Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Benan: Geçmişi unutmayız ama kin ve nefret ikliminin sonsuza dek sürdürülmesini de istemeyiz

Published

on

Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan, Kıbrıs Türk halkının, 1974 yılına kadar Türk kimliğini ve varlığını korumak için 11 yıl büyük bir direniş ve dayanışma sergilediğini vurguladı. Benan, “Geçmişi unutmayız ama kin ve nefret ikliminin sonsuza dek sürdürülmesini de istemeyiz.” dedi.

21-25 Aralık Milli Mücadele ve Şehitler Haftası nedeniyle Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde Şehitleri Anma Programı düzenlendi.

-Benan: “Türk askeri 49 yıldır devam eden adadaki barışın tek güvencesidir”

Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan programda yaptığı konuşmada, “Bugün gözyaşı ve acılarla dolu günlerin başladığı, dünyanın ve Barış Gücü’nün gözleri önünde işlenmiş, insanlık suçlarının 60’ıncı yıl dönümüdür” dedi.

1950’li yıllardan 1960’lı yıllara kadar, Kıbrıslı Türklerin yaşadığı zorlukların 1963’ten başlayarak, 11 yıl devam ettiğini ifade eden Benan, bu süredeki baskı, zulüm ve katliamlarla 103 Türk köyünün terk edildiğini, 30 bin yurttaşın göç etmek zorunda bırakıldığını söyledi.

21 Aralık 1963’te, Kıbrıs Türk halkının topluca yok edilmesini öngören ve tarihe Kanlı Noel olarak geçen Akritas Planı’nın ikinci safhasının uygulamaya konulduğunu dile getiren Benan, adanın dört bir yanında Türklere karşı saldırılar gerçekleştirildiğini, Akritas Planı’yla Türklerin adadaki varlığına tamamen son verilmek istendiğini belirtti. Benan, “21 Aralık yaşanan acı dolu olayların yanında, Kıbrıs Türkü’nün kahramanca var olabilmek için mücadele verdiği bir gündür” dedi.

“Vatan atamızın, dedemizin, babamızın gömüldüğü yerdir” diyen Benan, “Vatan biraz gazi, biraz şehittir. Kıymetini bilene cennetten köşedir vatan” şeklinde konuştu.

Toprağı vatan yapan, bu vatanı kanları ile yazan şanlı bir ecdadın, şanlı evlatları olduklarını ifade eden Benan, geçmişini bilmeyen, bir haber olan bir neslin, ecdadını tanımayacağını, ne yaptığını bilmeyeceğini ve bağrından yeni kahramanlar çıkaramayacağını vurguladı.

Ateşin düştüğü yerde hiçbir zaman sönmediğini, unutulmadığını çünkü gidenin geri gelmediğini ifade eden Benan, geride kalanların hissettiklerini paylaşmanın ise mümkün olduğunu belirtti.

Bir olmanın önemini vurgulayan Benan, “Mohaç’ta, Yemen’de, Çanakkale’de, Kore’de, ülkemizde savaşırken, bir değil miydik?” diye sorarak, “Bir olmak için elimizden geleni yapalım” dedi.

1974 yılına kadar Türk kimliğini ve varlığını korumak için tüm imkansızlıklar, yokluklar ve verilen yüzlerce şehide rağmen Kıbrıs Türk halkının 11 yıl büyük bir direniş ve dayanışma sergilediğini kaydeden Benan, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Barış Harekatı ile yalnız Türklerin değil, Rumların da can ve mal güvenliğini sağladığını söyledi. Benan, “Türk askeri 49 yıldır devam eden adadaki barışın tek güvencesidir” dedi.

Kıbrıs Türk halkının hoşgörüsünün sonsuz olmadığını vurgulayan Benan, eşit haklara ve egemenliğe, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğüne dayalı insanca yaşanabilecek bir ortamın sağlanması halinde kalıcı bir anlaşmanın olabileceğine inandıklarını belirtti.

Benan, “Geçmişi unutmayız ama kin ve nefret ikliminin sonsuza dek sürdürülmesini de istemeyiz. Kıbrıs Türk halkı geleceğe umutla bakmak için barışın olduğu bir dünya arzuluyor. Ne toprağımızdan, ne bayrağımızdan ne de Anavatan Türkiye’den asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs’ta var olan gerçeklerin dikkate alındığı, iki devletli bir çözüm için çaba sarf etmeye devam edeceğini kaydeden Benan, “Bir daha bu topraklarda yeni şehitler verilmemeli, yeni acılar yaşanmamalıdır. Eğer bir anlaşma olacaksa bunun refahı paylaşılmalıdır” dedi.

“Emanetinizin, emanetimizdir. Gözünüz arkada kalmasın. Sizlerin sahip çıktığı gibi bu vatana bizler de sahip çıkacağız” diyen Benan, ebediyete intikal eden ve hayatta olan gaziler ile tüm şehitleri andı.

-Bayar: “21 Aralık 1963 varoluş tarihimizde önemli bir milattır”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Celal Bayar da konuşmasında, Kıbrıs’ta bugüne kadar yaşanan acıların ve kanlı olayların tek nedeninin Rum ve Yunan’ın Enosis hayalleri olduğunu kaydetti.

60 yıl önce Rum tarafının önceden hazırladığı Akritas Planı’nı, Türkü imha planını uygulamaya başladığını dile getiren Bayar, “Amaçları, Kıbrıs ortaklık cumhuriyetini terör ve silah zoru ile katliam yaparak ele geçirmek ve 48 saatte Türk halkını dize getirecek Enossi’i gerçekleştirmekti. Bu bakımdan 21 Aralık 1963 varoluş tarihimizde önemli bir milattır” dedi.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Enosis faaliyetlerinin yükselişe geçtiğine dikkat çeken Bayar, Kıbrıs’ta Türk-Rum ayrılığının da o zamandan başladığını belirtti. Enosis’i gerçekleştirmek için 1 Nisan 1955’te EOKA terör örgütünün kurulduğunu belirten Bayar, Kıbrıs Türklerinin her zamana Enosis’e karşı durduğunu vurgulayarak, Rum saldırılarına karşı savunma ve direnişin başladığını anlattı.

1955-1958 yıllarında yaşanan toplumlar arası çatışmalara değinen Bayar, EOKA’dan 3 yıl sonra TMT’nin 1 Ağustos 1958’de resmen kurulduğunu belirterek, TMT’nin kuruluşunun Kıbrıs Türklerine can suyu oldu olduğunu söyledi.

TMT’nin savunma amacıyla ve gönüllülük esasına dayalı olarak kurulduğuna dikkat çeken Bayar, EOKA’ya karşı dengenin sağlandığını kaydederek, “TMT kurulmamış ve hazırlıklı olmasaydık 21 Aralık 1963’te Rumlar amaçlarına ulaşacaklardı. Çok şükür ki Anavatanın garantörlüğü ve TMT vardı” dedi.

Garanti ve ittifak antlaşmaları ile garantör ülkelere anayasal düzeni sağlamak üzere müdahale hakkı tanındığına işaret eden Bayar, “İşte bizi kurtaran bu garantörlük hakkıdır” şeklinde konuştu.

20 Aralık 1963 gecesi Tahtakale Mahallesi olayı ile Akritas Planı’nın uygulanmaya konduğunu ifade eden Celal Bayar, Kıbrıs Türklerinin, Cumhuriyetin tüm organlarından silah zoru ile dışlandığını, kovulduğunu anlattı.

4 binden fazla memur, öğretmen ve polisin görevlerine dönemediğini, dönenlerden bazılarının gözaltına alınıp, katledildiğini belirten Bayar, “Bazılarının nerede gömülü olduğu hâlâ bugün bulunamadı” dedi. Bayar, saldırlar sonucunda 103 Türk köyünün terk edildiğini, 30 bin kişinin göç etmek zorunda kaldığını dile getirdi.

Kıbrıs Türk mücadele tarihinde isimsiz kahramanların her zaman şükranla anılacağını söyleyen Bayar, TMT Komutanı Bozkurt Kenan Çoygun’un şükranla anılacak kişilerden biri olduğunu vurgulayarak, Çoygun’un direnişin en tepesinde TMT Komutanı olarak efsaneler yarattığını kaydetti.

Kıbrıs Türk halkının kararlılıkla sürdürdüğü direnişin 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı ile taçlandırıldığını ifade eden Bayar, “60 yıl önce başlayan o karanlık acı, kan ve gözyaşı dolu katliam ve ambargolar altındaki günler TMT’nin önderliğinde ve Anavatan’ın her türlü desteği ile önlendi” dedi.

Mücahit Kıbrıs Türk halkının 7’den 70’e can ve namusunu korumak için en zor şartlarda yokluklar içinde direndiğini ve Rum’a teslim olmadığını vurgulayan Celal Bayar, Kıbrıs Türkü’nün 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı ile özgürlüğüne ve egemen devletine kavuştuğunu, bunun Mehmetçik ve Mücahitlerin canı, kanı, alın teri ile sağlandığını söyledi.

Kıbrıs sorununun Rum tarafının iddia ettiği gibi 1974’te başlamadığını dile getiren Bayar, “Tarihi belgeler çok açıktır. Kıbrıs Türkleri bir devletten ayrılarak yeni bir devlet ilan eden ayrılıkçı bir halk değildir. Kıbrıs Türkleri kurucu ortak oldukları devletten zorla, silah zoru ile ve katliamla dışlanmıştır” şeklinde konuştu.

“Kıbrıs’ta parçalanan ve birleştirilecek bir ulus yoktur. Türkler Kuzeyde, Rumlar Güneyde iki ayrı idare ve devlet vardır” diyen Bayar, bunca zamandır BM ve dünyanın, KKTC’yi tanımamasının ve Rum Yönetimini, “Kıbrıs Cumhuriyeti” unvanı ile tanımasının Kıbrıs Türk halkına yapılan en büyük haksız olduğunu söyledi.

“Devletimiz, eşit egemenliğimiz kabul edilmeden kalıcı bir çözüm olmaz. Kıbrıs’ta Türk varlığı Anavatanımızın desteği olmadan var olamaz” vurgusu yapan Bayar, KKTC olmadan Kıbrıs Türkü’nün varlığını sürdüremeyeceğini kaydetti.

Şu anda Gazze’de yaşanan ve 60 yıl önce Kıbrıs Türk halkının yaşadığı vahşetin uluslararası hukukun ve BM’nin ne olduğu ve ne olmadığının en güzel kanıtı olduğunu ifade eden Bayar, “Bizlere ve hükümetlerimize düşen görev Anavatan ile birlikte dört elle devletimize sahip çıkmak ve halkımızı hak ettiği mutluluğa kavuşturmaktır” şeklinde konuştu.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Mineri/Sarıkuyruk avcılığına dair uyarıda bulundu

Published

on

By

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, yaz döneminde kıyılarda sıklıkla görülen Mineri/Sarıkuyruk (Seriola dumerili) balığı avcılığına dair uyarıda bulunarak yasal düzenlemeleri hatırlattı.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, bu dönemde türün kıyılarda daha sık rastlanması nedeniyle, yasal avlanma kurallarının hatırlatılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

Açıklamada, 27/2000 sayılı Su Ürünleri Yasası kapsamında yürürlükte olan “Balıkçılık İzinleri ve Balıkçılık Kaynaklarının Sürdürülebilir Kullanımı Tüzüğü” uyarınca, Sarıkuyruk avcılığına yönelik geçerli kurallara dikkat çekildi.

30 santimetreden küçük olan bireylerin avlanması, satılması, satın alınması ve sergilenmesinin yasak olduğu vurgulanan açıklamada, bu kuralın, hem amatör hem de profesyonel balıkçılar için bağlayıcı nitelik taşıdığı kaydedildi.

Amatör ve sportif balıkçılar için getirilen günlük adet sınırlamaları ise şöyle belirlendi:

“45 cm ve üzerindeki balıklar için: Günde en fazla 2 adet. 30–45 cm arasındaki balıklar için günde en fazla 6 adet.”

Bu düzenlemelerin Sarıkuyruk türünün popülasyonunu korumak ve sürdürülebilir balıkçılığı sağlamak amacıyla uygulandığı vurgulanan açıklamada, balıkçıların belirtilen kurallara özen göstermeleri, denizlerdeki biyolojik çeşitliliğin korunmasına ve gelecek nesillerin de bu kaynaklardan faydalanabilmesine katkı sağlayacağı belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Okullar Yolu Sokak, Şht. Mustafa Yusuf Hacı Sokak ve Bozkır Sokak’ta kanalizasyon çalışması yapılacak

Published

on

By

 Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) 3 sokakta 42 bina ve 145 haneyi daha kanalizasyona bağlayacağını açıkladı.

Belediyeden yapılan açıklamada, bu kapsamda, 8 Ağustos Cuma gününden itibaren Okullar Yolu Sokak’ta (Atleks Sanverler Ortaokulu’ndan Polis Genel Müdürlüğü köşesine kadar) başlayacak çalışmaların 4 günde tamamlanmasının hedeflendiği belirtildi.

Okullar Yolu Sokak’ın ardından çalışmalar Polis Genel Müdürlüğü yan sokağı olan Şht. Mustafa Yusuf Hacı Sokak’ta devam edecek.

Kanalizasyon çalışmaları Bozkır Sokak ile tamamlanacak.

Açıklamada, çalışmalar boyunca sürücülerin trafik yönlendirmelerine dikkat etmeleri istendi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, görev süresi sona erecek olan Stewart’ı kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, görev süresi 9 Ağustos’ta sona erecek olan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart’ı kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’nda saat 10.00’da başlayan görüşme yaklaşık bir saat sürdü.

Cumhurbaşkanı Tatar ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart, görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu.

 – Tatar: “Komitelerin çalışması konusunda biz çok ısrarcı olduk ancak Güney Kıbrıs maalesef değil”

 Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yaptığı açıklamada, Stewart ile dört yıldır birlikte çalıştıklarını ve kendisiyle bir dostluklarının geliştiğini belirtti.

Bütün samimiyetiyle Colin Stewart’a her zaman açık ve net olduğunu kaydeden Tatar, Stewart’ın dört yıllık sürede her iki tarafa da yardımcı olabilmek için iyi niyetli çalıştığını gördüğünü belirtti, hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.

Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın sunduğu raporda “ortak bir zemin olmadan Kıbrıs’ta bir müzakere sürecinin başlayamayacağının” kayda geçtiğini ve raporun Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın António Guterres tarafından değerli bulunduğunu anımsattı.

“Guterres, hem Cenevre hem de New York görüşmelerinde bunları ifade etmiştir.” diyen Tatar,

Colin Stewart dönemindeki başarılarına değindi.

Özel Temsilci Güneş Onar’ın girişimleriyle iki taraflı teknik komitelerin çalışabilmesine yönelik büyük gayretler sarf edildiğini ifade eden Tatar, son olarak mart ayında gerçekleşen toplantıda alınan kararda 13. teknik komite olarak Gençlik Komitesi’nin oluşturulduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanlığı göreve süresince 13’ü bulan teknik komitelerin çalıştırıldığını ifade eden Tatar,

“Burada biz çok ısrarcı olduk ancak Güney Kıbrıs maalesef değil…” dedi.

 – “Madem Rum tarafının böyle bir şeye niyeti yok, yeni bir oyuna geçmenin zamanı geldi”

 Güney Kıbrıs’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımadığı için, kurum ve kuruluşlarını muhatap almamaya çalıştığını dile getiren Tatar, önemli konularda maalesef gerekli adımların atılmadığını gördüklerini kaydetti.

“Kültürel Miras” gibi bazı konularda atılan adımlara da değinen Tatar, Stewart’ın bu dönemde kendileriyle iyi çalıştığını dile getirdi.

“Biz bu dönemde iki tarafın işbirliğine çok önem verdik. Ben onu, ‘iki devletin işbirliği’ olarak değerlendiriyorum.” diyen Tatar, hem Cenevre hem de New York görüşmelerinde bunu defalarca dile getirdiğini söyledi.

“Biz buradayız ve kapıları görüşüyoruz. Biz buradayız, kültürel mirası ve mezarlıkları görüşüyoruz. Biz buradayız, çevre ve iklim değişikliği konularını görüşüyoruz. Gençlerin pozisyonu, mayınların temizlenmesi konularını görüşüyoruz…” diyen Tatar, iki devletin işbirliğine ve iki taraf arasındaki münasebetin devam etmesi için büyük gayret sarf ettiklerini belirterek, Stewart’ın bu konularda kendilerine destek olduğunu belirtti.

BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’ta “iki bölgeli”, “iki toplumlu” federasyon kararına değinen Tatar, “Biz artık orada değiliz. Federal temelde bir anlaşma konusunda bir çözüm bulunamadı. Çünkü Rum tarafının böyle bir şeye niyeti yok.” şeklinde konuştu.

“Madem Rum tarafının böyle bir şeye niyeti yok, yeni bir oyuna geçmenin zamanı geldi. O yüzden dört yıl önce Cenevre’de ‘egemen eşitlik, eşit uluslararası statü’ noktasında yeni vizyonumuzu ortaya koyduk.” diyen Tatar, KKTC olarak her türlü varlıklarıyla egemen olduklarını belirtti.

BM Güvenlik Konseyi’nde alınan kararın artık zamanının geçtiğini ve hükmünü yitirdiğini dile getiren Tatar, “Derenin altından çok sular geçti, çok şey değişti. Bölge değişti, statü değişti, Doğu Akdeniz değişti… Türkiye bambaşka bir noktaya geldi.” diye konuştu.

 – “İki devletli çözüm konusunda ısrarcıyız”

 İki devletli çözüm konusunda ısrarcı olduklarını belirten Tatar, Stewart’ın giderayak yaptığı açıklamanın kendilerini üzdüğünü ifade etti.

Stewart’ın görüşmede “yanlış anlaşıldım” dediğini belirttiğini kaydeden Tatar, “Stewart’a görev tanımın, böyle bir açıklama yapmaya müsaade etmez” dediğini aktardığını ifade etti.

Stewart’a “Kıbrıs’ta iki eşit taraf var. Her ne kadar KKTC tanınmamış olsa dahi sizin bu eşitliği korumanız ve bu eşitliğe saygı duymanız gerekiyor. Rum’un söylediği kendisini bağlar, benim söylediğimde beni bağlar. Bize yönelik açıklamanda ‘şu hiçbir zaman olmayacak’ şeklinde bir ifade kullanamazsın.” dediğini belirten Tatar, bir müzakerenin başlayabilmesi için de egemen eşitliklerinin kabul edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kıbrıs meselesini en iyi bilenin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres olduğunu ifade eden Tatar, Guterres’e büyük saygı duyduğunu dile getirdi.

Gayriresmi zirvelerde toplam 10 konuda uzlaşı sağlandığını belirten Tatar, iki devletli bir çözümün müzakere yoluyla sağlanacağını ifade etti.

Bunca yıldır devam eden süreçlerde gelinen noktada büyük bir avantaj olduğunu dile getiren Tatar, bununda BM’de dahil olmak üzere iki tarafın da “neyin çalışmadığını” kabul eder noktaya gelmesi olduğunu ifade etti.

Tatar, “Artık ortak zemin olmadığı genel sekreter tarafından kabul gördü. Federasyon modeli tükenmiştir. Adil ve kalıcı bir çözüm, sadece gerçeklerin masaya yansımasıyla başlayacak yeni ve resmi bir süreçle bulunabilir.” diye konuştu.

 – Stewart: “Tatar, Kıbrıslı Türkleri derinden önemseyen ve onların çıkarlarını gözeten biri”

 2021 yılında devraldığı görevi sona erecek olan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs’taki BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart da, Cumhurbaşkanı Tatar ile çok güzel bir veda görüşmesi yaptığını, her zamanki iş birliği ve dayanışması için kendisine teşekkür ettiğini belirterek, “Kıbrıslı liderler arasında en uzun süredir görüştüğüm ve geldiğimden beri iktidarda olan kişi odur. Sanırım yıllar boyunca çok iyi görüşmeler yaptık ve bunun için kendisine teşekkür ettim” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a “yapıcı yaklaşımı” için teşekkür ettiğini söyleyen Stewart, “Kıbrıslı Türkleri derinden önemseyen ve onların çıkarlarını gözeten biri olduğunu biliyorum ve bu uğurda her zaman yapıcı olmaya çalıştı” ifadelerini kullandı.

Kanadalı diplomat Stewart, kamuoyuna bir dizi açıklamalar yaptığını ve bu açıklamalarından bazılarına tepkiler geldiğini belirterek, devamla şunları kaydetti:

“Genel Sekreter, özgürce müzakere edilmiş bir çözüme ulaşabilmek için olası bir çözümün karşılıklı kabul görmesi gerektiğini ve Birleşmiş Milletler’in dayatmada bulunamayacağını söyleyerek sürece öncülük etmiştir. Karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm bağlamında, elbette, diğerlerinden daha gerçekçi olan bazı seçenekler var. Kamuoyu yoklamalarımız, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların çoğunluğunun, başarılı bir şekilde müzakere edilmiş, karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm görmek istediğini gösteriyor ve bu, Birleşmiş Milletler’in her zaman tam olarak desteklediği bir şey.”

Stewart, Cumhurbaşkanı Tatar ile geniş bir yelpazede çeşitli konuları ele aldıklarını belirterek, “Dediğim gibi, çok dostane ve nazik bir görüşmeydi ve kendisine iş birliği için teşekkür ettim” dedi. 

Devamını Oku

Trending

Reklam