmada, kuracakları ağın bir koordinasyon yapısı olmanın ötesinde, yargı etiğinden mesleki gelişime, iyi uygulama örneklerinin paylaşımından karşılıklı tecrübe aktarımına kadar pek çok alanda yeni bir sinerji yaratacağına inandıklarını söyledi.

Aydoğdu, bu ağın TDT ülkelerinin ilgili kurumsal yapıları arasında süreklilik arz eden iletişim ve istişare platformu olmasını hedeflediklerini belirterek, “TDT Hakimler Konseyi Ağı’nın ortak sorunlara müşterek çözümler geliştirilmesinde etkin bir mekanizma sunması, yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığı gibi evrensel ilkeleri güçlendirmesi ve Türk dünyasının adalet vizyonunu küresel ölçekte görünür kılması en büyük hedefimizdir.” şeklinde konuştu.

Azerbaycan Yargı ve Hukuk Konseyi ile Yüksek Mahkeme Başkanı Kerimov da TDT Hakimler Konseyi Ağı’nın üye ülkelerin somut hukuki işbirliğinin kurumsallaşması açısından önemli bir adım olduğunu dile getirdi.

Kerimov, “İmzalanan tüzükle taraf devletler arasında yargı ve hukuk alanında çok taraflı ve sürdürülebilir işbirliğinin hukuki temeli atılacaktır. Bu çerçevede ortak projelerin hayata geçirilmesi, bilimsel ve eğitsel programların düzenlenmesi, hakimlerin etik ve mesleki eğitimi, ortak hukuki araştırmaların yapılması ve sürekli tecrübe paylaşımı için güvenilir bir platform oluşacaktır. Bu süreç, Türk devletlerinin ortak hukuk kültürünün daha da derinleşmesine ve adalet ile hukukun üstünlüğü ilkelerinin yaygın biçimde teşvik edilmesine önemli katkı sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Haspolat Arıtma Tesisi Güneş Enerjisi Sistemi ihalesi imza töreni gerçekleştirilecek

Published

on

By

Avrupa Birliği mali desteği ile BM Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yürütülen Haspolat Arıtma Tesisi Güneş Enerjisi Sistemi ihale sürecinin tamamlanması sebebiyle, yarın UNDP tarafından sembolik imza töreni düzenlenecek.

Lefkoşa Türk Belediyesi tarafından verilen bilgiye göre, saat 11:30’da ara bölgede bulunan Home for Cooperation-Dayanışma Evi’nde düzenlenecek törene, Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı ve Güney Lefkoşa Yerel İlçe Yönetim Kurumu Başkanı Konstantinos Yorgacis katılacak.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Üstel: İsrail Dışişleri Bakanı’nın ifadeleri, açık birer iftira ve çarpıtma örneğidir

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, İsrail Dışişleri Bakanı tarafından yapılan paylaşımın, diplomasiyle ve uluslararası hukukla bağdaşmadığını belirterek, “Ülkemize ve Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yöneltilen ifadeler, açık birer iftira ve çarpıtma örneğidir” dedi.

Başbakanlıktan verilen bilgiye göre, Başbakan Ünal Üstel, İsrail Dışişleri Bakanı’nın ifadelerini eleştirerek, İsrailli yetkililerin, Erdoğan’ı her açıklamalarında gündeme getirmelerinin, “onun dünya vicdanında ne denli güçlü bir lider olduğunu” ve dile getirdiği gerçeklerin etkisini teyit ettiğini söyledi.

-“Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen bu adalet mücadelesine tam destek veriyoruz”

Üstel, İsrail yönetimi ve özellikle Netanyahu hükümetinin, savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar işlemekle itham edildiklerini ve uluslararası mahkemelerde yargılanmalarının talep edildiğini hatırlatarak, “Bu talebin en güçlü savunucularından biri de Sayın Erdoğan’dır” dedi.

“Anavatan Türkiye’nin durduğu yer, insanlığın tarafıdır. Kıbrıs Türk halkı olarak, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen bu adalet mücadelesine tam destek verdiğimizi bir kez daha kararlılıkla vurguluyorum.” diyen Üstel, sadece Filistin halkının değil, Kıbrıs Türk halkının da her daim yanında oldukları, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’ne şükranlarını sundu.

– “Erdoğan’ın İsrail zulmüne karşı sergilediği duruş, tüm vicdan sahibi halkların sesi olmuştur”

Başbakan Üstel açıklamasında “İsrail hükümeti Gazze’de çocukları, kadınları ve sivilleri hedef alan saldırılarıyla, çağdaş dünyanın gözleri önünde bir utanç tablosu sergilemektedir. Savaş uçaklarıyla hastaneleri, okulları vuran; temel yaşam hakkını ayaklar altına alan bir rejimin temsilcilerinin ahlak ve hukuk adına konuşmaya kalkışması tam anlamıyla ikiyüzlülüktür.

Sayın Erdoğan’ın İsrail zulmüne karşı sergilediği duruş, yalnızca Türkiye’nin değil, tüm vicdan sahibi halkların sesi olmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bizler, bu onurlu duruşun arkasında dimdik durmaya, haklının yanında olmaya devam edeceğiz.

Bizler çok iyi biliriz ki, özgürlük ancak güçlü bir irade ve dirayetle korunur. Kıbrıs Türk halkı, 1974’te Anavatan Türkiye’nin gerçekleştirdiği Mutlu Barış Harekâtı ile varlığını güvence altına almış, bugün özgürce nefes alabiliyorsa, bunu Anavatan’ın kararlı müdahalesine borçludur.

O günden bugüne Türkiye ile aramızda oluşan bağ gönülden gönüle kurulu bir kader ortaklığıdır. Bizim için Anavatan sevgisi lafla değil, tarihle, mücadeleyle, canla ve kanla yazılmış bir gerçektir” ifadelerine yer verdi.

 

 

Devamını Oku

Trending

Reklam