Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Blackwater’ın geçmişi karanlık işlerle dolu

Kabil Havalimanı’ndan kişi başı 6 bin 500 lira karşılığında yolcu tahliye etmek istediğini açıklayan ABD merkezli Blackwater güvenlik şirketinin “kirli geçmişi” tekrar gündeme geldi.

Published

on

Blackwater güvenlik şirketi, 1997’de Amerikan Deniz Kuvvetleri bünyesindeki özel birliklerde görev yapmış Erik Prince tarafından kuruldu.

Washington yönetiminin güvenlik hizmeti aldığı şirketler arasında en çok gündeme gelen Blackwater, Dışişleri Bakanlığı personelini Irak’taki ayaklanmaların olduğu savaş bölgelerinde korumak amacıyla ABD hükümeti tarafından 2004’te kiralandı.

Sivil katliamları konusunda hakkında birçok iddia ortaya atılan şirket, ilk kez doğrudan ABD makamları tarafından 16 Eylül 2007’de Irak’ta 17 sivilin çalışanları tarafından kasten öldürülmesiyle suçlandı.

Blackwater için çalışan 4 eski paralı asker, 2008’de “kasten adam öldürmek” dahil çeşitli suçlamalarla hakim karşısına çıktı.

Şirket, adli sürecin başlamasının ardından kendini aklamak için 2009’da “Xe Service”, 2010’da da “Academi” olarak isim değiştirdi.

Hassas ve gizli belgeler yayımlayan Wikileaks’in 2010’daki en çok dikkati çeken ifşaları arasında, ABD askerlerinin, güvenlik şirketi Blackwater çalışanlarının Irak’ta bir araca ateş açarak bir babayı öldürüp eşi ve kızını yaraladığını izlediği iddiası yer almıştı.

Trump’ın affı tartışmaları alevlendirdi

Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın ismi katliamlara karışmış Blackwater’ın 4 eski paralı askerini affetmesi geçtiğimiz yıl tartışmalara neden olmuştu. Trump’ın affettiği 15 kişi arasında, 2007’de Irak’ın başkenti Bağdat’taki Nisur Meydanı’nda 17 sivilin öldürülmesi olayına karışan Blackwater çalışanları Nicholas Slatten, Paul Slough, Evan Liberty ve Dustin Heard da yer aldı.

Trump’ın görev süresinin son ayında bu kararı alması dünya kamuoyunda çok konuşulan konular arasındaydı.

Blackwater’ın en büyük müşterisi BAE

Şirketin sahibi Prince’in 2011’de Irak’tan sonraki durağı ise Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) oldu.

Prince’in yönettiği Reflex Responses şirketi, Veliaht Prens Şeyh Muhammed bin Zayid en-Nahyan için eski Amerikan deniz komandolarından oluşan 800 kişilik bir güvenlik gücü kurdu. Bu silahlı gücün o dönem BAE Veliaht Prensi’ne maliyeti 529 milyon dolar olarak açıklandı.

Maduro’nun devrilmesi için teklifte bulundu

2019’da ise Prince, Trump’a Venezuela’da Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun devrilmesini sağlamak için teklifte bulundu.

İddiaya göre, Trump’a 5 bin paralı askerden oluşan bir özel ordu konuşlandırılması teklifi iletildi ancak Trump böyle bir adım atmaya cesaret edemedi.

Libya’da hükümeti 2 kez devirme planı

Blackwater ile ilgili diğer bir iddia da Libya konusuyla ilgiliydi. Erik Prince ve Batılı özel güvenlik uzmanlarının Libya’da darbeci lider Halife Hafter’e askeri ve istihbarat desteği sağlayarak meşru hükümeti 2 kez devirme planları ortaya çıktı.

Hafter’e destek için saldırı helikopteri, istihbarat desteği, keşif uçağı ve denizden destek ile son derece iyi finanse edilmiş bir operasyon planlandığı belirtildi.

6 bin 500 dolarlık Afganistan tahliyesi

Amerikan The Wall Street Journal gazetesi son olarak, ABD’li Blackwater güvenlik şirketinin kurucusu Erik Prince’in Afganistan’dan tahliye olmak isteyenleri 6 bin 500 dolara Kabil Havalimanı’na kadar getirip tahliyelerini sağladığını yazdı.

Söz konusu operasyon için kişi başı 6 bin 500 dolar ücret aldıklarını ifade eden Prince, tahliyesine çalışılan kişi için fazla çaba gerekmesi durumunda fazladan ücret aldıklarını söyledi.

Beyaz Saray’dan tepki

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Spaki, Blackwater’ın tahliyeleri için “Vicdanı ve ruhu olan hiçbir insan, bir ülkeden kaçmaya çalışan ve canları için endişe duyan insanların ızdırap ve acılarından kar sağlamaya çalışmaz” dedi.

Blackwater'ın geçmişi karanlık işlerle dolu

Blackwater'ın geçmişi karanlık işlerle dolu

Blackwater'ın geçmişi karanlık işlerle dolu

Blackwater'ın geçmişi karanlık işlerle dolu

Blackwater'ın geçmişi karanlık işlerle dolu

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Limasol’daki yangının dumanları Lübnan kıyılarına kadar ulaştı… Kundaklama iddiaları var

Published

on

By

Limasol’un dağlık bölgelerinde çarşamba günü çıkan ve dün kontrol altına alınabilen orman yangınında, 125 kilometrekarelik alan kül oldu, 14 köy ciddi şekilde etkilendi. Uydu görüntülerinde, yangının sebep olduğu dumanların Lübnan sahillerine kadar ulaştığı görüldü. Basına, kundaklama iddiaları da yansımaya başladı.

-“İlk hasar tespiti…”

Fileleftheros’a göre yangının kontrol altına alınmasından sonra hasar tespitine başlandı. İlk belirlemelere göre 2 kişi yangından kaçmaya çalışırken araçları içerisinde yanarak can verdi. Vücutlarında yanıklar oluşan ya da dumandan etkilenen 7 kişi halen hastanede tedavi görüyor, 70 civarında kişi ise ayakta tedavi ve taburcu oldu. Yangında toplam 191 konut zarar gördü. 93 konut ve 120 araç tamamen yandı, 31 bina ağır hasar gördü. 28 köydeki bağ ve ekinler hasar gördü.

-“Kundaklama şüphesi…

Alithia’ya göre yangının Ay. Amvrosio’daki evinin avlusuna kadar ulaştığı bir kadın, çarşamba günü tarlalar içerisinde gizlenen siyah giyimli, yüzünü maskeyle gizleyen ve sırt çantası bulunan bir kişi görüldüğünü, söz konusu kişinin fark edildiğini anlayınca kaçtığını, kısa süre sonra da yangın çıktığını açıkladı. Bir yayın organına konuşan kadın bu durumun tesadüf olmadığını belirterek, çarşamba gecesi komşu bölgelerin alevlerle kaplandığını ve evlerin boşaltıldığını söyledi.

Yangının etkili olduğu bölgelerde, tahliye edilen evlerin yağmalandığı bilgisini de veren gazete, bu durum Adalet Bakanı Harçiotis’e sorulduğunda “polisin bilgisi var, araştırıyor” cevabı alındığını kaydetti.

Fileleftheros “Malia” (Bağlarbaşı) köyündeki köprünün altındaki çöp alanında iki noktada yangın çıktığının görüldüğünü, bunun kundaklama olup olmadığının henüz bilinmediğini ancak bölge sakinlerinin, son 15 gün içerisinde aynı noktada 3 yangın çıktığına dikkat çektiklerini yazdı.

-“Yardım kampanyaları yasa dışı…”

Haravgi ve Alithia Rum Gönüllülük Koordinasyon Konseyi’nin, bu günlerde kişi veya gruplar tarafından yangından zarar görenlere yardım amaçlı ilan edilen bütün bağış kampanyalarının yasa dışı olduğunu açıklayarak kişileri dikkatli olmaya çağırdığını yazdı.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere Başbakanı Starmer, Gazzeli çocukları ülkede tedavi etmek istediklerini açıkladı

Published

on

By

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, acil tıbbi desteğe ihtiyacı olan Gazzeli çocukları bölgeden tahliye edip İngiltere’de tedavilerini yapmak için çabaları hızlandıracaklarını bildirdi.

Starmer, Gazze’deki duruma ilişkin açıklamasında, bölgeden gelen görüntülerin İngiltere’de halkı derinden etkilediğini, açlık ve çile görüntülerinin dehşet verici olduğunu söyledi.

“Bebekler ve çocuklar için gönderilen yardımların girişinin engellenmesi kabul edilemez.” diyen Starmer, esirlerin varlığının da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Starmer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzlerce sivil yardım ararken öldürüldü, çocuklar su doldururken öldürüldü. Bu bir insani felakettir ve sona ermelidir. Gazze’ye milyonlarca sterlinlik yardım yaptık. Bu yıl 40 milyon sterlinlik ekstra yardım açıkladık ancak bu yardımlar içeri (Gazze’ye) giremiyor. Şimdi Gazze’de acil tıbbi desteğe ihtiyaç duyan çocukları tahliye etmek ve tedavilerini İngiltere’de yapmak için çabalarımızı hızlandırıyoruz.”

İsrail’in başka ülkelerin Gazze’ye havadan yardım bırakmasına izin vereceği haberini değerlendiren Starmer, “Çok geç alınmış bir karar ancak bu yolla yardımları Gazze’ye sokabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” dedi.

Starmer, Ürdün makamlarıyla İngiliz yardımlarını Gazze’ye sokmak için çalıştıklarını dile getirdi.

Yakın müttefiklerle bölgede barışa giden bir yol için çalıştığının altını çizen Starmer, bu yolla ateşkesi kalıcı barışa dönüştürmenin somut adımlarının atılacağını ifade etti.

Starmer, Filistin devletini tanıma kararına değinerek, “Filistin devletinin tanınması bu adımlardan biri olmalı. Ancak bu, iki devletli bir çözümün ve Filistinliler ile İsrailliler için kalıcı bir güvenlikle sonuçlanacak daha geniş bir planın parçası olmalı.” dedi.

Tanımanın nihai hedef olduğunu vurgulayan Starmer, İngiltere’nin gerçek, anlamlı ve pratik çözümlerle uluslararası hareketleri arkasında topladığını belirtti.

Buna örnek olarak Ukrayna için Gönüllüler Koalisyonunun kurulmasını gösteren Starmer, “Orta Doğu’da da olması gereken, acıları şimdi ve uzun vadede sona erdirecek bir planın arkasında yeni bir uluslararası koalisyon kurmak.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Trump, Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını “önemi yok” diye yorumladı

Published

on

By

ABD Başkanı Donald Trump, Fransa’nın Filistin Devleti’ni tanıma kararını, “(Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron) Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” ifadesiyle değerlendirdi.

ABD Başkanı Trump, İskoçya ziyareti için Beyaz Saray’dan ayrılırken basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Trump, bir soru üzerine, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Filistin’i tanıma kararına ilişkin, “Macron farklı bir adam. Fena biri değil. Takım oyuncusu sayılır. Ama açıklamasının hiçbir önemi yok. Çok iyi bir adam, onu severim ama açıklamasının bir önemi yok.” yorumunu yaptı.

Öte yandan ABD Başkanı Trump, resmi ziyaret için gittiği İskoçya’ya indikten sonra havalimanında basın mensuplarının konuyla ilgili sorusunu yanıtladı.

Trump, “Bu onun kararı, benim kararım değil. Ben ABD’nin tarafındayım, Fransa’nın değil.” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, dün, ülkesinin Filistin Devleti’ni tanımasına karar verdiklerini ve eylülde resmi bir açıklama yapacağını bildirmişti.

İrlanda, Norveç ve İspanya da 28 Mayıs 2024’te Filistin’i resmen tanıdığını duyurmuştu.

-ABD’li senatörlerden Trump’a “Gazze’de ateşkes için Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısı

Öte yandan ABD Senatosunun önde gelen 6 Demokrat ismi, Başkan Donald Trump’a, “Gazze’de ateşkes için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması” çağrısında bulundu.

ABD Senatosunun farklı komitelerinde başkan yardımcısı veya kıdemli üye olarak görev yapan 6 Demokrat senatör, Trump’a Gazze konusunda bir mektup gönderdi.

Mektupta, Senato İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Mark Warner, Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Kıdemli Üyesi Jack Reed, Senato Yargı Komitesi Kıdemli Üyesi Dick Durbin, Senato Dış İlişkiler Komitesi Kıdemli Üyesi Jeanne Shaheen, Savunma Bütçesi Üst Düzey Üyesi Chris Coons ve Brian Schatz’ın imzası yer aldı.

Demokrat senatörler, mektupta, Trump yönetimine İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Gazze’deki savaşta derhal rota değişikliği yapması” için baskı yapması çağrısında bulundu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi:

“Gazze’deki insani koşullar korkunç ve vicdansız bir noktadadır. Bu hafta, Mercy Corps, Sınır Tanımayan Doktorlar, Save the Children ve Oxfam dahil olmak üzere 100’den fazla STK, Gazze’de yayılan kitlesel açlık konusunda uyarıda bulundu. Başbakan Netanyahu’nun insani yardımı neredeyse 3 aydır engellemesinin ardından, nüfusun dörtte üçü acil veya felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya.”

İsrail’in saldırılarının bölgedeki sivilleri tehlikeye attığına dikkati çekilen mektupta, “Trump yönetiminden, sahip olduğu nüfuzunu kullanarak Başbakan Netanyahu’ya şu hususlarda baskı yapmasını talep ediyoruz: İsrail ile Hamas arasında, rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılmasını öngören bir ateşkes anlaşması yapılması. Yeterli miktarda insani yardım ve etkili dağıtım için güvenilir mekanizmalar sağlayan insani yardımın artırılması.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam