Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Başbakan Üstel:Bugün ilk oturumunu gerçekleştiren meclisimizin bu tarihi ve özel gününü selamlıyorum

Published

on

Başbakan Ünal Üstel, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi binalarını içeren Cumhuriyet Yerleşkesinin, Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin, özgüveninin, devletine olan inancının ve istikbaline sahip çıkma kararlılığının somut bir tezahürü ve mührü olacağına vurgu yaptı.

Cumhuriyet Meclisi’nin yeni binasında gerçekleştirilen ilk oturuma ilişkin mesaj yayımlayan Başbakan Ünal Üstel, Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin etme, egemenlik ve kendi kendini idare etme mücadelesinde bir başka tarihi dönüm noktasına ulaştığını belirtti. Üstel, “Bugün ilk oturumunu gerçekleştiren Meclisimizin bu tarihi ve özel gününü selamlıyorum.” dedi.

Mesajında, “Bugün yeni bir dönem başlıyor. Bugün, Kıbrıs Türk halkının geleceğine damga vuracak ve ileride tarihi pek çok karara tanıklık edecek; devletimize yaraşır, halkımızın iradesini yansıtan yepyeni meclis binamızda ilk günü yaşıyoruz.” ifadelerine yer veren Üstel, 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti çerçevesinde oluşturulan Kıbrıs Türk Cemaat Meclisi ve Temsilciler Meclisi’nin, halkın seçme ve seçilme hakkını kullanarak kurulan ilk parlamenter demokratik kurumlar olduğunu belirtti.

1963’te Rum tarafının anayasayı ihlal ederek Kıbrıs Türklerini devletten dışlaması sonucu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin fiilen dağıldığını anımsatan Başbakan Üstel, bunun üzerine, Kıbrıs Türk halkının ihtiyaçlarına cevap vermek ve iradesini temsil etmek amacıyla Genel Komite’nin kurulduğunu ve bu komitenin 1967 yılına kadar görev yaptığını hatırlattı. 

Başbakan Ünal Üstel, 27 Aralık 1967’de Kıbrıs Türk Yönetimi’nin ilan edilmesinin ardından halkın iradesinin temsil edildiği merkezin Ulusal Birlik Partisi’nin Sarayönü’ndeki genel merkezine taşındığını hatırlatarak, bu binanın, 1970 seçimlerinde yeni dönemin temsilcilerinin belirlendiğine, 1 Ekim 1974’te Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi’nin ve 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin ilanına tanıklık ettiğini belirtti.

Sarayönü’ndeki meclis binasından sonra, 13 Şubat 1978’de 47 yıl boyunca halka hizmet veren meclis binasına geçildiğini ifade eden Üstel, bugün “Eski meclis” olarak bilinen binada alınan en önemli kararın, 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanı olduğunu vurgulayarak, bağımsızlık bildirisinin burada okunduğunu ve Cumhuriyetin tüm dünyaya ilan edildiğine dikkat çekti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Baṣbakan Üstel:Bizlerin görevi sorunları çözmek, KKTC’yi huzur ve güven içinde bir ülke olarak ilerletmek

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, son günlerde hem dünyada hem de ülkemizde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi…

Başbakan Üstel’in açıklaması aynen şu şekildedir:

“Bölgemiz, İran–İsrail savaşıyla; gerilim, gerginlik ve savaşın en tehlikeli boyutları bakımından yeni bir sürece girmiş görünüyor.
Karşılıklı atılan füzelerin gecenin karanlığında Kıbrıs’tan da görünmesi, taraf olmasak da tehlikenin ne kadar yakınımızda olduğunu göstermektedir.

Anavatanımız Türkiye’nin, Ukrayna–Rusya savaşı dahil pek çok uluslararası çatışmada uzlaşı yönünde katkı koyması, katkı koymasının istenmesi, izlenilen uluslararası siyasetin başarısının göstergesidir.

KKTC, Doğu Akdeniz’de; siyasi tanınmışlığı Türkiye dışında henüz gerçekleşmemiş olsa da, varlığı kabul görmektedir. Bizlerin de, özellikle bölgemizde yaşanan gelişmeleri yakından izleyerek gerekli politikaları üretip önlemleri almamız gerekiyor. Başbakanı olduğum koalisyon hükümetimiz, bu bilinç, sorumluluk ve Anavatan Türkiye ile istişare halinde gerekli izleme ve kararları almaktadır.
Proaktif siyaset, doğru ve etkili olandır.

Hükümetimiz bunun bilincinde olarak hareket etmektedir. Görev üstlendiğimiz ilk günden beri tribünlerde izleyici olmadık.
Futboldan bir benzetmeyle; oyunu sürekli kendi sahamızda kabul etmedik. Çünkü geçmişe dönük gözlem ve değerlendirmelerimiz, aksi halde kazanan, yenilmeyen taraf olmanın zor olduğunu gösteriyor.
Güney komşumuz Rum Yönetimi, gerçeklere uyarak iyi komşu olarak davranmıyor. Açıkça yazılsın ya da yazılmasın, 1975 Nüfus Mübadele Anlaşması’nın taşınmaz malları da kapsadığını kabul etmek istemiyorlar. Ya da bilmelerine rağmen kabul etmez görünüyorlar.
1974 sonrası oluşan iki toplumlu, iki bölgeli yapı; sonrasında Kıbrıs Türk Federe Devleti’ni ve ardından KKTC ismini almıştır. KKTC’de yaşamın sürdürülmesi ve gerekli olan ekonomik dinamizm için, tasarrufumuzda olan toprakları kullanmanın dışında bir seçeneğimiz yoktu. Bunu samimi yaklaşan üçüncü taraflar da ifade etmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de (AİHM) işaretiyle Taşınmaz Mal Komisyonu var edilip aktif hale getirilmiştir. Rum liderliği, ilk günden itibaren Taşınmaz Mal Komisyonu’nun verimli çalışmasını engelleme çabası içinde olmuştur.

AİHM’de açtırılan davalardaki en önde gelen amaçları, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun iç hukuk yolu olmaktan çıkarılmasıdır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), en son açıkladığı K.V. Mediterranean Tours Limited v. Türkiye kararıyla, Rumların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde terk etmiş oldukları taşınmaz mallara yönelik talepleri bakımından Taşınmaz Mal Komisyonu’nun iç hukuk yolu olduğunu açık bir şekilde bir kez daha ifade etmiştir.
Kararın bizler açısından en önemli yanı budur.

KKTC bir hukuk devletidir; yolumuz, mülkiyet sorununun aşılmasında da bu hukuk yoludur. Güneydeki vasilik sistemine benzer bir tercihle çözümü ötelemeyi bizler de tercih edebilirdik. Biz, hukuk yoluyla, bireysel haklara saygıyla doğru yönde ilerliyoruz.
Bizler, her bakımdan çalışan devlet yapımızı güçlendireceğiz.
1963 sonrası insanlarımız uzun süre çadırlarda kalmıştı. 1974 sonrası da Kuzey’de insanlarımız çadırlarda mı kalacaktı?
Emlak sektörü, ekonominin bir parçasıdır. Emlak sektörü gelişmeyecek, yerine çadır ekonomisi mi olacaktı?
Bir kez daha ifade ediyorum… Halkımız, iş dünyamız huzur içinde olsun… Bizlerin görevi, sorunları çözmek; KKTC’yi huzur içinde, gelecek kaygısı olmadan yaşanacak bir ülke olarak ilerletmektir.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Gençlik Federasyonu heyeti Azerbaycan ziyaretini tamamlayarak, ülkeye döndü

Published

on

By

Gençlik Federasyonu heyeti Azerbaycan ziyaretini tamamlayarak, ülkeye döndü.

Gençlik Federasyonu’ndan yapılan açıklamada, heyetin, Azerbaycan Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın davetiyle, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Sekretaryası koordinasyonunda 11-14 Haziran tarihlerinde düzenlenen “Lenkaran – Türk Dünyası Gençlik Başkenti 2024” kapanış etkinliklerine katıldığı kaydedildi.

Açıklamada, heyette, Federasyon Genel Başkanı Mustafa Özbilgehan, Genel Başkan Yardımcısı Nesrin Yüceulaş, Gençlik Federasyonu Dış İlişkiler Sekreteri Doruk Günalp, İskele Gençlik Derneği Başkanı Ali Devecioğlu, Güzelyurt Gençlik Derneği Başkanı Açelya Bulancak ve Gençlik Federasyonu Sağlık Komisyonu Üyesi Didem Gökçebel’in yer aldığı belirtildi.

Federasyon Başkanı Özbilgehan’ın, Azerbaycan Gençlik ve Spor Bakanı Yardımcısı Indira Hajiyeva ile TDT Genel Sekreter Yardımcısı Sadi Jafarov’un katılımıyla düzenlenen “Gönüllülükte Yeni Dönem: Değerler ve Eğilimler” başlıklı panelde konuşma yaptığı ifade edilen açıklamada, Özbilgehan’ın Kuzey Kıbrıs’ta yürütülen gençlik gönüllülüğü çalışmalarını aktararak, gençlerin ülke gençlik politikalarına katılımının önemini vurguladığı kaydedildi.

Açıklamada, etkinlik kapsamında 2025 TDT Gençlik Başkenti olarak belirlenen Kazakistan’ın Almatı şehrine devir teslim töreninin de gerçekleştirildiği bildirildi.

Etkinliğe aracılık eden ve uçak biletlerini karşılayan Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’na, katılım sürecine ilişkin diplomatik işlemleri yürüten KKTC Dışişleri Bakanlığı’na ve KKTC Bakü Temsilciliği’ne teşekkür edilen açıklamada, ev sahipliği için Azerbaycan Gençlik ve Spor Bakanlığına ve koordinasyon desteği için TDT Genel Sekreterliğine memnuniyet ifade edildi.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel, Şuşa’da konuştu: KKTC’nin tanınması yalnızca diplomatik bir mesele değildir, tarihi bir adaletin yerine gelmesidir

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Azerbaycan’ın Şuşa kentinde yaptığı konuşmada, KKTC’ye sahip çıkılması ve tanınması çağrısında bulundu.

Üstel, “KKTC’nin tanınması yalnızca diplomatik bir mesele değildir, tarihi bir adaletin yerine gelmesidir.” ifadelerini kullandı.

Şuşa kentinde, Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerini müttefiklik düzeyine çıkaran Şuşa Beyannamesi’nin imzalanmasının 4. yılı dolayısıyla “Yeni Dünya Düzeni: Jeopolitik Yönler ve Küresel Zorluklar” başlıklı uluslararası konferans gerçekleştirildi.

Yeni Azerbaycan Partisi (YAP) tarafından düzenlenen konferansa, ev sahibi Azerbaycan’ın yanı sıra KKTC, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Ukrayna, Belarus, Çin, Bulgaristan ve Sırbistan’dan yetkililer ve uzmanlar katıldı.

Etkinlikte Başbakan Ünal Üstel, Sırbistan Avrupa Entegrasyonu Bakanı Nemanja Staroviç, Türkiye AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Zafer Sırakaya, TBMM Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Şamil Ayrım, Özbekistan Liberal Demokrat Partisi Lideri Aktam Haitov, Türkmenistan Demokrat Parti Başkanı Ata Serdarov ile Kazakistan Amanat Partisi İcra Sekreteri Daulet Keribek de yer aldı.

Azerbaycan Milli Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Siyasi Partiler ve Yasama Erki ile İlişkiler Daire Başkanı Adalet Veliyev, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in konferans katılımcılarına hitaben gönderdiği mesajı okudu.

– Üstel: “KKTC’ye sahip çıkın, KKTC’yi tanıyın”

Başbakan Üstel, burada yaptığı konuşmada, KKTC’nin Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, “KKTC, Doğu Akdeniz’de, Türk dünyasının denize açılan kapısıdır.” dedi.

Üstel, bölgesel dayanışmanın yalnızca siyasi değil, aynı zamanda ekonomik, kültürel ve güvenlik boyutlarıyla da derinleştirilmesi gerektiğine inandıklarını belirterek, KKTC olarak Türk Devletleri Teşkilatı ile her alanda entegrasyonu artırmak istediklerini söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletlerde (BM) üst üste üç kez “KKTC’yi tanıyın” çağrısı yaptığını hatırlatan Üstel, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in de KKTC’nin tanınması gerektiğini açıkça vurguladığını hatırlattı.

Başbakan Üstel, “Bu noktada çağrımız tüm Türk dünyasınadır. Biz bir arada olursak, kimse bize boyun eğdiremez. Bir arada durun ve KKTC’ye sahip çıkın, KKTC’yi tanıyın. Çünkü KKTC’nin tanınması yalnızca diplomatik bir mesele değildir. Bu, tarihi bir adaletin yerine gelmesidir. Bu, Türk milletinin kendi kaderini tayin etme hakkına sahip çıkmasıdır. Bu, Türk dünyasının tarihi bir sorumluluğudur.” ifadelerini kullandı.

– Şuşa Beyannamesi yeni dünya düzeni sürecinde önemli bir adımdır

YAP Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreteri Tahir Budagov ise, “Şuşa Beyannamesi yalnızca iki dost ve kardeş ülke arasındaki ilişkilerin stratejik ortaklıktan ittifakın zirvesine yükselmesinin bir göstergesi değil, aynı zamanda Güney Kafkasya bölgesinde ve daha geniş coğrafyada, güncel tehdit ve meydan okumaların zemininde yeni bir dünya düzeninin şekillendiği tarihi bir aşamada, kalıcı istikrar, güvenlik ve çok yönlü işbirliği için elverişli bir temelin yaratılması yolunda atılmış önemli bir adımdır.” ifadelerini kullandı.

– “Ortak tarih, dil, din ve köken bizi yakınlaştırıyor”

Türkmenistan Demokrat Parti Başkanı Serdarov da konuşmasında, kardeş Azerbaycan’ın siyasi, ekonomik ve kültürel gelişimini büyük gururla izlediklerini ifade etti.

Serdarov, “Ortak tarih, dil, din ve etnik köken bizi yakınlaştırıyor.” diyerek partisinin Türkmenistan’da demokratik süreçlerin güçlendirilmesi, seçim sisteminin geliştirilmesi ve halkla devlet arasındaki güven ilişkisinin derinleştirilmesinde aktif rol üstlendiğini söyledi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam