Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Başbakan Üstel, “KKTC Deprem İzleme ve Değerlendirme Merkezi”ni ziyaret etti, incelemelerde bulundu

Published

on

Türkiye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Herkes kendi kişisel dertlerini bırakmalı ve acilen milletin derdine düşmelidir. Herkes, milletin canı, malı ve yavruları için deprem dönüşümüne başlamalıdır. Bu milletin canından daha mukaddes, daha öncelikli bir mesele yoktur, olamaz. dedi.

Bakan Kurum, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda düzenlenen Asrın İhyası: Güçlü Yarınlara 6 Şubat Depremleri Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, 6 Şubat’ın, millet için büyük bir hüznün tarihi olduğunu vurguladı.

“Ne zaman depremle ilgili bir toplantıya katılsam deprem gecesinde AFAD’da toplanışımızı, bölgeye gidişimizi hatırlıyorum. İnanın, o anki ruh halimizi kelimelere dökmek mümkün değil. Hepimiz, tüm arkadaşlarımız, çok üzgündük.” ifadelerini kullanan Kurum, bugün acıdan değil umuttan, hüzünden değil güçlü bir yarından söz etmek istediğini belirtti.

Kurum, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde sahaya çıkıldığı ilk andan bu yana depremin izlerini silme azminden, yeni yuvaları en hızlı şekilde inşa etme kararlılığından tek bir an bile vazgeçmediklerini söyledi.

Deprem bölgesinde yaklaşık 1 milyon bağımsız birimin hasar gördüğünü, bölgedeki yapı stoğunun 6’da 1’inin ya yıkılmış ya da ağır hasarlı durumda olduğunu anımsatan Kurum, “14 milyon vatandaşımız, yani nüfusumuzun yaklaşık yüzde 16’sı bu yıkımdan doğrudan etkilenmişti. 11 ilimiz, 124 ilçemiz ve 6 bin 929 köy ve mahallemiz depreme maruz kalmıştı.” diye konuştu.

Türkiye’nin milli gelirinin neredeyse yüzde 10’unu üreten bölgenin ekonomisinin, depremden olumsuz etkilendiğini bildiren Kurum, devlet ve millet olarak tarihin en büyük felaketine karşı tarihin en büyük dayanışmasını sergilediklerini belirtti.

Bugün tüm kurumlarla, depremin ilk anından bugüne kadar, adeta bir “milli mücadele” şuuruyla çalışmaya devam ettiklerini vurgulayan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aktarmaya çalıştığım bu tablo bize şunu söylüyor. Böyle büyük bir yıkımın üstesinden gelmek, güçlü bir kurumsal yapı, sağlam bir siyasi irade, kararlı bir liderlik ve yüksek dayanışma duygusuna sahip olmayı gerektiriyor. Şu anda elimizde bu 4 gücün tamamı mevcuttur. Bu güç sayesinde Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 11 ilimizde artık kritik aşamayı tamamen geride bıraktık. Şu ana kadar, asrın ihyası için, 75 milyar doları, yani 2,6 trilyon lirayı aşan dev bir yatırımı, çok kısa bir zamanda depremden 2 yıl geçmeden böyle bir yatırımı yaptık. 2025 bütçemizde ise 584 milyar lira kaynağı deprem bölgesinin ihyası için tahsis ettik. Tam 201 bin 580 konut ile iş yerimizin anahtarlarını teslim ettik. Bu mutluluğu görmelisiniz.”

Kurum, hak sahipleri için yapılması gereken konutların tamamının inşasına da başladıkları, Bakanlık olarak Türkiye’nin çevre uzunluğu kadar, yani 11 bin kilometreyi aşan içme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu hattını yeniledikleri bilgisini verdi.

– Ege Denizi’ndeki depremler

Bakan Kurum, şu andaki buluşmanın adının “Asrın İhyası” olduğunu vurgulayarak, bugün 11 ilde sadece yuva yapmadıklarını, bölgedeki tüm tarihi mekanları da hem mimari geleneğe hem de çağın ihtiyaçlarına göre yeniden ihya ettiklerini belirtti.

Malatya, Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da tarihi mekanlarda yapılan çalışmaları da anlatan Kurum, “2025’in sonuna geldiğimizde, deprem bölgemizin tamamında 453 bin ev ve iş yerimizi oradaki hak sahibi vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Ayağa kaldırılmamış tek bir tarihi emaneti, yeniden ihya edilmemiş tek bir kültürel değeri bırakmayacağız.” dedi.

Anadolu coğrafyasının, bir depremler coğrafyası olduğuna işaret eden Kurum, herkesin depremin en önemli gerçek olduğunu bilmesi gerektiğini çünkü hiçbir annenin yavrusunu, hiçbir yavrunun annesini enkaz başında beklemesini istemediklerini vurguladı.

Kurum, Malatya’da 201 bininci konutun anahtarlarını verirken, aynı anda Konya’da bir binanın kendiliğinden çöktüğüne şahit olduklarını dile getirdi.

Ege Denizi’nde meydana gelen depremlere de değinen Kurum, şunları kaydetti:

“Bu depremler Ege’deki Santorini Adası’nın 6,5 kilometre kuzeydoğusunda bir volkanının olduğu bölgede yoğunlaşıyor. 2011-2012 yıllarında da benzer bir yoğun sismik aktivite aynı bölgede yaşanmıştı ama herhangi bir volkanik hareketliliğe yol açmamıştı. Şimdi benzer bir hareketlilik yeniden başladı ve sarsıntılara sebep oluyor. Bizim için önemli olan hem kendiliğinden yıkılan binaların hem de bu durmayan sarsıntıların verdiği mesajdır. Bu mesaj da açıktır. Her iki hadise depreme hazırlık mücadelemizin ne kadar acil olduğunu, ne kadar büyük bir milli güvenlik meselesi olduğunu bizlere bir kez daha göstermiştir.

Bugün, özellikle İstanbul’umuzun yeni bir depremi kaldıracak gücü yoktur. Sadece İstanbul’un değil ülkemizin de maalesef böyle bir depremi kaldıracak gücü yoktur. İstanbul’daki 7,5 milyon konut ve iş yerinin 1,5 milyonu yüksek risk altındadır. Ne yazık ki milyonlarca İstanbullu kardeşimiz, tıpkı Konya’daki bina gibi her an yıkılacak 600 bin evde oturmaktadır. Bu yüzden diyorum ki İstanbul’da başlatmış olduğumuz dönüşüm uygulamalarını daha da hızlandırmak zorundayız. Biz devlet olarak üzerimize düşeni samimiyetle, gayretle yapmaya çalışıyoruz. İstanbul’da bugüne kadar 907 bin bağımsız birimin dönüşümünü tamamladık.”

– “Murat Kurum olarak depreme karşı dirençli bir Türkiye için baş koydum”

Kurum, “Yarısı Bizden” kampanyasındaki konutlarla beraber, şu anda İstanbul genelinde 193 bin ev ve iş yerinin dönüşümüne ise devam ettiklerini söyledi.

“Deprem her an olabilir. Buna hazır olmak zorundayız. Riskli evlerimizi yeniden yapmak durumundayız.” diyen Kurum, kentsel dönüşümden sorumlu olan belediyelerden de artık diğer tüm gündemleri, tüm gereksiz tartışmaları bırakmalarını istediklerini vurguladı.

Bakan Kurum, “Sahada bize derdini anlatan, bir an önce dönüşüm isteyen anneler adına diyorum ki artık yeter. Burada hep birlikte, herkes kendi kişisel dertlerini bırakmalı ve acilen milletin derdine düşmelidir. Herkes, milletin canı, malı ve yavruları için deprem dönüşümüne başlamalıdır. Bu milletin canından daha mukaddes, daha öncelikli bir mesele yoktur, olamaz. Biz devlet olarak sahadan tek bir dakika bile ayrılmayacağız tüm ekibimizle gece gündüz dönüşüm için, vatandaşımızın canı, malı için bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Ben Murat Kurum olarak, bu vatanın bir evladı, bu milletin bir hizmetkarı olarak depreme karşı dirençli bir Türkiye için baş koydum.” şeklinde konuştu.

Kurum, tüm illerde kentsel dönüşüm ve sosyal konut projelerine hız kesmeden devam ettiklerini, sosyal konut seferberliğiyle bugüne kadar tam 5 milyon kişiyi güvenli sağlam konutlarda oturtmayı başardıklarını söyledi.

Sosyal Konut Uygulamaları Genelgesi’ni tüm valiliklere ilettiklerini, valilerden sosyal konut yapılabilecek tüm arazileri belirlemelerini ve TOKİ’ye göndermelerini istediklerini belirten Kurum, “İnşallah geri dönüşleri hızlıca alacak ve milletimizin ev ihtiyacını karşılayacak adımları da kararlılıkla atmaya devam edeceğiz. Bu ülkede riskli tek bir yapı kalmayıncaya kadar mücadelemizden taviz vermeyeceğiz. Asrın ihyasını tamamlayıncaya kadar deprem bölgesinden elimizi çekmeyeceğiz.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs meselesinde iki eşit kurucu devlet vurgusu yaptı. “Bir anlaşma olması halinde, Kıbrıs Türk halkının iradesi dışında karar alınamaz” dedi.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs meselesinde iki eşit kurucu devlet vurgusu yaptı. “Bir anlaşma olması halinde, Kıbrıs Türk halkının iradesi dışında karar alınamaz” dedi.

“iki eşit kurucu devlet olacak”

Erhürman, önerdikleri düzende iki eşit kurucu devletin kendi içlerinde eşit olacağını, birbirlerine müdahale edemeyeceğini söyledi. Spor gibi bazı alanlarda ayrı ayrı uluslararası anlaşmalar yapılabileceğini belirten Erhürman, deniz yetki alanları ve enerji gibi konularda ise siyasi eşitlik temelinde ortak karar alınması gerektiğini kaydetti.

“Hristodulidis tek başına karar üretiyor”

Rum lider Nikos Hristodulidis’in hidrokarbon konusunda tek taraflı kararlar ürettiğine ve İsrail ile güvenlik anlaşmaları yaptığına dikkat çeken Erhürman, “Bir anlaşma olması halinde, Kıbrıs Türk halkının iradesi dışında hiçbir karar alınamayacak” ifadelerini kullandı.

“Samimiyetsizlik görünür kılınmalı”

CTP lideri, Rum tarafının uzlaşmaz tavrına değinerek, Crans Montana’dan devam etme yönündeki açıklamaları samimi bulmadığını söyledi. Ancak, Kıbrıs Türk tarafının bu samimiyetsizliği uluslararası alanda görünür kılması gerektiğini vurguladı.

“Çözüm bölgesel barış için şart”

Erhürman, adada kalıcı bir çözümün yalnızca Kıbrıslı Türkler için değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti ve bölge ülkeleri için de istikrar ve kalıcı barış açısından hayati önem taşıdığını dile getirdi.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kıbrıs Türk halkının geçmişinde verdiği mücadeleden aldığı ruhla geleceğe umutla baktığını söyledi.

Başkan Öztürkler, çekimleri Türkiye, Azerbaycan ve Amerika’da yapılan ve final bölümü çekimleri  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleşecek  olan White Kingdom  isimli dizinin yapımcısı Defne Film Şirketi heyetini kabul etti.

Öztürkler, kabulde yaptığı konuşmada KKTC’nin sahip olduğu doğal güzellikleri, tarihi mirası ve kültürel çeşitliliği ile büyük bir potansiyele sahip olduğunu ifade ederek dizi ve film gibi etkili araçlarla  bu potansiyelin yurt içi ve yurt dışında daha fazla tanıtılmasının sağlanabileceğini söyledi.

Film yapım şirketine bu anlamda teşekkür eden Öztürkler, son yıllarda dünya genelinde görsel medya aracılığıyla yapılan tanıtımların ülkeler üzerinde yarattığı etki göz önüne alındığında, KKTC’de dizi çekilmesinin ülkenin turizmine, kültürüne ve ekonomik kalkınmasına önemli katkılar sağlayabileceğine değindi.

Kıbrıs Türk kültürünün, hem Doğu’nun hem Batı’nın izlerini taşıyan zengin bir mozaiğe sahip olduğunu ifade eden Başkan Öztürkler, mutfaktan müziğe, geleneklerden halk danslarına kadar uzanan bu çeşitliliğin, sanat ve kültür alanında büyük bir yaratıcı güç barındırdığını söyledi.

Kıbrıs Türk halkının, tarihin zorlu dönemeçlerinden geçmiş, varlığını korumak adına büyük mücadeleler vermiş bir halk olduğunu dile getiren Öztürkler, bu mücadeleci ruhun, bugün Kıbrıs Türkü’nü geleceğe umutla bakan, üretmeye ve gelişmeye açık, dinamik bir halk haline getirdiğini kaydetti.

Öztürkler, Anavatan Türkiye’den aldıkları güç ve destekle son yıllarda eğitimden sağlığa, turizmden ulaşıma, teknolojiye ve altyapıya kadar birçok alanda önemli mesafeler kat ettiğini ve bu durumun ülkenin geleceğine dair umutları güçlendirdiğini vurguladı.

Defne Film Şirketi Yapımcısı Hasan Arslan da, Kıbrıs’ın tarihi değerlerini ve kahramanlarını ön plana çıkaracak büyük bir projeye imza attıklarını açıkladı.

Arslan, Kıbrıs’ın dünya genelinde daha güçlü tanınması ve özellikle Avrupa Birliği nezdinde hak ettiği statünün kabul görmesi için kültürel tanıtım çalışmalarının önemine dikkat çekti. “Kıbrısımızın turizmde ve gelişme alanında daha iyi bir noktaya taşınabilmesi için diziler ve belgeseller yoluyla yapılacak görsel tanıtımın büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi.

Uluslararası bir proje üzerinde çalıştıklarını belirten dizinin yönetmeni Mehmet Çetin ise , çekimlerin üç aylık bir sürede farklı ülkelerde tamamlandığını söyledi.

Çetin, Los Angeles, Azerbaycan ve Türkiye’de gerçekleştirilen çekimlerin ardından projenin final kısmı için Kıbrıs’a geldiklerini ifade ederek, “Bu bölüm, Kıbrıs’ın tarihini anlatırken aynı zamanda günümüzden de kesitler sunacak. Sekiz bölümden oluşacak dijital dizimiz, oldukça yüksek kalite bir prodüksiyonla hazırlanıyor ve uluslararası vizyona çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

Projeye büyük emek verdiklerini vurgulayan Çetin, “Çok çalıştık, çok mücadele ettik. Kıbrıs’ı çok seviyoruz ve bu sevgimizi de dizimize yansıtmaya gayret ettik” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Polis Basın Subaylığı, 8-14 Eylül tarihleri arasında ülke genelinde gerçekleştirilen trafik denetimlerinde toplam 16 bin 876 araç sürücüsünün kontrol edildiğini açıkladı. Denetimler sonucunda suç işlediği tespit edilen 2 bin 517 sürücü hakkında yasal işlem başlatıldı.

Polisin açıkladığı verilere göre en çok tespit edilen suçlar arasında süratli araç kullanmak (869), mobil araçla tespit edilen sürat suçları (187), seyir esnasında ruhsatsız araç kullanmak (253), alkollü araç kullanmak (81), muayenesiz araç kullanmak (84) ve aracın camlarına görüşü engelleyici cam filmi yapıştırmak (198) yer aldı. Ayrıca dikkatsiz sürüş, emniyet kemeri takmama, trafik levha ve ışıklarına uymama gibi ihlaller de rapor edildi.

Denetimler kapsamında toplam 366 araç trafikten men edilirken, 8 sürücü ise tutuklandı. Polis yetkilileri, denetimlerin güvenli trafik ve kazaların önlenmesi amacıyla düzenli olarak devam edeceğini bildirdi.

 


Devamını Oku

Trending

Reklam