Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Biyologlar Derneği’nden 4 Mart Dünya HPV Farkındalık Günü mesajı: Ücretsiz HPV aşısı herkesin hakkıdır

Published

on

Biyologlar Derneği, HPV-İnsan Papilloma Virüsü’nün dünyada en sık rastlanan cinsel yolla bulaşan hastalıklardan olan rahim ağzı kanserine neden olan virüs olduğunu belirterek, bu virüsle mücadelede HPV aşısının ulaşılabilirliğini artırmasının halk sağlığı açısından önemine işaret etti ve ücretsiz HPV aşısının herkesin hakkı olduğunu vurguladı.

Dernek, ABD ve İngiltere’de yapılan araştırmalar sonucu doğru aşı uygulaması ile kadın ve erkeklerde virüsün kansere yol açma oranının yüzde 90 kadar azaltıldığına işaret ederek, HPV gibi önemli bir virüsün mücadelesinde, HPV aşısının 11-18 yaş kızlarda ve hatta erkeklerde zorunlu tutulmasının ve ulaşılabilirliğinin artırılmasının halk sağlığı açısından önemli olduğunu belirtti.

Biyologlar Derneği Yönetim Kurulu  Başkanı Hatice Benan, 4 Mart Dünya HPV (İnsan Papilloma Virüsü) Farkındalık Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.

Benan, mesajında, “HPV– Human Papilloma Virus, 100’den fazla türü bulunan ve bugün Dünya’da en sık rastlanan cinsel yolla bulaşan hastalıklardan olan rahim ağzı kanserine (serviks kanseri) neden olan virüstür. Bilim insanlarının araştırmalarına göre dünya üzerinde yaşayan insanların büyük bir çoğunluğu bu virüs ile hayatının bir evresinde karşılaşıyor” ifadelerini kullandı.

– HPV 16 ve HPV 18 rahim ağzı hücrelerini hedef alarak kansere yol açabiliyor

Kadınlarda en sık görülen meme, akciğer ve kolon kanser türlerine rahim ağzı kanserinin de dahil olduğunu belirten Benan, “Bağışıklık sistemimiz virüsün bazı türlerini biz farkında olmadan kendisi elimine edebilirken, HPV 16 ve HPV 18 rahim ağzı hücrelerini hedef alarak kansere yol açabiliyor” dedi.

Benan, cinsel yolla buluşan bu virüsün ağız, boğaz, penis, vajina ve anüs teması ile bulaşabileceğine, kadınlarda ve erkeklerde farklı kanser çeşitlerine yol açabileceğine işaret ederek, “Virüsün vücudumuzun sağlığı üzerindeki negatif etkileri çok fazla ve bu etkileri azaltabilen tedavi yöntemleri insandaki negatif etkilerle mücadele edebilirken virüsün kendisi ile mücadele edemiyor” dedi.

– “Doğru aşı uygulaması ile kadın ve erkeklerde virüsün kansere yol açma oranı %90 kadar azaltıldı”

“Yetişkin kadınlar düzenli yapılan SMEAR testleri ile virüsün erken teşhisini kontrol etmeye çalışıyor” diyen Benan, şöyle devam etti:

“Fakat, HPV için daha etkili bir korunma yöntemi mümkün mü? SMEAR testinde kanser teşhisi yapılan bir kadın önceden önlem alabilir miydi? Dünya’da HPV’den korunmak için aşı vardır. Farklı ülkelerde 11-18 yaş arası kız çocuklarına ve hatta erkek çocuklarına bu aşı sağlık bakanlığı tarafından ücretsiz olarak sağlanmaktadır. ABD ve İngiltere’de yapılan araştırmalar sonucu, doğru aşı uygulaması ile kadın ve erkeklerde virüsün kansere yol açma oranı %90 kadar azaltılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 2006 yılında tüm dünyada 510.000 yeni rahim ağzı kanseri tanı almış ve 288.000 kadın ölmüştür. Gelişmiş ülkelerde de kanseri tarama programlarının varlığına karşın rahim ağzı kanseri halen önemli bir sağlık sorunu olarak gündemdeki yerini korumaktadır.”

-“HPV aşısının 11-18 yaş kızlarda ve hatta erkeklerde zorunlu tutulması ve ulaşılabilirliğinin artırılması önemli”

Benan, açıklamasında devamla, “KKTC gibi gelişmemiş ülkelerde daha büyük risk taşıyan hastalığın aşısı 2-3 doz şeklinde belirli aralıklarla yapılması gerekir ve tüm dozlar tamamlandığı zaman etkisini gösterir. Fakat bazen maddi bazen de bilinçsizlik nedeni ile ulaşılması imkansız olabiliyor. İnsanların sağlıklı bir çevre haklarının yanında yaşadığı ülkenin vatandaşlarına HPV gibi önemli bir virüsün mücadelesinde, HPV aşısının 11-18 yaş kızlarda ve hatta erkeklerde zorunlu tutulması ve ulaşılabilirliğini artırması halk sağlığı açısından çok önemlidir. Ücretsiz HPV aşısı herkesin hakkıdır!” ifadelerini kullandı.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Ataoğlu:Lefke bölgesinde içme suyu arayışı olumlu sonuçlandı

Published

on

By

Jeoloji ve Maden Dairesi’nin Çamlıköy tepelerinde yürüttüğü araştırma ve sondaj çalışmaları neticesinde içme suyuna ulaşıldı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Lefke bölgesinin içme suyu ihtiyacına yönelik yapılan sondaj çalışmasının başarıyla sonuçlandırıldığını açıkladı.

Lefke Belediyesi’ne içme suyu sağlayacak çalışmaya emek veren Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Ayşen Albayrak’a, mühendislere ve diğer ekip üyelerine teşekkür eden Ataoğlu, su kaynaklarının dikkatli ve idareli kullanılmasının önemine vurgu yaptı.

Bakanlıktan verilen bilgiye göre, Ataoğlu, yeraltı suyunun sonsuz bir kaynak olmadığını da anımsatarak, “Su, her birimizin sorumluluk bilinciyle koruması gereken hayati bir nimettir” dedi.

Bu dönemde özellikle küresel iklim değişikliği ve kuraklık risklerinin arttığına işaret eden Fikri Ataoğlu, suyu tasarruflu kullanmanın, gelecek nesillere karşı en büyük sorumluluk olduğunu da vurguladı.

Jeoloji ve Maden Dairesi’nin ülke genelindeki çalışmalarının devam ettiğini de hatırlatan Ataoğlu, doğal kaynakların korunması ve verimli kullanılması adına yürütülen her çalışmaya hükümet olarak destek vermeye devam edeceklerini kaydetti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel’den Fidan’ın New York sözlerine tam destek: “Kıbrıs Türkleri’nin hakları yok sayılamaz”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri bakanı Hakan Fidan’ın New York’ta yaptığı açıklama ile ilgili değerlendirmede bulundu…

Üstel’in değerlendirmesi şöyle;

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar’ın New York’ta gerçekleştirdiği temasları ve devam eden zirve sürecini büyük bir dikkatle ve yakından takip ediyoruz.

Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve uluslararası statüsünü temel alan duruşumuz doğrultusunda, Sayın Cumhurbaşkanımızın sergilediği kararlılık, halkımızın haklı mücadelesinin güçlü bir yansıması olarak New York’ta da sürmektedir. Bu nedenle, kendisine hükümetimiz adına bir kez daha tam destek verdiğimizi ifade etmek istiyorum.

Bu kritik süreçte, Anavatan Türkiye’nin büyük desteği de bizlere güç katmaktadır.

Başta Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan olmak üzere, Türk diplomasisinin ortaya koyduğu ortak irademize dayalı tavır; Kıbrıs Türk halkının yalnız olmadığını, davamızın Türkiye Cumhuriyeti tarafından tereddütsüz ve en yüksek seviyede sahiplenildiğini göstermektedir.

Sayın Fidan’ın New York’taki açıklamasında:

“Türklerin ve haklarının yok sayıldığı bir denklemi kabul etmemiz söz konusu değil.”

İfadeleriyle dile getirdiği bu kararlılık, Kıbrıs Türk halkının tarihsel mücadelesine verilen güçlü ve tereddütsüz bir destektir. Bu vesileyle Sayın Fidan’a, halkımız adına en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Gelinen aşamada herkes şunu bilmelidir: Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve statüsünün tanınması; adada kalıcı çözümün, bölgesel barışın ve coğrafyamızın istikrarının teminatıdır. Çözüm iradesi konusunda samimi olan biziz. Rum tarafının Kıbrıslı Türklere yönelik sürdürdüğü ekonomik, sosyal ve hukuki baskı girişimleri; çözüme değil, çatışmaya; barışa değil, statükonun devamına hizmet etmektedir.

Artık yeni sözlerin söylenme zamanıdır. Şimdi, 50 yıldır sonuca hizmet etmeyen statükonun sürdürülmesi değil; adadaki gerçekleri esas alan yeni bir döneme girilmesinin vaktidir.

İnanıyorum ki, Anavatan Türkiye ile ortak şekilde geliştirdiğimiz “iki devletli çözüm vizyonu”, Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı liderliği ve Türk Hükümeti ile diplomasisinin güçlü desteğiyle mutlaka başarıya ulaşacaktır.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Toplu Taşımacılar Birliği Başkanı Akandere: Doğru ve adil bir sistem için her türlü katkıya hazırız

Published

on

By

Kıbrıs Türk Toplu Taşımacılar Birliği Başkanı Beksan Bekir Akandere, toplu taşımacılıkta gündemde olan şirketleşme modeline ilişkin değerlendirmesinde, “Doğru ve adil bir sistem için her türlü katkıya hazırız ancak belirsizlikler giderilmeden bu süreç sağlıklı ilerleyemez” dedi.

Kıbrıs Türk Toplu Taşımacılar Birliği (KTTTB) Başkanı Beksan Bekir Akandere yazılı açıklama yaparak, toplu taşımacılıkta gündemde olan şirketleşme modeline ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Akandere, sürecin şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak, meslektaşlarının mağdur edilmeden yeni yapıya dâhil edilebilmesi için net yanıtlar beklediklerini söyledi; doğru yapılacak her projeye destek vermeye hazır olduklarını vurguladı.

Toplu taşımacılıkta yıllardır süregelen sorunlara işaret eden Akandere, “Bu sektörün yeni çağa uygun hale getirilmesi kaçınılmazdır. Ancak yıllardır süren plansızlık, gereksiz izinler ve devlet politikası eksikliği sektörü bugünkü duruma getirmiştir.” dedi.

-“Düzce modeli incelendi ama sorular cevapsız”

Ulaştırma Bakanlığı ve Kıbrıs Türk Çağdaş Kamu Araçları İşletmecileri Derneği ile birlikte Türkiye’de çeşitli temaslarda bulunduklarını belirten Akandere, Düzce’deki taşıma modelinin yerinde incelendiğini ancak uygulamanın KKTC’ye nasıl uyarlanacağı konusunda netlik oluşmadığını kaydetti. Akandere, “Sayın Bekir Ilıcalı tarafından sunulan projeksiyon bize bazı cevaplar verse de, pek çok temel konuda hâlâ ‘acaba?’ sorusu zihnimizde duruyor.” dedi.

Şirketleşme sürecine karşı olmadıklarının altını çizen Akandere, esas önceliğin adil bir sistem kurulması olduğunu ifade etti. Akandere, “Eğer bu sistem mevcut düzenden daha iyi olacaksa, kimsenin zarar görmeyeceği bir yapı kurulmalı. Hisselendirme, araç değerleri, yıllık beyanlar, personel sayısı gibi konularda net ve eşitlikçi kriterler belirlenmeli.” ifadelerini kullandı.

-“Okul taşımacılığı, vergilendirme, güzergâh zararı ne olacak?”

Eylül ayında başlayacak okul taşımacılığı süreciyle ilgili de kaygılarını dile getiren Akandere, yatırım yapan taşımacıların belirsizlikten dolayı tedirgin olduğunu söyledi. Akandere, “Bugün 28 bin öğrenci taşınıyor. Bu rakamlar net. Ancak projeyi yürüten ekipten halen sistemin detayları hakkında tatmin edici bilgi alabilmiş değiliz” dedi; “Okul taşımacılığı, vergilendirme, güzergâh zararı ne olacak?” sorusunu yöneltti.

Güzergâh bazında zarar eden bölgelerde nasıl bir politika izleneceğinin de belli olmadığını belirten Akandere, “Zarar eden hattı kaldıracak mıyız, yoksa sübvansiyon mu vereceğiz? Düzce’de 125 bin TL’lik sabit bir destek modeli var. Peki KKTC’de bu olacak mı?” diye sordu.

-“Kayıt dışını sisteme entegre mi edeceğiz?”

Sistemde hâlihazırda ciddi bir kayıt dışı sorunu olduğuna dikkat çeken Akandere, “Mevcut sistem her bölgeye hizmet edemiyor olabilir, ancak kayıt dışını sisteme entegre mi edeceğiz, yoksa mevcut yasal çalışanları saf dışı mı bırakacağız? Bunlara yanıt verilmeden güven oluşamaz” ifadelerini kullandı.

Son dönemde bazı çevreler tarafından toplu taşımacı derneklerinin sessizlikle eleştirilmesiyle ilgili olarak ise Akandere, “Biz susmadık, süreci anlamaya çalıştık. Boş konuşmak istemedik. Suskunluğumuz efendiliğimizdendir, bilinçli bir bekleyiştir.” dedi.

Üniversite taşımacılığının da sisteme dahil edilip edilmeyeceğine dair netlik olmamasının sektörde ciddi tedirginlik yarattığını vurgulayan Akandere, “Şu an sistemin kim tarafından uygulanacağı, kimlerin taşıma yapacağı belli değil. Bu da taşımacıların yatırım kararı almasını zorlaştırıyor.” dedi.

-“Hiç kimseyi satmadık”

Açıklamasının sonunda medya ve bazı siyasi çevreler tarafından yapılan “sektör satıldı” yorumlarına da cevap veren Akandere, “Hiç kimseyi satmadık. Emekçi meslektaşlarımızı hiç satmadık. Tam aksine, daha iyi şartlarda çalışmalarını sağlamak için katkı koymaya çalışıyoruz. Ancak mevcut projede halen birçok soru işareti var. Cevaplar olmadan yola çıkmak istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Akandere, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın “Bu modele karşı çıkanlar rant elde edenlerdir.” söylemini doğru bulmadığını belirterek, asıl rant edenlerin sessiz kalanlar olduğunu savundu.

Yeni taşımacılık modeliyle ilgili kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Akandere, “Bu ülkenin taşımacılık sektöründe yıllardır emek veren esnafı, önce bilgilendirilmeli ve ikna edilmelidir. Bu süreç esnafı dışlayarak değil, katılımıyla yürütülmelidir” dedi.

Geçmiş yıllarda yapılan hataların tekrar edilmemesi gerektiğinin altını çizen Akandere, yöneticilere çağrıda bulunarak, “Bu bizim ekmeğimizdir, geleceğimizdir, yılların birikimidir. Kimse bunu göz ardı edemez. Güven vermek zorundasınız. Bu güveni söylemlerle değil, verilerle, şeffaf bir yönetim anlayışıyla oluşturmalısınız. Proje hangi aşamada olursa olsun, iki birlik ve basının davet edileceği bir toplantı düzenlenerek süreç tüm kamuoyuyla paylaşılmalıdır.” ifadelerini kullandı

Akandere açıklamasında, Kıbrıs Türk Toplu Taşımacılar Birliği olarak sektörün ve esnafın çıkarlarını savunmaya devam edeceklerini ve sürecin takipçisi olacaklarını da vurguladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam