Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Başbakanlık “Kısa Vadeli Ekonomik Eylem Planı Hazırlık Toplantısı” düzenliyor

Published

on

Başbakanlık “Kısa Vadeli Ekonomik Eylem Planı Hazırlık Toplantısı” düzenliyor.

Başbakan Faiz Sucuoğlu başkanlığında bakanlar, ekonomik örgütler ve bürokratların katılımıyla gerçekleştirilen toplantı, Lefkoşa Concorde Tower Otel’de yer alıyor.

Başbakan Faiz Sucuoğlu, toplantının açılış konuşmasını yaptı. Sucuoğlu, önemli bir görev için toplandıklarını ifade ederek, Covid salgını ve döviz artışından dolayı ülkede ekonomik sıkıntılar ve daralmalar yaşandığına işaret etti.

“Vatandaşlarımızın bundan dolayı yaşadığı zorlukları görüyorum hissediyorum ve üzülüyorum” diyen Sucuoğlu, ülkede bazı kesimlerin kazancının döviz olsa da gerçek kazancın TL olduğunu, dövizdeki artışın da yurttaşları sıkıntıya soktuğuna dikkat çekti.

Hükümet olarak görevde kalış sürelerinin kısa olacağını ancak 23 Ocak’ta yapılacak erken genel seçimden sonra da göreve devam edeceklerine inandığını söyleyen Sucuoğlu, Covid ve dövizin ekonomiye etkilerini kısa sürede kaldırmanın mümkün olmayacağını söyledi.

Sucuoğlu, KKTC’nin gelir kaynağının çok geniş olmadığını, bu yüzden taze gelir kaynağının nasıl yaratılabileceği konusunda öneriler almak için bu toplantıyı düzenlediklerini belirtti.

“Ekonomik yaşamımızın top yekün yenilenmeye ihtiyacı vardır” diyen Sucuoğlu, hükümet olarak bugün ortaya çıkacak kısa vadeli önerilerin hemen hayat bulması için çalışacaklarını söyledi.

Orta ve uzun vadeli önerilerden de seçim sonrası yararlanacaklarını, bu tip toplantıları yapmaya devam edeceğini ve gelen önerilerden her zaman yararlanacağını ifade eden Sucuoğlu, kısa vadede yapılacaklar üzerinde özellikle duracaklarını, önerilerden hemen yararlanıp adımlar atacaklarını söyledi.

Bakanlar ve bürokratların önerileri titizlikle değerlendirileceğini ve hemen adım atılacağını ifade eden Sucuoğlu, ülkedeki durum tespitini de paylaştı.

Başbakan Sucuoğlu, özellikle Covid salgınının dünyayı etkilediğini, kapanmanın ekonomiyi olumsuz etkilediğini kaydetti.

Gayri milli hasılanın kişi başı 10 bin 55 dolara düştüğünü, büyüme hızını. -16,2’ye düştüğünü ifade eden Sucuoğlu, işsizliğin de 10,1 olduğunu söyledi.

Turizm gelirinin 912 milyon dolardan 165 milyona düştüğünü, Yüksek öğrenimde 786 milyon dolar gelirin 384 milyon dolara gerilediğini ifade eden Sucuoğlu, İhracatın 106 milyon dolar İthalatın ise 1 milyar 319 milyon dolar olduğunu kaydetti.

Sucuoğlu, Yüksek öğrenimde özellikle Türkiye uyruklu öğrenci sayısının son üç yılda 11 bin azaldığını, Üçüncü uyruklu öğrenci sayısının ise 11 bin arttığını söyledi.

Gelen yolcunun 6 kat azalmayla 388 bine düştüğünü de söyleyen Sucuoğlu, genel rakamların sıkıntılı bir süreçte olduğunu ve doruk noktasına doğru ilerleme olduğunu gösterdiğini işaret etti.

Sucuoğlu, özellikle bugün ekonomi için acil neler yapılabilir, temel gıda maddelerinde nasıl önlem alınabilir, zorda olan vatandaşlara nasıl destek olabileceklerini tartışacaklarını ifade etti.

Orta vade yapılacak planlamaların 5 yıllık süreci kapsayacağını ifade eden Sucuoğlu, “Turizm eğitim müteahhitlik yanında yeni sektörler nasıl açılabilir” konusunda çalışmalar yapacaklarını, çünkü yeni sektörlere ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Sıcak paraya erişmede etkili olacak yasal süreçleri hızlı bir şekilde hayata geçirecek çalışmalara devam edeceklerini de söyleyen Sucuoğlu, bu çerçevede bugün ortaya konacak önerilerin kendileri için önemli olduğunu, bunların hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi için çalışacaklarını ifade etti ve başarılar diledi.

Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun konuşmasının ardından Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Kıbrıs Türk Otelciler Birliği, Kıbrıs Türk Turizm ve Seyahat Acenteleri Birliği, Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği ve Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği başkanları da söz alarak önerilerini sundu.

Toplantı, ara sonrası üniversite temsilcilerinin sunumu, değerlendirme toplantısı ve Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun kapanış konuşmasıyla tamamlanacak.

BAĞIMSIZLIK YOLU BASIN AÇIKLAMASI YAPTI

Öte yandan Bağımsızlık Yolu, toplantının yapıldığı otel önünde basın açıklaması yaptı.

“Kriz emekçinin krizidir, ultra zenginlerin değil” başlıklı basın açıklamasında, döviz artışı ve TL’nin değer kaybına işaret edilerek, toplantıya, “krizin gerçek mağdurları” emekçilerin temsilcilerinin çağrılmaması eleştirildi.

Açıklamada, “alım gücünün korunabilmesi için asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi, hayat pahalılığı ödeneğinin ayda bir maaşlara yansıyacak şekilde düzenleme yapılması, dövizle kira yasaklanarak mevcut kiraların sabitlenmesi, Servet vergisi getirilmesi, emekçilerin taşımacılık, eğitim, barınma, sağlık harcamalarının azaltılması, özel sektörde sendikasız işçi çalıştırılmasının yasaklanması”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

BM: “Bugün, Gazze’de insanlar hayatta kalamıyor”

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) işgal altındaki Filistin topraklarındaki kıdemli insani işler görevlisi Jonathan Whittall, Gazze’de gelecek günlerin kritik olacağını belirterek, “Bugün, Gazze’de insanlar hayatta kalamıyor.” dedi.

BM’nin “UN News” sitesindeki haberine göre, Whittall, Gazze’de gazetecilere mülakat verdi.

Whittall, “Gazze’de gelecek günler kritik olacak. Bugün, Gazze’de insanlar hayatta kalamıyor. Bombalar ve mermilerle öldürülmeyenler yavaşça ölüyor.” ifadelerini kullandı.

Gazze’de insani yardım kuruluşlarının, tedarik hatlarının yok olması nedeniyle sivillerin artan ihtiyaçları karşılayamadığını aktaran Whittall, hastanelerin yetersiz kaldığını, tıbbi malzemelerin de tükenmek üzere olduğunu kaydetti.

Whittall, yerinden edilen ailelerin barınacak yerinin kalmadığına dikkati çekerek, katı atıkların sokaklarda biriktiğini, temizlemek için malzeme olmadığını da belirtti.

Yakıt olmadan kurtarma çalışmalarının “imkansız olduğunu”, okulların yıkıldığını ya da kullanılamaz halde olduğunun altını çizen Whittall, “Gazze’de bugün hiçbir yer güvenli değil.” şeklinde konuştu.

– “Sınır tanımayan bir savaş” benzetmesi

“Siviller gibi insani yardım personeli, ilk yardım ekipleri ve gazeteciler de korunmalı ancak sınır tanımayan bir savaşta öldürülüyoruz.” diye konuşan Whittall, Gazze’deki durumun savaşa dahi benzemediğini vurguladı.

Whittall, “Gazze’deki insanlar bana bunun, gazeteciler tarafından her gün kayıt altına alınarak Filistinlilerin hayatının herkesin gözü önünde, apaçık kasıtlı olarak yok edilmesi gibi hissettirdiğini söylüyor.” ifadesini kullandı.

İnsani yardımın engellenmesinin silah olarak kullanıldığına dikkati çeken Whittall, “İnsani yardımdan yoksun bırakmak meşrulaştırılamaz ve bu asla silah olarak kullanılmamalı.” dedi.

Whittall, insani yardımların önündeki engellerin kaldırılması çağrısında bulundu.

– Gazze’de çocuklarda yetersiz beslenme oranı artıyor

OCHA’dan yapılan yazılı açıklamada, Gazze’nin kuzeyinde muayene edilen yaklaşık 1300 çocuğun 80’inde akut yetersiz beslenme görüldüğü kaydedilmişti.

Açıklamada, Gazze’de gıdanın ciddi oranda azaldığı, özellikle çocuklarda yetersiz beslenmenin hızlı artış gösterdiği vurgulanmıştı.

Devamını Oku

Dünya

İran’ın Bender Abbas Limanı’ndaki patlamada can kaybı 25’e yükseldi

Published

on

By

İran’ın Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı’nda dün meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlerin sayısı 25’e yükseldi.

Mehr Haber Ajansı’na göre, Hürmüzgan Eyaleti Başsavcısı Mücteba Kahramani, konuya ilişkin bilgi verdi.

Kahramani, Bender Abbas Limanı’ndaki patlamada şu ana kadar 2’si kadın 25 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.

Öte yandan Hürmüzgan Eyaleti Kriz Yönetimi Genel Müdürü Mehrdad Hasanzade, yaralı sayısının 800’e yükseldiğini duyurdu.

Patlama sonrası limanda çıkan yangının yüzde 80’inin söndürüldüğü belirtilirken, Bender Abbas kentinin bağlı olduğu Hürmüzgan eyaletinde 3 gün yas ilan edildiği kaydedildi.

İran’ın güneyinde Basra Körfezi kıyısında yer alan Bender Abbas Limanı’nda dün öğle saatlerinde şiddetli patlama meydana gelmişti.

Patlamanın nedeninin henüz belirlenemediği açıklanmıştı.

Limandaki bazı konteynerlerin patlamasıyla meydana gelen olayda 14 kişinin hayatını kaybettiği, 750 kişinin de yaralandığı bildirilmişti.

Devamını Oku

Dünya

UAD’nin, UNRWA’nın yasaklanması hakkındaki danışma görüşünün duruşmaları yarın başlıyor

Published

on

By

Türkiye dahil 39 devlet ve 4 uluslararası kuruluşun katılacağı duruşmalar neticesinde verilecek danışma görüşünün İsrail için bağlayıcı etki doğurması bekleniyor.

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarının hukuki sonuçlarını değerlendiren danışma görüşü duruşmalarına yarın başlıyor.

İsrail’in, BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) yasaklamasına ilişkin duruşmalarda 39 ülkenin yanı sıra Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı, Afrika Birliği ve BM de sunumlarını yapacak.

Dışişleri Bakanlığı’nca yapılacak Türkiye’nin sunumu, 30 Nisan’da TSİ 16.00’da başlayacak ve sözlü sunumlar 2 Mayıs Cuma TSİ 18.45’te sona erecek.

AA muhabiri, İsrail Meclisi’nin 28 Ekim 2024’te UNRWA’nın faaliyetlerini kısıtlayan yasaları kabul etmesi ve 31 Ocak 2025’te Doğu Kudüs’teki UNRWA operasyonlarını sonlandırması neticesinde Türkiye’nin de katkılarıyla Norveç öncülüğünde BM Genel Kurulu üzerinden başlatılan danışma görüşünün içeriğini, sunumların önemini ve UAD’nin vereceği görüşün etkisini derledi.
Danışma görüşünün içeriği nedir?

BM Genel Kurulu, 19 Aralık 2024’te kabul ettiği kararla, UAD’den İsrail’in işgali altındaki Filistin topraklarında BM kuruluşları ve uluslararası örgütlerin varlığı ve faaliyetlerine ilişkin yükümlülüklerini incelemesini istiyor.

Ayrıca, Filistin halkının hayatta kalması için acilen gereken temel malzemelerin ve insani yardımların engelsiz sağlanması ve Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını destekleme hususlarında İsrail’in sorumluluklarının da ele alınması talep ediliyor.

BM Genel Kurulu’nun Divan’a yönelttiği soruda her ne kadar UNRWA’nın adı yer almasa da İsrail tarafından yasaklanması üzerine başlatılması ve BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamaların hukukiliğinin genel olarak ele alınması sebebiyle söz konusu süreç büyük oranda UNRWA ile ilişkilendiriliyor.

UAD’nin vereceği görüşte uluslararası hukukun ilgili normlarını, BM Şartı’nı, uluslararası insancıl hukuku ve insan hakları hukukunu göz önünde bulundurması bekleniyor.

Divan’ın, 9 Temmuz 2004 tarihli Duvar Danışma Görüşü ve 19 Temmuz 2024 tarihli İsrail’in işgalinin hukukiliğine ilişkin daha önceki danışma görüşlerinden de yararlanması öngörülüyor.
Türkiye, İsrail aleyhine hangi iddiaları ortaya koyuyor?

Türkiye, İsrail’in de taraf olduğu 1946 tarihli BM Ayrıcalıkları ve Dokunulmazlıkları Sözleşmesi’ne dikkati çekerek, bu korumaların BM kuruluşlarının bağımsız çalışabilmesi için vazgeçilmez olduğunu vurguluyor.

Türkiye’nin beyanında, İsrail’in UNRWA’yı yasaklama kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve uluslararası yükümlülüklerin ihmalinin açık bir hukuk ihlali olduğu öne sürülüyor. Özellikle insani yardımların engellenmesi, BM tesislerinin hedef alınması ve uluslararası personelin taciz edilmesinin uluslararası hukuk düzenini zedelediğine işaret ediliyor.

Türkiye’nin 30 Nisan’da yapacağı sunumda, kapsamlı hukuki savlarla UAD’nin İsrail’in ihlallerini tespit etmesi noktasında mahkeme yargıçlarına yol gösterici olması bekleniyor.
Görüş bağlayıcı olacak mı?

Kural olarak UAD’nin verdiği danışma görüşleri bağlayıcı olmamakla birlikte, 1946 tarihli BM Ayrıcalık ve Muafiyetlerine Dair Sözleşme’nin 8. Maddesi, bu danışma görüşünün İsrail ve muhtemelen diğer ülkeler için bağlayıcı etki doğuracağı anlamına geliyor.

1946 tarihli Sözleşme’nin 8. Maddesi, “Bir üye devletle BM arasında uyuşmazlık çıkması halinde, UAD’den danışma görüşü isteneceğini ve bu görüşün taraflarca kesin olarak kabul edileceği” ifadesini içeriyor.

İsrail, bu sözleşmeye taraf olarak ve bu maddeye çekince koymayarak, verilecek danışma görüşünün kendisi için bağlayıcı etki doğuracağına rıza göstermiş oluyor.

Türkiye dahil 39 devlet ve 4 uluslararası kuruluşun katılacağı duruşmalar neticesinde verilecek danışma görüşünün İsrail için bağlayıcı etki doğurması bekleniyor.
Divan’ın bağlayıcı etki doğuran başka görüşleri var mı?

UAD, 29 Nisan 1999 tarihli danışma görüşünde, Malezya vatandaşı olan BM İnsan Hakları Komisyonu Özel Raportörü Dato’ Param Cumaraswamy davasında, 1946 tarihli Sözleşme’nin 8. Maddesinin uyarınca verilen danışma görüşünün Malezya açısından “kesin netice teşkil ettiğini” açıkça belirtmişti.

Benzer şekilde, 15 Aralık 1989’da verdiği danışma görüşünde de Romanyalı BM özel Raportörü Dumitru Mazilu’nun BM’nin sahip olduğu ayrıcalıklardan yararlandığını ve bu görüşün kesin netice teşkil ettiğini kaydetmişti.
Kararın olası etkileri neler olabilir?

Danışma görüşü, İsrail’in UNRWA’ya yönelik kısıtlamalarının kaldırılmasını ve Filistinlilere yönelik insani yardımın yeniden sağlanmasını zorunlu kılabilir. Ayrıca, İsrail’in UNRWA ve personeline verdiği zararların tazmin edilmesinin de önünü açabilir.

Görüş ayrıca, UNRWA’nın Filistinli mültecilerin temel haklarının korunmasındaki hayati rolünü vurgulayarak, kısıtlamalar yoluyla geri dönüş hakkının engellenmemesi gerektiğini de ortaya koyabilir.

İsrail daha önce de 2008-2009 yıllarındaki Dökme Kurşun Operasyonu sırasında UNRWA binalarına verdiği zararı tazmin etmiş ve 23 Şubat 2010’da BM’ye 10,5 milyon dolar tazminat ödemişti.
Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?

Hollanda’nın idari başkenti Lahey’deki Barış Sarayı’nda yarın itibarıyla halka açık yapılacak duruşmalar canlı yayınlanacak.

Toplam 43 ülke ve uluslararası kuruluş 30’ar dakikalık sözlü sunum yapacak.

Uyuşmazlığın doğrudan ilgili ülkelere daha fazla süre verilmesi sebebiyle Filistin 3 saat sunum yapacak.

Danışma görüşüne ilişkin yazılı beyanda bulunan İsrail’in sözlü duruşmalarda yer almaması dikkati çekiyor.

Sözlü sunumların ardından Divan yargıçları danışma görüşünü hazırlamak için müzakereye başlıyor.

UAD danışma görüşlerini genellikle 4 veya 6 aylık bir süre içerisinde açıklıyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam